Esas No: 2021/8791
Karar No: 2022/10881
Karar Tarihi: 20.09.2022
Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2021/8791 Esas 2022/10881 Karar Sayılı İlamı
10. Hukuk Dairesi 2021/8791 E. , 2022/10881 K."İçtihat Metni"
Mahkemesi :İş Mahkemesi
İş kazası sonucu ölümden doğan maddi ve manevi tazminat istemi davasının yapılan yargılaması sonunda; bozmaya uyularak (21 HD) ilâmda yazılı nedenlerle davanın kısmen kabul kısmen reddine ilişkin hükmün davalılardan ... tarafından süresi içerisinde duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine dosya incelenerek, işin duruşmaya tâbi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 20/09/2022 Salı günü tayin edilerek taraflara çağrı kağıdı gönderilmiştir. Duruşma günü duruşmalı temyiz eden davalı Şirket adına Av. ... geldi. Davacılar ve diğer davalı adlarına gelen olmadı. Duruşmaya başlanarak, hazır bulunan avukatın sözlü açıklamaları dinlendikten sonra duruşmaya son verilerek aynı gün Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
1- Dosyadaki yazılara, toplanan delillere ve hükmün dayandığı gerektirici sebeplerle temyiz edenlerin sıfatlarıyla temyiz kapsam ve nedenlerine göre, davalı ... Turizm Seyahat İnşaat Ticaret A.Ş. vekilinin aşağıdaki bentlerin kapsamı dışındaki sair temyiz itirazlarının reddine karar verilmiştir.
2- Davanın tarafları, müdahiller ve yargılamanın diğer ilgilileri, kendi haklarıyla bağlı olarak HMK.'nun 27. maddesi hükmü uyarınca, hukuki dinlenilme hakkına sahiptirler. Hukuki dinlenilme hakkı, Anayasanın 36. maddesinde ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 6. maddesinde düzenlenen adil yargılama hakkının en önemli unsurudur.
Taraf ehliyeti dava şartıdır, davanın her aşamasında hâkim tarafından incelenebilir, taraflar da davanın sonuna kadar bunu ileri sürebilirler. Bu itibarla, davanın taraflarından birinin ölmesi halinde alınacak mirasçılık belgesine göre mirasçılarının davaya katılmaları sağlandıktan sonra işin esasının incelenmesi gerekir. Bu nedenle, davaya ölen tarafa karşı veya onun tarafından devam edilmesine imkan yoktur. Ölü kişi adına hüküm kurulamaz. Yalnız öleni ilgilendiren yani mirasçılara geçmeyen haklara ilişkin davalar tarafın ölümü ile konusuz kalır. Yalnız ölen tarafı ilgilendirmeyen, yani mirasçıları da ilgilendiren, mirasçıların malvarlığı haklarını etkileyen davalar tarafın ölümü ile konusuz kalmaz. Bu davalara, ölen tarafın mirasçıları tarafından veya ölen tarafın mirasçılarına karşı devam edilir. Borçlar Kanunu'nun 397. (6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu 513.) maddesi hükmüne göre; aksi sözleşmeden ve işin mahiyetinden anlaşılmadıkça vekil edenin ölümü ile vekalet ilişkisi son bulur.
6100 sayılı HMK’nun 77.maddesinde Vekâletnamesinin aslını veya onaylı örneğini vermeyen avukat, dava açamaz ve yargılamayla ilgili hiçbir işlem yapamaz. Şu kadar ki, gecikmesinde zarar doğabilecek hâllerde mahkeme, vereceği kesin süre içinde vekâletnamesini getirmek koşuluyla avukatın dava açmasına veya usul işlemlerini yapmasına izin verebilir. Bu süre içinde vekâletname verilmez veya asıl taraf yapılan işlemleri kabul ettiğini dilekçeyle mahkemeye bildirmez ise dava açılmamış veya gerçekleştirilen işlemler yapılmamış sayılır” düzenlemesi yer almaktadır.
Öte yandan 4721 sayılı Türk Medeni Kanunun 11. Maddesi gereğince Erginlik on sekiz yaşın doldurulmasıyla başlamaktadır.
Eldeki davada; yargılamanın devamı sırasında sigortalının babası davacı ...’nın 07.09.2019 tarihinde, annesi ...’nın ise 25.10.2019 tarihinde vefat ettikleri, iş bu davacıların kendilerini vekille temsil ettirdikleri ve mirasçılarından bir kısmının davaya taraf olmadığı gibi nüfus kayıt örneklerine göre velayeten adlarına dava açıldığı anlaşılan sigortalının kardeşleri ..., ... ve ...’nin yargılama sırasında 18 yaşını ikmal ederek dava ehliyetini kazandıkları halde bu davacılar tarafından düzenlenen vekaletlerin dosya kapsamında olmadığı da anlaşılmaktadır.
Bu açıklamalar doğrultusunda mahkemece yapılacak iş, davacı ... ve Hüsnücemal’in mirasçılarının tespit edilerek, davaya hali hazırda taraf olmayanların dâhil edilmelerini sağlamak, var ise davacı vekili olarak kendilerini temsil eden vekili görevlendirmelerine ilişkin vekaletin ibrazı sağlanmak, verilecek hükümde de ölüm olgusunu gözeterek hükmedilecek tazminatın miras hisseleri oranında mirasçılarına aidiyetine karar vermekten, aynı zamanda yargılama sırasında reşit olarak dava ehliyetini kazandığı anlaşılan davacılar ..., ... ve ... yönünden davacı vekili olarak temsilde bulunan vekilin 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 77. Maddesi gereğince vekaletleri ibraz etmesi sağlanarak, ibraz edilmemesi halinde ise aynı maddede belirtilen usul takip edilip bu davacılar yönünden dosyadan haberdar edilmesi sağlanarak sonucuna göre karar verilmesi gerekmektedir.
3-Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 06/03/2002 gün ve 1/119-135 sayılı kararında da belirtildiği üzere; bozma kararına uyulması ile Mahkemenin bozma kararı doğrultusunda işlem yapma yükümlüğü doğar. Bu ilke Usul Kanunun dayandığı ana esaslardan olup kamu düzeni ile ilgilidir. Yargıtay’ın bozma kararına uymuş olan Mahkemenin, bozma gereğince değerlendirme yaparak yeni hükmünü tesis etme zorunluluğu vardır
Bu açıklamalar doğrultusunda ilk derece mahkemesinin 17.09.2015 tarihli bir önceki kararın davalılardan ... Turizm Seyahat İnşaat Ticaret A.Ş. vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine (Kapatılan) 21. Hukuk Dairesinin 12.04.2016 tarihli kararıyla ücret yönünden, özetle kazalı işçinin tünel kalıp işçisi olarak asgari ücret ile çalışmasının beklenemeyeceği gibi mahkemece itibar edildiği üzere tanık anlatımları gereği asgari ücretin 3,15 katı üzerinden yapılan hesabın da hatalı olduğuna işaretle, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, TÜİK ve ilgili meslek kuruluşlarından bilinen devrede kazalının alabileceği ücretleri sormak, yine benzer iş yerlerinde çalışan ve emsal işi yapanların ücretlerini araştırmak ve böylelikle kazalı işçinin gerçek ücretini tereddütsüz olarak belirlemek, kararın davacılarca temyiz edilmeyip bu noktada kararı temyiz eden davalı ... Turizm Seyahat İnşaat Ticaret A.Ş yararına oluşan usuli kazanılmış hak durumunu bir arada gözetilmesi gerekçesiyle bozulduğu, bozmaya uyan mahkemece bozma kapsamı hususundaki diğer hususlara uygun olarak hesap raporu alınması yerinde olmuş ise de; ücretin tespiti noktasında TÜİK, Çevre Şehircilik Bakanlığından ücret araştırması yapılmış ise de dosya kapsamında sendikalı işçi olduğunu gösterir bir kayıt bulunmayan sigortalı için sendika tarafından bildirilen ücretin de dikkate alınarak hesaba esas ücret olarak itibar edilerek hesap yapılması hatalı olmuştur.
Öte yandan gerek bozma kararı içeriğinden, gerekse Dairemiz içtihatları (Kapatılan 21. Hukuk Dairesinin 11.12.2018 tarih ve 2017/4905 E- 2018/9158 K, 30.09.2019 tarih ve 2019/676 E- 2019/5618 K, 13.10.2020 tarih ve 2020/6736 E- 2020/5883 K sayılı kararları ile Dairemizin 23.03.2021 tarih ve 2021/2473 E- 2021/3763K, 08.02.2022 tarih ve 2020/9184 E- 2022/1500 K, 28.06.2022 tarih ve 2021/8621 E- 2022/9931K) gereği davacının önceki kararı temyize getirmemiş olması nedeniyle işlemiş (bilinen) devre sonu yönünden kabulün önceki hesap raporunda esas alınan 31.12.2015 tarihi olarak esas alınması gerekirken; bu kabule aykırı olarak işlemiş (bilinen) devre tarihinin 31.12.2020 tarihi olarak esas alınmak suretiyle aradaki asgari ücret değişikliklerinin rapora yansıtılması da hatalı olmuştur.
Bu açıklamalar doğrultusunda mahkemece yapılacak iş uyulan bozma kararı çerçevesinde yapılan hesapta müteveffa sigortalının (tünel kalıp işçisi) olarak Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, TÜİK ve (sendikalı olmayan işçi için sendika haricindeki) ilgili meslek kuruluşlarından bilinen devrede alabileceği ücretleri sormak, yine benzer iş yerlerinde çalışan ve emsal işi yapanların ücretlerini araştırmak ve böylelikle kazalı işçinin gerçek ücretini tereddütsüz olarak belirlemek, aynı zamanda maddi tazminat isteminde bulunan davacı anne ve babanın ölmüş olduklarını gözeterek bakiye ömür sonu hususunda ölüm tarihlerini gözetmek, öte yandan davalı ... Şirketi lehine oluşan usuli kazanılmış hak gözetilerek işlemiş devre sonu olarak 31.12.2015 tarihini esas almak suretiyle davacının maddi tazminat alacağını hesap ettirmekten ibarettir.
Öte yandan verilecek kararda davalılardan Aşıkoğlu Şirketinin kararı temyiz etmemiş olması nedeniyle davacıların bu davalı yönünden elde ettikleri kazanılmış hak da gözetilmelidir.
4- Kabule göre de, mahkemece 17.09.2015 tarihli bir önceki kararda maddi tazminat olarak davacı anne ve baba lehine hüküm altına alınan miktarların bu davacılarca temyiz edilmemiş olması nedeniyle, önceki kararı temyiz eden davalı ... Şirketi yönünden o kararda gerekçe ve hükümde belirtilen miktarlar yönünden usuli kazanılmış hak oluştuğu gözetilmeden, iş bu temyize konu son kararın gerekçesinde önceki kararda hüküm altına alınan miktarları aşacak şekilde maddi tazminat miktarlarına itibar edilmesi ve hükümde taleple bağlı olarak karar verilmekle beraber önceki kararda reddolan fazlaya ilişkin talep hakkının saklı tutulması da iş bu son kararı temyiz eden davalı ... Şirketi yönünden hatalı olmuştur.
İlk Derece Mahkemesince bu maddi ve hukuki olgular nazara alınmaksızın, karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, Davalı ... Turizm Seyahat İnşaat Ticaret A.Ş. vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları dikkate alınarak ilk derece mahkemesi hükmü bozulmalıdır.
SONUÇ: Temyiz olunan kararının, yukarıda yazılı sebeplerden dolayı BOZULMASINA, dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine, davalı avukatı yararına takdir edilen 3.815,00 TL duruşma avukatlık parasının davacılara yükletilmesine, temyiz eden tarafından yatırılan harcın istem halinde kendisine iadesine, 20/09/2022 gününde oy birliğiyle karar verildi.