Esas No: 2022/3317
Karar No: 2022/10884
Karar Tarihi: 20.09.2022
Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2022/3317 Esas 2022/10884 Karar Sayılı İlamı
10. Hukuk Dairesi 2022/3317 E. , 2022/10884 K.Özet:
İş kazası sonucu sigortalının sürekli iş göremezliği nedeniyle uğradığı zarara ilişkin maddi ve manevi tazminat davası görülmüştür. İlk derece mahkemesince verilen karar, Dairemizce verilen bozma kararına uyularak yeniden incelenmiştir. Sigortalının mevcut rahatsızlığı ve babasını kaybetmesi nedeniyle duyduğu üzüntünün etkisi, davalının iş kazasında kusurlu olması durumunda maddi tazminatın belirlenmesinde davalı taraf lehine usuli kazanılmış hak oluşturur. İşveren, işyerinde işçilerin sağlığını ve iş güvenliğini sağlamak için gerekli olanı yapmakla yükümlüdür. Bu yükümlülük, olay tarihinde yürürlükte bulunan İş Kanununun 77.maddesinde belirtilmiştir. Kararda ayrıca, davalı işverenin davacının yaptığı işe göre uygun sağlık kurul raporu almaması, periyodik muayene yaptırmaması ve iş sağlığı ve güvenliği eğitimi vermemesi nedeniyle kusurlu olduğu belirtilmiştir. Kanun maddeleri ise İş Kanunu'nun 77. maddesi olarak belirtilmiştir.
"İçtihat Metni"
Mahkemesi :İş Mahkemesi
İş kazası sonucu sigortalının sürekli iş göremezliği nedeniyle uğradığı zarara ilişkin maddi ve manevi tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; ilk derece mahkemesince; Dairemizce verilen bozma kararına uyularak ilâmda yazılı nedenlerle davanın kısmen kabul kısmen reddine dair verilen karara ilişkin hükmün taraf vekilleri tarafından süresi içerisinde temyiz edilmesi ve davalı vekilince de duruşma talep edilmesi üzerine dosya incelenerek, işin duruşmaya tâbi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 20/09/2022 Salı günü tayin edilerek taraflara çağrı kağıdı gönderilmiştir. Duruşma günü duruşmalı temyiz eden davalı Şirket adına Av. Hakan Bezginli ile davacılar adına Av. ... geldiler. Duruşmaya başlanarak, hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlendikten sonra duruşmaya son verilerek aynı gün Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Uyulan bozma ilamında da belirtildiği üzere, insan yaşamının kutsallığı çevresinde işveren, işyerinde işçilerin sağlığını ve iş güvenliğini sağlamak için gerekli olanı yapmak ve bu husustaki şartları sağlamak ve araçları noksansız bulundurmakla yükümlü olduğu olay tarihinde yürürlükte bulunan İş Kanununun 77.maddesinin açık buyruğudur.
Somut olayda, sigortalının 10.11.2008 tarihinde vefat eden babası için işverenden izin aldığı, izin süresi içerisinde iken 13.11.2008 tarihinde ... Numune Eğitim ve Araştırma Hastanesi acil sevisine müracaat ettiği ... Numune Eğitim ve Araştırma Hastanesinin 1. Beyin Cerrahisi Kliniği Epikriz raporunda 13.11.2008 tarihinde beyin kanaması (Sağ MCA anevrizması rüptürü) şüphesiyle yatırıldığı, hasta hikayesinde: 5 gün önce şiddetli baş ağrısı olan hastanın o günden beri baş ağrılarının devam ettiği, hipertansiyon nedeniyle 2 yıl önce 1 ay süreyle ilaç kullandığı, 20.11.2008 tarihinde sağ MCA anevrizma klipajı ve 27.11.2008 tarihinde sol ICA anevrizmasına embolizasyonu yapılan hastanın 04.12.2008 tarihinde taburcu edildiği, ... Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesinin 27.11.2008 tarihli epikriz raporunda da sigortalının baş ağrısı şikayetinin olduğu, yüksek tansiyon nedeniyle baş ağrısı olan hastada anevrizma saptanması üzerine yatırıldığı, endovasküler serebral anevrizma tedavisinin 27/11/2008 tarihinde yapıldığının belirtildiği, davacının yargılamaya konu beyin kanamasının Dairemizce onanarak kesinleşen ... 7. İş Mahkemesinin 2012/126 E- 2013/204 K ile iş kazası olarak tespit edilmesi üzerine, SGK Kurum Sağlık Kurulu raporunda sürekli iş göremezlik oranının %51 olarak tespit edildiği, Bozma kararından önce İş Güvenliği Uzmanı 3 İnşaat Mühendisinden alınan 11.05.2013 tarihli kusur raporunda davalı işverene %60, davacı sigortalıya ise %40 oranında kusur verildiği, İlk Derece Mahkemesince verilen 28.04.2016 tarihli ilk kararda iş bu kusur oranına itibar edilerek esas hakkında karar verildiği, kararın davacı ve davalı taraflarca temyiz edilmesi üzerine, (Kapatılan) 21. Hukuk Dairesinin 17.04.2018 tarih ve 2016/18941 E- 2018/3937 K ile kusur incelemesi yönünde kararın bozulması üzerine, bozmaya uyan mahkemece 1 Nörolog Hekim, 1 Kardiyolog Hekim ile İş Güvenliği Uzmanından teşkil edilen heyetten alınan 17.05.2019 tarihli kök ve 20.11.2019 tarihli ek raporda yukarıda açıklanan olgular değerlendirilerek, davalı işvereninin, davacının yaptığı işe uygun sağlık raporunun alınmaması ve periyodik kontrollerinin yapılmaması, iş sağlığı ve güvenliği eğitimi verilmemesi nedeniyle %60, davacı sigortalının ise tansiyon hastası olmasına karşın ilaçlarını kullanmaması, baş ağrısının şiddeti arttığında hemen hastaneye gitmemesi nedeniyle kalp krizinin meydana gelmesinde %40 oranında kusurlu olduğu tespit edilmiş ise de yapılan kusur tespitinin yeterli olmadığı anlaşılmaktadır.
O halde, sigortalıda mevcut hipertansiyon rahatsızlığı ve bu rahatsızlık nedeniyle ilaçlarını kullanmadığının anlaşılması, öte yandan 10.11.2008 tarihinde babasını kaybetmiş olması nedeniyle duyduğu üzüntünün sigortalının mevcut bünyesi üzerindeki etkisi ile davalı tarafça sunulan uzman beyin ve sinir cerrah hekim mütalaasına göre, davacıda tespit edilen rahatsızlığın, ani geliştiği, dış etkene bağlı olmadığı ve muhtemelen sağlık problemleri nedenlerine bağlı olduğunun belirtilmiş olması karşısında, Nörolog ve Kardiyolog Hekim ile İş Güvenliği Uzmanından oluşturulacak heyetten alınacak kusur raporunda davalı işverenin davacının yaptığı işe göre uygun sağlık kurul raporu almaması, periyodik muayene yaptırmaması ve iş sağlığı ve güvenliği eğitimi vermemesi nedeniyle kusuru olduğu anlaşılmakla beraber, sigortalının bünyesel durumunun iş kazasının gerçekleşmesinde etkisinin ve giderek bu durumun olayın illiyet bağını oluşturarak, davalı kusuru ile mevcut illiyet bağını kesip kesmeyeceğinin rapor yerinde tartışılması, akabinde de (davacının kusur raporuna yönelik açık itirazı olmaması nedeniyle davalı lehine kusur oranları yönünden oluşan kazanılmış haklar gözetilerek) davacı ve davalı kusur oranlarının her türlü şüpheden uzak olarak belirlenmesi gerekirken yazılı şekilde değerlendirme içermeyen rapora itibarla karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olmuştur.
Öte yandan bozmadan sonra yapılacak yargılamada, maddi tazminatın belirlenmesi noktasında, davalı işverenin kusurunun varlığının tespiti halinde, tespit edilecek bu oranının dosya kapsamında maddi tazminatın tespiti noktasında davalı taraf lehine usuli kazanılmış hakkın dayanağını oluşturduğu anlaşılan 15.02.2016 tarihli hesap raporuna uygulanması, ancak davacı sigortalının yargılama sırasında 26.11.2016 tarihinde öldüğünün (bilinen var iken; varsayıma göre hesap yapılamayacağı yönündeki ilke gözetilerek) raporda gözetilmesi, bu suretle de bilinen bakiye ömür sonu olarak ölüm tarihini esas alarak hesap yapılmasını sağlamak suretiyle tespit edilecek maddi tazminatı hesaplatmak ve davacıların maddi ve manevi tazminat istemleri hakkında bir karar vermekten ibarettir.
Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular gözetilmeksizin, yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, taraf vekillerinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları dikkate alınarak bu aşamada bozma sebebine göre tarafların sair temyiz itirazları incelenmeksizin ilk derece mahkemesince verilen karar bozulmalıdır
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle, bozma sebebine göre bu aşamada davacı ve davalı tarafların sair temyiz itirazları incelenmeksizin BOZULMASINA, davacılar avukatı yararına takdir edilen 3.815,00 TL duruşma avukatlık parasının davalıya yükletilmesine, davalı avukatı yararına takdir edilen 3.815,00 TL duruşma avukatlık parasının davacılara yükletilmesine, temyiz harcının istek halinde temyiz eden davacı ve davalıya iadesine, dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine, 20.09.2022 gününde oybirliğiyle karar verildi.