Esas No: 2016/87
Karar No: 2016/138
Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü 2016/87 Esas 2016/138 Karar Sayılı İlamı
T.C. UYUŞMAZLIK MAHKEMESİ HUKUK BÖLÜMÜ ESAS NO : 2016 / 87 KARAR NO : 2016 / 138 KARAR TR : 14.03.2016 |
ÖZET : Gülhane Askeri Tıp Akademisi Diş Hekimliği Bilim Merkezi Ortodonti Ana Bilim Dalı Başkanlığında Doç. Diş Tabip Yarbay olarak görev yapmakta olan davacının, kendine ait muayenehanesinde mesleğini serbest olarak icra etmesinden dolayı, üniversite ödeneği ve sağlık hizmetleri tazminatının kesilmesine dair işleminin iptali, ödenmeyen üniversite ödenekleri ve sağlık hizmetleri tazminatlarının yasal faizleriyle birlikte ödenmesine karar verilmesi ile kesinti işlemine dayanak yapılan 2547 sayılı Yükseköğretim Kanunu’nun Geçici 70. maddesinin iptali için Anayasa Mahkemesine başvurulması istemiyle açtığı davanın, ASKERİ İDARİ YARGI yerinde görülmesi gerektiği hk. |
K A R A R
Davacı : Doç.Diş.Tbp.Yarbay S.G.
Vekili : Av. L. Ö.
Davalı : Milli Savunma Bakanlığı
Vekili : Av.B.B.
O L A Y :Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacının GATA Diş Hek.Bil.Mrk. Ortodonti A.D. Başkanlığında öğretim görevlisi olduğunu, mesai saatleri dışında kendisine ait muayenehanesinde çalıştığı için 2547 sayılı Kanun’un Geçici 70’inci maddesi uyarınca üniversite ödeneğinin ve sağlık hizmetleri tazminatının kesildiğini, 2547 sayılı Kanun’un 70’inci maddesinin Anayasanın 10, 18, 48, 55 ve 153’üncü maddelerine aykırı olduğunu belirterek Üniversite ödeneğinin ve sağlık hizmetleri tazminatının ödenmemesi işleminin iptalini, ödenmeyen tazminatların yasal faizi ile ödenmesi ile söz konusu 2547 sayılı Kanun’un Geçici 70’inci maddesinin birinci fıkrasının ilk cümlesi ile üçüncü fıkrasının iptali istemiyle Anayasa Mahkemesine başvurulması istemiyle idari yargıda dava açılmıştır.
Davalı Milli Savunma Bakanlığı vekili süresi içerisinde sunduğu cevap dilekçesinde özetle, görev itirazında bulunmuştur.
ANKARA 5. İDARE MAHKEMESİ:09.11.2015 gün ve E:2015/778 sayılı görevlilik kararında; “…2577 sayılı İdari Yargılama Usulu Kanunu"nun 2. maddesinde; "İdari dava türleri, idari işlemler hakkında yetki, şekil, sebep, konu ve maksat yönlerinden biri ile hukuka aykırı olduklarından dolayı açılan iptal davaları; idari işlem ve eylemlerden dolayı kişisel hakları doğrudan muhtel olanlar tarafından açılan tam yargı davaları; kamu hizmetlerinden birinin yürütülmesi için yapılan her türlü idari sözleşmelerden dolayı açılan davalar olarak sayılmış; idari yargının idari eylem ve işlemlerin hukuka uygunluğunun denetimini yapmakla görevli olduğu kurala bağlanmıştır.
1602 sayılı Askeri Yüksek İdare Mahkemesi Kanunu"nun 20. maddesinde; "Askeri Yüksek İdare Mahkemesi Türk Milleti adına; askeri olmayan makamlarca tesis edilmiş olsa bile, asker kişileri ilgilendiren ve askeri hizmete ilişkin idari işlem ve eylemlerden doğan uyuşmazlıkların ilk ve son derece mahkemesi olarak yargı denetimini ve diğer kanunlarda gösterilen, görevleri yapar. Ancak, askerlik yükümlülüğünden doğan uyuşmazlıklarda; ilgilinin asker kişi olması şartı aranmaz.
Bu Kanunun uygulanmasında asker kişiden maksat; Türk Silahlı Kuvvetlerinde görevli bulunan veya hizmetten ayrılmış olan subay, askeri memur, astsubay, askeri öğrenci, uzman çavuş, uzman jandarma çavuş, erbaş ve erler ile sivil memurlardır." hükmüne yer verilmiştir.
Dosyanın incelenmesinden, Gülhane Askeri Tıp Akademisi"nde öğretim üyesi olarak görev yapan davacının Üniversite ödeneği ve sağlık hizmetleri tazminatının kesilmesine dair işlemin iptali ile yoksun kaldığı parasal haklarının 15.02.2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tazmini ve 2547 sayılı Yükseköğretim Kanununun geçici 70. Maddesinin iptali için Anayasa Mahkemesi"ne başvurulması istemiyle bakılan davanın açıldığı anlaşılmaktadır.
İdari işlemin, görevli yargı yerinin tespiti yönünden, ""askeri hizmete ilişkin" olup olmadığının saptanabilmesi için işlemin konusuna bakılması gerekmektedir. Yargı kararlarında, eğer idari işlem askeri gereklere, askeri usul ve yönteme ve askeri hizmete göre tesis edilmiş ise bu işlemin askeri hizmete ilişkin olduğu kabul edilmektedir. Diğer bir ifadeyle, askeri hizmete ilişkin idari işlemler; idarenin bir asker kişinin askerlik yeterlik ve yeteneklerinin, tutum ve davranışlarının, askeri geçmişinin, asker kişi olmaktan kaynaklanan hak ve ödevlerinin, askerlik hizmetinin amacı, askeri görev yerlerinin özellikleri, askeri kural ve gerekler göz önünde tutularak değerlendirilmesi sonucunda tesis edilen işlemlerdir.
Bu durumda; 2547 sayılı Yasa uyarınca ödenek ve hizmet tazminatı ödenmemesi işleminin yukarıda yapılan tanımlama karşısında "askeri hizmete ilişkin" olduğundan söz edilemeyeceğinden, tesis edilmesinde askerlik hizmetinin neden ve etkisi bulunmayan işlem ve olaya ilişkin uyuşmazlıkta askeri yargının değil, sivil idari yargının görevli olduğu sonucuna ulaşılmıştır…”gerekçesiyle davalı idarenin görev itirazının reddi ile görevlilik kararı vermiştir.
Davalı Milli Savunma Bakanlığı vekilince süresi içinde verilen dilekçe ile olumlu görev uyuşmazlığı çıkarılması istemiyle başvuruda bulunulması üzerine; dilekçe dava dosyası ile birlikte Askeri Yüksek İdare Mahkemesi Başsavcılığı"na gönderilmiştir.
ASKERİ YÜKSEK İDARE MAHKEMESİ BAŞSAVCISI; “…1602 sayılı Askeri Yüksek İdare Mahkemesi Kanununun 20 nci maddesinde Askeri Yüksek İdare Mahkemesinin görevleri hükme bağlanmıştır. Anılan hükme göre; “Askeri Yüksek İdare Mahkemesince Askeri olmayan makamlarca tesis edilmiş olsa bile, asker kişileri ilgilendiren ve askeri hizmete ilişkin idari işlem ve eylemlerden doğan uyuşmazlıkların ilk ve son derece mahkemesi olarak yargı denetimi yapar. Ancak, askerlik yükümlülüğünden doğan uyuşmazlıklarda; ilgilinin asker kişi olması şartı aranmaz." denilmiştir. Asker kişinin tanımının yapıldığı aynı hükmün 2 nci fıkrası ise; “Bu kanunun uygulanmasında asker kişiden maksat; Türk Silahlı Kuvvetlerinde görevli bulunan veya hizmetten ayrılmış olan Subay, askeri memur, astsubay, askeri öğrenci, uzman jandarma, uzman erbaş, sözleşmeli erbaş ve er, erbaş ve erler ile sivil memurlardır" hükmünü taşımaktadır.
1602 sayılı Kanunun 21 inci maddesinin ilk fıkrasında; “20 nci maddede belirtilen kişileri ilgilendiren ve askeri hizmete ilişkin idari işlem ve eylemlerden dolayı; yetki,sebep,şekil, konu, maksat yönlerinden biri ile hukuka aykırı olduklarından bahisle menfaatleri ihlal edilenler tarafından açılacak iptal davaları, aynı idari işlem ve eylemlerin haklarını ihlal etmesi halinde açılacak tam yargı davaları, doğrudan doğruya ve kesin olarak Askeri Yüksek İdari Mahkemesinde çözümlenir ve karar bağlanır” denilmektedir.
Anayasanın, Askeri Yüksek İdare Mahkemesi başlıklı 157 nci maddesinde yer alan göreve ilişkin hükümlerini yukarıda açıklandığı gibi benzer bir biçimde tekrarlayan Askeri Yüksek İdare Mahkemesi Kanununun 20 nci ve 21 inci maddelerine göre uyuşmazlık konusunun Askeri İdari Yargı yerinde görülebilmesi için; davanın konusunu teşkil eden işlem ve eylemin “asker kişiyi ilgilendirme ve askeri hizmete ilişkin olma" şartlarının bir arada gerçekleşmesi gerekmektedir.
“Asker kişiyi ilgilendirme” şartından davacının, hizmette veya görevden ayrılmış ve 1602 sayılı Kanunun 20"nci maddesinde sayılan asker kişilerden veya bu asker kişinin yakınlarından birisi olması gerektiği açıktır.
Diğer şart ise; davaya konu işlemin “askeri hizmete ilişkin" olmasıdır. Uyuşmazlık Mahkemesinin birçok kararında belirtildiği üzere idari işlemin veya eylemin, görevli yargı yerinin tespiti yönünden “askeri hizmete ilişkin” olup olmadığının saptanabilmesi için işlemin ve eylemin konusuna ve gerçekleştirilme tarzına bakılması gerekmektedir. Eğer idari işlem ve eylem askeri gereklere, askeri usul ve yönteme ve askeri hizmete göre tesis edilmiş ya da askeri hizmet görülürken veya askeri bir vazifenin ifası esnasında vuku bulmuş ise bu işlem ve eylemin askeri hizmete ilişkin bulunduğu kabul edilmelidir. Daha açık bir ifadeyle, işlemin ve eylemin “askeri hizmete ilişkin” olup olmadığının anlaşılabilmesi için, somut olayda, idarece ya da kamu görevlilerince, bir asker kişinin askeri yeterlik ve yetenekleri, tutum ve davranışları, askeri geçmişi, asker kişi olmaktan kaynaklanan hak ve ödevleri, askerlik hizmetinin amacı, askeri görev yerlerinin özellikleri, askeri kural, gerek ve gelenekler, askeri vazifeler ve hizmetler göz önünde tutularak hareket edilip edilmediği gözetilecek ve işlemin ya da eylemin “askeri hizmete ilişkin” olup olmadığının anlaşılması bu esaslar dahilinde mümkün olabilecektir.
Buradan hareketle dava konusu işlemin, asker kişinin askeri yeterlik ve yetenekleri, tutum ve davranışları, askeri geçmişi, asker kişi olmaktan kaynaklanan hak ve ödevleri, askerlik hizmetinin amacı, askeri görev yerlerinin özellikleri, askeri kural gerek ve gelenekler göz önünde tutularak değerlendirilmesinde "askeri hizmete ilişkinlik" unsurunun gerçekleştiğinin kabulü gerekir.
Belirtilen durumlara göre ve olayda Anayasanın 157. ve 1602 sayılı Yasanın 20. maddelerinde öngörülen, idari işlemin asker kişiyi ilgilendirmesi ve askeri hizmete ilişkin bulunması koşulları birlikte gerçekleştiğinden; davanın görüm ve çözümü Askeri Yüksek İdare Mahkemesinin görevine girmektedir. (Uyuşmazlık Mahkemesinin 30.11.2015 t. ve 2015/831-839 E.K. sayılı kararı da aynı yöndedir.)…” gerekçesiyle 2247 sayılı Kanun"un 10,12 ve 13. maddeleri gereğince, olumlu görev uyuşmazlığı çıkarılmasına, dosyanın Uyuşmazlık Mahkemesi Başkanlığı’na gönderilmesine karar vermiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE :
Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü’nün, Serdar ÖZGÜLDÜR’ün Başkanlığında, Üyeler: Ali ÇOLAK, Yusuf Ziyaattin CENİK, Alaittin Ali ÖĞÜŞ, Süleyman Hilmi AYDIN, Mehmet AKBULUT ve Yüksel DOĞAN’ın katılımlarıyla yapılan 14.03.2016 günlü toplantısında:
l-İLK İNCELEME: Dosya üzerinde 2247 sayılı Yasa’nın 27. maddesi uyarınca yapılan incelemeye göre; davalı Milli Savunma Bakanlığı vekilinin anılan Yasanın 10/2 maddesinde öngörülen yönteme uygun olarak yaptığı görev itirazının reddedilmesi ve 12/1. maddede belirtilen süre içinde başvuruda bulunması üzerine Askeri Yüksek İdare Mahkemesi Başsavcısı’nca, 10. maddede öngörülen biçimde olumlu görev uyuşmazlığı çıkarıldığı anlaşılmaktadır. Usule ilişkin herhangi bir noksanlık bulunmadığından, görev uyuşmazlığının esasının incelenmesine oybirliği ile karar verildi.
II-ESASIN İNCELENMESİ: Raportör-Hakim Filiz BUDAK’ın, davanın çözümünde askeri idari yargının görevli olduğu yolundaki raporu ile dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Danıştay Savcısı Yakup BAL ile Askeri Yüksek İdare Mahkemesi Savcısı Oğuz PÜRTAŞ’ın davada askeri idari yargının görevli olduğu yolundaki sözlü ve yazılı açıklamaları da dinlendikten sonra GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
Dava, Gülhane Askeri Tıp Akademisi Diş Hekimliği Bilim Merkezi Ortodonti Ana Bilim Dalı Başkanlığında Doç. Diş Tabip Yarbay olarak görev yapmakta olan davacının, kendine ait muayenehanesinde mesleğini serbest olarak icra etmesinden dolayı, 15.01.2015 tarihinden itibaren üniversite ödeneği ve sağlık hizmetleri tazminatının kesilmesine dair işleminin iptali, ödenmeyen üniversite ödenekleri ve sağlık hizmetleri tazminatlarının 15.01.2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizleriyle birlikte ödenmesi karar verilmesi ile kesinti işlemine dayanak yapılan 2547 sayılı Yükseköğretim Kanunu’nun Geçici 70. maddesinin iptali için Anayasa Mahkemesine başvurulması istemiyle açılmıştır.
Anayasa’nın 157. maddesinde, Askeri Yüksek İdare Mahkemesi’nin, askeri olmayan makamlarca tesis edilmiş olsa bile, asker kişileri ilgilendiren ve askeri hizmete ilişkin idari işlem ve eylemlerden doğan uyuşmazlıkların yargı denetimini yapan ilk ve son derece mahkemesi olduğu; ancak, askerlik yükümlülüğünden doğan uyuşmazlıklarda ilgilinin asker kişi olması şartının aranmayacağı belirtilmiş; 1602 sayılı Askeri Yüksek İdare Mahkemesi Kanunu’nun 25.12.1981 tarih ve 2568 sayılı Yasa ile değişik 20. maddesinin birinci fıkrasında, “Askeri Yüksek İdare Mahkemesi Türk Milleti adına; askeri olmayan makamlarca tesis edilmiş olsa bile, asker kişileri ilgilendiren ve askeri hizmete ilişkin idari işlem ve eylemlerden doğan uyuşmazlıkların ilk ve son derece mahkemesi olarak yargı denetimini ve diğer kanunlarda gösterilen, görevleri yapar. Ancak, askerlik yükümlülüğünden doğan uyuşmazlıklarda; ilgilinin asker kişi olması şartı aranmaz” denilmiştir.
Buna göre, Askeri Yüksek İdare Mahkemesi’nin bir davaya bakabilmesi için dava konusu idari işlem veya eylemin “asker kişiyi ilgilendirmesi” ve “askeri hizmete ilişkin bulunması” koşullarının birlikte gerçekleşmesi gerekmektedir.
1602 sayılı Yasa’nın 20. maddesinin ikinci fıkrasında, Türk Silahlı Kuvvetlerinde görevli bulunan veya hizmetten ayrılmış olan subay, askeri memur, astsubay, askeri öğrenci, uzman çavuş, uzman jandarma çavuş, erbaş ve erler ile sivil memurlar asker kişi sayılmaktadır.
Davacının 1602 sayılı Yasa’nın 20. maddesinde sayılan asker kişilerden olduğu ve bu nedenle dava konusu eylemin asker kişiyi ilgilendirdiği kuşkusuzdur.
Dava konusu eylemin askeri hizmete ilişkin olup olmadığına gelince:
1602 Sayılı Askeri Yüksek İdare Mahkemesi Kanunun “Birinci Dairenin Görevleri” başlıklı 22 nci maddesinde “Birinci Daire; atanma, yer değiştirme, nasıp, sicil, kademe ilerletilmesi, terfi, emeklilik, maluliyet, aylık ve yolluklara ilişkin iptal ve tam yargı davalarını çözümler.” denilmekte; aynı Kanunun “Bir kısım işlerin diğer dairelere verilmesi” başlıklı 25 nci maddesinde ise “Dairelerin işlerinde, birbirine nazaran nispetsizlik görülürse, Başkanlar Kurulu kararı ile bir dairenin görevine giren işlerden, belirli konulara ilişkin olanlar diğer daireye verilebilir. Bu husustaki kararlar Aralık ayı başında verilir. Aynı ay içinde Resmi Gazetede yayınlanır ve yeni takvim yılında uygulanır.” hükmü yer almaktadır. 926 Sayılı Türk Silahlı Kuvvetleri Personel Kanununun “Kapsam” başlıklı 1 nci maddesinde “Bu kanun, Türk Silahlı Kuvvetlerine mensup subaylar, astsubaylar ile harp okulları, fakülteler, yüksek okullar ve astsubay okullarında öğrenim yapan asker öğrencilere uygulanır. Türk Silahlı Kuvvetlerinde görevli diğer asker ve sivil kişiler kendi özel kanunlarına tabidirler.” denilmekte; “Aylıklar, Ek Görevler, Yolluk ve Harçlıklar” başlıklı 135-183 ncü maddelerde de anılan personelin özlük hakları ana hatlarıyla düzenlenmektedir. Bu meyanda anılan Kanunun Ek Madde 17 nin (ç) bendinde ise Türk Silahlı Kuvvetleri kadrolarında bulunan ve bu bentte rütbeleri belirtilen personelden (GATA’da görevli) öğretim üyesi tabip, öğretim üyesi diş tabibi, uzman tabip, uzman diş tabibi ve tıpta uzmanlık mevzuatında belirtilen dallarda bu mevzuat hükümlerine göre uzman olanlara, hizalarında gösterilen oranları geçmemek üzere orgeneral aylığının (ek gösterge dahil) brüt tutarı ile çarpımı sonucu bulunan miktarda “sağlık hizmetleri tazminatı” nın ayrıca ödeneceği hüküm altına alınmıştır.
2955 Sayılı Gülhane Askeri Tıp Akademisi Kanununun 49 ncu maddesinde ise “Gülhane Askeri Tıp Akademisinde görevli askeri öğretim elemanlarının ve bu Akademide yüksek lisans, doktora veya tıpta uzmanlık öğrenimi gören askeri personelin özlük haklarına ilişkin ödemelerde 926 sayılı Türk Silahlı Kuvvetleri Personel Kanunu hükümleri uygulanır. Uzmanlar hariç olmak üzere öğretim elemanları ile Yüksek Bilim Konseyinden diğer askeri hastanelerde, Genelkurmay Başkanlığı, Milli Savunma Bakanlığı, Kuvvet Komutanlıkları ve Jandarma Genel Komutanlığındaki sağlık şube müdürlüğü veya daire başkanlığı kadrolarında görevlendirilebilen öğretim üyelerine, ayrıca 2914 Sayılı Yüksek Öğretim Personel Kanununun 12 nci maddesine göre üniversite ödeneği; idari görevde bulunanlara da, aynı Kanunun 13 ncü maddesine göre idari görev ödeneği ödenir...” hükmü öngörülmektedir.
02.01.2014 tarih 6514 Sayılı Kanunla 2955 Sayılı GATA Kanununa eklenen “Bu maddenin yürürlüğe girdiği tarih itibariyle, mesai saatleri dışında serbest meslek faaliyetinde bulunmakta veya özel kuruluşlarda çalışmakta olan öğretim üyeleri, bu maddenin yayımı tarihinden itibaren üç ay içinde bu faaliyetlerini sona erdirir; bu süre içinde faaliyetlerini sona erdirmeyen öğretim üyeleri istifa etmiş sayılır.” şeklindeki Geçici Madde 11 Anayasa Mahkemesi’nin 07.11.2014 tarih ve E:2014/61, K:2014/166 sayılı kararı ile iptal edilmiştir. Anılan iptal kararını takiben yayınlanan 26.11.2014 tarihli ve 29187 Sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 6549 sayılı Kanunun 32 nci maddesi ile 2547 sayılı Yüksek Öğretim Kanununa eklenen Geçici 70 nci maddeyle getirilen aşağıdaki düzenlemeyle, GATA’da görevli öğretim üyelerinden, anılan Anayasa Mahkemesi iptal kararı uyarınca mesai saatleri dışında serbest meslek faaliyetinde bulunanlara, yukarıda belirtilen “üniversite ödeneği” ve “sağlık hizmetleri tazminatı” nın ödenmeyeceği yolunda hüküm getirilmiştir:
“Tabip, diş tabibi ve tıpta uzmanlık mevzuatına göre uzman olan öğretim üyelerinden, bu maddenin yürürlüğe girdiği tarih itibariyle mesai saatleri dışında serbest meslek faaliyetinde bulunmakta veya özel sağlık kuruluşlarında çalışmakta olanlara, bu faaliyetlerini sona erdirinceye kadar üniversite ödeneği ve ek ödeme ödenmez. Bunlardan belirtilen faaliyetlerini sona erdirmek isteyenler, 31.12.2014 tarihine kadar bu konudaki iradelerini görevli oldukları kurum yönetimlerine bildirirler ve bunların en geç 31.5.2015 tarihine kadar bu faaliyetleri sona ermiş sayılır ve çalışma uygunluk belgesi veya izni iptal edilir. Bu süre içinde mali hakları ve ek ödemeleri tam olarak ödenmeye devam olunur.
Bu madde kapsamında bulunan öğretim üyelerinden belirtilen faaliyetlerinden dolayı görevi kötüye kullandıkları yargı kararı ile tespit edilenlerin, genel hükümlere göre sorumlulukları saklı kalmak kaydıyla, serbest meslek veya özel sağlık kuruluşlarında çalışma uygunluk belgesi veya izni iptal edilir.
Bu madde hükmü Gülhane Askeri Tıp Akademisi öğretim üyeleri hakkında da uygulanır. Ancak bu öğretim üyelerine üniversite ödeneği ile sağlık hizmetleri tazminatı ödenmez.”
Belirtilen mevzuat hükümlerinden de anlaşılacağı üzere, GATA bünyesinde görev yapan öğretim üyesi Tabip Subayların tüm özlük haklarına ilişkin işlemler, 926 sayılı TSK Personel Kanunu ve 2955 sayılı Gülhane Askeri Tıp Akademisi Kanunu hükümleri ile ilgili genel hükümler çerçevesinde yapılmakla birlikte; bu işlemlerin idarece, bir asker kişinin askeri yeterlik ve yetenekleri, tutum ve davranışları, askeri geçmişi, asker kişi olmaktan kaynaklanan hak ve ödevleri, askerlik hizmetinin amacı, askeri görev yerlerinin özellikleri, askeri kural, gerek ve gelenekler göz önünde tutularak değerlendirilmesi sonucunda tesis ediliyor olması ve esasen 1602 Sayılı Kanunda asker kişilerin aylıkla (özlük haklarıyla) ilgili işlemlerinin “askeri hizmete ilişkin” kabul edilip Askeri Yüksek İdare Mahkemesinin görevine dahil edilmiş olması nedeniyle, dava konusu “GATA’da öğretim üyesi Tabip Subay olan davacının kendine ait muayenehanesinde mesleğini serbest olarak icra etmesinden dolayı, üniversite ödeneği ve sağlık hizmetleri tazminatının kesilmesi" işleminin açıkça askeri hizmete ilişkin işlem olduğu, böylece söz konusu davanın, “askeri hizmete ilişkin bir işlem”e dayandığı kanaatine varılmıştır.
Buna göre, dava konusu olayda Anayasanın 157’nci ve 1602 sayılı Askeri Yüksek İdare Mahkemesi Kanununun 20’nci maddesinde öngörülen idari işlem/eylemin “asker kişiyi ilgilendirmesi" ve “askeri hizmete ilişkin bulunması" koşulları birlikte gerçekleştiğinden, Anayasanın 157’nci, 1602 sayılı Kanunun 20’nci ve 21’inci maddelerine göre davanın görüm ve çözümünün Askeri Yüksek İdare Mahkemesinin görev alanına girmektedir.
Açıklanan nedenlerle, Askeri Yüksek İdare Mahkemesi Başsavcısının başvurusunun kabulü ile, davalı Milli Savunma Bakanlığı vekilinin görev itirazının reddine ilişkin Ankara 5. İdare Mahkemesinin 09.11.2015 gün ve E:2015/778 sayılı kararının kaldırılması gerekmiştir.
S O N U Ç : Davanın çözümünde ASKERİ İDARİ YARGININ görevli olduğuna, bu nedenle Askeri Yüksek İdare Mahkemesi Başsavcısının BAŞVURUSUNUN KABULÜ ile, davalı Milli Savunma Bakanlığı vekilinin görev itirazının reddine ilişkin Ankara 5. İdare Mahkemesinin 09.11.2015 gün ve E:2015/778 sayılı KARARININ KALDIRILMASINA, 14.03.2016 gününde OY BİRLİĞİ İLE KESİN OLARAK karar verildi.
Başkan Serdar ÖZGÜLDÜR
|
Üye Ali ÇOLAK
Üye Süleyman Hilmi AYDIN |
Üye Yusuf Ziyaattin CENİK
Üye Mehmet AKBULUT |
Üye Alaittin Ali ÖĞÜŞ
Üye Yüksel DOĞAN |