Esas No: 2022/9549
Karar No: 2022/10963
Karar Tarihi: 21.09.2022
Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2022/9549 Esas 2022/10963 Karar Sayılı İlamı
10. Hukuk Dairesi 2022/9549 E. , 2022/10963 K.Özet:
Dava, hizmet tespiti istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesinde davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, ancak istinaf başvurusu sonrasında Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi, davanın açılmamış sayılmasına karar vermiştir. Davacı vekili bu karara karşı temyiz itirazında bulunmuştur. Kanunlar açısından incelendiğinde, HMK'nın 358. maddesi “Duruşmaya Gelinmemesi ve Giderlerin Ödenmemesi” başlıklı hükümde, duruşmada hazır bulunmama durumunda tahkikatın yoklukta yapılacağı ve kabul edilebilir bir mazereti olan başvurular için yeni bir duruşma günü tayin edileceği belirtilmiştir. Bu nedenle, davacının açılan duruşmaya mazeretsiz gelmemesi ve davanın açılmamış sayılması hükmü hukuka aykırıdır. Sonuç olarak, ... Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi kararı HMK'nın 373/2. maddesi gereğince BOZULMUŞTUR.
"İçtihat Metni"
Mahkemesi : Turgutlu 1. Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi
Dava, hizmet tespiti istemine ilişkindir
İlk derece mahkemesince hükümde belirtilen gerekçelerle davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, karara karşı davalı Kurum vekili ile Ağasar İnş. Har. Müh. Taah. San. ve Tic. Ltd. Şti. tarafından istinaf yoluna başvurulmuş, ... Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesince istinaf başvurusunun kabulüne, İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına ve davanın reddine karar verilmiş olup; iş bu kararın Dairemizin 2021/5289 E. 2021/155560 K. sayılı ilamı ile bozulması üzerine; Bölge Adliye Mahkemesince, davanın açılmamış sayılmasına dair karar verilmiştir.
... Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesinin kararının, davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor ve dosyadaki belgeler incelendi, gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
1) DAVACININ İSTEMİ
Davacı vekili tarafından verilen dava dilekçesinde özetle; 05.11.2012 ile 31.07.2013 tarih aralığında büro elemanı olarak çalıştığından bahisle davalı yanındaki eksik bildirilen hizmetlerinin tespitine karar verilmesini; talep ve dava etmiştir.
2) DAVALILAR CEVABI
Davalı taraflar, davanın reddine dair karar verilmesini talep etmiştir.
3) MAHKEME KARARI
A) İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk derece mahkemesince, davanın kısmen kabulüne dair karar verilmiştir.
B) BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
Bölge Adliye Mahkemesince, bozma öncesi verilen kararda; dinlenen tüm bordro tanıklarının ve de davacı tanıklarının anlatımları dikkate alındığında, davacının çalışma süresine ilişkin görgüye dayalısı bilgileri bulunmadığından bahisle, davanın reddine dair karar tesis edilmiş olup; iş bu kararın davacı tarafından temyiz edilmesi üzerien; Dairemizin 2021/5289 Esas, 2021/ 15560 Karar sayılı ilamı ile ; “….. davacının davalıya ait işyerinde kısmi bildirimleri mevcut olup; davacı tarafından bildirilen süreler haricinde de kesintisiz çalıştığı iddia edilmektedir. İlgili Bölge Adliye Mahkemesince, dinlenilen tanıkların beyanlarına itibar edilmemiş olmasına rağmen; re’sen araştırma ilkesi gereğince davacının iddialarının araştırılması ve de delillerin toplanılması ilgili hususlar yerine getirilmemiştir. Halbuki inşaat işçisi tanıkların da büroya iş için gidip gelmeleri mümkün olabileceği gibi büro elemanının da inşaata gitmesi mümkün olup sırf bu nedenle inşaat işçisi olmalarından dolayı beyanlara itibar edilememesi yerinde görülmemiştir. İlgili Bölge Adliye Mahkemesince, belirtilenler ışığında, talep dönemi itibari ile bordro tanıklarının re’sen tespit edilerek, kendi çalıştığı dönemler de belirlenmek suretiyle davacının iddia edilen hizmetinin kesintisiz olup olmadığı; her türlü kuşkudan uzak şekilde tereddütsüz saptanmalıdır.
Öte yandan, büro işleri sürekli çalışmayı gerektirmekte olup eksik bildirim sebepleri Kurumdan sorularak; buna ilişkin bilgi ve belgelerin de bordroya eklenmesi esas olduğundan bu hususlar da araştırılmalıdır...” şeklinde bozulmuş olup; bozma sonrası Bölge Adliye Mahkemesince; davanın açılmamış sayılmasına dair karar tesis edilmiştir.
4) TEMYİZ TALEBİ
Davacı, ilgili kararı; eksik işlemle oluşturulan kararın bozulmasını talep etmiştir.
5) DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Eldeki davada, Dairemizin verdiği bozma kararı sonrası; ilgili Bölge Adliye Mahkemesince, tensip zaptı le birlikte duruşma tarihinin 02.03.2022’ye verildiğini gösterir şekilde, davacı vekiline elektronik tebligat yapıldığı; iş bu tebligatın davacı vekili tarafından 17.01.2022 tarihinde açılarak görüldüğü, belirlenen duruşma tarihinde davacı vekilinin mazeretsiz olarak duruşmaya gelmediği, bu kapsamda dosyanın 6100 sayılı HMK’nın madde 150/1 uyarınca işlemden kaldırıldığı; davanın işlemden kalkma tarihinden sonra üç ay içinde yenilenmemesi hasebi ile de 03.06.2022 tarihinde, davanın açılmamış sayılmasına dair karar tesis edildiği anlaşılmaktadır.
Yukarıda bahsi geçen kanunun 358. “Duruşmaya Gelinmemesi ve Giderlerin Ödenmemesi” başlıklı; “ (1) Duruşmalı olarak incelenen işlerde taraflara çıkartılan davetiyelerde, duruşmada hazır bulunmadıkları takdirde tahkikatın yokluklarında yapılarak karar verileceği hususu ile başvuran tarafa çıkartılacak davetiyede, ayrıca, yapılacak tahkikatla ilgili olarak bölge adliye mahkemesince belirlenen gideri, iki haftadan az olmamak üzere verilecek kesin süre içinde avans olarak yatırması gerektiği açıkça belirtilir.(2) Başvuran, kabul edilebilir bir mazerete dayanarak duruşmaya gelemediğini bildirdiği takdirde, yeni bir duruşma günü tayin edilerek taraflara bildirilir. (3) (Değişik:22/7/2020-7251/37 md.) Belirlenen giderin, verilen kesin süre içinde yatırılmış olması kaydıyla, taraflar mazeretsiz olarak duruşmaya katılmadıkları takdirde tahkikat yokluklarında yapılarak karar verilir. Belirlenen gider, süresi içinde yatırılmadığı takdirde, dosyanın mevcut durumuna göre karar verilir. Şu kadar ki, öngörülen tahkikat yapılmaksızın karar verilmesine olanak bulunmayan hâllerde başvuru reddedilir.”hükmünü içermektedir .
Somut olayda; davacı vekilinin açılan duruşmaya mazeretsiz gelmemesi halinde, tahkikatın yokluklarında devam edeceği değerlendirilmeksizin, davanın açılmamış sayılmasına dair hüküm tesis edilmiş olması isabetsiz bulunmuştur.
Bu kapsamda, Bölge Adliye Mahkemesince, belirtilen maddi ve hukuki olgular göz önünde tutulmaksızın, yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O hâlde, davacı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve ... Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesince verilen karar bozulmalıdır.
SONUÇ: ... Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi kararının HMK'nın 373/2. maddesi gereğince BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 21.09.2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.