Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2022/9756 Esas 2022/11000 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
10. Hukuk Dairesi
Esas No: 2022/9756
Karar No: 2022/11000
Karar Tarihi: 21.09.2022

Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2022/9756 Esas 2022/11000 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Diyarbakır 4. İş Mahkemesi'nde görülen hizmet tespiti davasında, davacı müvekkilinin davalı firmada çalıştığı sürede eksik bildirim yapıldığı iddiasıyla dava açılmıştır. İlk derece mahkemesi, davacının 01/02/2013 ile 31/03/2013 tarihleri arasında asgari ücret üzerinden 45 günlük sürenin SGK'ya bildirilmediği tespit edilerek davacının lehine karar vermiştir. Davalı işyeri itiraz ettiğinde, istinaf istemi reddedilmiş ve bu karar da temyiz edilmiştir. Yüksek Mahkeme ise davanın gerçeğe uygun şekilde araştırılması gerektiğini belirterek, eksik inceleme sonucu verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu ve bozulması gerektiğini ifade etmiştir. Kararda, hizmet tespiti davalarının kamu düzenine ilişkin olduğu, gerçek çalışmanın varlığının araştırılması gerektiği, taraf tanıkları yanında bordrolu, komşu ve yakın işyerleri bilenlerin de dinlenilmesi gerektiği belirtilmiştir. 5510 sayılı Kanun’un m. 86/9. maddesi uyarınca açılan hizmet tespiti davalarının önemi ve korunması gereken sosyal güvenlik hakkı vurgulanarak, doğru şekilde inceleme yapılmadan verilen kararın bozulması gerektiği ifade edilmiştir. Kanun maddeleri 5510 sayılı Kanun’un m. 86/9 ve HMK'nın 373/1. maddesidir.
10. Hukuk Dairesi         2022/9756 E.  ,  2022/11000 K.

    "İçtihat Metni"

    Mahkemesi : Diyarbakır 4. İş Mahkemesi

    Dava, hizmet tespiti istemine ilişkindir.
    İlk Derece Mahkemesince, hükümde belirtilen gerekçelerle davanın kabulüne dair verilen karara karşı, davalı Kurum vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine, Diyarbakır Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesince istinaf isteminin esastan reddine karar verilmiştir.
    Diyarbakır Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesince verilen kararın, davalı Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
    I-İSTEM
    Davacı vekili, müvekkilinin davalı firmada 12/03/2012-17/07/2014 tarihleri arasında çalıştığını, ancak 12/03/2012-09/10/2012 ile 2013/2. ayında 3 gün ve 2013/3.ayında 12 gün dışında bildirim yapılmadığını belirterek eksik bildirilen çalışmalarının tespitini talep etmiştir.
    II- CEVAP
    Davalı şirket davaya cevap vermemiştir.
    Davalı ... vekili, Kurum kayıtlarının gerçek durumu yansıttığını, hizmet tespiti davalarının kamu düzenine ilişkin olması nedeni ile gerçek çalışmanın varlığının araştırılması gerektiğini belirterek açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
    III- MAHKEME KARARI
    A- İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
    Mahkemece, davacının davasının kabulü ile,davacının 01/02/2013 ile 31/03/2013 tarihleri arasında asgari ücret üzerinden 45 günlük sürenin SGK'ya bildirilmediğinin tespitine karar verilmiştir.
    Davalı ... vekili davanın beş yıllık hak düşürücü süre içerisinde açılmadığını, salt tanık beyanları ile sonuca gidilmesinin hatalı olduğunu, yazılı belgelerin ve ücret bordrolarının bulunması gerektiğini, titizlikle araştırma yapılması gerektiğini, aleyhlerine yargılama gideri ve vekalet ücretine hükmedilmemesi gerektiğini belirterek kararı istinaf etmiştir.
    B- BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
    Bölge Adliye Mahkemesince, davalı Kurumun istinaf başvurusunun HMK 353/1-b.1 maddesi uyarınca ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.
    IV-TEMYİZ KANUN YOLUNA BAŞVURU VE NEDENLERİ
    Davalı Kurum vekili, istinaf dilekçe içeriğini tekrarla kararın bozulmasını talep etmiştir.
    IV- İLGİLİ HUKUK KURALLARI VE İNCELEME
    Dava, 5510 sayılı Kanun’un m. 86/9. maddesi uyarınca açılmış hizmet tespiti davasıdır.
    Hizmet akdi ile bir veya birden fazla işveren tarafından çalıştırılanların hizmetlerin tespitine ilişkin davalar, kamu düzenine ilişkindir. Bu nedenle özel bir duyarlılıkla ve özenle yürütülmesi zorunludur. Bu çerçevede hak kayıplarının ve gerçeğe aykırı sigortalılık süresi edinme durumlarının önlenmesi, temel insan haklarından olan sosyal güvenlik hakkının korunabilmesi için, bu tür davalarda tarafların gösterdiği kanıtlarla yetinilmeyerek, gerekli araştırmaların re'sen yapılması ve kanıtların toplanması gerektiği göz önünde bulundurulmalıdır.
    Tanık beyanları değerlendirilirken bunların inandırıcılığı üzerinde durulmalı, verdikleri bilgilere nasıl vakıf oldukları, işveren, işçi ve işyeriyle ilişkileri düşünülmeli ve tanıklar buna göre dinlenilmeli, re’sen araştırma kapsamında sadece taraf tanıkları ile yetinilmeyip mümkün oldukça bordrolu, komşu ve yakın işyerlerinde bu yeri bilen ve tanıyanlar da dinlenerek tanık beyanlarının sağlığı denetlenmeli ve çalışma olgusu böylece hiç bir kuşku ve duraksamaya yer bırakmayacak biçimde belirlenmelidir.
    Somut olayda, Mahkemece verilen karar eksik araştırma ve incelemeye dayalıdır.
    Mahkemece yapılması gereken iş; iddia edilen dönemi kapsayacak şekilde davalı işyeri dönem bordrolarında kayıtlı bordro tanıklarını re’sen tespit ederek, davacının çalışma iddiasına yönelik bilgi ve görgülerine başvurulmalı; Mahkemece daha önce dinlenen tanık beyanları ile dinlenecek tanık beyanları arasında çelişki ortaya çıkması halinde bu çelişki de giderilmeli, işyeri ile ilgili dava konusu dönemi kapsar teftiş incelemesi olup olmadığı araştırılmalı,davacının işçilik alacağı dosyası bulunup bulunmadığı tespit edilerek varsa dosya içine alınmalı, çalışmanın var olup olmadığı hiçbir tereddüde yer bırakmayacak şekilde, toplanan deliller ışığında varılacak sonuca belirlenmelidir.
    Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular göz ardı edilerek, eksik araştırma ve inceleme sonucu yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
    O halde, davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve Diyarbakır Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesinin istinaf isteminin esastan reddine dair kararı kaldırılarak ilk derece mahkemesince verilen karar bozulmalıdır.
    SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle, Diyarbakır Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi kararının HMK’nın 373/1. maddesi gereği kaldırılarak, ilk derece mahkemesi kararının BOZULMASINA, karardan bir örneğin Bölge Adliye Mahkemesine, dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine, 21.09.2022 gününde oybirliğiyle karar verildi.

    Hemen Ara