Esas No: 2006/142
Karar No: 2008/148
Karar Tarihi: 24/09/2008
AYM 2006/142 Esas 2008/148 Karar Sayılı Norm Denetimi İlamı
Esas Sayısı : 2006/142
Karar Sayısı : 2008/148
Karar Günü : 24.9.2008
R.G. Tarih-Sayı :25.12.2008-27091
İPTAL DAVASINI AÇAN: Türkiye Büyük Millet Meclisi üyeleri Haluk KOÇ, Oya ARASLI ile birlikte 145 milletvekili
İPTAL DAVASININ KONUSU: 19.9.2006 günlü, 5543 sayılı İskân Kanunu"nun 13. maddesinin, 27. maddesinin (5) numaralı fıkrasının ve geçici 2. maddesinin (1) numaralı fıkrasının (b) bendinin son tümcesinin Anayasa"nın 2., 6., 7., 8., 11., 13. ve 35. maddelerine aykırılığı savıyla iptalleri ve yürürlüklerinin durdurulması istemidir.
II- YASA METİNLERİ
A- İptali İstenilen Yasa Kuralları
19.9.2006 günlü, 5543 sayılı İskân Kanunu"nun iptali istenilen kuralları da içeren maddeleri şöyledir:
"MADDE 13- (1) Millî güvenlik nedeniyle iskân edilecek yerleşim ünitelerinde yaşayan ailelerin iskânı, Milli Güvenlik Kurulunun önerileri doğrultusunda Bakanlar Kurulunca alınacak kararda belirtilecek şekil ve şartlar çerçevesinde bu Kanun hükümlerine göre yapılır."
"MADDE 27- (1) İskân ve fiziksel yerleşim düzenlemelerinde hak sahipleri; kendilerine verilen taşınmazlardan dolayı, kamulaştırılan ve satın alınan taşınmaz mallar için kamulaştırma veya satın alma bedelleri, yapılar için maliyet bedelleri, Hazine arazileri için rayiç bedelleri üzerinden borçlandırılırlar. Ancak, iskân amacıyla kamulaştırılmış, satın alınmış, inşa edilmiş olup, çeşitli nedenlerle tahsisleri bir yıl içinde yapılmamış taşınmaz mallar yeniden iskân uygulamasına alındığı takdirde, yeni hak sahipleri bu taşınmaz malların rayiç bedelleri üzerinden borçlandırılırlar.
(2) Borçlandırma muameleleri, aile fertleri veya kendi başlarına iskân edilenlerin adına yapılır.
(3) Taşınmaz mallara ait borçlandırma bedelleri faizsiz olarak tahsil olunur. Bu Kanun uyarınca açılacak işletme ve donatım kredileri ile fiziksel yerleşimi düzenleme amacıyla yapılacak taksitli arsa satışları ve aileye verilen konut ve işletme binası kredileri faize tâbidir.
(4) Taşınmaz malların borçlandırılmasında ödemesiz süre ve vade, açılacak kredilerin
ve arsa borçlarının faiz nispeti ve vadeleri ile borçlandırma ve kredilendirmeye ait diğer hususlar yönetmelikte belirtilir.
(5) Millî güvenlik nedeniyle iskâna tâbi tutulan ailelerin veya fertlerin borçlandırılıp borçlandırılmayacağı, borçlandırıldığı takdirde borçlanma usûl ve esasları Bakanlar Kurulu kararıyla belirlenir.
(6) Bu Kanun hükümlerine göre borçlandırma suretiyle yapılan iskân yardımlarının
tamamı için, verilecek taşınmaz mallarda Hazine lehine birinci derecede ve birinci sırada ipotek tesis edilir.
(7) Erteleme sebepleri dışında kalıp da muaccel hale gelen alacaklar, Bakanlıkça millî bir bankayla yapılacak protokol çerçevesinde takip ve tahsil olunur. Erteleme sebepleri yönetmelikle belirlenir.
(8) Borçlunun haczedilebilir taşınır malı bulunmadığı veya borcuna yetmediği takdirde, borcun tamamı muacceliyet kesbeder ve bu Kanuna göre verilen veya kredi açmak suretiyle sağlanan taşınmaz malların tapu kayıtları mahkeme kararıyla Hazine adına tashihen tescil edilir ve bu taşınmaz malların iade işlemleri 29 uncu madde hükümlerine göre yürütülür.
(9) İskân edilen ailelere verilen taşınmaz mallar, gerek idarenin ve gerekse iskân edilen ailelerin istek ve rızaları dışında geri alındığı takdirde, geri alınmadan dolayı eksilen istihkaklarının karşılanması maksadı ile yapılacak kamulaştırma ve satın alınmadan doğan ilave bedeller geri verilecek paralar tertibinden karşılanır."
"GEÇİCİ MADDE 2- (1) Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren 2510 sayılı Kanun ve anılan Kanunun ek ve tadilleri gereğince hak sahibi olup da iskân edilemeyen aileler bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten başlayarak iki yıl içinde valiliklere ve Bakanlığa yazılı olarak müracaat ettikleri takdirde, bunlara hak sahibi oldukları tarihte yürürlükte olan Kanun hükümleri ve aşağıdaki esaslar dahilinde iskân yardımı yapılır:
a) Bu ailelerin halen muhtaç durumda olması gerekir. Ailelerin muhtaçlık durumlarının tespiti için asgari ücretin yıllık tutarı esas alınır.
b) İlk iskân kararında adı geçen ve halen yaşayan aile fertleri, bir bütün olarak bu yardımdan yararlanırlar. Mirasçılara bu hak tanınmaz.
c) Evlenmek suretiyle aileden ayrılan kadın ve erkekler, müstakil aile olarak bu yolda iskân yardımı isteyemezler.
ç) İlk iskân kararının veriliş tarihi ile bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarih arasında taşınmaz mal edinen aileler, bu taşınmaz malları devir ve temlik etmiş olsalar dahi bu yardımdan yararlanamazlar.
d) Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren iki yıl içerisinde müracaat etmeyenlerle Bakanlığın yapacağı iskân yardımını herhangi bir nedenle istemeyenler, gösterilen yeri kabul etmeyenler ve iskân edildikleri yeri terk edenler, ikinci bir iskân talebinde bulunamazlar ve iskân hakları kaybolur.
e) Verilen taşınmaz mallar aile fertleri adına eşit hisselerle tapuya tescil ettirilir. Taşınmaz mallar on yıl süreyle hiçbir şekilde satılamaz, bağışlanamaz, terhin ve haczedilemez. Tapularına bu yolda kayıt düşülür.
(2) Bu madde hükümlerine göre yapılacak harcamalar Bakanlık bütçesinden karşılanır."
B- Dayanılan ve İlgili Görülen Anayasa Kuralları
Dava dilekçesinde, Anayasa"nın 2., 6., 7., 8., 11., 13. ve 35. maddelerine dayanılmış, 23. maddesi ise ilgili görülmüştür.
III- İLK İNCELEME
Anayasa Mahkemesi İçtüzüğü"nün 8. maddesi gereğince Tülay TUĞCU, Haşim KILIÇ, Sacit ADALI, Fulya KANTARCIOĞLU, Ahmet AKYALÇIN, Mehmet ERTEN, A. Necmi ÖZLER, Serdar ÖZGÜLDÜR, Şevket APALAK, Serruh KALELİ ve Osman Alifeyyaz PAKSÜT"ün katılmalarıyla 27.10.2006 günü yapılan ilk inceleme toplantısında, dosyada eksiklik bulunmadığından işin esasının incelenmesine, yürürlüğü durdurma isteminin bu konudaki raporun hazırlanmasından sonra karara bağlanmasına oybirliğiyle karar verilmiştir.
IV- ESASIN İNCELENMESİ
Dava dilekçesi ve ekleri, işin esasına ilişkin rapor, iptali istenilen yasa kuralları, dayanılan ve ilgili görülen Anayasa kurallarıyla bunların gerekçeleri ve diğer yasama belgeleri okunup incelendikten sonra gereği görüşülüp düşünüldü:
1- Yasa"nın 13. Maddesi ile 27. Maddesinin (5) Numaralı Fıkrasının İncelenmesi
Dava dilekçesinde, millî güvenlik nedeniyle iskân edileceklerle ilgili olarak izlenecek siyasetin esas ve prensipleri Yasa"da belirtilmeden yürütme organına mutlak ve geniş bir takdir yetkisi verildiği, bunun yürütme organını Yasa"nın uygulanmasına yönelik konularda görevlendirme niteliğinde olmadığı, yasama alanındaki bir yetkinin yürütmeye genel ve sınırsız bir şekilde devredildiği, yürütmenin ancak yasayla düzenlenmiş konularda kural koyabileceği, bu nedenlerle yürütmeye asli düzenleme yapma olanağı tanıyan dava konusu kuralların Anayasa"nın 2., 6., 7., 8. ve 11. maddelerine aykırı olduğu ileri sürülmüştür.
2949 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun"un 29. maddesine göre Anayasa Mahkemesi yasaların Anayasa"ya aykırılığı hususunda ilgililer tarafından ileri sürülen gerekçelere bağlı kalmak zorunda olmadığından, kurallar ilgisi nedeniyle Anayasa"nın 23. maddesi yönünden de incelenmiştir.
5543 sayılı Yasa"nın 13. maddesinde, "millî güvenlik" nedeniyle iskân edilecek yerleşim ünitelerinde yaşayan ailelerin iskânının, Millî Güvenlik Kurulu"nun önerileri doğrultusunda Bakanlar Kurulu"nca alınacak kararda belirtilecek şekil ve şartlar çerçevesinde İskân Kanunu hükümlerine göre yapılacağı belirtilmiştir. Aynı Yasa"nın 27. maddesinin (5) numaralı fıkrasında ise millî güvenlik nedeniyle iskâna tâbi tutulan ailelerin veya fertlerin borçlandırılıp borçlandırılmayacağı, borçlandırıldığı takdirde borçlanma usul ve esaslarının Bakanlar Kurulu kararıyla belirleneceği öngörülmüştür.
Millî Güvenlik, 2945 sayılı Millî Güvenlik Kurulu ve Millî Güvenlik Kurulu Genel Sekreterliği Kanunu"nda, "Devletin anayasal düzeninin, milli varlığının, bütünlüğünün, milletlerarası alanda siyasi, sosyal, kültürel ve ekonomik dahil bütün menfaatlerinin ve ahdi hukukunun her türlü dış ve iç tehditlere karşı korunması ve kollanması" şeklinde tanımlanmıştır. Millî güvenlik nedeniyle aile veya fertlerin iskân edilmeleri, bu iskânın şekil ve şartlarının nasıl belirleneceği, iskân sonrasında borçlandırma işlemi yapılıp yapılmayacağı, borçlandırma yapılması durumunda usul ve esaslarının belirlenme şekli dava konusu kurallarla hüküm altına alınmış, bu konularda Millî Güvenlik Kurulu"nun önerileri doğrultusunda Bakanlar Kurulu yetkili kılınmıştır. Millî güvenlik nedeniyle göç, bir toplumsal sorun olarak ortaya çıkmakla birlikte, dava konusu kurallarla bu kapsamda olan aile veya fertler iradeleri dışında iskâna zorlanmakta, zorunlu bir iskân şekli getirilmekte, ilgili kişilere herhangi bir seçme hakkı tanınmamaktadır.
Anayasa"nın 13. maddesinde, temel hak ve özgürlüklerin, özlerine dokunulmaksızın yalnızca Anayasa"nın ilgili maddelerinde belirtilen sebeplere bağlı olarak ve ancak yasayla sınırlanabileceği, bu sınırlamaların Anayasa"nın sözüne ve ruhuna, demokratik toplum düzeninin ve lâik Cumhuriyetin gereklerine ve ölçülülük ilkesine aykırı olamayacağı belirtilmiştir.
Yerleşme özgürlüğü sadece Anayasa"nın 23. maddesinde sayılan özel sınırlama nedenlerine bağlı olarak sınırlandırılabilecektir. 23. maddede, herkesin, yerleşme ve seyahat özgürlüğüne sahip olduğu belirtildikten sonra, yerleşme özgürlüğüyle ilgili sınırlama nedenleri suç işlenmesini önlemek, sosyal ve ekonomik gelişmeyi sağlamak, sağlıklı ve düzenli kentleşmeyi gerçekleştirmek ve kamu mallarını korumak olarak gösterilmiştir. Maddede yerleşme özgürlüğüyle ilgili sınırlama sadece yasa koyucuya bırakılmakla kalmamış, nitelikli yasa kaydıyla sınırlama benimsenerek, aynı zamanda sınırlamanın hangi neden, amaç ya da koşullarla yapılması gerektiği de tek tek sayılmıştır.
Anayasa"da sınırlama nedenlerinin sayılarak belirlenmiş olması, yasakoyucunun bunlar dışında kalan bir nedenle yerleşme özgürlüğünün sınırlanması sonucunu doğuracak düzenlemeler yapamayacağını göstermektedir. Dava konusu kurallarda belirtilen "millî güvenlik", yerleşme özgürlüğüyle ilgili sınırlama nedenleri arasında sayılmamıştır.
Anayasa"nın ilgili maddesinde gösterilen sınırlama nedenlerine dayandırılmayan kuralla, aile veya fertlerin millî güvenlik nedeniyle zorunlu iskâna tabi tutulması, Anayasa"nın 23. maddesinin güvence altına aldığı yerleşme özgürlüğü alanına yapılan açık müdahale niteliğindedir.
Bu nedenlerle, dava konusu kurallar Anayasa"nın 13. ve 23. maddelerine aykırıdır ve iptalleri gerekir.
Anayasa"nın 13. ve 23. maddelerine aykırı görülerek iptal edilen kuralların, ayrıca Anayasa"nın 2., 6., 7., 8. ve 11. maddeleri yönünden incelenmesine gerek görülmemiştir.
2- Yasa"nın Geçici 2. Maddesinin (1) Numaralı Fıkrasının (b) Bendinin Son Tümcesinin İncelenmesi
Dava dilekçesinde, 2510 sayılı İskân Kanunu"na göre hak sahibi olup da iskân edilemeyenlere yeni bir hak tanındığı halde mirasçılara bu hakkın tanınmadığı, böylece Anayasa"nın 13. ve 35. maddelerine göre miras hakkının aşırı derecede, ölçüsüz ve kamu yararı amacı gözetilmeksizin sınırlandırıldığı, iskân hakkıyla ilgili miras hakkının kullanılamaz hale getirildiği, özünün zedelendiği, hakkı kullanılamaz hale getiren sınırlandırmaların ölçülülük ilkesi ve demokratik toplum düzeninin gerekleriyle bağdaşmayacağı, miras hakkının tanınmamasının kamu yararı amacına yönelik olduğunun da söylenemeyeceği, kazanılmış hakların ve kamu düzeninin korunması için çıkarılan kurallarda adalet ve hakkaniyet ölçülerine uyulmasının hukuk devletinin gereği olduğu, dava konusu kuralın, bu ilkelere uyulmaması nedeniyle Anayasa"nın 2., 11., 13. ve 35. maddelerine aykırı olduğu ileri sürülmüştür.
5543 sayılı Yasa"nın geçici 2. maddesinin (1) numaralı fıkrasında, yürürlükten kaldırılan 2510 sayılı Yasa"ya dayanarak hak sahibi olup da 5543 sayılı Yasa"nın yürürlüğe girdiği 26.9.2006 gününe kadar iskân edilemeyen ailelere bu tarihten başlayarak iki yıllık süre içerisinde başvurmaları halinde iskân yardımı yapılması öngörülmüştür. Söz konusu fıkrada ayrıca, bu ailelerin halen muhtaç durumda olmaları gerektiği, evlenmek suretiyle aileden ayrılanların, müstakil aile olarak iskân yardımı isteyemeyeceği, ilk iskân kararının verilmesinden sonra taşınmaz mal edinenlerin yardımdan yararlanamayacağı, bu fıkra ile getirilen haktan yararlanmayanların ikinci kez iskân talebinde bulunamayacakları, verilen taşınmazların aile fertleri adına eşit hisselerle tapuya tescili, bunların on yıl süre ile satılamayacağı, bağışlanamayacağı ve haczedilemeyeceği gibi esaslar da belirlenmiştir. Fıkranın (b) bendinde ise ilk iskân kararında adı geçen ve halen yaşayan aile fertlerinin, bir bütün olarak bu yardımdan yararlanacağı belirtildikten sonra dava konusu kuralla da mirasçılara bu hakkın tanınmayacağı belirtilmiştir. İskân malikliğinin oluşmasından önceki süreci, İskân Kanunu kapsamında hak sahipliği için karar alınma sürecini de kapsayan dava konusu kural, hak sahibi olduğu halde iskân edilemeyen ailelerin iskân yardımından yararlanabilmeleri için yapacakları başvuru hakkının mirasçılara tanınmasını engellemektedir.
Anayasa"nın 35. maddesinde herkesin, mülkiyet ve miras haklarına sahip olduğu, bu hakların, ancak kamu yararı amacıyla, kanunla sınırlanabileceği belirtilmiştir. Buna göre miras hakkı, mülkiyet hakkının devamı ve özel bir şeklidir. Bu nedenle mülkiyet ve miras aynı maddede düzenlenerek anayasal güvence altına alınmıştır.
Anayasa"nın 13. maddesinde de, temel hak ve özgürlüklerin, özlerine dokunulmaksızın yalnızca Anayasa"nın ilgili maddelerinde belirtilen sebeplere bağlı olarak ve ancak yasayla sınırlanabileceği, bu sınırlamaların Anayasa"nın sözüne ve ruhuna, demokratik toplum düzeninin ve lâik Cumhuriyetin gereklerine ve ölçülülük ilkesine aykırı olamayacağı belirtilmiştir.
Demokrasiler, temel hak ve özgürlüklerin en geniş ölçüde sağlanıp güvence altına alındığı rejimlerdir. Temel hak ve özgürlüklerin özüne dokunup tümüyle kullanılamaz hale getiren sınırlamalar, demokratik toplum düzeni gerekleriyle uyum içinde sayılamaz. Bu nedenle, temel hak ve özgürlükler, istisnaî olarak ve ancak özüne dokunmamak koşuluyla demokratik toplum düzeninin sürekliliği için zorunlu olduğu ölçüde ve ancak yasayla sınırlandırılabilirler.
İskân Kanunu"na dayanarak alınan iskân kararıyla belirlenen "iskân hakkı sahipliği", "alacak hakkı" niteliğinde olup mülkiyet hakkı kapsamındadır. Mülkiyet hakkı kapsamında bulunan bir hak üzerinde mirasçılara başvuru hakkının engellenmesi miras hakkının özünü zedeler ve onu kullanılamaz hale getirir.
Bu nedenle kural, Anayasa"nın 13. ve 35. maddelerine aykırıdır. İptali gerekir.
Dava konusu kural, Anayasa"nın 13. ve 35. maddelerine aykırı görülerek iptal edilmiş olduğundan, ayrıca Anayasa"nın 2. ve 11. maddeleri yönünden incelenmesine gerek görülmemiştir.
V- YÜRÜRLÜĞÜN DURDURULMASI KARARI
19.9.2006 günlü, 5543 sayılı İskân Kanunu"nun;
A) 1- 13. maddesi,
2- 27. maddesinin (5) sayılı fıkrası,
24.9.2008 günlü, E. 2006/142, K. 2008/148 sayılı kararla iptal edildiğinden, bu madde ve fıkranın, uygulanmasından doğacak sonradan giderilmesi güç veya olanaksız durum ve zararların önlenmesi ve iptal kararının sonuçsuz kalmaması için kararın Resmî Gazete"de yayımlanacağı güne kadar YÜRÜRLÜKLERİNİN DURDURULMASINA,
B) Geçici 2. maddesinin (1) sayılı fıkrasının (b) bendinin son tümcesinin yürürlüğünün durdurulması isteminin, koşulları oluşmadığından REDDİNE,
24.9.2008 gününde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.
VI- SONUÇ
19.9.2006 günlü, 5543 sayılı İskân Kanunu"nun;
A- 13. maddesinin,
B- 27. maddesinin (5) numaralı fıkrasının,
C- Geçici 2. maddesinin (1) numaralı fıkrasının (b) bendinin son tümcesinin,
Anayasa"ya aykırı olduğuna ve İPTALİNE, 24.9.2008 gününde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.
Başkan Haşim KILIÇ |
Başkanvekili Osman Alifeyyaz PAKSÜT |
Üye Sacit ADALI |
Üye Fulya KANTARCIOĞLU |
Üye Mehmet ERTEN |
Üye Cafer ŞAT |
Üye A. Necmi ÖZLER |
Üye Fettah OTO |
Üye Serdar ÖZGÜLDÜR |
Üye Şevket APALAK |
Üye Serruh KALELİ |