Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2022/7671 Esas 2022/10997 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
10. Hukuk Dairesi
Esas No: 2022/7671
Karar No: 2022/10997
Karar Tarihi: 21.09.2022

Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2022/7671 Esas 2022/10997 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

İş Mahkemesi'nde görülen bir davada, hizmet tespiti ve prime esas kazancın tespiti istenmiştir. İlk derece mahkemesi davayı kabul etmiş ve bu karar istinaf edilmiştir. Bölge adliye mahkemesi ise istinaf başvurularının reddine karar vermiştir. Fakat Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 15.09.2021 tarihli kararıyla verilen kararın bozulmasına hükmetmiştir. İlk derece mahkemesi, Yargıtay'ın kararına göre yeniden değerlendirme yaparak hizmet tespiti talebinin kabul edilmesine karar vermiştir. Ancak prime esas kazancın tespiti konusunda yapılan inceleme ve araştırma eksik kalmıştır. Gerçek ücretin tespiti için yazılı delil gerekmekte ve Hukuk Genel Kurulu kararlarına uygun şekilde ücret miktarının sınırları aşması durumunda yazılı delil ile ispatlanması gerekmektedir. Prime esas kazancın tespiti için kullanılan kanun maddeleri ise 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanunu'nun 77. ve 78. maddeleri ile 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu'nun 80. ve 82. maddeleridir. Alt sınırların aşılması durumunda ücretin yazılı delil ile saptanması gereği pratikte önemini yitirmektedir. Davada davalı işveren tarafından 03.06.2010 - 30.04.2012 ve 23.11.202 - 31.12.2014 dönemlerinde daha fazla ücret ödendiği belirtilerek yapılan bildirim tutarları dikkate alınmalıdır. Ancak 01.01.2000 - 14.11.2014 arasındaki geri kalan döneme ilişkin prime esas kazancın tespiti için yazılı delil araştırılmalı ve bulunması halinde tanıkla da ispat mümkün olabilecektir.
10. Hukuk Dairesi         2022/7671 E.  ,  2022/10997 K.

    "İçtihat Metni"

    Mahkemesi :İş Mahkemesi

    Dava, hizmet tespiti ve prime esas kazancın tespiti istemine ilişkindir.
    İlk Derece Mahkemesince, hükümde belirtilen gerekçelerle davanın kabulüne dair verilen karara karşı davalı ... vekili ile feri müdahil Kurum vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuş, ... Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesince istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiş, verilen bu kararın davalı ... vekili ile feri müdahil Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairemizin 15.09.2021 günlü ve 2021/7300 E., 2021/10298 K. Sayılı ilamı ile kararın bozulmasına ilişkin karar verilmiştir.
    İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak, yaptığı yargılama ile davanın kabulüne dair verilen kararın davalı ... vekili ile feri müdahil Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
    Mahkemece hizmet tespiti talebi yönünden istemin kabulüne dair mahkeme kararı yerindedir. Ne var ki,prime esas kazancın tespitine yönelik verilen kabul kararı ise eksik inceleme ve araştırmaya dayalıdır.
    Prime esas kazanç tutarı tespitinin 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun Geçici 7. maddesi uyarınca yasal dayanağı 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanununun 77 ve 5510 sayılı Kanunun 80. maddesidir. Bu kapsamda davacı işçinin, işin ve işyerinin kapsam ve niteliği dikkate alınarak, ücretinin ve davalı ...’na davalı işveren/işverenler tarafından ödenen ve ödenmesi gereken primlerin miktarının belirlenebilmesi amacıyla, prime esas kazancın tespitinde, gerçek ücretin esas alınması koşuldur.
    Gerçek ücret; sigortalının kıdemi, yaptığı işin özelliği ve niteliğine göre ödenmesi gereken ücrettir. Hizmet akdinin tarafları görünüşte bir ücret belirlemiş olabilirler, ancak bu ücret tarafların aralarında kararlaştırdıkları gerçek ücret olmayabilir. Uygulamada bazen taraflar arasında kararlaştırılmış olan gerçek ücret (örneğin SSK primlerini daha az ödemek amacıyla) bordroya yansıtılmamakta, daha düşük (örneğin asgari ücret) gösterilmektedir. Bu gibi durumlarda yargıç tarafından gerçek ücretin saptanması yoluna gidilmelidir (Prof. Dr. S. Süzek, İş Hukuku, 2. Bası, Beta Yayınları, Sy:287).
    Davanın niteliği gereği çalışma olgusunun her türlü delille ispatlanabilmesine karşılık ücretin ispatında bu denli serbestlik söz konusu değildir. Ücretin ispatında Hukuk Genel Kurulu’nun 2005/409-413, 2010/480-523, 2011/608-649 sayılı kararlarında da belirtildiği üzere, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu 200. (1086 sayılı HUMK m. 288) maddesinde yazılı sınırları aşan, ücret alma iddialarının, yazılı delille kanıtlanması zorunluluğu bulunmaktadır. Ücret miktarı maddelerde belirtilen sınırları aşıyorsa, tespiti gereken gerçek ücretin; hukuksal geçerliliğe haiz olarak düzenlenmiş bulunmaları kaydıyla, işçinin imzasının bulunduğu aylık ücreti gösteren para makbuzları, banka kayıtları gibi delillerle sigortalının imzasını taşıyan ücret bordroları veya hizmet sözleşmesinde yazılı olan ücretin gerçek olmadığı kanıtlanabilir.
    Yazılı delille ispat sınırın altında kalan miktar için veya bu miktar üzerinde olsa bile varlığı iddia edilen çalışma süresine ait yazılı delil başlangıcı sayılabilecek belgelerin bulunması halinde tanık dinletilmesi mümkündür (1086 sayılı HUMK m. 292; HMK m. 202). Eğer ispat sınırının altında kalan ücretler, yine işçinin imzası bulunan belgelere dayanıyorsa yine aksinin yazılı delillerle ispatlanması gerekecektir (HMK m. 201).
    506 sayılı Kanunun 78. maddesinde ve 5510 sayılı Kanunun 82. maddesinde prime esas günlük kazançların alt ve üst sınırlarının ne olacağı gösterilmiştir. Günlük kazancın alt sınırı HUMK’nun 288. maddesinde belirtilen sınırı aşıyorsa ücretin yazılı delille saptanması gereğinin pratikte bir önemi kalmayacaktır. Zira 506 sayılı Kanunun 78. maddesine göre, “....günlük kazançları alt sınırın altında olan sigortalılar ile ücretsiz çalışan sigortalıların günlük kazançları alt sınır üzerinden hesaplanır” 82. madde de bu düzenlemeye paralel bir hüküm içermektedir. Ücretin alt sınırla tespit edilen miktardan fazla olması halinde ise günlük kazancın hesaplanmasında asgari ücret esas alınır.
    Yukarıda açıklanan ilkeler ışığında dava konusu somut olayda,davalı işveren tarafından bildirimin yapıldığı anlaşılan 03.06.2010 - 30.04.2012 ve 23.11.202 - 31.12.2014 dönemi için;bu dönemde daha fazla ücret aldığı hususunun davacı tarafından yukarıda belirtilen ilkeler çerçevesinde aksi ispatlanamadığı takdirde davacı adına bu dönemler için Kuruma yapılan bildirim tutarları dikkate alınarak,söz konusu bildirim dönemleri dışında kalan ve dava konusu edilen 01.01.2000 - 14.11.2014 arasındaki geri kalan döneme ilişkin prime esas kazancın tespiti için ise ücret ödemesine ilişkin yazılı delilin veya banka kaydının olup olmadığı Mahkemece araştırılmalı, ücretin ispatı konusunda yukarıda bahsedildiği üzere yazılı delil arandığı şayet yazılı delil başlangıcı sayılabilecek belge ya da bilgi bulunması halinde tanıkla da ispatın mümkün olabileceği hususları da göz önüne alınmak suretiyle Mahkemece yapılacak araştırma sonucunda elde edilecek sonucuna göre bir karar verilmelidir.
    Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular göz ardı edilerek eksik araştırma ve inceleme sonucu yazılı şekilde hüküm kurulması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
    O hâlde, davalı ... vekili ve feri müdahil kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
    SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde temyiz eden ilgiliye iadesine, 21.09.2022 gününde oybirliğiyle karar verildi.

    Hemen Ara