Esas No: 2011/2371
Karar No: 2012/16720
Yargıtay 22. Hukuk Dairesi 2011/2371 Esas 2012/16720 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"Adalet Bakanlığı Bilgi İşlem Dairesi Başkanlığınca hazırlanmıştır. İzinsiz olarak kopyalanması ve dağıtılması hukuki sorumluluk gerektirir.
MAHKEMESİ : Kadıköy 2. İş Mahkemesi
TARİHİ : 18/01/2012
NUMARASI : 2011/71-2012/50
Davacı vekili, müvekkilinin davalıya ait işyerinde 08.05.1995-12.01.2011 tarihleri arasında çalıştığını, en son kuru gıda satın alma sorumlusu olarak görev yaptığını, iş sözleşmesinin haksız ve geçersiz olarak feshedildiğini iddia ederek feshin geçersizliğine ve müvekkilinin işe iadesine karar verilerek işe başlatılmaması halinde ödenmesi gereken tazminatın belirlenmesini istemiştir
Davalı vekili; davacının dürüstlük ile bağdaşmayan ve güven zedeleyici mahiyette müvekkili firma çalışanına yakışmayacak nitelikte davranışlarda bulunması sebebiyle iş sözleşmesinin 4857 sayılı İş Kanunu’nun 18. maddesi uyarınca geçerli sebeple feshedildiğini savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, toplanan kanıtlara ve bilirkişi raporuna dayanılarak, davalı şirketin geçerli nedeni ispat edemediği gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararı davalı vekili temyiz etmiştir.
Davacı ile davalı arasındaki uyuşmazlık iş sözleşmesinin işveren tarafından geçerli nedenle feshedilip feshedilmediği noktasında toplanmaktadır.
4857 sayılı Kanun’un 18. maddesine göre otuz veya daha fazla işçi çalıştıran işyerlerinde en az altı aylık kıdemi olan işçinin belirsiz süreli iş sözleşmesini fesheden işveren, işçinin yeterliliğinden veya davranışlarından ya da işletmenin, işyerinin veya işin gereklerinden kaynaklanan geçerli bir sebebe dayanmak zorundadır.
4857 sayılı Kanun’un 18. maddesi bakımından işçinin davranışlarından kaynaklanan sebepler, işçinin aynı Kanun"un 25/II. maddesinde öngörülen sebepler niteliğinde ve ağırlığında olmayan, işyerinde işin görülmesini önemli ölçüde olumsuz etkileyen, sözleşmeye aykırı davranışlarıdır. İşçinin davranışı ancak işyerinde olumsuzluklara yol açması halinde geçerli sebep olabilir. İşçinin sosyal açıdan olumsuz bir davranışı, toplumsal ve etik açıdan onaylanmayacak bir tutumu işyerinde üretim ve iş ilişkisi sürecine herhangi bir olumsuz etki yapmıyorsa geçerli sebep sayılamaz.
4857 sayılı Kanun’un 20. maddesinin ikinci fıkrasına göre feshin geçerli nedene dayandığını ispat yükümlülüğü işverene aittir. İşçi, feshin başka bir sebebe dayandığını iddia ettiği takdirde, bu iddiasını ispatla yükümlüdür.
Somut olayda, davacının kuru bakliyat satın alma sorumlusu olarak görev yaptığı ve iş sözleşmesinin 28/12/2010 tarihli inceleme raporu doğrultusunda 13/01/2011 tarihinde “11/01/2011 tarihli denetim raporu uyarınca yıllık anlaşmada yer alan ciro primi oranlarını şirketimiz sistemine eksik tanımladığınız yada hiç tanımlamadığınız elle faturalandırma yapmak suretiyle kümülatif datalar eksik oluşturduğunuz satın alma sözleşmelerinde yer alan raf katkı ve aktivite primi gibi oranları sisteme tanımlamaktan imtina edip bu oranları şahsi ve keyfi kontrolünüz altında tuttuğunuz satın alma sözleşmelerinde yer alan tanımlamalar haricinde tedarikçilere haksız faturalar kestiğiniz ve kesilen faturaların fazla yada eksik olması durumunda fatura bedellerine ilişkin olarak ilgili mali yıl veya takip eden mali yıl içinde tedarikçi firmalarla şirketimiz prosedürlerine anlaşmalar akdederek mahsuplaşma gerçekleştirdiğiniz, herhangi bir imza yetkiniz olmadığı halde şirketimizi tedarikçi firmalar nezdinde çeşitli yükümlülükler altına sokacak anlaşmalar imzaladığınız, özellikle ....A.Ş ile olan görüşmeleriniz süresince satın alma sözleşmesi hükümlerine aykırı biçimde tedarikçi firmayı yönlendirerek iletişime girdiğiniz ve firmaya şirketimiz çalışma ve kural politikalarına aykırı şekilde taahhütlerde bulunduğunuz, bütün bu süreçleri şirketimiz yapısına yakışmayacak denli kaba üslupla sürdürerek şirketimiz itibarını zedelediğiniz tespit edilmiştir” denilerek 4857 sayılı Kanun"un madde 18 kapsamında geçerli nedenle feshedildiği anlaşılmaktadır.
Mahkemece davalının geçerli nedeni ispat edemediği gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş ise de karara dayanak alınan bilirkişi raporu yetersiz olup hükme esas alınabilecek nitelikte değildir. Bu nedenle alanlarında uzman olan bilirkişilerle birlikte işyerinde keşif yapılıp konuyla ilgili bütün kayıt ile belgeler incelenerek yeniden bilirkişi raporu alınması ve sonucuna göre hukuki durumun belirlenmesi gerekirken yetersiz bilirkişi raporuna dayanılarak eksik araştırma ve inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir. Bozma sebebine göre de, sair temyiz sebeplerinin bu aşamada incelenmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
SONUÇ:Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebeplerden BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine 12.07.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.