Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2022/10807 Esas 2022/11170 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
10. Hukuk Dairesi
Esas No: 2022/10807
Karar No: 2022/11170
Karar Tarihi: 26.09.2022

Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2022/10807 Esas 2022/11170 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Davanın konusu işçilik alacakları ile ilgili hizmet tespiti talebidir. Davanın kısmen kabul edilmesine dair verilen karar, istinaf başvurusu sonrası Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesince esastan kabul edilmiştir. Ancak Yargıtay'ın bozma kararı sonrası yapılan yeniden değerlendirmede, eksik araştırma yapıldığı ve hüküm tesisi için yeterli delil toplanmadığı tespit edilmiştir. Bu nedenle dosyanın yeniden incelenerek eksikliklerin giderilmesi gerektiği belirtilmiştir. Kararda, Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun bozmaya uyma veya direnme başlığı altındaki 373. maddesi ile Bölge Adliye Mahkemesi tarafından verilecek kararın unsurları belirtilmiştir. HMK'nın 359. Maddesi ise bu kararların içeriğini açıklamaktadır. Kararın sonucuna göre, ... Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi kararı, HMK’nın 373/2 maddesi gereği BOZULMUŞTUR. Detaylı bilgi için Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 353, 359 ve 360. maddeleri incelenmelidir.
10. Hukuk Dairesi         2022/10807 E.  ,  2022/11170 K.

    "İçtihat Metni"

    Mahkemesi : Korkuteli Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi

    Dava, hizmet tespiti istemine ilişkindir.
    İlk Derece Mahkemesince, hükümde belirtilen gerekçelerle davanın kısmen kabulüne dair verilen karara karşı taraf vekilleri tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine, ... Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesince davalının istinaf başvurusunun esastan reddine, davacı ve feri müdahil Kurum vekillerinin istinaf başvurularının ayrı ayrı esastan kabulüne, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve davanın kabulüne karar verilmiştir.
    Dairemiz bozma kararı sonrası, ... Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesince bozmaya uyularak verilen kararın, davalı ve feri müdahil Kurum vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
    Bölge Adliye Mahkemesince verilen önceki karar dairemizin 02.12.2019 tarihli ilamıyla “mahkemece dinlenen tüm bordro tanıkları 2008/4 sonrası döneme ilişkin olup, davacının 12.09.2005 – 30.04.2008 arasındaki çalışmalarını bilebilecek durumda olan bir bordro tanığı dinlenmemiştir. Bu nedenle yeterli araştırma yapılmadığı anlaşıldığından, 12.09.2005 – 30.04.2008 arası döneme ilişkin dönem bordroları getirtilerek bordro tanıkları resen dinlenilmeli, dinlenilen tanıkların hangi dönemler için dinlenildiği tespit ile beyanlar arasında çelişki var ise giderilmesi suretiyle, işçilik alacakları dosyası da gözetilerek varılacak sonuca göre bir karar verilmelidir.
    Öte yandan işverence bildirimi yapılan 31.01.2013 - 31.01.2014 arası dönemin nizasız olup olmadığı kurumdan sorularak, nizasız ise davacının hukuki yararının olup olmadığı irdelenmelidir.” gerekçeleriyle karar bozulmuş, uyulan bozma ilamı sonrası;
    “1-Davacı ve fer'i müdahil Kurumun aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan istinaf sebeplerinin Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353'üncü maddesinin 1'inci fıkrasının (b) bendinin 1'nci alt bendi uyarınca esastan reddine; Korkuteli Asliye Hukuk Mahkemesinin İş Mahkemesi sıfatıyla verdiği 16/05/2017 gün 2016/626 Esas 2017/176 Karar sayılı kararının kaldırılmasına ve aşağıdaki şekilde düzeltilmesine;
    2-Karar başlığında davalı olarak gösterilen Kurum sıfatının fer'i müdahil olarak değiştirilmesine;
    3- a-Davanın kısmen kabulü ile;
    Davacı ...'un davalı işverene ait iş yerinde 12/09/2005 - 30/01/2013 tarihleri arasında kesintisiz ve tam olarak 5510 sayılı Kanunun 4/1-a (506 sayılı Kanun) maddesi kapsamında hizmet akdine tabi, asgari ücretle çalıştığının tespitine; bildirimi yapılan sürelerin dışlanmasına; 31/01/2013-31/01/2014 arası dönemin taraflar arasında nizalı olmadığından bu dönem yönünden davacının hukuki yararının bulunmadığının tespiti ile, bu dönem yönünden talebin usulden reddine” karar verilmiştir.
    1- Dosya kapsamına göre, davacının talebinin 12.09.2005 ve sonrası dönemlere ilişkin olduğu, davalı ...’in 05.11.2007 tarihinde kanun kapsamına alındığı, dolayısıyla kapsam tarihinden önceki bir dönemde bordro bulunmaması karşısında, bu dönemle ilgili yeterli araştırma yapılmaksızın hüküm tesisi, eksik araştırma ve incelemeye dayalıdır.
    Mahkemece, öncelikle işçilik alacakları dosyası getirtilerek incelenmeli, davalının kanun kapsamına alındığı tarihten önceki faaliyeti araştırılarak, tüm dönemi kapsayacak şekilde komşu işyerleri emniyet, zabıta ve SGK ile vergi dairesinden sorularak belirlenmek suretiyle, komşu işyerlerinin işverenleri ve çalışanlarının tanık olarak bilgi ve görgülerine başvurulmalı, mahkemece daha önce dinlenen tanıkların nitelikleri denetlenmeli, varsa aradaki çelişkiler giderilmeli, oluşacak sonuca göre bir karar verilmelidir.
    2- Kabule göre de 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun Bozmaya uyma veya direnme başlığı altında 373. maddesinin birinci fıkrasında ''Yargıtay ilgili dairesinin tamamen veya kısmen bozma kararı, başvurunun bölge adliye mahkemesi tarafından esastan reddi kararına ilişkin ise bölge adliye mahkemesi kararı kaldırılarak dosya, kararı veren İlk Derece Mahkemesine veya uygun görülecek diğer bir ilk derece mahkemesine gönderilir'' hükmü, ikinci fıkrasında ise ''Bölge adliye mahkemesinin düzelterek veya yeniden esas hakkında verdiği karar Yargıtay’ca tamamen veya kısmen bozulduğu takdirde dosya, kararı veren bölge adliye mahkemesi veya uygun görülen diğer bir bölge adliye mahkemesine gönderilir.'' hükmü düzenlenmiştir.
    Diğer taraftan, Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 359. Maddesinde Bölge Adliye Mahkemesince verilecek kararın unsurları belirtilmiştir. Buna göre; (1) Karar aşağıdaki hususları içerir:
    a) Kararı veren bölge adliye mahkemesi hukuk dairesi ile başkan, üyeler ve zabıt kâtibinin ad ve soyadları, sicil numaraları.
    b) Tarafların ve davaya ilk derece mahkemesinde müdahil olarak katılanların kimlikleri ile Türkiye Cumhuriyeti kimlik numarası, varsa kanuni temsilci ve vekillerinin adı, soyadı ve adresleri.
    c) Tarafların iddia ve savunmalarının özeti.
    ç) İlk derece mahkemesi kararının özeti.
    d) İleri sürülen istinaf sebepleri.
    e) Taraflar arasında uyuşmazlık konusu olan veya olmayan hususlarla bunlara ilişkin delillerin tartışması, ret ve üstün tutma sebepleri, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebep.
    f) Hüküm sonucu ile varsa kanun yolu ve süresi.
    g) Kararın verildiği tarih, başkan ve üyeler ile zabıt kâtibinin imzaları.
    ğ) Gerekçeli kararın yazıldığı tarihi.
    (2) Hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında, açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir.
    (3) Bölge adliye mahkemesi, başvurunun esastan reddi kararında, ileri sürülen istinaf sebeplerini özetlemek ve ret sebeplerini açıklamak kaydıyla, kararın hukuk kurallarına uygunluk gerekçesini göstermekle yetinebilir.
    (4) Temyizi kabil olmayan kararlar, ilk derece mahkemesi tarafından; temyizi kabil olan kararlar ise bölge adliye mahkemesi tarafından resen tebliğe çıkarılır.
    Yukarıda belirtilen hükümlere göre bölge adliye mahkemesince davanın esasına ilişkin olarak verilen iki tür kararı Yargıtay'ın temyiz incelemesine konu olabilir. Birincisi, bölge adliye mahkemesinin istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin kararlarıdır. Bu durumda Yargıtay'ın bozma kararı vermesi halinde dosya karar vermek üzere ilk derece mahkemesine gönderilir.
    İkincisi ise, bölge adliye mahkemesinin istinaf başvurusunun kabulüne ilişkin kararlarıdır. Bu durumda Yargıtay'ın bozma kararı vermesi halinde dosya karar vermek üzere bölge adliye mahkemesine gönderilir. Zira bozulan karar, ilk derece mahkemesi kararı değil dosyanın esasına girerek dosyanın esası hakkında yeniden verilen bölge adliye mahkemesi kararıdır. Bölge Adliye Mahkemesince Yargıtay’ın bozma kararına uyulması halinde bozma ilamındaki açıklamaları dikkate alarak ve HMK’nın 359. Maddesi hükümlerine göre ve 360. Maddesinde yer alan, “(1) Bu Bölümde aksine hüküm bulunmayan hâllerde, ilk derece mahkemesinde uygulanan yargılama usulü, bölge adliye mahkemesinde de uygulanır.” hükmü gereğince, bozma ilamında belirtilen eksiklikler tamamlanarak işin esası hakkında ve uyuşmazlığı bitirecek şekilde bir karar verilmek üzere yargılama yapılması gerekecektir.
    Eldeki dosyada ise, Bölge Adliye Mahkemesi kararının dairemiz tarafından bozulduğu ve dosyanın yeniden bir karar verilmek üzere Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine dair karar verildiği gözetildiğinde, uyuşmazlığın esası hakkında HMK’nun 359. maddesi hükümlerine uygun şekilde bir karar verilmesi gerekirken, “ Davacı ve fer'i müdahil Kurumun aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan istinaf sebeplerinin Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353'üncü maddesinin 1'inci fıkrasının (b) bendinin 1'nci alt bendi uyarınca esastan reddine; Korkuteli Asliye Hukuk Mahkemesinin İş Mahkemesi sıfatıyla verdiği 16/05/2017 gün 2016/626 Esas 2017/176 Karar sayılı kararının kaldırılmasına ve aşağıdaki şekilde düzeltilmesine” şeklinde yazılı şekilde karar tesisi; usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
    O halde, davalı ve fer’i müdahil Kurum vekillerinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve ... Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesince verilen karar bozulmalıdır.
    SONUÇ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi kararının HMK’nın 373/2 maddesi gereği BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde temyiz eden ilgiliye iadesine, dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 26.09.2022 gününde oybirliğiyle karar verildi.

    Hemen Ara