Esas No: 2012/4399
Karar No: 2012/16024
Yargıtay 22. Hukuk Dairesi 2012/4399 Esas 2012/16024 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Kartal 4. İş Mahkemesi
TARİHİ : 02/11/2011
NUMARASI : 2010/322-2011/977
Davacı vekili, müvekkilinin davalı işyerinde 05/01/2004 yılında l. Sınıf yurt içi şöförü olarak çalışmaya başladığını, pompa depo sorumlusu olarak yaklaşık 2 yıl görev yaptığını, daha sonra iş sözleşmesinin sona erdiği 23.11.2009 tarihine kadar oto çeker departmanında yurt içi şöförlüğü yaptığını, fesihden sonra davalı tarafından 9.038,66 TL tazminat ödendiğini, bu ödemenin kanuni hakların saklı tutarak tahsil ettiğini, yurt içi şöförü olarak çalıştığı dönemde mesaisinin 8.00 de başladığını değişen sevkiyat saatleri ve güzergahları sebebiyle mesai bitiminin oldukça geç olduğunu, cumartesi pazar dahil günlük ortalama 18-19 saat çalıştığını, fazla çalışma ücreti, hafta sonu ile resmi ve dini bayramlarda yaptığı çalışmaların karşılığının ödenmediğini, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı İst. Müdürlüğünce davalı kurumda 8/9/2004-28/9/2004 tarihleri arasında yapılan inceleme sonunda yurt dışı şöförlerinin çalışma çizelgelerinin açıkca belirtildiğini yurt içi şöförlerininde aynı çalışma koşullarına sahip olduğunun ifade edildiğini, davacının depo pompa görevlisi olarak görev yaptığı 2 yıl boyunca 24 saat çalışıp 24 saat dinlendiğini aylık 360 saat çalışması olduğunu, tüm resmi ve dini bayramlarda aralıksız çalıştığını ileri sürerek fazlaya hakları saklı kalmak üzere, 06.06.2010 tarihli ıslah dilekçesi ile 4.144,40 TL kıdem tazminatı, 1.171,78 TL ihbar tazminatı, 24.728,77 TL fazla mesai ücreti, 6.945,02 TL hafta sonu tatili , 2.272.16 TL ulusal bayram ve genel tatil ücreti, 678,84 TL senelik ücretli izin ve 496,53 TL ikramiye alacağı toplamı 40.437,50 TL" nin akdin feshi tarihinden itibaren işleyecek mevduata uygulanan en yüksek faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili, zaman aşımı itirazında bulunduklarını, işverence yapılan ödemelerin mahsup edilmeleri gerektiğini, davacının ilk olarak idari şoför olarak 05/01/2004 tarihinde işe başladığını, 03/01/2008 tarihinden itibaren Bursa filo müdürlüğüne bağlı olarak oto taşıma şoförlüğü yaptığını, iş akdinin davacının ağır ve tehlikeli işler yapamaz raporuyla müvekkili şirkete başvurması nedeniyle karşılıklı anlaşma sonucu ikale imzalanarak sona erdirildiğini, ihbar, kıdem tzminatları ile yıllık izin ücretlerinin ödendiğini, tır şoförlerinin mesai, hafta sonu tatilleri ve genel tatil alacaklarına hak kazanmasının mümkün olmadığını, davacının şoför olarak çalıştığı dönemde asgari ücrete ek olarak yaptığı seferlerde kilometre başına harcırah aldığını bu harcırah miktarlarının değişken nitelikte olduğunu devamlılık arz etmediğini, fazla çalışma yapmadığını, hafta tatili ve genel tatillerde nadiren çalıştığını belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece, kurum ve işyeri kayıtlarına göre davacının 05/01/2004-23/11/2009 tarihleri arasında aylık net 1269,32 TL ücret karşılığı çalıştığı, davacının iş sözleşmesinin sağlık sebepleriyle haklı nedenle fesh etmesi nedeniyle kıdem tazminatına hak kazanması mümkün olup, ihbar tazminatına hak kazanamayacağı, bu doğrultuda davacının ikale ile ihbar tazminatı ödenerek ek menfaat sağlandığı ileri sürülebilirse de tazminatlar asgari ücret üzerinden ödenmiş olmakla ve davacının asgari ücretin yanı sıra almış olduğu yol harcırahlarınında eklenerek tazminatın hesaplanması gerekeceğinden ve bu haliyle de sadece kıdem tazminat miktarının toplam ödemeden fazla olacağı değerlendirilerek davacının ikale yapmakta menfaati bulunmadığı kabul edilerek fark kıdem ve ihbar tazminat alacaklısı olduğu, Nisan 2009 bordrosunda ikramiye adı altında tahakkuk yapıldığı,bu ödemenin tanık beyanları ile bir önceki yıla ait ikramiye ödemesi olduğu,davacının genel tatillerde çalıştığı anlaşıldığından bu taleplerin kabul edildiği,çalışma karşılığı sefer başı ve km başı pirim ödemesi olduğundan ve şoförlerin kendi çalışma saatlerini kendileri belirlediğinden fazla çalışma alacağı talebinin reddine karar vermek gerektiği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararı yasal süresi içinde taraflar temyiz etmiştir.
1.Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalının tüm, davacının aşağıdaki bendlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2.Davacı işçinin hafta tatili ücretine hak kazanıp kazanmadığı, depo pompa sorumlusu olarak çalıştığı dönemde fazla çalışma ücretinin hakedip haketmediği hususları taraflar arasında uyuşmazlık konusudur.
4857 sayılı İş Kanunu"nun 46. maddesinde işçinin, tatil gününden önce aynı yasanın 63. maddesine göre belirlenmiş olan iş günlerinde çalışmış olması koşuluyla yedi günlük zaman dilimi içinde 24 saat dinlenme hakkının bulunduğu açıklanmıştır. İşçinin hafta tatili gününde çalışma karşılığı olmaksızın bir günlük ücrete hak kazanacağı da 46. maddenin 2. fıkrasında ifade edilmiştir.
Hafta tatili izni kesintisiz en az 24 saattir. Bunun altında bir süre haftalık izin verilmesi durumunda, usulüne uygun şekilde hafta tatili izni kullandığından söz edilemez.
Ayrıca, hafta tatili bölünerek kullandırılamaz. Buna göre hafta tatilinin 24 saatten az olarak kullandırılması halinde hafta tatili hiç kullandırılmamış sayılır.
2429 sayılı Ulusal Bayram ve Genel Tatiller Hakkında Kanun"un 3. maddesine göre hafta tatili Pazar günüdür kural bu şekilde olmakla birlikte, işçiye Pazar günü dışında hafta tatili izni kullandırılması mümkündür.
Hafta tatili gününde çalıştığını iddia eden işçi norm kuramı uyarınca bu iddiasını ispatla yükümlüdür. Ücret bordrolarına ilişkin kurallar burada da geçerlidir. İşçinin imzasını taşıyan bordro sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğindedir. Bir başka anlatımla bordronun sahteliği ileri sürülüp kanıtlanmadıkça, imzalı bordroda yer alan hafta tatili ücreti ödemesinin yapıldığı varsayılır. Bordroda ilgili bölümünün boş olması ya da bordronun imza taşımaması halinde işçi, hafta tatilinde çalışma yaptığını her türlü delille ispat edebilir.
Hafta tatillerinde çalışıldığının ispatı konusunda işyeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, işyeri iç yazışmaları, yazılı delil niteliğindedir. Ancak, sözü edilen çalışmanın bu tür yazılı belgelerle kanıtlanamaması durumunda tarafların dinletmiş oldukları tanık beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bunun dışında herkesçe bilinen genel bazı vakıalar da bu noktada göz önüne alınabilir.
İmzalı ücret bordrolarında hafta tatili ücreti ödendiği anlaşılıyorsa, işçi tarafından daha fazla çalışıldığının ileri sürülmesi mümkün değildir. Ancak, işçinin hafta tatili alacağının bordroda görünenden daha fazla olduğu yönünde bir ihtirazi kaydının bulunması halinde, hafta tatili çalışmalarının ispatı her türlü delille yapılabilir. Buna karşın, bordroların imzalı ve ihtirazi kayıtsız olması durumunda dahi, işçinin geçerli bir yazılı belge ile bordroda yazılı olanın dışında hafta tatillerinde çalışmaların yazılı delille kanıtlaması gerekir. İşçiye bordro imzalatılmadığı halde, hafta tatili ücretlerinin tahakkuklarını da içeren her ay değişik miktarlarda ücret ödemelerinin banka kanalıyla yapılması durumunda da ihtirazi kayıt ileri sürülmemiş olması, ödenenin üzerinde hafta tatili çalışması yapıldığının yazılı delille ispatlanması gerektiği sonucunu doğurmaktadır.
Hafta tatili çalışmalarının yazılı delil ya da tanıkla ispatı imkan dahilindedir. İşyerinde çalışma düzenini bilmeyen ve bilmesi mümkün olmayan tanıkların anlatımlarına değer verilemez.
Hafta tatili çalışmalarının uzun bir süre için hesaplanması ve miktarın yüksek çıkması halinde Dairemizce son yıllarda indirim yapılması gerektiği istikrarlı uygulama halini almıştır. Ancak, hafta tatili çalışmasının taktiri delil niteliğindeki tanık anlatımları yerine, yazılı belgelere ve işveren kayıtlarına dayanması durumunda böyle bir indirime gidilmemektedir.
Somut olayda, yurtiçi şoförü ve depo pompa sorumlusu olarak çalışan davacının hafta tatili sürelerinde çalıştığının tanık beyanlarına göre sabit olduğu, imzalı ücret bordrolarında bazı aylarda hafta tatili ücreti ödendiğinin görüldüğü, mahkemece hafta tatili ücretinin neden reddedildiğine dair gerekçe belirtilmediği anlaşılmış olup, davacı tanıklarının beyanları ile imzalı ücret bordrolarında hafta tatili ücreti tahakkuku yapılan süreler ile zamanaşımı defi ve işverence yapılan ödemeler dikkate alınarak çıkacak sonuca göre hafta tatili ücreti hakkında karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması hatalıdır.
Öte yandan, davacının depo pompa sorumlusu olarak çalıştığı dönemlerde 24 saat çalışıp 24 saat dinlendiği dosya kapsamı ve tanık beyanlarından anlaşılmış olup, bu durumda davacının bu görevle çalıştığı dönemlere ilişkin, imzalı ücret bordrolarında fazla çalışma ücreti tahakkuku yapılan süreler ile zamanaşımı defi ve işverence yapılan ödemeler dikkate alınarak fazla çalışma ücretinin hesabı yapılarak, çıkacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması bozmayı gerektirir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebeple BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 06.07.2012 gününde oybirliği ile karar verildi.