Esas No: 2012/3208
Karar No: 2012/16023
Yargıtay 22. Hukuk Dairesi 2012/3208 Esas 2012/16023 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İzmir 9. İş Mahkemesi
TARİHİ : 13/02/2012
NUMARASI : 2011/608-2012/77
Davacı, davalı iş yerinde 03.09.1999-23.02.2011 tarihleri arasında çalıştığını, emeklilik nedeniyle işten ayrıldığını, son ücretinin aylık net 1.120,00 TL olduğunu, işveren tarafından yemek yardımı yapıldığını, kendine işvereni tarafından 3.500,00 TL kıdem tazminatı ödemesi yapıldığını, hafta içlerinde 09.00-18.00 arası, Cumartesi günleri ise saat 14.00’e kadar çalıştığını, bu çalışma süresinin Ocak-Temmuz arasında olduğunu, okullar açıldıktan sonra diğer aylarda ortalama çalışma süresinin 80 saati bulduğunu, çalıştığı süre içinde iki hafta izin kullandığını, 2010 yılı Temmuz-2011 Şubat aylarında asgari geçim indirimlerinin kendisine ödenmediğini ileri sürerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla; kıdem tazminatı, yıllık izin ücreti ve asgari geçim indirimi alacağı ile fazla çalışma ücretinin, kıdem tazminatı için sözleşmenin sona erdirildiği tarihten itibaren mevduata uygulanan en yüksek faizi, diğer alacaklar için yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsilini istemiş, talebini 06.02.2012 tarihli ıslah dilekçesi ile bilirkişi raporu doğrultusunda ıslah etmiştir.
Davalı, davacının asgari ücret karşılığı çalıştığını, iş yerinden ayrıldıktan sonra başka bir iş yerinde çalışmaya başladığını, bu nedenle davacının emeklilik nedeniyle işten ayrılmadığını, 24.02.2011 tarihli ibraname ile işvereni ibra ettiğini belirterek davanın reddini talep etmiştir.
Mahkemece, bilirkişi raporu doğrultusunda, davacının davalı iş yerinde ayrıldıktan 3,5 ay sonra başka bir iş yerinde çalışmaya başladığı görülmekle beraber işçinin başka bir iş yerinde çalışmak için işten ayrıldığına dair net bir tespite varılamadığı, buna göre davacının kıdem tazminatı alacaklısı olduğu, asgari geçim indirimi, fazla çalışma ücreti ve yıllık izin ücretine hak kazandığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararı yasal süresi içinde davalı temyiz etmiştir.
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Davacı işçinin fazla çalışma yapıp yapmadığı, yapılmış ise ücretinin ödenip ödenmediği ile asgari geçim indiriminin davacıya ödenip ödenmediği hususu taraflar arasında uyuşmazlık konusudur.
Fazla çalışma yaptığını iddia eden işçi bu iddiasını ispatla yükümlüdür. Ücret bordrolarına ilişkin kurallar burada da geçerlidir. İşçinin imzasını taşıyan bordro sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğindedir. Bir başka anlatımla bordronun sahteliği ileri sürülüp kanıtlanmadıkça, imzalı bordroda görünen fazla çalışma alacağının ödendiği varsayılır.
Fazla çalışmanın ispatı konusunda işyeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, işyeri iç yazışmaları, delil niteliğindedir. Ancak, fazla çalışmanın bu tür yazılı belgelerle kanıtlanamaması durumunda tarafların dinletmiş oldukları tanık beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bunun dışında herkesçe bilinen genel bazı vakıalar da bu noktada göz önüne alınabilir. İşçinin fiilen yaptığı işin niteliği ve yoğunluğuna göre de fazla çalışma olup olmadığı araştırılmalıdır.
İmzalı ücret bordrolarında fazla çalışma ücreti ödendiği anlaşılıyorsa, işçi tarafından gerçekte daha fazla çalışma yaptığının ileri sürülmesi mümkün değildir. Ancak, işçinin fazla çalışma alacağının daha fazla olduğu yönündeki ihtirazi kaydının bulunması halinde, bordroda görünenden daha fazla çalışmanın ispatı her türlü delille söz konusu olabilir. Buna karşın, bordroların imzalı ve ihtirazi kayıtsız olması durumunda dahi, işçinin geçerli bir yazılı belge ile bordroda yazılı olandan daha fazla çalışmayı yazılı delille kanıtlaması gerekir. İşçiye bordro imzalatılmadığı halde, fazla çalışma ücreti tahakkuklarını da içeren her ay değişik miktarlarda ücret ödemelerinin banka kanalıyla yapılması durumunda da ihtirazi kayıt ileri sürülmemiş olması, ödenenin üzerinde fazla çalışma yapıldığının yazılı delille ispatlanması gerektiği sonucunu doğurmaktadır.
Fazla çalışmanın yazılı delil ya da tanıkla ispatı imkan dahilindedir. İşyerinde çalışma düzenini bilmeyen ve bilmesi mümkün olmayan tanıkların anlatımlarına değer verilemez.
Fazla çalışmanın belirlenmesinde 4857 sayılı İş Kanunu"nun 68. maddesi uyarınca ara dinlenme sürelerinin dikkate alınması gerekir.
Fazla çalışmaların uzun bir süre için hesaplanması ve miktarın yüksek çıkması halinde Yargıtay’ca son yıllarda indirim yapılması gerektiği istikrarlı uygulama halini almıştır. Ancak, fazla çalışmanın taktiri delil niteliğindeki tanık anlatımları yerine, yazılı belgelere ve işveren kayıtlarına dayanması durumunda böyle bir indirime gidilmemektedir.
Dosya içeriğinden, davacının emeklilik sebebiyle işten ayrıldığı, işverence kıdem tazminatı ödemesi yapıldığı, bunun aksinin ıspat edilemediği, 03.09.1999-02.04.2001 tarihleri arasında ve 04.09.2001-24.02.2011 tarihleri arasında on bir yıl on dokuz gün davalı işyerinde çalıştığı, ücretinin İzmir Matbaacılar Esnaf ve Sanatkar Odasının 23.11.2011 tarihli yazısına göre asgari ücret ile 800 TL arası olduğu, davacının 1,120 TL ücretle çalıştığını, davalının asgari ücretle çalıştığını, davalı tanıklarının asgari ücretle çalışıldığını, davacı tanığının 1000 TL ücretle çalışıldığını bildirdikleri, mahkemece 800,00 TL net, 1.117,47 TL brüt ücretle çalışıldığının kabul edildiği, davalı işverence asgari geçim indiriminin ödendiğine dair belge sunmadığından taleb edilen temmuz 2010—şubat 2011 arası sekiz aylık alacağın 640,32 TL olarak hesaplandığı, 3,500 TL kıdem tazminatı ödemesi yapıldığı, bu miktar düşülerek giydirilmiş brüt ücret üzerinden 10.239,77 TL kıdem tazminatı alacağı olduğunun belirlendiği, davacı tanık beyanlarına göre her yıl Kasım-Aralık aylarında hafta içi 09.00-23.00 arası pazar günü hariç günlük on iki saat fazla çalışma olduğu kabul edilerek 7.141,82 TL fazla çalışma alacağı olduğunun tesbit edildiği, yıllık izinlerin işverence yüz altmış iki gün kullandırıldığı, yirmi altı gün eksik kullandırıldığı, bu süre için yıllık izin kullandırıldığının işverence yazılı delil ile ıspatlanamadığı, buna göre yıllık izin ücretinin 968,24 TL olarak belirlendiği anlaşılmıştır.
Somut olayda, işverence temyiz aşamasında dosyaya sunulan bir kısmı imzalı olan ücret bordrolarına göre davacıya fazla çalışma ücreti ve asgari geçim indirimi ödemelerinin yapıldığı anlaşılmış olup,ödeme iddiası itiraz mahiyetin de olduğundan ve yargılamanın her safhasında ileri sürülebileceğinden üzerinde durularak taraflardan diyecekleri de sorulduktan sonra gerçekten ödendiği belirlenirse mahsub yapılarak karar verilmesi gerektiğinden hükmün bu sebeple bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebeple BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 06.07.2012 gününde oybirliği ile karar verildi.