Yargıtay 22. Hukuk Dairesi 2012/12292 Esas 2012/15986 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
22. Hukuk Dairesi
Esas No: 2012/12292
Karar No: 2012/15986

Yargıtay 22. Hukuk Dairesi 2012/12292 Esas 2012/15986 Karar Sayılı İlamı

22. Hukuk Dairesi         2012/12292 E.  ,  2012/15986 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : Adana 2. İş Mahkemesi
    TARİHİ : 05/05/2009
    NUMARASI : 2008/170-2009/318

    Davacı işçi,  iş  sözleşmesinin  geçerli  nedenle  fesh edilmediği,  mahkemece  işe iade  kararı  verildiğinden  kıdem  ve  ihbar tazminatı, fazla mesai ücret alacağı, genel tatil ücreti, hafta tatili ücret alacağı ve yıllık izin alacağının ödenmesine karar verilmesini  talep etmiştir.
    Davalı işveren, davacının iş sözleşmesini işe iade başvurusundan vazgeçip istifa ederek sona erdirdiğini ve aynı hukuki gerekçelerle davacının daha önce de dava açtığı ve davanın reddedildiği, kesin hüküm nedeniyle davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
    Mahkemece, bilirkişi raporu doğrultusunda, kıdem ve ihbar tazminatı, yıllık izin ücreti bakımından davanın kabulüne fazla çalışma ve tatil ücretleri bakımından takdiri indirim yaparak kısmen kabulune  karar  verilmiştir.
    Karar yasal süresi içinde  davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalının aşağıdaki bendlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
    2. Davacı işçinin fazla çalışma yapıp yapmadığı konusunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmaktadır.
    Fazla çalışma yaptığını iddia eden işçi bu iddiasını ispatla yükümlüdür. Ücret bordrolarına  ilişkin  kurallar  burada da geçerlidir. İşçinin imzasını taşıyan bordro sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğindedir. Bir başka anlatımla bordronun sahteliği ileri sürülüp kanıtlanmadıkça, imzalı bordroda görünen fazla çalışma alacağının ödendiği varsayılır.
    Fazla çalışmanın ispatı konusunda işyeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, işyeri iç yazışmaları delil niteliğindedir. Ancak, fazla çalışmanın yazılı belgelerle kanıtlanamaması durumunda tarafların, tanık beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bunun dışında herkesçe bilinen genel bazı vakalar  da bu noktada göz önüne alınabilir.                                                       
    İşçinin fiilen yaptığı işin niteliği ve yoğunluğuna göre de fazla çalışma olup olmadığı araştırılmalıdır.
    İmzalı ücret bordrolarında fazla çalışma ücreti ödendiği anlaşılıyorsa, işçi tarafından gerçekte daha fazla çalışma yaptığının ileri  sürülmesi  mümkün değildir.  Ancak,  işçinin fazla çalışma alacağının daha fazla olduğu yönündeki ihtirazi kaydının bulunması halinde, bordroda görünenden daha fazla çalışmanın ispatı her türlü delille yapılabilir. Bordroların imzalı ve ihtirazi kayıtsız olması durumunda, işçinin bordroda belirtilenden daha fazla çalışmayı yazılı belge ile kanıtlaması gerekir. İşçiye bordro  imzalatılmadığı  halde, fazla çalışma ücreti  tahakkuklarını da içeren  her ay  değişik  miktarlarda ücret ödemelerinin banka kanalıyla yapılması durumunda, ihtirazi kayıt ileri sürülmemiş olması, ödenenin üzerinde fazla çalışma yapıldığının yazılı delille ispatlanması gerektiği sonucunu doğurmaktadır.
    İşyerinde üst düzey yönetici konumda çalışan işçi, görev ve sorumluluklarının gerektirdiği ücretinin ödenmesi durumunda, ayrıca fazla çalışma ücretine hak kazanamaz. Bununla birlikte üst düzey yönetici konumunda olan işçiye aynı yerde görev ve talimat veren bir başka yönetici ya da şirket ortağı bulunması halinde, işçinin çalışma gün ve saatlerini kendisinin belirlediğinden söz edilemeyeceğinden, yasal sınırlamaları aşan çalışmalar için fazla çalışma ücreti talep hakkı doğar. O halde üst düzey yönetici bakımından şirketin yöneticisi veya yönetim kurulu üyesi tarafından fazla çalışma yapması yönünde bir talimatın verilip verilmediğinin de araştırılması gerekir. İşyerinde yüksek ücret alarak görev yapan üst düzey yöneticiye işveren tarafından fazla çalışma yapması yönünde açık bir talimat verilmemişse, görevinin gereği gibi yerine getirilmesi noktasında kendisinin belirlediği çalışma saatleri  sebebiyle  fazla  çalışma  ücreti  talep  edemeyeceği  kabul  edilmelidir.
    Satış temsilcilerinin fazla çalışma yapıp yapmadıkları hususu, günlük faaliyet planları ile iş çizelgeleri de dikkate alınarak belirlenmelidir. Genelde belli hedeflerin gerçekleşmesine bağlı olarak prim karşılığı çalışan bu işçiler yönünden prim ödemelerinin fazla çalışmayı karşılayıp karşılamadığı araştırılmalıdır. İşçiye ödenen satış priminin fazla çalışmaların karşılığında ödenmesi gereken ücretleri tam olarak karşılamaması halinde aradaki farkın işçiye ödenmesi gerekir.
    İş sözleşmelerinde fazla çalışma ücretinin aylık ücrete dahil olduğu yönünde kurallara sınırlı olarak değer verilmelidir. Dairemiz, yıllık  ikiyüzyetmiş saatle sınırlı olarak söz konusu hükümlerin geçerli olduğunu kabul etmektedir.
    Günlük çalışma süresinin onbir saati aşamayacağı Kanunda emredici şekilde düzenlendiğine göre, bu süreyi aşan çalışmaların denkleştirmeye tabi tutulamayacağı, zamlı ücret ödemesi veya serbest zaman kullanımının söz konusu olacağı kabul edilmelidir.
    Yine işçilerin gece çalışmaları günde yedibuçuk saati geçemez (İş Kanunu, Md. 69/3). Bu durum günlük çalışmanın, dolayısıyla fazla çalışmanın sınırını oluşturur. Gece çalışmaları yönünden, haftalık kırkbeş saat olan yasal çalışma  sınırı aşılmamış olsa da günde yedibuçuk saati aşan çalışmalar için fazla çalışma ücreti ödenmelidir.
    Somut olayda, dosyada bulanan ücret bodrolarında fazla çalışma ücretinin ödendiği görülmektedir. Davacı daha fazla çalışma yaptığını yazılı belgelerle kanıtlayamamıştır. Fazla çalışma ücreti isteğinin reddine karar verilmesi gerekirken kabulü doğru değildir.
    3. Davacı işçinin hafta tatili ücretine hak kazanıp kazanmadığı hususu da taraflar arasında uyuşmazlık konusudur.
    4857 sayılı Kanun"un  46. maddesinde,  işçinin tatil gününden önce aynı Yasanın 63 üncü maddesine göre belirlenmiş olan iş günlerinde çalışmış olması koşuluyla, yedi günlük zaman dilimi içinde yirmidört saat dinlenme hakkının bulunduğu belirtilmiş, işçinin hafta tatili gününde çalışma karşılığı olmaksızın bir günlük ücrete hak kazanacağı da 46. maddenin  ikinci  fıkrasında  hüküm  altına  alınmıştır.
    Hafta tatili izni kesintisiz en az  yirmidört  saattir. Bunun altında bir süre haftalık izin verilmesi durumunda, usulüne uygun şekilde hafta tatili izni kullandığından söz edilemez. Hafta tatili bölünerek kullandırılamaz. Buna göre hafta tatilinin yirmidört saatten az olarak kullandırılması  halinde  hafta  tatili  hiç  kullandırılmamış  sayılır.
    2429 sayılı Ulusal Bayram ve Genel Tatiller Hakkında Kanunun 3. maddesine göre, hafta tatili Pazar günüdür. Bu genel kural mutlak nitelikte olmayıp, hafta tatili izninin Pazar günü dışında da kullandırılması mümkündür.
    Hafta tatili gününde çalıştığını iddia eden işçi, norm kuramı uyarınca bu iddiasını ispatla yükümlüdür. Ücret bordrolarına ilişkin kurallar burada da geçerlidir. İşçinin imzasını taşıyan bordro sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğindedir. Bir başka anlatımla bordronun sahteliği ileri sürülüp kanıtlanmadıkça, imzalı bordroda yer alan hafta tatili ücreti ödemesinin yapıldığı varsayılır. Bordroda ilgili bölümünün boş olması ya da bordronun imza taşımaması halinde, işçi hafta tatilinde çalışma yaptığını her türlü delille ispat edebilir.
    Hafta tatillerinde çalışıldığının ispatı konusunda işyeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, işyeri iç yazışmaları, yazılı delil niteliğindedir.Ancak, sözü edilen çalışmanın bu tür yazılı belgelerle kanıtlanamaması durumunda  tarafların dinletmiş oldukları tanık beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bunun dışında herkesçe bilinen genel bazı vakıalar da bu noktada göz önüne alınabilir. Hafta tatili çalışmalarının yazılı delil ya da tanıkla ispatı imkân dahilindedir. İşyerinde çalışma düzenini bilmeyen ve bilmesi mümkün olmayan tanıkların anlatımlarına değer verilemez.
    İmzalı ücret bordrolarında hafta tatili ücreti ödendiği anlaşılıyorsa, işçi tarafından daha fazla çalışıldığının ileri sürülmesi mümkün değildir. Ancak, işçinin hafta tatili alacağının bordroda görünenden daha fazla olduğu yönünde bir ihtirazi kaydının bulunması halinde, hafta tatili çalışmalarının ispatı her türlü delille yapılabilir. Buna karşın, bordroların imzalı ve ihtirazi kayıtsız olması durumunda dahi, işçinin bordroda yazılı olanın dışında hafta tatillerinde çalışmaların yazılı delille kanıtlaması mümkündür. Hafta tatili ücretlerinin tahakkuklarını da içeren her ay değişik miktarlarda ücret ödemelerinin banka kanalıyla yapılması durumunda, ihtirazi kayıt yoksa ödenen tutarın dışında hafta tatili çalışması yapıldığının yazılı delille ispatlanması gerekir.
    Somut olayda, davacı dava dilekçesi ile haftanın altı günü çalıştığını iddia etmiştir. İddiayı aşar şekilde tanık beyanlarına itibarla hata tatili ücreti isteğinin reddine karar verilmesi gerekirken kabulü doğru değildir.
    4. Davalı tarafça davacının banka hesabına 28.11.2005 tarihinde 4.184,56 TL para yatırıldığı anlaşılmaktadır. Bu yatırılan paranın hangi alacağa mahsuben ödendiği tam anlaşılamamaktadır. Bu ödemenin mahiyeti araştırılarak dava konusu alacaklara mahsuben yapılmışsa veya davacının hak kazanamayacağı bir kalemden ödenmişse bu miktarların mahsubunun tartışılmaması da ayrı bir bozma sebebidir.
    SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebeplerden BOZULMASINA,  peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 06.07.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.

     

    Hemen Ara