Yargıtay 22. Hukuk Dairesi 2012/2369 Esas 2012/15788 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
22. Hukuk Dairesi
Esas No: 2012/2369
Karar No: 2012/15788

Yargıtay 22. Hukuk Dairesi 2012/2369 Esas 2012/15788 Karar Sayılı İlamı

22. Hukuk Dairesi         2012/2369 E.  ,  2012/15788 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : İstanbul 2. İş Mahkemesi
    TARİHİ : 26/12/2011
    NUMARASI : 2011/450-2011/827

    Davacı vekili, müvekkilinin 01/02/2005-31/03/2011 tarihleri arasında davalı ... Şti nezdinde diğer davalı şirkete ait işyerinde çalıştığını, sözleşmesinin önce 25/03/2011 tarihinde asıl işveren yöneticisi tarafından sözlü olarak ve herhangi bir gerekçe ileri sürülemeden, sonra ise alt işveren davalı tarafından yazılı şekilde 31/03/2011 tarihinde feshedildiğini, feshe son çare olarak bakılmadığını, feshin geçersiz olduğunu, davacının yaptığı işin yapılmaya devam ettiğini ve yeni işçi alındığını iddia ederek feshin geçersizliğine ve müvekkilinin işe iadesine karar verilerek işe başlatılmaması halinde ödenmesi gereken tazminatın belirlenmesini istemiştir.
    Davalı ... şirketi vekili, müvekkilinin iş bulmaya aracılık eden bir şirket olduğunu ve esasen bordrolama denilen hizmeti yerine getirdiğini, bu sebeplerle öncelikle müvekkili açısından husumet koşullarının oluşmadığını, bunun dışında davacının iş sözleşmesinin de diğer davalı şirketin isteği üzerine sözleşmesel yükümlülük sebebiyle feshedildiğini, davacının yerine ... işyerine işçi alınmadığını ifade ederek davanın reddini istemiştir.
    Davalı ... vekili, müvekkilinin işe iade davasında taraf olamayacağını, gerek Yargıtay içtihatları gerekse diğer şirket ile yapılan sözleşme gereği müvekkiline husumet yöneltilemeyeceğini ifade ederek davanın reddini istemiştir.
    Mahkemece, toplanan kanıtlara ve bilirkişi raporuna dayanılarak, davalılar arasında alt işverenlik ilişkisi bulunduğu, geçerli sebebinin ise işverence ispat edilemediği gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
    Kararı davalılar vekilleri temyiz etmiştir.
    1- Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre davalıların aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
    2- Davalılar arasında alt işverenlik ilişkisi bulunup bulunmadığı ve bu bağlamda davacının taleplerinden kimin sorumlu olduğu konusunda taraflar arasında uyuşmazlık vardır.
    4857 sayılı İş Kanunu"nun 2/6 maddesinde yer alan düzenlemeye göre, “bir  işverenden, işyerinde yürüttüğü mal veya hizmet üretimine ilişkin yardımcı işlerinde veya asıl işin bir bölümünde işletmenin ve işin gereği ile teknolojik nedenlerle uzmanlık gerektiren işlerde iş alan ve bu iş için görevlendirdiği işçilerini sadece bu işyerinde aldığı işte çalıştıran diğer işveren ile iş aldığı işveren arasında kurulan ilişkiye asıl işveren-alt işveren ilişkisi denir.
    Somut olayda, davacının davalı ... A.Ş işyerinde çalıştığı, taahhüt ettiği işi davalı .... A.Ş’ ye karşı yerine getirip işe ilişkin talimatları davalı ....A.Ş’ den aldığı konusunda uyuşmazlık bulunmamaktadır. Davacının yaptığı iş yiyecek-içecek servisi olup bu iş geçerli bir alt işverenlik ilişkisi kurmaya müsait değildir. Öte taraftan davalılar arasındaki sözleşme incelendiğinde, davacının işçilik haklarından davalı ....danışmalık şirketinin sorumlu olduğunun ve davalı Güneş Sigorta’nın davacıyla çalışmak istememesi ile birlikte bunu ... şirketine bildirmesi halinde gereğinin davalı .... şirketi tarafından yerine getirileceğinin kararlaştırıldığı, davacının iş sözleşmesinin feshi işleminin de davalı ....A.Ş ’den gelen talep üzerine yapıldığı görülmektedir. Bütün bunlara ek olarak davalı ....şirketinin ana sözleşmesinde; gerçek ve tüzelkişilerin ihtiyacı olan idari ve teknik personeli seçme, işe hazırlama, yetiştirme ve bu konularda danışmanlık hizmeti vermenin şirketin faaliyet konusu olarak gösterildiği anlaşılmaktadır. Dosya kapsamına göre davalı .... şirketinin bordro şirketi olarak faaliyette bulunduğu ve gerçek işverenin diğer davalı ... A.Ş olduğu sonucuna ulaşılmıştır. Bu sebeple davacının taleplerinden davalı .... A.Ş sorumlu olup davalı ... şirketi hakkında davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
    3-Taraflar arasındaki uyuşmazlık iş sözleşmesinin işveren tarafından geçerli sebeple feshedilip feshedilmediği noktasında toplanmaktadır.
    4857 sayılı Kanun’un 18. maddesine göre otuz veya daha fazla işçi çalıştıran işyerlerinde en az altı aylık kıdemi olan işçinin belirsiz süreli iş sözleşmesini fesheden işveren, işçinin yeterliliğinden veya davranışlarından ya da işletmenin, işyerinin veya işin gereklerinden kaynaklanan geçerli bir sebebe dayanmak zorundadır.
    Somut olayda davacının iş sözleşmesinin “.... A.Ş.’ de çalıştığı bölümde görev tanımına ait hizmet alımına ihtiyaç kalmadığı” gerekçesiyle feshedildiği anlaşılmaktadır. Bu noktada davacının bir işletmesel karar neticesinde işten çıkarılıp çıkarılmadığı, varsa işletmesel kararın davacının işi bakımından iş gücü fazlalığına neden olup olmadığı, tutarlı uygulanıp uygulanmadığı ve feshin keyfi olup olmadığı ile işverence feshe son çare olarak başvurulup başvurulmadığı konularında yeterli araştırma yapılmadan ve bu hususlar yeterince açıklığa kavuşturulmadan yazılı şekilde hüküm kurulduğu anlaşılmıştır. Bu sebeple eksik araştırma ve incelemeyle kurulan hükmün bu yönden bozulması gerekmiştir.
    Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebeplerden BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 05.07.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi. 

     

    Hemen Ara