Yargıtay 22. Hukuk Dairesi 2012/616 Esas 2012/15542 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
22. Hukuk Dairesi
Esas No: 2012/616
Karar No: 2012/15542

Yargıtay 22. Hukuk Dairesi 2012/616 Esas 2012/15542 Karar Sayılı İlamı

22. Hukuk Dairesi         2012/616 E.  ,  2012/15542 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : İzmir 1. İş Mahkemesi
    TARİHİ : 24/11/2011
    NUMARASI : 2010/357-2011/576

    Davacı işçi, iş sözleşmesinin işverence sendikal sebeple feshedildiğini ileri sürerek feshin geçersizliğine ve işe iadesine karar verilmesini, işe başlatılmama halinde ödenmesi gereken tazminat ile boşta geçen süre ücretinin belirlenmesini istemiştir. 
    Davalı işveren, davacının iş sözleşmesinin işini gereği gibi yapmaması sonucunda işyerini otuz günlük ücretinden fazla zarara ve kayba uğratması sebebiyle feshedildiğini, açıklanan nedenlerle davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
    Mahkemenin 14.07.2008 tarih  2007/495 esas - 2008/294 karar sayılı ilamı ile  olayda oluşan zararın ve bu zarardaki davacının sorumluluğunun uzman bilirkişilere tespit ettirilmediği, davacı şirketin tek taraflı soruşturması sonucunda ileri sürdüğü tutarlar ve değerlendirmeler esas alınarak iş sözleşmesinin feshedildiği, davacının savunmalarında yöneltilen suçlamaları kabul etmediği, davalı işyerinde üretim bölümü dışında ayrıca bir kalite kontrol ünitesinin bulunmadığı ve davacının çalıştığı bölümde de kendisinden başka işçilerin de aynı şekilde sorumlu tutulacak konumda çalıştıkları gerekçesi ile feshin geçerli sebebe dayanmadığı ve fesihte sendikal sebep bulunmadığı sonucuna varılarak davacının işe iadesine karar verilmiştir.
    Kararın davalı işverence temyiz edilmiş  ve  yapılan  temyiz incelemesi  sonucunda,   yukarıda tarih ve numarası gösterilen karar Yargıtay 9. Hukuk Dairesinin 01.06.2009 tarih  2008/34040 esas – 2009/15063 karar sayılı ilamı ile “Oluşan zarar miktarının, davacının olayda kusurlu olup olmadığının, varsa kusuruna isabet eden zarar miktarının tespit edilerek feshin geçerli sebebe dayanıp dayanmadığını belirlenmesi gerekir. Mahkemece hükme dayanak yapıldığı anlaşılan bilirkişi raporu yetersiz olup, bilirkişinin zarar miktarı ve kusur oranını belirleme konusunda uzman olmadığı anlaşılmaktadır. Bu sebeple gerekirse işyerinde keşif    yapılarak;    uzman   bilirkişi   aracılığı    ile    yukarıda   belirtilen   hususlar   açıklığa kavuşturularak sonucuna göre karar verilmelidir. Eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması hatalı olmuştur.” gerekçesi ile bozulmuştur.
    Mahkemece bozma ilamına uyulmasına karar verilmiş ve dosya üzerinden  yaptırılan bilirkişi incelemesi sonucunda, hatalı üretimin davacı dışındaki çalışanların da kusurundan kaynaklandığı ve işveren tarafından olay sonrası yapılan tespitlerin bu konudaki sorumluluk unsurları ile oluşan zarar tutarını tam olarak ortaya koymadığı,  üretim sürecinin denetimi ve iş makinelerinin bakımı konusundaki işveren kusurunun da ağırlıklı etken olduğu sonucuna varılarak, davanın kabulüne karar  verilmiştir.
    Karar davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    İş sözleşmesinin, işçinin işverene zarar vermesi sebebiyle ve haklı olarak işverence feshedilip feshedilmediği noktasında taraflar arasında uyuşmazlık söz konusudur.
    4857 sayılı İş Kanunu"nun 25 II- ( ı ) bendinde, işverenin malı olan veya eli altında bulunan makine, tesisat, başka eşya ya da maddelere otuz günlük ücreti tutarını aşacak şekilde zarar vermesi halinde işverenin haklı fesih imkânının bulunduğu hususu düzenlenmiştir. İşçinin kusursuz olduğunun ortaya çıkması halinde işverenin haklı ve geçerli fesih imkânı olmadığı gibi, işçinin kusuru belli bir yüzde ya da belli bir oran olarak saptanmışsa; zararın miktarı da bu kusur nispetinde azaltıldıktan sonra otuz günlük ücreti aşıp aşmadığına bakılmalıdır. Otuz günlük ücreti tutarında bir zarar yoksa iş sözleşmesinin feshi haklı sebep olarak kabul edilmemelidir. Ancak otuz günlük ücretten az zarar sebebi ile işyerinde olumsuzluklara meydana gelmiş ve iş ilişkisinin sürdürülmesi işveren açısından önemli ölçüde beklenmez bir hal almış ise feshin geçerli sebebe dayandığının kabulü gerekir.
    Zararın işçinin kasıtlı davranışından ya da taksirli eyleminden kaynaklanmasının herhangi farkı bulunmamaktadır. İşçinin kusuru ve zararı, ayrı ayrı uzman kişilerce belirlenmelidir.
    Dosya içeriğine göre, dava konusu işyerinde plastik işçisi(kesim ustabaşısı) olarak çalışan davacı işçinin otuz günlük ücretiyle karşılanamayacak şekilde zarara sebebiyet verdiği gerekçesi ile iş sözleşmesi davalı işverence 4857 sayılı Kanun"un 25/II. maddesi uyarınca feshedilmiştir. Davalı işverenlikte düzenlenen 24.10.2007 tarihli Hasar Tespit Tutanağına göre toplam 2.210,10 YTL tutarında hasar meydana geldiği belirtilmiştir.
    Yukarıda tarih ve numarası  belirtilen  bozma ilamında gerekirse işyerinde keşif  yapılarak   davacının  kusur durumunun  ve zarar miktarının belirlenmesi istenmiştir.
    Mahkemece, bozma  kararına uyulmasına karar verildiği halde, işyerinde  ve zarara konu makine üzerinde keşif icra edilmeksizin dosya üzerinden yapılan bilirkişi incelemesi sonucunda, hatanın makine arızasından kaynaklandığı, hatalı üretimde davacı dışındaki çalışanların da kusurunun bulunduğu, işveren tarafından olay sonrası yapılan tespitin bu konudaki sorumluluk unsurları ile oluşan zarar tutarını tam olarak ortaya koymadığı; üretim sürecinin denetimi ve iş makinelerinin bakımı konusundaki işveren kusurunun da ağırlıklı etken olduğu belirtilmiş  ve mahkemece bu  bilirkişi raporuna  itibar edilerek  davanın kabulüne karar verilmiştir.
    Hükme esas alınan bilirkişi raporunda,  her ne kadar  hatanın makine arızasından kaynaklandığının anlaşıldığı belirtilmekte ise de, bu sonuca ne şekilde varıldığı  açıklanmamıştır. Hatanın makine ayarlarının
    gerektiği şekilde yapılmamasından da  kaynaklanabileceği  anlaşılmaktadır. Bu sebeple 06.01.2011 tarihli bilirkişi raporu hüküm kurmaya yeterli değildir 
    Mahkemece, iş yerinde keşif icra edilerek, davacının kullandığı makine incelenmeli  ve üretim aşamasına  ilişkin  işleyiş denetlenerek   ve  öncelikle hatanın makine arızasından kaynaklanıp kaynaklanmadığı tespit edilmeli, ilgili makinenin ayarlarının kimin tarafından yapıldığı üretimin sonucunun nasıl denetlendiği, davacının üretilen malların kontrolünden sorumlu olup olmadığı, ilgili makinede davacı dışında bir başka işçinin çalışıp çalışmadığı ve davacının üretim aşamasında fiilen yaptığı iş ile torbaların dikilmesi eylemi arasında bağlantı olup olmadığı  araştırılarak kusur durumuna ilişkin karar verilmelidir.
    Her ne kadar davalı işveren perfore kesim olması sebebi ile torbaların geri kazanımının mümkün olmadığın ileri sürmüş ise de; fesih ihbarnamesinde tamiri ve kullanılması mümkün  olmadığından tamamen  hurdaya ayrıldığı belirtilmiştir. Bu torbaların hurda olarak satılarak ekonomik bir girdi temin edilip edilmediğine ilişkin dosyaya belge sunulmamış ise de, bu hususun bilirkişi tarafından hesaplanarak  zarar miktarından düşülmesi mümkündür. Bu sebeple bilirkişinin zarar miktarınına ilişkin incelemesi de yetersizdir 
    Davacının   gerçek ücretinin bordrolardan yüksek olduğuna ilişkin iddiası da dikkate alınarak bu konuya yönelik deliller de toplanmalı ve gerçek zarar miktarı belirlenerek davacının  kusur oranına göre otuz günlük ücretinin aşıp aşmadığı tespit edilmeli, tüm deliller bir arada değerlendirilerek sonucuna göre hüküm kurulmalıdır. Eksik incelemeye dayalı hüküm kurulması hatalı olup  bozmayı gerektirmiştir .
    SONUÇ: Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebepten dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine 03.07.2012  tarihinde oy birliğiyle karar verildi.

     

    Hemen Ara