Esas No: 2009/4-162
Karar No: 2009/258
Yargıtay Ceza Genel Kurulu 2009/4-162 Esas 2009/258 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Ankara 2. Asliye Ceza Mahkemesi, sanıklar A.S. ve M.E.A.'ın basın yoluyla hakaret suçu nedeniyle açılan davalarda beraat kararı vermişti. Ancak Yargıtay 4. Ceza Dairesi, uzlaşma hükümlerinin uygulanması gerektiği nedeniyle kararı bozdu. Yerel mahkeme ise önceki beraat kararında direndi. Ancak yapılan incelemede saptanan eylemli uyma nedeniyle dosya Yargıtay 4. Ceza Dairesine gönderildi. Kanun maddeleri ise şu şekilde: 5187 sayılı Basın Yasası'nın 11. maddesi, 765 sayılı TCY'nın 488/3, 483/2, 482/4 ve 273. maddeleri.
"İçtihat Metni"
Tebliğname : 2008/24383
Yargıtay Dairesi : 4. Ceza Dairesi
Mahkemesi : ANKARA 2. Asliye Ceza
Günü : 09.11.2007
Sayısı : 774-690
Sanıklar A. S.ve M. E.A.’ın, basın yoluyla hakaret suçundan haklarında açılmış bulunan kamu davalarından beraatlarına ilişkin, Ankara 2. Asliye Ceza Mahkemesince 13.10.2005 gün ve 952-694 sayı ile verilen hüküm katılan vekili tarafından temyiz edilmekle, Yargıtay 4. Ceza Dairesince 04.07.2007 gün ve 2444-6403 sayı ile,
“Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede başkaca nedenler yerinde görülmemiştir.
Ancak; soruşturulması ve kovuşturulması şikayete tabi yayın yoluyla sövme suçunun 5560 sayılı Yasa ile değişik 5271 sayılı CYY’nın 253. maddesi uyarınca uzlaşmaya tabi olması karşısında, anılan Yasanın 253, 254. maddeleri gereğince uzlaştırma işlemleri yapılıp sonucuna göre sanıkların hukuksal durumlarının yeniden değerlendirilmesi zorunluluğu…” nedenine dayalı olarak bozulmuş, Ankara 2. Asliye Ceza Mahkemesince 09.11.2007 gün ve 774-690 sayı ile önceki beraat hükmünde direnilmiştir.
Direnme hükmünün, katılan vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının “onama” istekli 31.05.2009 gün ve 24383 sayılı tebliğnamesiyle Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilen dosya, Ceza Genel Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçelerle karara bağlanmıştır.
TÜRK MİLLETİ ADINA
CEZA GENEL KURULU KARARI
Özel Daire ile yerel mahkeme arasındaki uyuşmazlık, Ülkü Ocakları Genel Başkanı olan sanık A.S.’ın, Ülkü Ocakları’na ait internet sitesinde yaptığı “Ne kamusal alanı ulan, Allah her yerde var” şeklindeki basın açıklaması ile, bu açıklamaya 03.08.2004 tarihli Zaman Gazetesi’nin 3. sayfasında haber olarak yer veren sanık M. E.A.’ın sözkonusu eylemleri nedeniyle 5187 sayılı Basın Yasasının 11. maddesi delaletiyle 765 sayılı TCY’nın 488/3, 483/2, 482/4 ve 273. maddeleri uyarınca açılmış bulunan kamu davasıyla ilgili olarak, uzlaşma hükümlerinin uygulanıp uygulanmayacağının belirlenmesine ilişkin ise de; öncelikle, yerel mahkemece verilen kararın, yeni bir hüküm mü, yoksa direnme kararı mı olduğu hususunun açıklığa kavuşturulması gerekmektedir.
Dosya incelendiğinde;
Suçun sübutu ile ilgili olarak herhangi bir değerlendirmede bulunulmayan Özel Daire bozma kararının, sanıklar hakkında “uzlaşma hükümlerinin uygulanmasına” ilişkin olmak üzere değerlendirme yapılması zorunluluğuna yönelik olduğu, bozmadan sonra yapılan yargılama sırasında ise, yerel mahkemece sanık müdafilerinden uzlaşmaya ilişkin diyeceklerinin sorulduğu ve her iki sanık müdafiinin de 09.11.2007 tarihli beyanlarında “uzlaşma talebimiz yoktur” şeklinde beyanda bulundukları görülmektedir.
Ceza Genel Kurulunun süreklilik kazanmış uygulamalarına göre,
a) Bozma kararı doğrultusunda işlem yapmak,
b) Bozma kararında tartışılan hususları tartışmak,
c) Bozma sonrasında yapılan araştırmaya, incelemeye, toplanan yeni kanıtlara dayanmak,
d) İlk kararda yer almayan ve daire denetiminden geçmemiş bulunan yeni ve değişik gerekçelerle hüküm kurmak,
e) Bozma ilamına uyulduğu belirtilmekle beraber, bozmaya konu hükmün aynen tekrarlanması,
Suretiyle verilen karar, yerel mahkemece “direnme” biçiminde ifade edilmiş olsa dahi, özde direnme kararı olmayıp, bozmaya eylemli uyma sonucu veri¬len yeni bir hükümdür. Bu nitelikteki bir kararın temyiz edilmesi halinde ise incelemenin Ceza Genel Kurulunca değil, Yargıtay’ın ilgili dairesi tara¬fından yapılması gerekir.
Somut olayda; yerel mahkemece, önceki hükümde direnildiği açıkça belirtilmiş olmakla birlikte, bozmadan sonraki yargılama sırasında bozma kararına uygun olarak sanık müdafiilerinden uzlaşmaya ilişkin diyeceklerinin sorulmuş ve her iki sanık müdafiinin bu konudaki beyanlarının alınmış olması suretiyle bozmaya eylemli olarak uyulmuştur. Özel Dairece incelenmeyen bir hususun doğrudan ve ilk kez Ceza Genel Kurulu tarafından ele alınması olanaksız bulunduğundan, saptanan eylemli uyma nedeniyle dosyanın incelenmek üzere Özel Daireye gönderilmesi gerekmektedir.
SONUÇ:
Açıklanan nedenlerle;
Saptanan eylemli uyma nedeniyle dosyanın temyiz incelemesi için Yargıtay 4. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 03.11.2009 günü yapılan müzakerede oybirliği ile karar verildi.