Esas No: 2015/296
Karar No: 2015/1756
Karar Tarihi: 21.05.2015
Nitelikli dolandırıcılık - resmi belgede sahtecilik - Yargıtay 23. Ceza Dairesi 2015/296 Esas 2015/1756 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Nitelikli dolandırıcılık, resmi belgede sahtecilik
HÜKÜM : Mahkumiyet
Dosya incelenerek gereği düşünüldü:
1-Sanık hakkında dolandırıcılık suçundan kurulan hükme yönelik temyiz itirazlarının incelemesinde:
Sanığın mal almak için katılana başvurduğu, alacağı mal karşılığında çek vermek istediği, katılanın ise, sanığın akrabası olan tanık ...’nun çekte cirosu bulunduğunda mal vereceğini söylediği, bunun üzerine sanığın katılanın işçisi olan tanık... ile birlikte ...’in işyerine gittikleri, tanığın kapıda beklediği, sanığın burada 3 adet çeke ...’in ismini yazarak ciroladığı ve tanık... ile katılana gönderip ve karşılığında mal aldığı anlaşıldığından, dolandırıcılık suçunun oluştuğuna yönelik kabulde bir isabetsizlik görülmemiştir.
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre sanık ve müdafinin yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine,
Ancak;
5237 sayılı TCK"nın 158. maddesinin 1. fıkrasının (e), (f) (j) ve (k) bentlerinde sayılan hallerde adli para cezasının tayininde eğer suçtan elde edilen haksız menfaat miktarı belli ise; o takdirde tespit olunacak temel gün, suçtan elde olunan haksız menfaatin iki katından az olmayacak şekilde asgari bu miktara yükseltilerek belirlenecek gün sayısı üzerinden arttırma ve eksiltmeler yapıldıktan sonra ortaya çıkacak sonuç gün sayısı ile bir gün karşılığı aynı kanunun 52. maddesi uyarınca, 20-100 TL arasında takdir olunacak miktarın çarpılması neticesinde sonuç adli para cezası belirlenecektir. Bu açıklama kapsamında sonuç adli para cezasının gün karşılığı belirlenmesi gerekirken, yazılı şekilde doğrudan haksız elde olunan menfaatin iki katı esas alınmak suretiyle karar verilmesi,
Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak yeniden duruşma yapılmasını gerektirmeyen bu hususun aynı Kanun"un 322. maddesi uyarınca düzeltilmesi mümkün bulunduğundan, adli para cezasına mahkumiyete ilişkin uygulamanın hükümden çıkartılarak yerine, “Sanığın, 5237 sayılı TCK"nın 158/1-f, son maddesi gereğince 2100 gün adli para cezası ile cezalandırılmasına, aynı Kanun"un 62 maddesi gereğince cezasından 1/6 oranında indirim yapılarak 1750 gün adli para cezası ile cezalandırılmasına, aynı Kanun"un 52/2 maddeleri gereğince günlüğü 20.00 TL "den hesap edilmek üzere sonuç olarak 35.000 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına” ifadeleri yazılmak suretiyle hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
2- Sanık hakkında resmi belgede sahtecilik suçundan kurulan hükme yönelik temyiz itirazlarına gelince:
Sanığın mal almak için katılana verdiği çekte bulunan akrabası olan tanık ...’nun cirosunu kendi eli ile sahte olarak yaptığı anlaşıldığından resmi belgede sahtecilik suçunun oluştuğuna yönelik kabulde bir isabetsizlik görülmemiştir.
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanık ve müdafiinin yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine,
Ancak ;
5237 sayılı TCK.nun 43.maddesinde "değişik zamanlarda" denilmesi nedeniyle aynı anda işlenen eylemlerde zincirleme suça ilişkin hükümlerin uygulanma olanağı bulunmadığından, suça konu çeklerin alınan mal karşılığı olarak aynı anda sahte olarak ciro edilip katılana verilmek suretiyle kullanıldığının anlaşılması karşısında; 5237 sayılı TCK.nun 43.maddesi kapsamında zincirleme suç koşullarının oluşmadığı, çek sayısının TCK.nun 61.maddesi uyarınca temel cezanın tayininde nazara alınması gerektiği gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması
Bozmayı gerektirmiş, sanık ve müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nın 321. maddesi uyarınca, BOZULMASINA, 21.05.2015 tarihinde oybirliği ile karar verildi