Yargıtay Ceza Genel Kurulu 2009/3-92 Esas 2009/255 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
Ceza Genel Kurulu
Esas No: 2009/3-92
Karar No: 2009/255

Yargıtay Ceza Genel Kurulu 2009/3-92 Esas 2009/255 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Antalya 1. Sulh Ceza Mahkemesi, 6831 sayılı Orman Kanunu'nun 93/2, 765 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 59, 647 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun'un 4. maddeleri uyarınca sanık C.A.'ya 1.800 TL adli para cezası verdi ve cezasının ertelenmesine karar verdi. Ayrıca, evin orman içerisinde kalan bölümü, kümesi ve tel çiti zoralımına karar verildi. Sanık müdafii tarafından temyiz edilen karar, Yargıtay 3. Ceza Dairesi tarafından bozuldu. Yerel mahkeme, sanık C.A.'ya yine aynı suçlamalarla 1.800 TL adli para cezası verdi ve cezasının ertelenmesine karar verdi. Bu karar da sanık müdafii tarafından temyiz edildi ve Yargıtay 3. Ceza Dairesi tarafından bozuldu. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı itirazının kabul edilmesine karar verildi ve dosya, temyiz incelemesi yapılması için Yargıtay 3. Ceza Dairesine gönderildi. Kararda geçen kanun maddeleri ise şöyledir: 6831 sayılı Orman Kanunu'nun 93/2 ve 93/4, 765 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 59, 647 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun'un 4 ve 6. maddeleri.
Ceza Genel Kurulu         2009/3-92 E.  ,  2009/255 K.

    "İçtihat Metni"

    İtirazname :  2008/220097
    Yargıtay Dairesi : 3. Ceza Dairesi
    Mahkemesi        : ANTALYA 1. Sulh Ceza
    Günü              : 03.06.2008
    Sayısı              : 663-698

    Sanık C.A.’un, 6831 sayılı Yasanın 93/2, 5237 sayılı TCY’nın 62 ve 647 sayılı Yasanın 4. maddeleri uyarınca sonuç olarak 1.800 lira adli para cezası ile cezalandırılmasına, bu cezasının aynı Yasanın 6. maddesi uyarınca ertelenmesine ve fen bilirkişisinin raporunda belirtilen evin orman içerisinde kalan bölümünün, kümesin ve tel çitin 6831 sayılı Yasanın 93/4. maddesi uyarınca zoralımına ilişkin, Antalya 1. Sulh Ceza Mahkemesince 04.10.2005 gün ve 1222-2519 sayı ile verilen kararın, sanık müdafii tarafından temyiz edilmesi üzerine, dosyayı inceleyen Yargıtay 3. Ceza Dairesince 28.01.2008 gün ve 8935-318 sayı ile;
    “765 sayılı TCK’nun 59. maddesi yerine 5237 sayılı TCK’nun 62. maddesinin uygulanması sonuca etkili olmadığından, müdahil idare lehine nispi vekalet ücreti tayin edilmemesi de aleyhe temyiz olmadığından, suça konu sahada mevcut meyve ağaçlarının müsaderesi zamanaşımı süresi içinde talep edilebileceğinden bozma nedeni yapılmamıştır.
    Yerinde görülmeyen sair itirazların reddine; Ancak;
    1) Hüküm fıkrasının son paragrafında ‘verilen mahkûmiyet hükmü açısından 5271 sayılı Yasanın 272/3-a maddesi gereğince kesin olarak karar verildiğinin okunup, anlatılması’ suretiyle 5320 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanunun 8/1 maddesine muhalefet edilmesi,
    2) 01.06.2005 tarihinde yürürlüğe giren 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanunun 122. maddesi ile 647 sayılı Cezaların İnfazı Hakkındaki Kanunun yürürlükten kaldırılmış olması ve aynı Kanunda süresinde ödenmeyen para cezalarına ilişkin gecikme zammı öngörülmemesine göre, gecikme zammı uygulanması olanağı bulunmadığının gözetilmemesi,
    3) Müdahil idare lehine hükmolunan vekalet ücretine faiz yürütülemeyeceğinin gözetilmemesi” isabetsizliğinden bozma kararı verilmiştir.
    Yerel Mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda 03.06.2008 gün ve 663-698 sayı ile bu kez, sanığın 6831 sayılı Yasanın 93/2, 765 sayılı TCY’nın 59, 647 sayılı Yasanın 4. maddeleri uyarınca sonuçta 1.800 YTL adli para cezasıyla cezalandırılmasına, sanığın sabıkasız oluşu, cezasının ertelenmesi halinde bir daha suç işlemeyeceği yönünde vicdani kanaat oluştuğundan bahisle cezasının 647 sayılı Yasanın 6. maddesi uyarınca ertelenmesine, katılan idarenin zararı karşılanmadığından takdiren hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yer olmadığına, fen bilirkişisinin raporunda belirtilen evin orman içerisinde kalan bölümünün, kümesin ve tel çitin 6831 sayılı Yasanın 93/4. maddesi uyarınca zoralımına karar verilmiştir.
    Bu hükmün de sanık müdafii tarafından temyiz edilmesi üzerine, dosyayı inceleyen Yargıtay 3. Ceza Dairesince 09.02.2009 gün ve 20020-1829 sayı ile;
    “Hükümden sonra 08.02.2008 tarihinde yürürlüğe giren 5728 sayılı Kanunla, özel nitelikte olan 6831 sayılı Orman Kanununda getirilen köklü değişikliklerin ve ceza sisteminin lehe hükümlerinin bütün halinde değerlendirme sonucu 5237 sayılı Türk Ceza Kanunun 7. maddesi dikkate alınarak sanık lehine uygulanması gerekliliği ve 5728 sayılı Kanunun 562. maddesinin 1. fıkrası uyarınca CMK’nun 231/5, 14. madde ve fıkralarında öngörülen, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasında ceza sınırının 2 yıla çıkartılması ve soruşturma ile kovuşturması şikayete bağlı suç olma şartının kaldırılması kuralları gereğince bu hususların mahalli mahkemece birlikte değerlendirilmesi lüzumu” gerekçesiyle diğer yönleri incelenmek¬sizin bozulmasına karar verilmiştir.
    Yargıtay C.Başsavcılığı ise, 22.04.2009 gün ve 220097 sayı ile;
    “Yerel Mahkeme hükmü 03.06.2008 tarihinde tesis edilmiş olup bozma ilamında belirtilen yasal düzenlemeler bu tarih itibarıyla yürürlükte bulunduğundan ayrıca hükümde 5728 sayılı Yasa ile getirilen değişikliklerle ilgili değerlendirme de yapıldığından, hükmün esası incelenerek, yeni yasal düzenlemelerin sanığın hukuki durumunu etkileyip etkilemediği belirlenip varsa hukuka aykırılıklar saptanarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, yasal düzenlemelerin hükümden sonra yürürlüğe girdiğinden bahisle sanığın hukuki durumunun yeniden değerlendirilmesi zorunluluğu gözetilerek sair yönleri incelenmeksizin hükmün bozulmasına karar verilmesi yerinde görülmemiştir.
    Bu itibarla; Antalya 1. Sulh Ceza Mahkemesinin karar tarihi itibariyle yeni yasal düzenlemeler yürürlükte bulunduğundan ve hükümde de değerlendirme yapıldığından, sanığın hukuki durumunun yeniden değerlendirilmesine gerek bulunmamakta, hükmün esasına girilerek incelenmesi ve sonucuna göre sanığın hukuki durumunun belirlenmesi gerektiği düşünülmektedir” görüşüyle itiraz yasa yoluna başvurarak Özel Daire kararının kaldırılmasına ve dosyanın esastan incelenmek üzere Özel Daireye gönderilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
    Dosya, Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilmekle, Ceza Genel Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçelerle karara bağlanmıştır.
    TÜRK MİLLETİ ADINA
    CEZA GENEL KURULU KARARI 
    Özel Daire ile Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı arasındaki uyuşmazlık, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasının değerlendirilmesine ilişkin bozma nedeninin isabetli olup olmadığının belirlenmesine ilişkindir. 
    İncelenen dosya içeriğine göre;
    Antalya 1. Sulh Ceza Mahkemesinin 03.06.2008 gün ve 663-698 sayılı kararında, gerek hükmün esasını teşkil eden kısa kararda, gerekse gerekçeli kararın hüküm fıkrasında, “katılan idarenin zararı karşılanmadığından takdiren hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yer olmadığına” ibaresine yer verildiği anlaşılmaktadır. Görüldüğü gibi, Yerel Mahkemece 5728 sayılı Yasa ile değiştirilen 5271 sayılı CYY’nın 231. maddesi uyarınca değerlendirme yapılmıştır.
    Bu itibarla haklı nedene dayanan Yargıtay C.Başsavcılığı itirazının kabulüne, Özel Daire kararının kaldırılmasına ve esasa ilişkin temyiz incelemesi yapılması için dosyanın Yargıtay 3. Ceza Dairesine gönderilmesine karar verilmelidir. 
    SONUÇ:
    Açıklanan nedenlerle;
    1- Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı itirazının KABULÜNE,
    2- Yargıtay 3. Ceza Dairesinin 09.02.2009 gün ve 20020-1829 sayılı bozma kararının KALDIRILMASINA,
    3- Dosyanın, temyiz incelemesi yapılmak üzere Yargıtay 3. Ceza Dairesine gönderilmesi için Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 03.11.2009 günü yapılan müzakerede oybirliği ile karar verildi.

     

    Hemen Ara