Davacı vekili; müvekkilinin davalı işyerinde satış sonrası hizmetler direktörü olarak çalıştığını, davalı işyerinde yöneticilik yapan müvekkilinin başarılı performansına rağmen haksız ve mesnetsiz olarak iş sözleşmesinin feshedildiğini belirterek feshin geçersizliğine ve müvekkilinin işe iadesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili, müvekkili şirketin genel daralma ve reorganizasyon sürecine girdiğini, yürütülmekte olan fonksiyonlardan, üretim, depolama, lojistik, kanal üzerinden satış, bayiler üzerinden Adsl aboneliği, teknik servis ve çağrı merkezi işlerine devam edilmeme kararı alındığını, bu karar alınmadan öncesinde de davacı işçinin tazminatlarının hesaplanarak kendisine ödendiğini, genel daralma nedeniyle bahsi geçen bölümlerin kaldırılması neticesinde davacının çalışabileceği bir görev tanımı kalmadığını ve davacı işçinin iş sözleşmesinin geçerli nedenle feshedildiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, işverence bazı bölümlerin işlerine devam edilmeme kararı nedeniyle davacının yapabileceği bir görev tanımı kalmadığı belirtilmişse de davalı tarafın bu savunmasını ispatlayıcı yeterli yazılı ve sözlü delil sunmadığı, fesih bildiriminin de soyut ibarelerden ibaret olup yeterli açıklıkta olmadığı, dosyaya sunulan belirsiz süreli iş sözleşmesinin 11. maddesinde de belirli bir iş tanımı yerine davacının tecrübe ve mesleki birikimine uygun olarak işverence verilecek bütün işleri yapacağı şeklinde düzenleme getirilmiş olduğu dikkate alındığında feshin geçerli olmadığı gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiştir.
Karar davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
4857 sayılı İş Kanunu"nun 18. maddesine göre otuz veya daha fazla işçi çalıştıran iş yerlerinde en az altı aylık kıdemi olan işçinin belirsiz süreli iş sözleşmesini fesheden işveren, işçinin yeterliliğinden veya davranışlarından ya da işletmenin,iş yerinin veya işin gereklerinden kaynaklanan geçerli bir sebebe dayanmak zorundadır.
İşletmenin, iş yerinin veya işin gereklerinden kaynaklanan sebepler; sürüm ve satış olanaklarının azalması, talep ve sipariş azalması, enerji sıkıntısı, ülkede yaşanan ekonomik kriz, piyasada genel durgunluk, dış pazar kaybı, ham madde sıkıntısı gibi işin sürdürülmesini olanaksız hale getiren iş yeri dışından kaynaklanan sebeplerle yeni çalışma yöntemlerinin uygulanması, iş yerinin daraltılması, yeni teknolojinin uygulanması, iş yerinin bazı bölümlerinin kapatılması ve bazı iş türlerinin kaldırılması gibi işyeri içi sebeplerdir.
İşletmenin, işyerinin ve işin gereklerinden kaynaklanan sebeplerle sözleşmeyi feshetmek isteyen işverenin,fesihten önce fazla çalışmaları kaldırmak, işçinin rızası ile çalışma süresini kısaltmak ve bunun için mümkün olduğu ölçüde esnek çalışma şekillerini geliştirmek, işi zamana yaymak, işçileri başka işlerde çalıştırmak, işçiyi yeniden eğiterek sorunu aşmak gibi varsa fesihten kaçınma olanaklarını kullanması, kısaca feshe son çare olarak bakması gerekir.
Somut olayda davacı davalının iş yerinde satış sonrası hizmetler direktörü olarak çalışmıştır. İş sözleşmesi çalıştığı birimin kapatılması ve asıl iş alanındaki değişiklikten ötürü işyeri organizasyonunda niteliklerine uygun iş olanağı bulunmaması gerekçe gösterilerek feshedilmiştir. Mahkemece iş sözleşmesinin feshinin geçerli sebebe dayandığına dair davalı işverence ileri sürülen savunmaları kanıtlamaya yeterli delil sunulmadığı gerekçesiyle davanınkabulüne karar verilmişse de yapılan araştırma ve toplanan deliller hüküm kurmaya yeterli değildir. Davalı şirket yönetim kurulunca bazı birimlerin kapatılmasına karar verildiği görülmektedir. Sözkonusu yönetim kurulu kararı uyarınca birkısım işlerin sonlandırılıp sonlandırılmadığı ve davacının niteliklerine uygun iş bulunup bulunmadığı hususlarında davalı şırketin faaliyet alanında uzman bilirkişilerden rapor alınarak işletmesel karara dayanan fesih sebebinin somut olayda gerçekleşip gerçekleşmediği feshin son çare olması ilkesine uyulup uyulmadığını belirlenmesi ve oluşacak sonuç dairesinde bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebepten BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 28.06.2012 gününde oy birliği ile karar verildi.