Esas No: 2012/78
Karar No: 2012/14756
Yargıtay 22. Hukuk Dairesi 2012/78 Esas 2012/14756 Karar Sayılı İlamı
- FESHIN GEÇERSIZLIĞI
- İŞE İADE
- KESIN SÜRE
- SAVUNMA HAKKININ KISITLANMASI
- HUKUK USULÜ MUHAKEMELERİ KANUNU(MÜLGA) (1086) Madde 200
- HUKUK USULÜ MUHAKEMELERİ KANUNU(MÜLGA) (1086) Madde 180
"İçtihat Metni"
ÖZET: DELİLLERİN İLK CELSEDE HAZIRLANAMAMASI YA DA EKSİK HAZIRLANMASI HALİNDE HAKİM, İLGİLİ TARAFA 10 GÜNLÜK KESİN SÜRE VERİR. MAHKEMENİN TENSİPLE VERDİĞİ KESİN SÜRE GEÇERLİ DEĞİLDİR. İLK CELSEDE DAVALIYA DELİLLERİNİ BİLDİRMESİ İÇİN KESİN SÜRE VERİLMESİ VE BU KESİN SÜREDE DELİLLERİN SUNULMAMASI HALİNDE DELİLLERİN TOPLANMASINA YER OLMADIĞINA KARARI VERİLMESİ GEREKİRKEN, SAVUNMA HAKKINI KISITLAR NİTELİKTE HAREKET EDİLMESİ İSABETLİ DEĞİLDİR.
Davacı, feshin geçersizliğine ve işe iadesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.
Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için tetkik hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
İş sözleşmesinin geçerli ve haklı neden olmadan davalı işveren tarafından feshedildiğini belirten davacı işçi, feshin geçersizliğine ve işe iadesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı işveren vekili, davacının işyerinde çalışmakta iken bazı faturaları sahte olarak kestiğini, davacının işverenin güvenini kötüye kullandığını, feshin geçerli ve haklı olduğunu belirterek, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davacının fesih yazısında belirtilen eylemi gerçekleştirdiğinin davalı tarafça kanıtlanamadığı, sahte fatura kesildiği iddia edildiği halde herhangi bir suç duyurusunda bulunulduğunun da davalı tarafça bildirilmediği, bu durumda davalı tarafın feshin geçerli olduğunu kanıtlayamadığı gerekçeleriyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Karar, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dosya içeriğine göre, mahkemenin tensip zaptı ile taraflara delillerini bildirmek için ilk celseye kadar kesin süre verdiği anlaşılmaktadır. 13.04.2011 tarihinde tensip zaptı davalı vekiline tebliğ edilmiş olup, davanın ilk celsesi 21.04.2011 tarihinde yapılmıştır. Davalı vekili ilk celsede cevap dilekçesi ve ekinde birtakım belgeler sunmuş olup delil listesi sunmamıştır. Delil listesini 3. celse sunmuştur. Mahkemece savunmanın genişletilmesi kapsamında davacıdan delil listesine muvafakati olup olmadığı sorulmuş, davacı muvafakat etmeyince, davalı kesin süre içinde delil bildirmediğinden delillerinin toplanmasına yer olmadığına karar verilerek feshi nedeninin ispatlanamadığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir. İşlemin yapıldığı tarihte yürürlükte olan 1086 sayılı HUMK’nın 200. maddesinde 180. maddeye atıf yapılarak, cevap dilekçesinde de 180. maddenin uygulanacağı belirtilmiştir. İlgili maddede delillerin ilk celsede hazırlanamaması ya da eksik hazırlanması halinde hakimin ilgili tarafa 10 günlük kesin süre vereceği düzenlenmiştir. Mahkemenin tensiple verdiği kesin süre geçerli değildir. İlk celsede davalıya delillerini bildirmek için kesin süre verilmesi ve bu kesin sürede delillerin sunulmaması halinde toplanmasına yer olmadığına karar verilmesi gerekirken, anlatıldığı üzere savunma hakkını kısıtlar nitelikte hareket edilmesi hatalı olmuştur. Mahkemece yapılacak iş, davalının delillerini toplayarak, tüm delilleri birlikte değerlendirmek ve sonucuna göre feshin geçerli olup olmadığını belirlemektir. Davalının delilleri toplanmadan eksik araştırma ile yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olup, bozmayı gerektirmiştir.
S o n u ç: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebepten (BOZULMASINA), peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 28.06.2012 gününde oybirliği ile karar verildi.