Esas No: 2012/10090
Karar No: 2012/14565
Yargıtay 22. Hukuk Dairesi 2012/10090 Esas 2012/14565 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İzmir 10. İş Mahkemesi
TARİHİ : 01/12/2009
NUMARASI : 2009/345-2009/553
Davacı işçi iş sözleşmesinin haksız feshi nedeniyle işe iade davası açtığını, kararın kesinleştiğini ve süresi içerisinde işverene başvurduğunu, davalı işveren tarafından işe davet edildiğini, ancak daha önce ödenen kıdem ve ihbar tazminatlarının ödenmesi şartına bağlaması üzerine işbaşı yapmaktan vazgeçtiği belirterek boşta geçen süre ücreti talebinde bulunmuştur.
Davalı işveren, vekili davacının, işe iadesine ilişkin kesinleşmiş mahkeme kararı üzerine 21.08.2009 tarihli işe başlatma ihtarnamesi gönderdiğini ve başvurusu kabul edildiği halde işe başlamadığını, buna göre boşta geçen süre ücretine hak kazanmasının mümkün olmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece davacı işe iade davası sonucu yasal süre içinde işe başlamak için başvuruda bulunduğu halde işveren, işe başlatılması halinde önceden ödenen ihbar ve kıdem tazminatlarının ödenmesi gerektiğinin bildirilmesi üzerine işbaşı yapmadığı, davacının yasal süre içerisinde başvurmakla davacı 4857 sayılı Kanun"un 21. maddesine göre boşta geçen süreye ait ücret ve diğer haklara hak kazandığı gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiştir.
İşe iade davası sonunda işçinin başvurusu, işverenin işe başlatmaması ve buna bağlı olarak boşta geçen süreye ait ücret konularında taraflar arasında uyuşmazlık bulunmaktadır.
4857 sayılı Kanun"un 21. maddesinin 5. fıkrasına göre, işçi kesinleşen mahkeme kararının kendisine tebliğinden itibaren 10 iş günü içinde işe başlamak için işverene başvuruda bulunmak zorundadır. Aksi halde işverence yapılan fesih geçeri bir feshin sonuçlarını doğurur. Aynı maddenin 1. fıkrasına göre de işveren işe iade için başvuran işçiyi 1 ay içinde işe başlatmak zorundadır. Aksi halde en az 4, en çok 8 aylık ücret tutarında belirlenen iş güvencesi tazminatı ile boşta geçen süreye ait en çok 4 aya kadar ücret ve diğer hakları ödenmelidir.
İşçinin işe iade yönündeki başvurusu samimi olmalıdır. İşçinin gerçekte işe başlamak niyeti olmadığı halde, işe iade davasının sonuçlarından yararlanmak için yapmış olduğu başvuru geçerli bir işe iade başvurusu olarak değerlendirilemez. Başka bir anlatımla, işçinin süresi içinde işe iade yönünde başvurusunun ardından, işverenin daveti üzerine işe başlamamış olması halinde, işçinin gerçek amacının işe başlamak olmadığı kabul edilmelidir. Bu durumda işverence yapılan fesih, 4857 sayılı Kanun"un 21/5. maddesine göre geçerli bir feshin sonuçlarını doğurur. Bunun sonucu olarak da, işe iade davasında karara bağlanan işe başlatmama tazminatı ile boşta geçen süreye ait ücret ve diğer hakların talebi mümkün olmaz. Ancak, geçerli sayılan feshe bağlı olarak işçiye ihbar ve koşulları oluşmuşsa kıdem tazminatı ödenmelidir
İşverenin işe davete dair beyanının da ciddi olması gerekir. İşverenin işe başlatma amacı olmadığı halde işe başlatmama tazminatı ödememek için yapmış olduğu çağrı, gerçek bir işe başlatma daveti olarak değerlendirilemez.
Somut olayda mahkemece verilen işe iade kararı 16.06.2008 tarihinde kesinleşmiştir. Davacı işçi 21.08.2008 tarihinde işe başlatılması için davalı işverene başvurmuştur. Davalı işveren 05.09.2008 tarihinde davacı işçiyi 08.09.2008 tarihinde işe başlaması için davette bulunmuştur. Davalı işverenin işe davet ihtarında işe başlamasının önceden ödenen kıdem ve ihbar tazminatının iadesi şartına bağlanmadığı halde davacı haklı bir neden olmadan işe başlamamıştır. Davacının işe davete icabet etmemesi, iş ilişkisinin devamı ile ilgili talebinde samimi olmadığını, nihai hedefinin boşta geçen süre ücreti olduğunu göstermektedir. Mahkemece davacı işçinin iş sözleşmesinin feshi tarihi ile işe başlamayacağını açıkladığı tarih arasındaki boşta geçen süre ücretine hükmetmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ:Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebepten BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 26.06.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.