Davacı vekili, müvekkilinin Topkapı"da bulunan ... İşletme Merkezi Müdürlüğü"ne iş başvurusunda bulunduğunu ve görevlendirme yapılarak 14.08.2008 tarihinde Atatürk Havalimanı C bölümü Kargo Terminali ... İşletme Müdürlüğü (...)"de iş başı yaptığını, 23.07.2010 tarihinde iş akdinin feshedildiğini, posta açıp sevk etme işiyle görevli olup, ...İşletme Merkezi Müdürlüğü tarafından işe kabul edilmesine ve ..."de görevlendirme yapılmasına rağmen; muvazaalı işlemlerde, davacının hizmeti kayıtlarda farklı taşeronlar üzerinde gösterildiğini, davacının rapor almış olması nedeniyle usulsüz olarak yapılan ve geçerli nedene dayanmayan fesih nedeniyle müvekkilinin İstanbul ...İşleme Merkezi Müdürlüğü (...)"deki görevine iadesi ve haksız feshi gerçekleştiren işverenin tazminata mahkum edilmesini, iş akdinin feshinin geçerli bir nedene dayanmadığının tespiti ile feshin geçersiz sayılarak 4857 sayılı İş Kanunu"nun 21. maddesi gereğince işe iadesine, İstanbul Uluslararası Posta İşleme Merkezi Müdürlüğü (...)"deki görevine iadesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde, davalı kurumun ihale makamı olduğunu, dava dışı firma ile hizmet alım sözleşmesi imzaladığını, davalıya husumet düşmediğini belirterek, davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
Mahkemece, davacının alt işveren işçisi olduğu, işe iade davasının tek başına asıl işverene karşı açılamayacağı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.
Davacı vekili süresinde vermiş olduğu temyiz dilekçesinde kararının bozulmasını talep etmiştir.
İşe iade davasının yalnızca asıl işveren veya alt işveren aleyhine açılması durumunda, mahkemece, dava hemen reddedilmemeli, davalı olarak gösterilmeyen asıl işveren veya alt işverene davanın teşmili için davacı tarafa süre verilmeli, verilen süre içinde, diğer dava arkadaşına teşmil edilirse davaya devam edilmeli, aksi halde dava usulden reddedilmelidir.
Taraf teşkili sağlandıktan sonra işin esasına yönelik olarak yapılacak inceleme sonucunda, feshin geçerli nedene dayanmadığının anlaşılması halinde asıl işveren-alt işveren ilişkisinin geçersiz veya muvazaaya dayanması nedeni ile feshin geçersizliğine yönelik karar gerçek işveren hakkında kurulmalı, geçersiz veya muvazaaya dayalı ilişkinin diğer tarafı hakkında sıfat yokluğu nedeniyle davanın reddine karar verilmelidir. Ancak, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 327. maddesinin ikinci fıkrası uyarınca taraf sıfatı olmadığı halde, davacıyı, davalı sıfatı kendisine aitmiş gibi yanıltarak kendisine karşı dava açılmasına sebebiyet verdiği için, davanın sıfat yokluğu nedeni ile hakkındaki davanın reddine karar verilen taraf lehine vekâlet ücreti takdir edilmemelidir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda açıklanan hususlar gözetilmeden eksik inceleme ile verilmiş olması nedeniyle BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, 25.06.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.
