Esas No: 2022/8136
Karar No: 2022/11654
Karar Tarihi: 03.10.2022
Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2022/8136 Esas 2022/11654 Karar Sayılı İlamı
10. Hukuk Dairesi 2022/8136 E. , 2022/11654 K.Özet:
Davacı, davalı şirkette çalıştığını ve müşterek işveren olarak tanınması gerektiğini iddia etmiş ve hizmet tespiti istemiştir. İlk derece mahkemesi, davacının davalının işyerinde çalıştığının tespitine karar vermiştir. Ancak, Bölge Adliye Mahkemesi istinaf istemlerini reddetmiştir. Temyiz edilen kararda, hizmet akdi ile birden fazla işveren tarafından çalıştırılanların hizmetlerinin tespitine ilişkin davaların kamu düzenine ilişkin olduğu vurgulanmıştır. Bu nedenle, tarafların gösterdiği kanıtlarla yetinilmemeli, gerekli araştırmaların re'sen yapılması ve kanıtların toplanması gerektiği belirtilmiştir. Tanık beyanlarının inandırıcılığı üzerinde durulması, çalışma olgusunun somut olarak belirlenmesi gerektiği vurgulanmıştır. Dosyada yapılan incelemeye göre, davacıyla yapılan iş sözleşmesine göre günlük 2 saat çalıştırılması öngörülmüş ve davalı tarafından buna uygun şekilde bildirim yapılmıştır. Davacının çalışma süresine yönelik iddialarının ise yetersiz incelemeye dayandığı belirtilmiştir. Davaya konu büfenin faaliyet saatleri ve dağıtım miktarları somut olarak belirlenmemiş, tanık
"İçtihat Metni"
Mahkemesi : ... Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi
No :
Dava, hizmet tespiti istemine ilişkindir.
İlk Derece Mahkemesince, hükümde belirtilen gerekçelerle davanın kabulüne dair verilen karara karşı, davalı ve fer’i müdahil Kurum vekilleri tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine, ... Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesince istinaf istemlerinin esastan reddine karar verilmiştir.
... Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesince verilen kararın, davalı ve fer’i müdahil Kurum vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteklerinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
I-İSTEM
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı müvekkilinin davalı ...'nda 02/03/2007 tarihinde ... büfesinde ekmek satım işinde çalıştığını, davalı işyerinde haftanın 6 günü 05.30-19.00 saatleri arasında çalışma yaptığını, davalı ... tarafından müvekkile günlük 2 saat çalışma yapılacağına dair sözleşme imzalatıldığını, ancak müvekkilinin yaptığı iş nazara alındığında ekmek büfelerinin tüm gün boyunca açık olması nedeniyle imzalanan sözleşmenin muvazaalı olduğunu, davalı ... tarafından müvekkilinin çalışmalarının ... Kurumu'na eksik bildirildiğini belirterek, davacı müvekkilinin 02/03/2007-30/11/2013 tarihleri arasında bildirilmeyen sürelerde tam zamanlı olarak çalıştığının tespitini, 30 günden az bildirilen günlerin kayıtlarının düzeltilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesini talep ve dava etmiştir.
II- CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın müvekkili yönünden husumet yokluğu nedeniyle reddinin gerektiğini, davacının ücret bordrosundan anlaşılacağı üzere ... İşletmecilik İletişim ... Şirketinin çalışanı olduğunu, bu şirketin ayrı bir tüzel kişiliğinin bulunduğunu, bu nedenle müvekkili kurumun sorumlu tutulamayacağını, müvekkili kurumun herhangi bir sorumluluğunun bulunmadığını beyanla davanın reddini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı taraf üzerinde bırakılmasını istemiştir.
Feri müdahil kurum vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili kurum tarafından yapılan denetim raporunda, davacı ile davalı işveren arasında kısmi süreli hizmet akdinin yazılı olarak yapıldığını, yapılan sözleşmede davacının günlük 2 saat üzerinden çalıştığını, bunun da aylık 7 güne tekabül ettiğini, kurumlarına bu şekilde bildirildiğini, müvekkili kurum kayıtlarının resmi belge niteliğinde olduğunu, davacının çalışmasını eşdeğer kanıtlarla ispat edebileceğini, davacı ile aynı tarihlerde aynı işyerinde çalışan bordro tanıklarından başkaca tanık dinletilmesine muvafakat etmediklerini belirterek, davanın reddini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı taraf üzerinde bırakılmasını istemiştir.
III- MAHKEME KARARI
A- İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
“Davanın kısmen kabulü ile, Davacının davalıya ait işyerinde 15/06/1994-30/10/1998 ve 24/08/2000-30/10/2011 tarihleri arası asgari ücretle mevsimlik nitelikli çalıştığının tespitine, sigortalı hizmet süresine eklenmesine, 08/04/2020 tarihli uzman bilirkişi raporu son sayfa sonuç bölümündeki tabloların hükmün eki olarak alınmasına, Fazla istemin reddine” karar verilmiştir.
B- BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
“Davalı vekili ile feri müdahil kurum vekilinin istinaf başvurularının Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-b.1 maddesi gereğince ayrı ayrı esastan reddine” karar verilmiştir.
TEMYİZ KANUN YOLUNA BAŞVURU VE NEDENLERİ
Feri müdahil Kurum vekili, davanın ispatı için yeterli delil bulunmadığı, tanık beyanlarının somut olmadığı, kurumca yapılan tahkikatta da kanuna aykırılık tespit edilmediği,
Davalı vekili, davacıyla yazılı sözleşme yapıldığı, sözleşmeye göre bildirimlerin yapıldığı, davacının götürü usulle ücret aldığı, belediyeye husumet düşmeyeceği, bilirkişilere yerinde inceleme yetkisi verilmesine rağmen gerekli incelemenin yapılmayıp tanık beyanlarıyla rapor oluşturulduğu gerekçeleriyle kararın bozulmasını talep etmişlerdir.
IV- İLGİLİ HUKUK KURALLARI VE İNCELEME
Dava, 506 sayılı Kanunun 79/10. ve 5510 sayılı Kanun’un m. 86/9. maddesi uyarınca açılmış hizmet tespiti davasıdır. Maddeye göre, “Yönetmelikle tespit edilen belgeleri işveren tarafından verilmeyen veya çalıştıkları Kurumca tespit edilemeyen sigortalılar, çalıştıklarını hizmetlerinin geçtiği yılın sonundan başlayarak 5 yıl içerisinde mahkemeye başvurarak alacakları ilam ile ispatlayabilirlerse, bunların mahkeme kararında belirtilen aylık kazanç toplamları ile prim ödeme gün sayıları nazara alınır.”
Hizmet akdi ile bir veya birden fazla işveren tarafından çalıştırılanların hizmetlerin tespitine ilişkin davalar, kamu düzenine ilişkindir. Bu nedenle özel bir duyarlılıkla ve özenle yürütülmesi zorunludur. Bu çerçevede hak kayıplarının ve gerçeğe aykırı sigortalılık süresi edinme durumlarının önlenmesi, temel insan haklarından olan ... hakkının korunabilmesi için, bu tür davalarda tarafların gösterdiği kanıtlarla yetinilmeyerek, gerekli araştırmaların re'sen yapılması ve kanıtların toplanması gerektiği göz önünde bulundurulmalıdır.
Tanık beyanları değerlendirilirken bunların inandırıcılığı üzerinde durulmalı, verdikleri bilgilere nasıl vakıf oldukları, işveren, işçi ve işyeriyle ilişkileri düşünülmeli ve tanıklar buna göre dinlenilmeli, re’sen araştırma kapsamında sadece taraf tanıkları ile yetinilmeyip mümkün oldukça bordrolu, komşu ve yakın işyerlerinde bu yeri bilen ve tanıyanlar da dinlenerek tanık beyanlarının sağlığı denetlenmeli ve çalışma olgusu böylece hiç bir kuşku ve duraksamaya yer bırakmayacak biçimde belirlenmelidir.
Somut olayda, dinlenen tanık beyanları ve aldırılan bilirkişi raporu hükme esas alınarak davanın kabulüne karar verilmişse de verilen karar eksik araştırma ve incelemeye dayalıdır.
Dosyaya içerisindeki kısmi süreli iş sözleşmelerine göre günde 2 saatten ayda 7 gün bildirim yapılacağı belirlenmiş ve davalı tarafça buna göre bildirim yapılmıştır. Bildirimden daha fazla çalışıldığına yönelik kabul yetersiz incelemeye dayalıdır.
Davaya konu yerin ... büfesi olması karşısında, büfeye yapılan dağıtım saatleri ve miktarları somut olarak belirlenmemiş, tanık beyanlarına göre kanaat oluşturulmuştur.
Mahkemece, büfeye hangi saatlerde ne kadar ekmek dağıtımı yapıldığı, bunun ne kadar sürede satıldığı resmi kayıtlar ve tanıklarla somut olarak belirlenmelidir. Öte yandan bir kısım tanık beyanlarında davacının ve eşinin büfenin yanında simit vs. sattığı beyan edilmekle, davacının ekmek satışı dışında başka şeyler satıp satmadığı, eğer böyle bir durum varsa bunun belediyeyle yapılan sözleşmeye aykırı olacağı ve hizmet süresinden sayılamayacağı, yazılı sözleşmenin aksinin kesin bir şekilde kanıtlanması gerektiği gözetilmeli, oluşacak sonuca göre bir karar verilmelidir.
O halde davalı ve feri müdahil kurum vekillerinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ... Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesinin istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin kararı kaldırılarak, İlk Derece Mahkemesince verilen hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: ... Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi kararının, HMK'nın 373/1 maddesi gereğince kaldırılarak temyiz edilen ilk derece mahkemesi hükmünün yukarıda açıklanan nedenlerle, BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde ilgililere iadesine,
dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 03.10.2022 gününde oybirliğiyle karar verildi.