Yargıtay 22. Hukuk Dairesi 2012/363 Esas 2012/14379 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
22. Hukuk Dairesi
Esas No: 2012/363
Karar No: 2012/14379

Yargıtay 22. Hukuk Dairesi 2012/363 Esas 2012/14379 Karar Sayılı İlamı

22. Hukuk Dairesi         2012/363 E.  ,  2012/14379 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : Ankara 5. İş Mahkemesi
    TARİHİ : 20/07/2011
    NUMARASI : 2010/462-2011/498

    İş sözleşmesinin geçerli ve haklı neden olmadan davalı işveren tarafından feshedildiğini ve kendisine zorla istifa dilekçesi imzalatıldığını belirten davacı işçi, feshin geçersizliğine ve işe iadesine karar verilmesini talep etmiştir.
    Davalı işveren vekili,işyerinde otuzdan az işçi çalıştığını, bu durumda davacının iş güvencesi hükümlerinden yararlanamayacağını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
    Mahkemece, işyeri ile ilgili olarak getirtilen işveren sendikanın genel merkez ve şube genel kurullarında yapılan organ seçimlerine ait ilgili ilçe seçim kurulu kesinleşme tutanakları ile dönem bordrolarından  30/04/2010 fesih tarihi itibari ile işyerinde otuz kişiden az işçinin çalıştığı, dönem bordrolarında sigortalı gösterilen toplam kırkbir kişiden Z. N., C. K., V. M. İ., C. G., Y. C., Y. Ç., H. E., E. A., B. A., H. K., Y. Ç. ve N. T."ındavalı sendikanın merkez yönetim kurulu üyeleri ile şubelerde  profesyonel sendikacı olarak görev yapan şube başkan ve üyelerinin oldukları, bunların profesyonel sendikacı olarak görev yaptıkları ve ücret aldıklarından sendika tarafından sigortaya bildirimlerinin yapıldığı,  ancak adı geçen kişilerin  seçim ile bu görevlere getirildiklerinden sendika ile aralarındaki ilişkinin iş sözleşmesi veya iş ilişkisine değil, vekalet akdine dayandığından 4857 sayılı İş Kanunu"nun 18. maddesinde belirtilen otuz ve daha fazla işçi çalışma koşulunda işçi sayısında dikkate alınmalarının söz konusu olmadığı, diğer bir ifade ile sendika genel merkezi tarafından sigortalı gösterilmekte iseler  de bu kişilerin  seçim ile şube başkan ve organ üyeliklerine seçildiklerinden sendika ile aralarındaki ilişkinin vekalet ilişkisine dayandığından fesih tarihi itibari ile işyerinde yirmidokuz işçinin çalıştığı, bu durumda davacının iş güvencesi hükümlerinden yararlanma olanağı bulunmadığı gerekçeleriyle davanın reddine karar verilmiştir.
    Karar davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    4857 sayılı Kanun"un 18. maddesi uyarınca işçinin iş güvencesi hükümlerinden yararlanabilmesi için fesih bildiriminin yapıldığı tarihte işyerinde otuz ve daha fazla işçi çalıştırılması gerekir.                                            
    Davacı vekili temyiz dilekçesinde, şube sekreteri olarak bildirilen 4 kişi ile  Şube Yönetim Kurulu üyesi olarak bildirilen bir kişi  çalışan işçi sayısına dahil edilmesi gerektiğini,  bu kişilerin profesyonel yönetici olmadıklarını, Z. N., Y. Ç.,  C. K., E. T., C. G. ve B. A."un  profesyonel yönetici olup vekalet akdi ile çalıştıklarını, diğerlerinin ise amatör yönetici olduklarını, Yönetim Kurulu  kararı ile belirlenen ücret karşılığında hizmet akdine dayanarak çalıştıklarını, H. E., Y. Ç., V. M. İ.,  N. T.  ve H. K."ın Yönetim Kurulu  kararı ile belirlenen ücret ve diğer sosyal haklar karşılığında istihdam edildiklerini, Y. Ç."in Denizli Şube Müteşebbis Heyeti Başkanı olarak belirtildiğini,  ancak şube başkanı olmasına rağmen neden Denizli değil de Ankara Sosyal Güvenlik Kurumu" na bağlı olduğunun açıklanamadığını, ayrıca ücretinin 1.431,77 TL olarak bildirildiğini, şube başkanının bu kadar düşük ücret alamayacağını, Y. Ç."in Sosyal Güvenlik Kurumu dökümünün  incelenmediğini, bu kişinin  dört kişinin işine son verildiği nisan ayında bu göreve getirildiğini, bordroda Av. E. Ü."in adının yer almadığını, kendisinin davalı  sendikanın sözleşmeli avukatı olduğunu, aralarında hizmet akdi olduğunu, davalı sendikanın tüm işlerini üstlendiğini  ve ders notu, seminer programı hazırlama gibi vekalet ilişkisini aşan görevleri olduğunu, hizmetlerinin karşılığında belli bir ücret aldığını, H. K."ın iş akdinin feshedildiği tarihte ve halen .... Fabrikasında çalışmakta olduğunu,  kendisin amatör sendikacı olduğunu  ve çalışan sayısına dahil edilmesi gerektiğini belirtmiştir.
    Davacının itiraz ettiği ve profesyonel sendikacı olmadığını belirttiği kişiler yönünden herhangi bir araştırma yapılmadan ve gerekçede de bu hususlar tartışılmadan, salt davalı sendikanın gönderdiği cevabi yazıya istinaden işçi sayısının otuzdan az olduğu kanısıyla davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir.
    Somut olayda mahkemece yapılacak iş; öncelikle şube sekreteri olarak bildirilen dört kişinin profesyonel sendikacı olup olmadığını değerlendirmek, Y. Ç."in Sosyal Güvenlik Kurumu döküm kaydını getirterek gerçekten şube başkanı olarak çalışıp çalışmadığını tespit etmek, H. K."ın da Sosyal Güvenlik Kurumu hizmet döküm cetvelini getirterek fesih tarihine başka bir işyerinde çalışıp çalışmadığını tespit ederek  profesyonel sendikacı olup olmadığını değerlendirmek ve davalı avukatının da hizmet akdi ile mi vekalet akdi ile mi çalıştığını değerlendirerek işyerinde çalışan işçi sayısının otuzdan az veya fazla olduğuna karar vermektir. Bu araştırmalar yapıldıktan ve profesyonel sendikacı olup işçi sayısına dahil edilemeyecek kişi sayısı belirlendikten sonra, davalı tarafından bildirilen kırkiki işçi sayısından düşülmek suretiyle, fesih tarihinde işyerinde çalışan işçi sayısının otuzun altında olması halinde davanın reddine; otuzun üzerinde olması halinde fesih nedenleri konusunda yargılama  yapılarak feshin geçerli olup olmadığı tespit edildikten sonra sonucuna göre karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı gerekçe ile sonuca gidilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
    SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebepten BOZULMASINA,peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine 25.06.2012 gününde oybirliği ile karar verildi.

     

    Hemen Ara