Davacı vekili, davacanın iş sözleşmesinin geçerli neden olmadan feshedildiğini, davacının işe iadesine, tüm ücret ve alacaklarının kanuni faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili, davacının dava konusu taleplerini açıkça sunmadığından davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davacının işe iade isteminin reddine karar verildiği, tefrik sonucunda davacının dava konusu taleplerini iddia ve savunmasını açıkça sunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Somut olayda, davacının işe iade davasından tefrik suretiyle ele alınmış olan eldeki davada davacının talepleri açıklattırılmadan ve her bir talep için istediği miktarlar sorulup somutlaştırılmadan ve harcı ikmal edilip tarafların göstereceği deliller toplanıp işin esası incelenmeden yazılı şekilde karar verilmesi hatalıdır. İşe iade davasından tefrik olunarak ele alınan iş bu davada davacının tüm ücret ve alacaklarının tahsiline ilişkin taleplerde bulunduğu görülmüştür. Mahkemece davacı taleplerinin açık olmadığı, davanın dayandığı vakıaların dilekçede belirtilmediği gerekçesi ile dava dilekçesinin reddine karar verilmiş ise de varılan bu sonuç usul ve kanuna uygun bulunmamıştır. Öncelikle davacıdan taleplerinin neler olduğu sorulup açıklığa kavuşturulmalı ve her bir talep için istediği miktarlar belirlenmeli ve dava harcı da ikmal edilerek işin esasına girilmelidir. Mahkemece, davacıdan alınacak açıklamalarla davanın usulüne uygun hale getirilebileceği gözetilmeden ve tarafların alacak taleplerine yönelik delilleri de toplanıp bir değerlendirmeye tabi tutulmadan yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan hükmün yukarıda açıklanan sebepten BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 22.06.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.