Esas No: 2009/4-196
Karar No: 2009/248
Yargıtay Ceza Genel Kurulu 2009/4-196 Esas 2009/248 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
İtirazname: 2007/231489
Yargıtay Dairesi : 4.Ceza Dairesi
Mahkemesi : ANKARA 11. Sulh Ceza
Günü : 11.07.2007
Sayısı : 55-718
Sanık S.U.. hakkında internet yoluyla kamu görevlisine hakaret suçundan açılan kamu davasından beraatına ilişkin, Ankara 11. Sulh Ceza Mahkemesince verilen 11.07.2007 gün ve 55-718 sayılı hüküm, katılan vekili tarafından temyiz edilmekle, Yargıtay 4. Ceza Dairesince 07.07.2009 gün ve 565-13635 sayı ile;
“Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede:
Sanığın çeşitli internet sitelerinde yayınladığı klip ve içindeki ‘rep’ parçasında katılan R... E..’a ‘T.. uyan ülke elden gidiyor lan...’ diye hitap etmesi ve tümceyi parçanın nakaratı olarak defalarca tekrarlaması eylemi, belirtilmesinde zorunluluk bulunmayan eleştiri ve sitem sınırlarını aşan, küçültücü değer yargılar içermesi nedeniyle suçun hukuka aykırılık öğesini oluşturduğu gözetilip, hakaret suçundan hükümlülük karar verilmesi gerekirken, yerinde olmayan gerekçelerle beraat kararı verilmesi…” isabetsizliğinden bozulmuş,
Yargıtay C.Başsavcılığınca 21.08.2009 gün ve 231489 sayı ile;
“…Sanık S. U.. tarafından yazılıp söylenilen ve www.youtube.com alan adlı internet sitesinde, klip şeklinde yayınlanan ‘ses çıkarma’ isimli müzik parçası yayınlanmıştır. Bu müzik parçası, müzik terimleri sözlüğüne göre rap adı altında adlandırılmaktadır.
Rap, kökenleri 1970’lerin getto Amerika’sına dayanmaktadır (Gangsta rap). Amerika’nın bazı varoş eyaletlerindeki çetelerin birbirlerini ıslah amaçla buldukları Hiphop kültürünün müzik koludur.
Rap’in ‘[R]hytm [a]nd [P]oem (Ritim ve şiir ya da Ritmik Şiir) veya [R]ytmic [A]merican [P]oetry (Ritmik Amerikan Şiiri)’ sözcüklerinin kısaltması olduğu bilinir. Rap kısaltma olmadan kelime anlamı olarak ağır sözlü eleştiri demektir.
Rap, müziğin temposuna uyarlanarak söylenen sözlerdir. Rap hızlı söylenen bir müzik türüdür. Rap’ı ‘ritmik şiir’ olarak açıklamak mümkündür. Müziğin temposuna uygun olarak kafiyeli sözler söylemek Mc’lik olarak adlandırıldı. Rapte şiirin ölçüsü ritme dayalıdır. Aliterasyon, asonans, kinaye, mecaz, benzetme ve diğer söz sanatlarını görmek mümkündür. Secîlere yer verilir ve genellikle yarım uyak kullanılır. İlk ortaya çıktığında ele alınan konular eğlence ve aşk iken yıllar sonra bazı Afro-Amerikan ozanların etkisiyle ‘politik Rap’ ortaya çıkıp ırkçılığa, faşizme, emperyalizme karşı sözler içeren sosyo-politik eleştirilere yer verilmiştir.
Battle Rap, rap müziğinin bir alt koludur. İsim vererek ya da üstü kapalı biri ya da birileri sözlerde iğnelenir… Altyapılar genellikle sert olur ve iğneleme yapıldığı için sert sözler kullanılır. Ülkemizde en çok örneğine rastlayabileceğimiz rap türüdür. (‘http:tr.wikipedia.org/wiki/Rap’ adresinden alındı)
Bu bilgilerin ışığında, sanığın müziğinin ‘battle rap’ olduğu sonucuna varılabilinir. Sanığın müziğinde kullandığı sözler eleştiri ve değer yargıları yukarda belirtilen nedenlerle sert ve çarpıcı sözlerle ifade edilip, kafiyeli sözler kullanılmış, kinaye, mecaz gibi söz sanatları kullanılmıştır.
Esasen, eleştirinin sert bir üslupla gerçekleştirilmesinin, kaba olmasının ve nezaket sınırlarını aşmasının, eleştirenin amacına, psikolojisine, eğitim ve kültür düzeyine bağlı bir olgu olarak ortaya çıktığı, ancak; bu tür müziğin belli ölçülerde abartmayı, hatta kışkırtmaya başvurmayı da içerdiğinin kabul edilmesi gerektiği, anılan müzik ile uğraşanların kullandıkları deyimler ‘polemik’ niteliğinde olsalar da, nesnel bir açıklamayla desteklendiklerinde, bu ifadelerin asılsız kişisel saldırı olarak görülemeyeceği, kamu görevinde bulunan veya talip olanların, diğerlerine oranla daha sert bilhassa basın, müzik, karikatür ve benzeri sanat dallarında eleştirilere muhatap kalmasının da doğal karşılanması gerektiği,
Kaldı ki sanığın nakaratta kullandığı lan kelimesini yaptığı müziğin (sanatın icrası) niteliğinde kullanıp katılanı hedef almaya yönelik olmadığı gibi sanatsal kafiyeyi sağlama, katılanın aynı tarihlerde benzer kelimeyi kullanmasının güncelliğinden yararlanarak hiciv yapma biçimindeki söz sanatını kullanma olarak değerlendirilmesi gerekeceği, anılanı hedef alıp onu küçük düşürmeye yönelik kastının da saptanamadığı, anılan kelimenin katılanın adı önüne konulmadığı gibi yaptığı görevine atfen de gösterilmediği, çağırma ünlemi olarak kendi hedef kitlesine seslenme biçiminde kullanıldığı sonucuna varılarak suçun oluşmadığı kanaati ile Yargıtay 4. Ceza Dairesinin hakaret içerdiği öne sürülen sözün katılana yönelik olduğu biçimindeki gerekçesinin bu nedenlerle yerinde bulunmayıp hükmün bozulması kapsamında değerlendirilmesinin yasaya aykırı olduğu…” gerekçeleri ile itiraz yasa yoluna başvurularak Özel Daire kararının kaldırılması ve Yerel Mahkeme hükmünün onanması talep olunmuştur.
Dosya, Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilmekle, Ceza Genel Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçelerle karara bağlanmıştır.
TÜRK MİLLETİ ADINA
CEZA GENEL KURULU KARARI
Özel Daire ile Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı arasındaki uyuşmazlık; sanığın, yazıp besteleyerek internet sitesinde “Rap Müzik” tarzında seslendirdiği müzik parçasında, T.C. Başbakanı olarak görev yapmakta olan R. T..E..’a yönelik olarak sarfettiği sözlerin “kamu görevlisine görevinden dolayı hakaret suçunu” oluşturup oluşturmayacağına ilişkindir.
İncelenen dosyada;
PİT 10 takma isimli bir kişinin, sözlerini kendisinin yazarak bestelediği “Ses Çıkarma” isimli müzik parçasını internette bir müzik forum sitesine yüklediği, aynı parçanın daha sonra www.youtube.com isimli internet sitesinde de şikayet ve dolayısıyla suç tarihi olan 17.08.2006 tarihine kadar yer aldığı,
Şikayet üzerine Ankara Cumhuriyet Başsavcılığınca yapılan soruşturmada, iddiaya konu olan müzik parçasını icra ettiği söylenen ve PİT 10 takma adını kullanan kişinin İstanbul Bilgi Üniversitesi Müzik-Ses Teknolojileri Bölümü öğrencilerinden 23.03.1988 doğumlu S. U.. olduğunun saptandığı,
Sanık S. U..’ın, 22.11.2006 tarihinde Cumhuriyet savcısı huzurunda müdafii de hazır olduğu halde yaptığı savunmada; “Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının talimatı ekindeki dilekçede yer alan ve benim okuduğum şarkının sözleri bana aittir. İçerisinde hakaret yoktur. Şarkıda geçen “lan” kelimesi ise Başbakan’ın Mersin’de bir çiftçi ile tartışması sonrasında söylediği sözlerden dolayı şarkıya konmuştur. Eleştiri amaçlıdır. Ancak şarkı içindeki piç, alçak, beyni yıkanmış sözcükleri ise Başbakan’a yönelik değildir. Bunlar .......A’ya ve A.Ö..’a yöneliktir. Bu nedenle atılı suçlamayı kabul etmiyorum. Her ne kadar dilekçede PİT 10 Grubu üyeleri denilmiş ise de, grup söz konusu değildir. Kendim çalıp söylüyorum. www.youtube.com adlı internet sitesine ben göndermedim. Şarkı bittiğinde birlikte görüştüğüm forum sitesine bu şarkıyı koydum. Bu çok kalabalık bir site değildi. Beni bilenler ve tanıyanlar dinliyordu. Bu şarkıyı oradan bir dinleyici almış slayt show şeklinde bir klip hazırlamış. Kim olduğunu bilmediğim kişi bunu belirtilen internet sitesine koymuş. Bu nedenle atılı suçlamaları kabul etmiyorum. Ben Atatürk’ün bir sözünü söylemek istiyorum. Köylü milletin efendisidir. Başbakan, Atatürk’ün sözünde efendi olarak belirttiği köylüye “lan” demiştir. Ben Atatürk’e saygının azaldığını düşünüyorum. Ve bunun da zapta yazılmasını istiyorum. Şarkıdan dolayı beni tanımadığım kişiler tehdit ediyor” derken, 24.05.2007 tarihinde mahkemede yaptığı savunmada da, aynı beyanları tekrar ettiği,
Müzik parçasının sözlerinin ise;
“SES ÇIKARMA
Bu senin benim değil,
Bu hepimizin savaşı.
Bazı olaylar vardır ki,
Kimse dile getiremez,
Kimse bir şey yapamaz.
İnsanlar korkar,
Ama ben değil,
Ben derinden gelen haykırışları,
Duyurabilecek tercüman.
Hangi biriniz ülkesi adına,
Dua ediyor her Cuma.
Ses çıkarmayın bravo,
Yansın bayrak.
Gazetelerde baş sayfa:
“Kansız ahmak!”
Köstebekler toprak altında kalmaz artık,
Onlar aramızda nefes aldı.
Yolları arabamızla taradık,
Bir çim misali.
Başbakan’ın has mürettebatı, piç ihtilali,
Elleriyle hazırlar pis istikbali.
Herkes el kol bağlı duruyor,
Ne yapalım, biz içtik abi.
Siz bir tarih almak adına,
Büyüttünüz, bir ihtimali.
Olmadıysa, ikinci tarih.
Bir daha gir.
Aman ha ses çıkarma,
Ülken elden gitsin ses çıkarma.
Tek bir damla suyla sönecek,
Yangın var, ancak;
Ses çıkarma dört tarafta,
Yaksınlar sancak.
Kastın var alçak!
Batılılaşırsın devam et.
Oruspu çocuğu İmralı’da yatsın lan asma!
Tayyip uyan, ülke elden gidiyo lan!...
Aferin ses çıkarma.
Bizi savaşa itiyorlar,
Biraz daha cesaret.
Baş kaldır ülken için,
Sağlanamazsa adalet,
Taş vardır, ülken için.
Tayyip uyan, ülke elden gidiyo lan!...
Aferin ses çıkarma.
Bizi savaşa itiyorlar,
Biraz daha cesaret.
Baş kaldır ülken için,
Sağlanamazsa adalet,
Taş vardır, ülken için.
Hata Kürt yurttaşlarda değil,
Beynini yıkayan ibnelerde.
Huzur, barış vesaire,
Artık yalan, istesem de,
Bir seferde darbe yer.
Açıp bakarsan ters olur,
Kurcalanmaya izin vermeden kapanır her konu.
Böyle giderse, bir iki seneye doğru,
Doğu kan dolu.
İyi niyetse kaybolur,
İçimizdeki saykodur.
Bu askerler koparlar.
Ermenistan toparlan:
İnsanlıksa onlardaki,
Ben bir insan olamam.
İnanmak istemedik size,
Kahretsin dedik.
Akıllı olun, olmayan soykırımı ettirmeyin,
System of a down ya da Jön Türk,
Müzikte kalırken,
Bizse, silahlarla geliriz oraya kör kütük.
Tehdit değil, gerçek.
Tek bir hareketinizle kan çıkar.
Bunu da gördü,
Dolapdere’de Kürt kancıklar.
Herkes yerini bilecek,
Hıncım değil, ürkün.
Barış, savaşla kazanılır,
Irkçı değil, Türk’üm.
Tayyip uyan, ülke elden gidiyo lan!...
Aferin ses çıkarma.
Bizi savaşa itiyorlar,
Biraz daha cesaret.
Baş kaldır ülken için,
Sağlanamazsa adalet,
Taş vardır, ülken için.
Tayyip uyan, ülke elden gidiyo lan!...
Aferin ses çıkarma.
Bizi savaşa itiyorlar,
Biraz daha cesaret.
Baş kaldır ülken için,
Sağlanamazsa adalet,
Taş vardır, ülken için.
Seni unutmadık Atam,
Unutanlara da hatırlatacağız.
(Bundan sonrası Atatürk’ün kendi sesinden)
Türkiye tam bir bütünlükte.
Büyümekte olan Türk Milleti’nin,
Büyük Millet olduğunu,
Bütün medeni alem,
Az zamanda bir kere daha tanıyacaktır” biçiminde olduğu,
Anlaşılmaktadır.
Ceza Genel Kurulu’nun 14.10.2008 gün ve 170-220 sayılı kararında da belirtildiği üzere; 5237 sayılı Türk Ceza Yasasında; 765 sayılı Türk Ceza Yasasında yer alan hakaret ve sövme suçu ayrımı kaldırılmıştır. Hakaret fiillerinin cezalandırılmasıyla korunan hukuki değer, kişilerin şeref, haysiyet ve namusu, toplum içindeki itibarı, diğer fertler nezdindeki saygınlığıdır. Bu suçun oluşabilmesi için, davranışın kişiyi küçük düşürmeye matuf olarak gerçekleştirilmesi gerekir.
Somut olayda; dosyada yer alan CD içerisindeki görüntüler incelendiğinde, klipte herhangi bir hakaret unsurunun yer almadığı, buna karşılık müzik parçasında geçen ve T.C. Başbakanı R.T. E..a yönelik olarak söylendiğinde kuşku bulunmayan, nakarat şeklindeki “T.. uyan, ülke elden gidiyo lan” sözleri ile, “…Gazetelerde baş sayfa: Kansız ahmak!”, “Başbakan’ın has mürettebatı, piç ihtilali, Elleriyle hazırlarlar pis istikbali”, “…Yangın var, ancak; Ses çıkarma dört tarafta, Yaksınlar sancak. Kastın var alçak!” ve “…O… çocuğu İmralı’da yatsın lan asma!” dizelerinde geçen, “lan, kansız ahmak, piç ihtilali, pis istikbali, alçak, lan asma” kelimelerinin, gerek tek başlarına, gerekse parçanın bütünü içerisinde ihtiva ettikleri anlamları itibarıyla kamu görevlisi olan katılanı toplum içerisinde küçük düşürücü nitelikte olduklarının kabulü gerekmektedir.
Amerika Birleşik Devletleri’nin bazı eyaletlerindeki çetelerin birbirlerini ıslah etmek amacıyla oluşturdukları “Hiphop Kültürü’nün” müzik kolunu teşkil eden “Rap”, kelime olarak “ağır sözlü eleştiri” anlamına geliyor olsa dahi; eleştiri ve sitem, kişilerin şereflerini, onurlarını, namuslarını, toplum içindeki itibarlarını incitmeye ve diğer fertler nezdindeki saygınlıklarını zedelemeye yönelik olarak hakaret içeren sözcükler kullanılmak suretiyle yapılamaz.
Açıklanan nedenlerle, sanık tarafından yazıldığında kuşku bulunmayan ve çeşitli internet sitelerinde yayınlanan “Ses Çıkarma” isimli müzik parçasında geçen, “lan, kansız ahmak, piç ihtilali, pis istikbali, alçak, lan asma” sözcükleriyle, kamu görevlisi olan katılana görevinden dolayı hakaret edildiğinin ve bu suretle 5237 sayılı TCY’nın 125/3-a maddesinde düzenlenmiş bulunan kamu görevlisine görevinden dolayı hakaret suçunun unsurlarının oluştuğunun kabulünde zorunluluk bulunmaktadır.
Bu itibarla; Özel Daire bozma kararı yerinde görüldüğünden, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı itirazının reddine ve dosyanın yerel mahkemeye gönderilmesine karar verilmesi gerekir.
Çoğunluk görüşüne katılmayan 3 Genel Kurul Üyesi ise, “itirazın kabulü gerektiği yönünde” karşıoy kullanmışlardır.
SONUÇ :
Açıklanan nedenlerle,
1- Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı itirazının REDDİNE,
2- Dosyanın, Ankara 11. Sulh Ceza Mahkemesine gönderilmek üzere, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 27.10.2009 günü yapılan müzakerede oyçokluğu ile karar verildi.