Esas No: 2012/11392
Karar No: 2012/14220
Yargıtay 22. Hukuk Dairesi 2012/11392 Esas 2012/14220 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Diyarbakır 1. İş Mahkemesi
TARİHİ : 18/10/2001
NUMARASI : 2000/296-2001/161
Davacı vekili, müvekkili sendika ile davalı belediye arasında 01.03.1998-28.02.2000 tarihlerini kapsayan toplu iş sözleşmesi akdedildiğini, bu sözleşmeden sendika üyelerinin üye aidatı ve sendikaya üye olmayanlarında dayanışma aidatı ödemek sureti ile yararlandırılması gerektiğini, 2821 sayılı Sendikalar Kanunu"nun 61. maddesine göre toplu iş sözleşmesinden faydalandırılan işçilerden yapılması gereken üyelik ve dayanışma aidatı kesintilerinin davalı işveren tarafından yapılmadığı ya da kesinti yapılmasına rağmen sendikaya ödenmediğini, yine kanun gereği geciken ödemelerin en yüksek işletme kredisi faizi ile ödenmesi gerektiğini iddia ederek fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydı 15.09.1999’dan dava tarihi olan 13.04.2000 tarihine kadar 5.000 TL asıl alacak ve 5.000 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 10.000 TL alacağın tahsiline ve asıl alacak bakımından ödenmesi gereken tarihten itibaren işleyecek en yüksek işletme kredisi faizine hükmedilmesini istemiştir.
Davalı vekili; davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece, toplanan kanıtlar ve bilirkişi raporlarına dayanılarak, davacının aidat alacakları ile işlemiş faiz alacağı olduğu, ödenmeyen asıl aidat alacağı için ise dava tarihinden itibaren faize hükmedilmesi gerektiği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararı davalı vekili temyiz etmiştir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık davacının aidat alacağı olup olmadığı, varsa bu alacakların faiz başlangıç tarihinin hangi tarih olduğu noktalarında toplanmaktadır.
2821 sayılı Sendikalar Kanunu’nun 23. maddesinde, “Faaliyeti durdurulmayan sendika ve konfederasyonlara üyelerince ödenecek aidatın miktarı tüzüklerinde belirtilir. İşçi sendikasına işçinin ödeyeceği aylık üyelik aidatı tutarı, bir günlük çıplak ücretini geçemez. İşveren sendikasına işverenin ödeyeceği aylık üyelik aidatı tutarı, işyerinde işçilere ödediği bir günlük çıplak ücretleri toplamını geçemez. Sendika tüzüklerine, üyelik aidatı dışında, üyelerden başka bir aidat alınacağına ilişkin hükümler konamaz.” hükmüne yer verilmiştir.
Aynı Kanun"un 61. maddesinde, “İşyerinde uygulanan toplu iş sözleşmesinin tarafı olan işçi sendikasının, toplu iş sözleşmesi yapılmamışsa veya sona ermişse yetki belgesi alan işçi sendikasının yazılı talebi ve aidatı kesilecek sendika üyesi işçilerin listesini vermesi üzerine, işveren sendika tüzüğü uyarınca üyelerin sendikaya ödemeyi kabul ettikleri üyelik aidatını ve 2822 sayılı Toplu İş Sözleşmesi, Grev ve Lokavt Kanunu gereğince sendikaya ödenmesi gerekli dayanışma aidatını, işçilere yapacağı ücret ödemesinden kesmeye ve kestiği aidatın nevini belirterek tutarını ilgili sendikaya vermeye ve kesinti listesini sendikaya göndermeye mecburdur. Bu aidat dışında sendikaya ödenmek üzere bir kesintinin yapılması toplu iş sözleşmesi ile kararlaştırılamaz.
Yukarıdaki fıkra gereğince sendika tüzüğüne uygun olarak kesilmesi istenilen aidatı kesmeyen işveren ilgili sendikaya karşı kesmediği veya kesmesine rağmen bir ay içinde ilgili kuruluşa göndermediği miktar tutarınca genel hükümlere göre sorumlu olduktan başka aidatı sendikaya verinceye kadar bankalarca işletme kredilerine uygulanan en yüksek faizi ödemek zorundadır.” düzenlemesi yer almıştır.
2822 sayılı Toplu İş Sözleşmesi Grev ve Lokavt Kanunu’nun 9. maddesinin 3. Fıkrasında ise, “Toplu iş sözleşmesinin imzası sırasında taraf işçi sendikasına üye bulunmayanlar, sonradan işyerine girip de üye olmayanlar veya imza tarihinde taraf işçi sendikasına üye bulunup da ayrılanlar veya çıkarılanların toplu iş sözleşmesinden yararlanabilmeleri, toplu iş sözleşmesinin tarafı işçi sendikasına dayanışma aidatı ödemelerine bağlıdır. Bu hususta işçi sendikasının muvafakatı aranmaz. Dayanışma aidatı ödemek suretiyle toplu iş sözleşmesinden yararlanma talep tarihinden geçerlidir.” aynı maddenin 4. fıkrasında da “Dayanışma aidatı miktarı, üyelik aidatının üçte ikisidir.” hükümleri yer almıştır.
Ayrıca 818 sayılı Borçlar Kanunu’nun 101. maddesinin 1. fıkrasında "Muaccel bir borcun borçlusu alacaklının ihtarı ile mütemerrit olur." İkinci fıkrasında ise "Borcun ifa edileceği gün müttefikan tayin edilmiş veya muhafaza edilen bir hakka istinaden iki taraftan birisi bunu usulen ihbarda bulunmak suretiyle tespit etmiş ise, mücerret bu günün hitamı ile borçlu mütemerrit olur. "denilmiştir.
Öte taraftan Sendika Ana Tüzüğü’nün 41. maddesinde "Üyelik aidatı, işçinin çıplak bir yevmiyesidir. Dayanışma aidatı, işçinin çıplak yevmiyesinin 2/3’ü tutarıdır..." hükmüne yer verilirken taraflar arasında imzalanan toplu iş sözleşmesinin 15. maddesinde, "İşveren kanun gereği kesmeye mecbur olduğu aidatı her ay keserek işçi ücretlerinin ödendiği günü takip eden 7 gün içinde sendikanın bildireceği banka hesabına her hangi bir ihtara lüzum olmaksızın yatırmakla yükümlüdür. İşveren bu işlemler için sendikadan herhangi bir masraf isteyemez. İşverenden bu madde uyarınca yapılan kesintiyi gösteren isim listesini işyerinin bağlı olduğu şubeye bir tanesini de genel merkeze gönderir.." düzenlenmesi yer almıştır.
Görüldüğü üzere, 2821 sayılı Sendikalar Kanunu"nun 61/1. maddesine göre bir işyerinde veya işletmede toplu iş sözleşmesi yapmak için 2822 sayılı Toplu İş Sözleşmesi Grev ve Lokavt Kanunu uyarınca yetki belgesi alan işçi sendikasının, yetki belgesine konu işyeri veya işletmede çalışan üyesi işçilerin listesini, sendika tüzüğüne göre üyelerin sendikaya ödemeyi kabul ettikleri üyelik aidatını ve sendikanın banka hesap numarasını işverene bildirmesi ve bu listeye göre üyelik aidatının kesilerek ve bildirilen banka hesabına yatırılmasını istemesi gerekir.
Toplu İş Sözleşmelerinde kesilen aidatın ne zaman sendikaya yatırılacağı hususu düzenlenmiş ise ayrıca ihtara gerek kalmadan bu tarihlerden itibaren faize karar verilmeli, bu konuda bir düzenlenme yoksa taraf sendikanın işvereni temerrüde düşürmesi gerekir. Dava tarihinden önce sendika tarafından işverenin temerrüde düşürülmesi söz konusu değil ise dava ve ıslah tarihi temerrüt tarihini oluşturmaktadır. Bu nedenle bu tarihten itibaren faize hükmedilmesi gerekir.
Bununla birlikte 2821 sayılı Sendikalar Kanunu"nun 61/2. maddesinde sendika üyelik aidatının bir ay içerisinde sendikaya gönderilmesi öngörülmüş ise de yukarıda açıklandığı şekilde kanunda işverene bir aylık ödeme süresi öngörülmesi temerrüt için yeterli görülmemiş, işverenin ayrıca temerrüde düşürülmesi gerektiği kabul edilmiştir.
Yapılan açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde;
1-Davacının TİS dönemlerine ilişkin sendika üye listesi ve banka hesap numarası gönderdiğine dair yazıları mevcuttur. Ancak 08/06/1998 tarihli yazıda ek olarak üye listesi gösterilmemiştir. Ayrıca yazıların davalıya ulaştığına dair bir bilgi ya da belge de yoktur. Davacı tarafından talep edilen işlemiş faiz alacağının hesaplanması noktasında faiz başlangıç tarihi bakımından söz konusu yazıların davalıya gönderilip gönderilmediği araştırılmalıdır. Mahkemece bunun yapılmadığı görülmektedir.
2-Diğer taraftan 2821 sayılı Sendikalar Kanunu’nun 61. maddesinde belirtilen “en yüksek işletme kredisi faizini” uygulayan tek banka Türkiye Kalkınma Bankası olduğundan bu banka yerine en yüksek işletme kredisi faizlerinin Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası’ndan sorulması hatalıdır.
Mahkemece, yukarıda “1” ve “2” bentlerinde yapılan açıklamaların gereği yerine getirildikten sonra işlemiş faiz talebi bakımından toplu iş sözleşmesinin 15. maddesi gereğince işçilerin ücret ödeme tarihlerinin belirlenerek özellikle temerrüt tarihlerini ve aidat alacaklarını ayrı ayrı gösteren denetime elverişli ve ayrıntılı bilirkişi raporu alınarak sonucuna göre karar verilmelidir. Bu nedenlerle eksik araştırma ve incelemeye dayalı olan hükmün bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebeplerden BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine 21.06.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi