Esas No: 2012/412
Karar No: 2012/14208
Yargıtay 22. Hukuk Dairesi 2012/412 Esas 2012/14208 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Ankara 17. İş Mahkemesi
TARİHİ : 11/10/2011
NUMARASI : 2010/726-2011/600
Davacı vekili; müvekkilinin davalıya ait işyerinde kasap reyonunda çalıştığını, iş sözleşmesinin haklı ve geçerli bir sebep yokken işverence feshedildiğini iddia ederek feshin geçerli sebebe dayanmadığının tespitiyle davacının işe iadesine, boşta geçen süreye ilişkin dört aylık ücret ve işe başlatılmaması halinde dört aylık ücret tutarı tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı vekili, davacının işyerinde kasap pozisyonunda çalıştığını ve iş sözleşmesinin göre davacının diğer bir çalışanla kavga etmesi, olumsuz davranışları nedeniyle 4857 sayılı İş Kanunu"nun 25/II maddesi uyarınca işverence haklı sebeple feshedildiğini savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece, toplanan kanıtlara dayanılarak, davacı işçinin davranışları sebebiyle davalı işveren tarafından iş sözleşmesinin geçerli sebeple feshedildiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı davacı vekili temyiz etmiştir.
Davacı ile davalı arasındaki uyuşmazlık davacının iş sözleşmesinin işveren tarafından haklı veya geçerli sebeple feshedilip feshedilmediği noktasında toplanmaktadır.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 31. maddesi uyarınca hakimin davayı aydınlatma ödevi bulunmaktadır. Hakim, maddi ve hukuki açıdan belirsiz yahut çelişkili görülen hususlar hakkında taraflara açıklama yaptırabilir; soru sorabilir; delil gösterilmesini isteyebilir.
Dosya içeriğinden anlaşıldığı üzere, davacının bir başka işçiyle etiketlerle ilgili bir konuda tartıştığı ve tartışmanın müşterilere kapalı bölümde devam ettiği uyuşmazlık dışıdır. Dava dışı diğer işçinin işverene verdiği savunmasında davacının kendisine kaba ifadelerle birlikte ulan, lan gibi kelimeler kullandığını, bunun üzerine davacıya bıçak çekip seni keserim dediğini ifade ettiği anlaşılmıştır. Buna karşılık davacının işverene verdiği savunmasında tartışmayı doğruladığı ve dava dışı diğer işçinin kendisine bıçak çektiğini beyan ettiği görülmüştür. Davalı şirketin yaptığı soruşturma kapsamında tanık olarak dinlediği Ü. T."in isimli işçinin ise olayın başında bulunmadığını, ancak tezgah arkasında dava dışı diğer işçinin davacıya bıçak çekerek davacıyı tehdit ettiğini söylediği anlaşılmıştır. Olaya ilişkin tutulan durum tespit tutanağında davacının dava dışı diğer işçiye “nasıl bilmiyorsun lan, içeriye geç ulan” şeklinde ifadeler kullandığı, dava dışı diğer işçinin de davacıya bıçak çekerek “seni keserim lan” dediği yazılmış, ancak tutanak tanıkları mahkemece dinlenilmemiştir.
Somut olayda, davacıya yüklenen tehdit, hakaret ve kavga etme eylemlerinin davacı tarafından işlenip işlenmediği konusunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmasına rağmen bu husus yeterince açıklığa kavuşturulmuş değildir. Bu noktada 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 31. maddesi kapsamında olaya ilişkin tutulan durum tespit tutanağı altında imzası bulunan kişilerin tanık olarak dinlenmesi ve fesih konusu yapılan eylemlerin davacı tarafından işlenip işlenmediğinin tereddüte yer vermeyecek şekilde belirlenmesi ile sonucuna göre hukuki durumun tespiti gerekirken eksik araştırma ve incelemeyle yazılı şekilde hüküm kurulması hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebeplerden BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine 21.06.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.