Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2021/7290 Esas 2022/11709 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
10. Hukuk Dairesi
Esas No: 2021/7290
Karar No: 2022/11709
Karar Tarihi: 04.10.2022

Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2021/7290 Esas 2022/11709 Karar Sayılı İlamı

10. Hukuk Dairesi         2021/7290 E.  ,  2022/11709 K.

    "İçtihat Metni"

    Bölge Adliye
    Mahkemesi : ... Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi
    No :


    Dava, İş kazasından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
    İlk Derece Mahkemesince, hükümde belirtilen gerekçelerle davanın reddine dair verilen karara karşı davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine, ... Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesince davacının istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
    ... Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesince verilen kararın, davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
    I-İSTEM
    Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, kazalı sigortalının geçirdiği iş kazası sonucu sürekli iş göremezliğe uğradığı iddiasıyla 1.000,00-TL maddi, 20.000,00-TL manevi tazminatın kaza tarihinden işleyecek faiziyle birlikte davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    II-CEVAP
    Davalı vekilleri cevap dilekçelerinde özetle; davanın reddine karar verilmesini talep etmişlerdir.
    III-MAHKEME KARARI
    A-İLK DERECE MAHKEME KARARI
    ... tarafından yapılan soruştumada davacının tüm tanıklarının dinlenildiği, ancak dinlenen tanıkların olayı görmediğini belirttikleri, ayrıca bildirilen tanıkların mahkememizce de dinlenildiği, tanıkların mahkememiz huzurunda beyanlarında davacının iddia ettiği iş kazası olayını görmediklerini belirttikleri, davacının bel ve boyun fıtığı rahatsızlığının olduğu, yinede davacının belirttiği rahatsızlık ile iddia ettiği olay arasında illiyet bağının olup olmadığının tespiti için mevcutlu olarak Erciyes ... Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığına gönderildiği, 03/08/2018 tarihli heyet raporunda; davacının iddia ettiği olay ile rahatsızlığı arasında herhangi bir illiyet bağının olmadığının belirtildiği, Türk Borçlar Kanunun 49. Maddesine göre davalı tarafın sorumlu tutulması için olay ile davacının iddia ettiği rahatsızlığı arasında illiyet bağının bulunmasının gerektiği, ancak olay ile zarar arasında illiyet bağının olmadığı mahkememizce değerlendirildiğinde davanın reddine karar verilmiştir.
    B-BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
    Davacı vekilinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-b.1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.
    IV-TEMYİZ KANUN YOLUNA BAŞVURU VE NEDENLERİ:
    Davacı Vekili temyiz dilekçesinde özetle; tanık beyanlarının davalı şirket baskısı altında alınmış olduğunu bu haliyle bile böyle bir olayın vuku bulduğu tanıklardan ..., ..., ... tarafından doğrulandığını, davacının iş yeri çalışanlarından ... ile beraber olayın hemen ardından Kırşehir ... ... Eğitim ve Araştırma Hastanesi'ne gittiğinin sabitleştiğini, müvekkilinin elektrik panosu omzuna düştüğünde durumu hemen iş yerine bildirdiğini ve hastaneye sevkini talep ettiğini ancak kötü niyetli bir şekilde kendisine müsade edilmemiş olduğunu, bunun üstüne çektiği derin acı neticesinde yanında çalışanlardan ...'ü de alarak kendi imkanlarıyla hastaneye başvurduğunu ancak işverenin bildirimi olmadığı için muayene tutanaklarına geçirilmediğini, müvekkilinin gerçek bedeni hasarının rapora yansıtmayan gerekli tetkikleri yapmayan ... ... Eğitim ve Araştırma Hastanesi ve görevlileri, Kırşehir Kamu Hastaneleri Birliği, Kırşehir İl Sağlık Müdürlüğü aleyhine Kırşehir Bölge 2.İdari Dava Dairesi 2017/60 E. 2017/504 K. Sayılı dosyası ile işlemlerinin iptali ve şikayet konulu dava açtıklarını, bu dosyaya ve içeriğine işaret edilmesine karşın hiç bir şekilde bu dosya ve içeriğinin dikkate alınmadığını, itiraz ettikleri Erciyes ... Bilirkişi Raporunda bile kendisine boyun ve bel diskinde hasar oluşumu teşhisi konulduğunun saptandığını, hal böyle olmasına rağmen Bölge Adliye Mahkemesinin hatalı inceleme ve yanlış yorumlar dolu raporu gerekçe göstererek teşhislerin olayla illiyet bağının olmadığı sonucuna vardığını, ...'nın olayla ilgili soruşturmasında geçen raporun da yeterli araştırma yapılmadan olayın olduğu şehir dışında yapıldığını ve gerçeğe gölge düşürdüğünü beyanla kararın bozulmasını talep etmiştir.
    V- İLGİLİ HUKUK KURALLARI VE İNCELEME:
    Dava, 12/01/2014 tarihinde meydana gelen iş kazası sonucu sürekli işgöremezliğe uğradığı iddiasında bulunan sigortalının maddi ve manevi zararlarının giderilmesi istemine ilişkindir.
    Dosyadaki kayıt ve belgelerden, iş kazası olduğu iddia olunan olayın... Kurumuna bildirildiği, ancak kurum tarafından iş kazası olarak kabul edilmediği ve gelir bağlanmadığı anlaşılmaktadır. Kurumca sigortalıya gelir bağlanabilmesi için öncelikle zararlandırıcı olayın iş kazası niteliğince olup olmadığının tespiti ön sorundur. İş kazasının tespiti ile ilgili ihtilaf... Kurumunun hak alanını doğrudan ilgilendirmekte olup tazminat davasında Kurum taraf değildir.
    Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından karşılanmayan zararın ödetilmesine ilişkin davalarda (tazminat davaları) zararlandırıcı sigorta olayının iş kazası niteliğinde olup olmadığı öncelikle Kurum tarafından tespit olunacak bir husustur.
    Bir olayın iş kazası olup olmadığının açık bir şekilde ortaya konulması, zararlandırıcı olaya dair yapılacak yargılamada mahkemelerin görevine ilişkin neticelerinin de bulunması nedeniyle önemli olup, olayın iş kazası olup olmadığına dair ihtilaf öncelikle Kurum'un yapacağı tahkikatla, sonrasında ise tarafların açacağı tespit davalarının neticesine bağlı olarak tazminat davalarında öncelikle çözümlenmelidir.
    Kurumun bir olayı iş kazası kabul etmemesi durumunda ilgililer, işverenin yanında Kurumu da hasım göstererek iş kazası tespit davası açabilirler. Bunun yanında Kurum'un bir olayı iş kazası kabul etmesi halinde ise ilgililer, Kurum'u da hasım gösterecekleri bir dava ile olayın iş kazası olmadığının tespitini her zaman mahkemelerden isteyebilirler.
    5510 sayılı Yasa’nın 13. maddesinde İş kazasının 4 ncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi ile 5 nci madde kapsamında bulunan sigortalılar bakımından bunları çalıştıran işveren tarafından, o yer yetkili kolluk kuvvetlerine derhal ve Kuruma en geç kazadan sonraki üç işgünü içinde iş kazası ve meslek hastalığı bildirgesi ile doğrudan ya da taahhütlü posta ile bildirilmesinin zorunlu olduğu, iş kazasının işverenin kontrolü dışındaki yerlerde meydana gelmesi halinde iş kazasının öğrenildiği tarihten başlayacağı, Kuruma bildirilen olayın iş kazası sayılıp sayılmayacağı hakkında bir karara varılabilmesi için gerektiğinde, Kurumun denetim ve kontrol ile yetkilendirilen memurları tarafından veya Bakanlık İş Müfettişleri vasıtasıyla soruşturma yapılabileceği bildirilmiştir.
    Öte yandan, 5510 sayılı Yasa’nın 18 nci maddesinde Kurumca yetkilendirilen hekim veya sağlık kurullarından istirahat raporu alınmış olması şartıyla; iş kazası nedeniyle iş göremezliğe uğrayan sigortalıya her gün için geçici iş göremezlik ödeneği verileceği, 19 ncu maddesinde iş kazası sonucu oluşan hastalık ve özürler nedeniyle Kurumca yetkilendirilen sağlık hizmeti sunucularının sağlık kurulları tarafından verilen raporlara istinaden Kurum Sağlık Kurulunca meslekte kazanma gücü en az %10 oranında azalmış bulunduğu tespit edilen sigortalıya sürekli iş göremezlik geliri bağlanacağı bildirilmiştir.
    Yapılacak iş, davacıya... Kurumuna ve hak alanını etkileyeceğinden işveren aleyhine “iş kazasının tespiti” davası açması için önel vermek, tespit davasını bu dava için bekletici sorun yaparak çıkacak sonuca göre, olayın iş kazası olduğunun tespit edilmesi halinde davacıya Kuruma müracaat ederek sürekli iş göremezlik oranının belirlenmesi giderek iş kazası sigorta kolundan sürekli iş göremezlik geliri bağlanması için önel vermek ve çıkacak sonuca göre işin esasını inceleyerek bir karar vermekten ibarettir.
    Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular nazara alınmaksızın yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
    O hâlde, davacı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve ... Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesinin istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin kararının kaldırılarak İlk Derece Mahkemesince verilen hüküm bozulmalıdır.
    SONUÇ: Temyiz itirazlarının sair yönleri incelenmeksizin, ... Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi kararının HMK'nın 373/1 maddesi gereğince kaldırılarak temyiz edilen ilk derece mahkemesi hükmünün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 04/10/2022 gününde oybirliğiyle karar verildi.



    Hemen Ara