Esas No: 2012/10477
Karar No: 2012/13825
Yargıtay 22. Hukuk Dairesi 2012/10477 Esas 2012/13825 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Bolu İş Mahkemesi
TARİHİ : 17/04/2012
NUMARASI : 2011/17-2012/133
Davacı, asıl işveren olan ..... A.Ş."ne ait işyerinde alt işveren olan diğer davalı ...... Şti. işçisi olarak çalıştığını, iş yerinde fazla çalışma yapmasına, hafta tatilleri ve ulusal bayram genel tatil günlerinde çalışmaya devam etmesine rağmen bu çalışma karşılığı ücret alacaklarının ödenmediğini ileri sürerek, bir kısım işçilik alacaklarının tahsilini istemiştir.
Davacı 27.03.2012 tarihli celsede .....A.Ş. aleyhine açtıkları davayı atiye bıraktıklarını beyan etmiş ve atiye bırakma talebi ...... A.Ş. tarafından kabul edilmiştir .
Davalı ...... Şti. vekili davacının hak kazandığı tüm işçilik ücretlerinin ödendiğini, talep edilen alacakların zaman aşımına uğradığını, savunarak, davanın reddini istemiştir.
Davalı .... A.Ş. vekili, diğer davalı şirket ile müvekkili şirket arasındaki davacının çalıştığı dinlenme tesisin işletilmesi, yönetilmesi ve bunun karşılığında kira bedeli ödenmesi yönünde işletme sözleşmesi yapıldığını, şirketler arasında asıl–alt işverenlik ilişkisi bulunmadığını davacının diğer davalı şirketin işçisi olması nedeni ile aleyhlerine açılan davanın husumetten reddi gerektiğini ileri sürerek davanın reddini talep etmiştir
Mahkemece, toplanan kanıtlar ve bilirkişi raporuna dayanılarak, davacının fazla mesai, hafta tatili ve ulusal bayram genel tatil günlerinde çalışma iddiasını ispatladığı gerekçesiyle davalı ...... Şti. aleyhine açılan davanın kısmen kabulüne, diğer davalı......A.Ş. vekili aleyhine açılan dava atiye bırakıldığından bu davalıya ilişkin hüküm kurulmasına yer olmadığına karar verilmiştir.
Kararı davalılar temyiz etmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalıların aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir .
2-Taraflar arasında davacının çalışma süresine ilişkin uyuşmazlık bulunmaktadır
Davacı, davalı .....Şti."ne bağlı olarak 01.09.2007 tarihinde çalışmaya başladığını ileri sürmektedir. Davacıya ait SSK Hizmet Döküm Cetvelinin incelenmesinde davalı ... Şti. tarafından davacının 01.10.2007-15.06.2008 tarihleri arasında çalışma kaydının bildirildiği ve 2007 Eylül ayı itibari ile davacının farklı sicil sayılı bir iş yerinde çalışmasının bildirildiği görülmektedir . Davacının 2007 yılı eylül ayında çalışma kaydını bildiren diğer iş yerine ilişkin kayıtlar celp edilerek, bu iş yerinin davalı şirket ati olup olmadığı belirlenmeksizin çalışma süresinin 01.09.2007 tarihinde başladığı kabul edilerek karar verilmiş olması hatalıdır.
3- Taraflar arasındaki diğer uyuşmazlık noktalarını ise, davacının haftalık fazla çalışma süresinin belirlenmesi, fazla çalışma, hafta tatili ve ulusal bayram genel tatil günleri çalışma karşılığı ücret alacaklarının hesabı oluşturmaktadır.
4857 sayılı İş Kanunu"nun 41. maddesine göre haftalık kırkbeş saati aşan çalışmalar fazla çalışma sayılır
4857 sayılı Kanun"un 46. maddesinde, işçinin tatil gününden önce aynı Kanun"un 63. maddesine göre belirlenmiş olan iş günlerinde çalışmış olması koşuluyla, yedi günlük zaman dilimi içinde yirmi dört saat dinlenme hakkının bulunduğu belirtilmiş, işçinin hafta tatili gününde çalışma karşılığı olmaksızın bir günlük ücrete hak kazanacağı da 46. maddenin ikinci fıkrasında hüküm altına alınmıştır.
Fazla çalışma, hafta tatili ve ulusal bayram genel tatil günleri çalışma karşılığı ücret alacaklarının son ücrete göre hesaplanması doğru olmayıp, ait olduğu dönem ücretiyle hesaplanması gerekir. Bu durumda fazla çalışma ücretlerinin hesabı için işçinin son ücretinin bilinmesi yeterli olmaz. İstek konusu dönemler açısından da ücret miktarlarının tespit edilmesi gerekir. İşçinin geçmiş dönemlere ait ücretinin belirlenememesi halinde, bilinen ücretin asgari ücrete oranı yapılarak buna göre tespiti gerekir. Ancak işçinin iş yerinde çalıştığı süre içinde terfi ederek çeşitli unvanlar alması veya son dönemlerde toplu iş sözleşmesinden yararlanılması gibi durumlarda, meslek kuruluşundan bilinmeyen dönemler için ücret araştırması yapılmalı ve dosyadaki diğer delillerle birlikte değerlendirmeye tabi tutularak bir karar verilmelidir.
Somut olayda, hükme esas alınan bilirkişi raporunda, davacının günde 12 saat çalıştığı ve ayda 2 hafta tatilinde çalışmanın devam ettiği kabul edilmiştir. Buna göre, davacının bir saat ara dinlenmesi ile günde 11 saat çalıştığı , hafta tatillerinde çalıştığı 2 hafta için haftalık çalışma süresinin 77 saat olduğu, hafta tatilinde çalışılmayan diğer 2 hafta için çalışma süresinin 66 saat olarak belirlenmesi gerektiği belirtilmiş ve haftada ortalama 71,5 saat mesai yaparak 26,5 saatlik fazla çalışma ücretine hak kazandığı kabul edilerek hesaplama yapılmıştır. Ancak bilirkişi tarafından ayrıca ayda 2 hafta tatilinde çalıştığı süreye ilişkin hafta tatili ücret alacağı hesaplanmıştır. Davacının hafta tatilinde gerçekleştirdiği çalışma süresi için fazla çalışma ücret alacağı hesaplanmış olduğundan, aynı süreye ilişkin ayrıca hafta tatili ücret alacağı belirlenmiş olması hatalı olup bu husus bozmayı gerektirmiştir .
Ayrıca fazla çalışma, hafta tatili ve ulusal bayram genel tatil günleri ücret alacaklarının, yukarıda gösterilen açıklamalarda belirdiği şekilde ait olduğu dönem ücretleriyle hesaplanması gerekirken davacının son ücreti üzerinden hesaplanmış olması da hatalı olup , bu husus ayrı bir bozma sebebi olarak kabul edilmiştir
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebeplerden BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine 19.06.2012 gününde oy birliğiyle karar verildi.