Davacı işçi, iş sözleşmesinin geçerli neden olmadan işverence feshedildiğini ileri sürerek feshin geçersizliğine ve işe iadesine karar verilmesini, boşta geçen süre ücret ve diğer haklar ile işe başlatılmama halinde ödenmesi gereken tazminatın belirlenmesini istemiştir. Davalı işveren, 2008 yılından beri devam etmekte olan krizin etkilerini bertaraf etmek amacıyla birçok tedbir alındığını, bu kapsamda davacının görev yaptığı Gıda Dışı 1 Satın Alma Bölüm Müdürlüğü pozisyonunun iptal edilmesi nedeni ile iş sözleşmesinin feshedildiğini belirterek davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur. Mahkemece feshin geçerli nedene dayanmadığı gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiştir.
Karar davalı işverence temyiz edilmiştir.
Taraflar arasında iş sözleşmesinin feshinin geçerli nedene dayanıp dayanmadığı uyuşmazlık konusu olup, normatif dayanak 4857 sayılı İş Kanunu’nun 18 ve devamı maddeleridir.
4857 sayılı Kanun’un 18. maddesine göre otuz veya daha fazla işçi çalıştıran işyerlerinde en az altı aylık kıdemi olan işçinin belirsiz süreli iş sözleşmesini fesheden işveren, işçinin yeterliliğinden veya davranışlarından ya da işletmenin, işyerinin veya işin gereklerinden kaynaklanan geçerli bir sebebe dayanmak zorundadır.
İşletmenin, işyerinin veya işin gereklerinden kaynaklanan sebepler; sürüm ve satış olanaklarının azalması, talep ve sipariş azalması, enerji sıkıntısı, ülkede yaşanan ekonomik kriz, piyasada genel durgunluk, dış pazar kaybı, ham madde sıkıntısı gibi işin sürdürülmesini olanaksız hale getiren işyeri dışından kaynaklanan sebeplerle yeni çalışma yöntemlerinin uygulanması, işyerinin daraltılması, yeni teknolojinin uygulanması, işyerinin bazı bölümlerinin kapatılması ve bazı iş türlerinin kaldırılması gibi işyeri içi sebeplerdir.
İşletmenin, işyerinin ve işin gereklerinden kaynaklanan sebeplerle sözleşmeyi feshetmek isteyen işverenin fesihten önce fazla çalışmaları kaldırmak, işçinin rızası ile çalışma süresini kısaltmak ve bunun için mümkün olduğu ölçüde esnek çalışma şekillerini
geliştirmek, işi zamana yaymak, işçileri başka işlerde çalıştırmak, işçiyi yeniden eğiterek sorunu aşmak gibi varsa fesihten kaçınma olanaklarını kullanması, kısaca feshe son çare olarak bakması gerekir.
4857 sayılı Kanun’un 20. maddesinin ikinci fıkrasına göre feshin geçerli nedene dayandığını ispat yükümlülüğü işverene aittir. İşçi, feshin başka bir sebebe dayandığını iddia ettiği takdirde, bu iddiasını ispatla yükümlüdür.
Dosya içeriğine göre davalıya ait işyerinde Gıda Dışı 1 Satın Alma Bölüm Müdürü olarak çalışan davacının iş sözleşmesi davalı işverence ekonomik kriz sebebiyle alınan tasarruf tedbirleri kapsamında Gıda Dışı 1 Satın Alma Müdürü pozisyonun iptal edilmesi suretiyle yapılan organizasyon değişikliği gerekçesi ile feshedildiği bildirilmiştir.
Davalı işverenin ekonomik kriz gerekçesi ile işten çıkardığı bir kısım işçilerle ilgili Dairemize yansıyan emsal dosyalarda alınan bilirkişi raporunda şirketin ekonomik krizden olumsuz etkilendiği, bu nedenle bazı bölümlerin birleştirilmesi veya kapatılması gibi önlemlerin alındığı sonucuna varılmıştır. İnceleme konusu bu dosyada alınan bilirkişi raporunda şirketin ekonomik krizden etkilendiği hususu üzerinde durulmamış, Yönetim Kurulu kararına dayanmayan işlemlerin işletmesel karar kapsamında değerlendirilemeyeceği, davacıya başka bir iş teklif edilmediği belirtilerek feshin geçerli nedene dayanmadığı sonucuna varılmıştır. Davalı işverence dayanılan fesih nedeni dikkate alındığında alınan bilirkişi raporunun hüküm vermeye yeterli olmadığı görülmektedir. Bu nedenle fesih tarihi itibariyle ülkemizi kapsayan genel bir ekonomik kriz bulunup bulunmadığı, davalı şirketin varsa krizden olumsuz etkilenip etkilenmediği, davalı şirketçe yeniden yapılanma yönünde ne tür bir değişiklik yapıldığı ve bu kapsamda davacının pozisyonunun iptal edilip edilmediği, fesihten önce alınması gerekli tüm tedbirlerin alınıp alınmadığı, insan kaynakları ve işletme ekonomisi ve organizasyonu konularında uzman iki kişilik bilirkişi heyetinden denetime elverişli rapor alınmalı, dosya içeriği ile birlikte yeniden değerlendirmeye tabi tutularak sonucun göre bir karar verilmelidir. Eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmiş olması hatalı olmuştur.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebepten BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 14.06.2012 gününde oybirliği ile karar verildi.