Esas No: 2019/558
Karar No: 2022/20
Karar Tarihi: 13.01.2022
Yargıtay Ceza Genel Kurulu 2019/558 Esas 2022/20 Karar Sayılı İlamı
Ceza Genel Kurulu 2019/558 E. , 2022/20 K."İçtihat Metni"
Yargıtay Dairesi : 1. Ceza Dairesi
Sanık ... hakkında, katılanlar ... ve ...'na yönelik kasten öldürme suçuna teşebbüsten, TCK'nın 81/1, 35/1-2, 62/1, 53 maddeleri uyarınca ayrı ayrı 2 kez 7 yıl 6 ay hapis cezasıyla cezalandırılmasına ve hak yoksunluğuna ilişkin... Ağır Ceza Mahkemesince verilen 11.08.2016 tarihli ve 241 - 254 sayılı hükümlere karşı, sanık müdafisi tarafından istinaf isteminde bulunulması üzerine, dosyayı inceleyen ... Bölge Adliye Mahkemesi 1. Ceza Dairesince 05.01.2017 tarih ve 24 - 15 sayı ile sanık hakkında İlk Derece Mahkemesince kurulan hükme yönelik istinaf isteminin esastan reddine karar verilmiş, bu kararın da sanık ve müdafisi tarafından temyiz edilmesi üzerine, dosyayı inceleyen Yargıtay 1. Ceza Dairesince 01.04.2019 tarih ve 614 - 1935 sayı ile; esastan reddine karar verilmiştir.
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı ise 27.06.2019 tarih ve 9370 sayı ile;
"...Sanık, davada bir sıfatı bulunmayan eski eşine duyduğu kızgınlıkla, onun yakınlarına zarar vermek istemiş, ancak özel olarak her hangi bir kişiyi, özellikle bulundukları konum itibarı ile isabet almaları mümkün olmayan ... Cirnioğlu ve...'nu hedef seçmemiştir.
..., polis tarafından alınan beyanında, ... silahı bana da doğrulttu, ancak ben kendimi korudum,
Mahkemece alınan beyanında , ... üzerimize doğru ateş etti, ben o esnada kolonun yanında duruyordum, kolona mermi isabet etti, bana etmedi,
Daha sonraki tarihte, keşif sırasında alınan beyanında, 'ateş etmeye başladı. Ben o esnada sütunun arkasında olduğum için yaralanmadım,' şeklinde beyanlarda bulunmuş,
... ise, C. Savcısınca alınan beyanında, Ben olay sırasında içeri kaçtığımdan yaralanmadım,
Mahkemece alınan beyanında, savcılıktaki ifademi tekrar ederim,
Daha sonraki tarihte, keşif sırasında alınan beyanında, ben olay olduğunda, baştan sonuna kadar terasa çıkan kapıda, merdivenin eşiğinde oturuyordum. Onun için bana mermi isabet etmedi,
şeklinde beyanlarda bulunmuştur.
Olayın tarafsız tanığı bulunmadığı gibi, olayın mağdurları da, dosyaya yansıyan hali ile birbirlerinin konumları ve olayın teferruatı ile ilgili bilgi sahibi değillerdir.
Mağdurların gösterimi ile yapılan keşif sonucu alınan bilirkişi raporu eki krokiden, olayın gerçekleşme anında ...'nün, beyanı doğrultusunda balkonun kapalı ve isabet alınamayacak, 110 santimetreden daha yüksek olduğu anlaşılan duvarının arka kısmında, muhtemelen dışarıdan görünmeyen kısmında oturmakta olduğunun, ...'nin ise yine kendi beyanı doğrultusunda, isabet alınamayacak şekilde sütun arkasında olduğunun anlaşılmasına, sanığın bu şahısları özel olarak hedef aldığının anlaşılamamasına, rastgele bir şekilde ateş ettiğinin kabulünün, şikâyetleri ve davaya katılımları dava süresince devam eden bu mağdurların, keşif sırasında bildirdikleri son beyanlarına itibar edilmesinin gerekmesine göre, sanığın bu mağdurlara karşı kasıtlı bir eylemlerinin bulunmadığının kabulünün gerektiği, sanığın bu mağdurlara karşı suç işleme kastının bulunmadığı..." düşüncesiyle itiraz kanun yoluna başvurmuştur.
İtiraz üzerine, 5271 sayılı CMK'nın 308. maddesi uyarınca inceleme yapan Yargıtay 1. Ceza Dairesince 02.10.2019 tarih ve 2766 - 4102 sayı ile itiraz nedenlerinin yerinde görülmediğinden bahisle Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilen dosya, Ceza Genel Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçelerle karara bağlanmıştır.
TÜRK MİLLETİ ADINA
CEZA GENEL KURULU KARARI
Sanık ... hakkında, katılanlar ..., ..., ...ve ...'ya yönelik eylemleri nedeniyle İlk Derece Mahkemesince kurulan mahkûmiyet hükümlerine karşı istinaf istemine başvurulması üzerine, ... Bölge Adliye Mahkemesi 1. Ceza Dairesince kurulan istinaf isteminin esastan reddine dair karar, Özel Dairece temyiz isteminin esastan reddine karar verilmek suretiyle kesinleşmiş olup sanığın katılan ...'na yönelik eylemi nedeniyle İlk Derece Mahkemesince kurulan mahkûmiyet hükmünün Özel Dairece bozulmasına karar verilmiş olup; itirazın kapsamına göre inceleme; sanık hakkında, katılanlar ... ve ...'na yönelik eylemleri nedeniyle kasten öldürmeye teşebbüs suçundan kurulan mahkûmiyet hükümleri ile sınırlı olarak yapılmıştır.
Özel Daire ile Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı arasında oluşan ve Ceza Genel Kurulunca çözümlenmesi gereken uyuşmazlık; sanığın üzerine atılı, katılanlar ... ve ...’na kasten öldürmeye teşebbüs suçunun, unsurları itibarıyla oluşup oluşmadığının belirlenmesine ilişkindir.
İncelenen dosya kapsamından;
25.07.2015 tarihli tutanakta; saat 00.30 sıralarında Haber Merkezine Atatürk Mahallesi Demirbaş Sokak, No:13, Kilis adresindeki ikametin önünde ateşli silahla yaralama olayı meydana geldiğinin bildirilmesi üzerine olay yerine gidildiğinde, inceleme dışı mağdurlar ... Cirnoğlu, ... ile ... Cirnoğlu isimli şahısların çeşitli yerlerinden ateşli silahla yaralanmış olduklarının, 112 acil ambulansı ile hastaneye götürüldüklerinin, olayı gerçekleştirdiği öğrenilen ... isimli şahsın 27 TD 990 plakalı araçla olay yerinden kaçtığının, aracın İsmail Yıldırım adına kayıtlı olduğunun ve MOBESE kayıtlarından olay günü en son gece saat 01.00 sıralarında ... istikametine doğru çıktığının tespit edildiği,
25.07.2015 tarihinde düzenlenen olay yeri inceleme raporunda; olayın meydana geldiği sokak üzerinde ve civarında 6 adet MKE 9 P ibareli kovan, 3 adet deforme mermi çekirdeği, 1 adet mermi gömleğinin bulunduğunun, mermi gömleğinin Demirbaş Sokak'taki 13 numaralı ikametin demir kapısından içeri girdiğinin, olayla ilgili olarak üç yaralı şahsın devlet hastanesinde bulunduğunun, yaralı şahıslardan ...'na ait üzerinde mermi izi bulunan bir adet kesilmiş eteğin delil olarak sonradan teslim alındığının ifade edildiği,
25.07.2015 tarihli genel adli muayene raporunda; mağdur ...'nun vücudunda herhangi bir darp-cebir izine rastlanmadığının belirtildiği,
07.09.2015 tarihli kriminal uzmanlık raporunda; inceleme konusu olan ve olay yerinde bulunan 6 adet mermi kovanının, 4 adet mermi ve 1 adet mermi çekirdeği gömlek parçasının, 9 mm çapındaki tek bir tabancadan ateşlendiğinin tespit edildiği,
11.12.2015 günlü... Ağır Ceza Mahkemesince düzenlenen keşif tutanağında; olay yerinin Tokdemir Sokak ile Demirbaş Sokak'ın kesişim noktasındaki 13 numaralı hane olduğunun, evin Tokdemir Sokak'a bakan kısmında metal giriş kapısı olduğu, evin yaklaşık 20 metre çaprazında bir aydınlatma lambası olduğunun, bu lambanın 50 metre ilerisi ve gerisinde de aydınlatma lambalarının bulunduğunun, evin Demirbaş Sokak üzerindeki tarafında yerden 120 cm yüksekliğinde bir giriş kısmı olduğu, ayrıca zemin üstü bir balkon bulunduğu, bu tarafta ayrı bir aydınlatma lambası olmadığı, evin duvarlarında mermi izlerine benzer mahiyette izler bulunduğunun tespit edildiği, keşif anında hazır bulunan mağdurlar ..., ..., Recep, Ayşegül, ..., ... ve ...'nin, olay anında nerede durduklarını gösterdiklerinin ve bilirkişi tarafından krokide işaretlendiğinin belirtildiği,
18.12.2015 tarihli bilirkişi raporunda; olayın gerçekleştiği yerin açık bir alan olduğunun, aracın ateş etmeye başladığı yer ile mağdurların ikametinin arasının 12 metre olduğunun, yaz ayı olması nedeniyle mağdurların gece saatlerinde dışarıda oturduğu bir sırada gerçekleşen olayda evin çeşitli yerlerine sekiz adet mermi isabet ettiğinin, evin bulunduğu köşeden geçen Demirbaş Sokak ile sanığın aracıyla geldiği iddia edilen Tokdemir Sokak'taki aydınlatma lambalarının faal olduğunun, mağdurların beyanlarına göre sanığın aracı ile geldiği istikametin açısı ile evin duvarlarındaki mermi izi olduğu tahmin edilen izlerin uyum sağladığının tespit edildiği,
Adli Tıp Kurumu 4. İhtisas Kurulu tarafından hazırlanan 04.05.2016 tarihli raporda; sanık ...'ın muayenesi sonucunda; ceza sorumluluğunu müessir, kişide şuur ve hareket serbestisini ortadan kaldıracak, azaltacak mahiyette herhangi bir akıl hastalığı veya zeka geriliği bulunmadığı, sanığın suçu işlediği sırada, filin hukuki anlam ve sonuçlarını idrak etme ve davranışlarını yönlendirme yeteneğini ortadan kaldıracak boyutta akli bir arızanın içinde bulunmadığı, buna göre; cezai sorumluluğunun tam olduğu kanaatine varıldığının raporlandığı,
Kilis Cumhuriyet Başsavcılığının 2015/5191 soruşturma sayılı dosyasında alınan 18.11.2015 tarihli ek kovuşturmaya yer olmadığına dair kararda; müşteki şüpheliler ..., ..., ... ile sanık ... arasında 12.06.2015 tarihinde...'te meydana gelen olay nedeniyle karşılıklı hakaret ve tehdit suçlamalarından başlatılan soruşturmada, tarafların birbirlerinden karşılıklı olarak şikâyetçi oldukları, geçmişe dayalı husumetlerinden kaynaklı anlaşmazlıklara dair soyut beyanları dışında kamu davası açmayı gerektirir yeterli delil olmadığından bahisle takipsizlik kararı verildiği,
Anlaşılmaktadır.
Katılan ..., sanık hakkında tehdit ve hakaret suçlamasıyla ilgili olarak şikayetçi sıfatıyla Kollukta; ...'ın ablasının eski eşi olduğunu, bir yıl önce boşandıklarını, ablasının çocukların velayetini alarak Avusturya'ya gittiğini, ...'nın sürekli çocukların velayetini istediğini, sanığın 12.06.2015 tarihinde saat 13.30'da, 27 F 4474 plakalı bir araçla Deveciler Mahallesi'nde kendi ... yeri olan Aliş Reklam isimli dükkânın önüne gelerek rengini hatırlamadığı bir bıçağı göstererip "Seni yaşatmayacağım, senin ...na koyacağım, şerefsiz" şeklinde tehdit ve hakarette bulunduktan sonra gittiğini, aynı gün abisi ...'ı da benzer şekilde tehdit ettiğini duyduğunu, bu nedenle kendisine hakaret eden sanık ...'dan şikâyetçi olduğunu,
Katılan ..., sanık hakkında tehdit ve hakaret suçlamasıyla ilgili olarak sanığın da kendisi hakkında şikâyetçi olması üzerine şüpheli sıfatıyla Kollukta; önceki ifadesini tekrarla, uyuşmazlığa konu olayın ...'nın haksız eylemi nedeniyle meydana geldiğini, kendisinin ...'ya karşı bir şey yapmadığını beyanla suçlamaları kabul etmediğini,
Katılan ..., uyuşmazlığa esas suça konu olay hakkında Kollukta; olayın meydana geldiği annesinin ikameti önünde ailece oturdukları sırada, ablasının eski eşi olan ve daha önceden mahkemelik oldukları ...'nın evlerinin önüne gümüş gri renkli bir araçla gelerek "Sizin hepinizi ...ına koyacağım, sizin hepinizi öldüreceğim" şeklinde tehdit ve küfürler ettiğini, ancak kimsenin onu kale almadığını ve cevap vermediğini, beş dakika sonra aynı araçla gelerek silah ile ateş açmaya başladığını, bu ateşten abisi ..., yengesi ... ve çocukları Ayşegül'ün yaralandığını, ...'nın kendisine de silah doğrulttuğunu ancak kendisini koruduğunu, sonra 112 acil ekiplerinin geldiğini yaralıları hastaneye götürdüklerini, sanıktan şikâyetçi olduğunu,
Mahkemede; sanıkla aralarının 12-13 yıldan beri huzursuz olduğunu, bu sene çocukları göremediğini buna da ailesinin sebep olduğunu düşünerek izne geldiğinde, olay öncesi ailesini rahatsız ettiğini, bununla ilgili savcılıkta dosya olduğunu, olayın olduğu gün de ailesiyle birlikte annesinin evinin önünde bahçe duvarının üstünde oturduğu sırada; ...'ın gümüş gri renkli bir araçla evin oraya gelerek "Sizin hepinizin ...na koyacağım, sizi öldüreceğim" şeklinde küfürler ettiğini, o esnada bulunduğu yerden arabanın içinde ...'ı gördüğünü, araçta yalnız olduğunu, bela olacak diye bahçenin iç tarafına geçtiklerini, sanık ...'nın 10-15 dakika sonra aynı yoldan geri geldiğini, hiç durmadan üzerlerine doğru ateş ettiğini, o esnada kolonun yanında durduğunu, kolona mermi isabet ettiğini ancak kendisine isabet etmediğini, ikinci geldiğinde aracın içinde babası, annesi ve kız kardeşinin de olduğunu gördüğünü, hatta ateş esnasında araca 10 metreden daha yakın olduğunu, şikayetçi olduğunu, davaya katılmak istediğini, o anda aracın içindekileri olayın verdiği heyacanla söylememiş olabileceğini, ancak şimdi anlattıklarının doğru olduğunu, ayrıca ...'ın, ablası ...'yı arayarak çocuklarla konuşurken kendilerini öldüreceğini de söylemiş olduğunu duyduğunu, bununla ilgili ses kaydını ablasının yaptığını, bu konuşmanın olaydan bir hafta önce olduğunu, bu ses kaydını da avukatının dosyaya ibraz edeceğini,
Katılan ... Mahkemece yapılan keşifte; sanığın önce Tokdemir Sokak üzerinden Ayşegül Çetin İlköğretim Okulu tarafından arabayla gelerek Çengel Mahallesi'ne doğru gittiği sırada evin önünde oturmakta olan kendisi ve ailesine doğru hakaret ve küfrettiğini, biraz sonra ters istikametten gelerek önünde oturdukları evin çaprazında bulunan ağacın yanına geldiğinde ateş açmaya başladığını, o esnada sütunun arkasına olduğu için yaralanmadığını, en son abisinin evinin oradaki yere mermi isabet ettirdiğini, oradan da kaçarak gittiğini,
Katılan ... Cumhuriyet Savcılığında; olayın meydana geldiği ikametinin önünde oğlu ... ve ... ile birlikte ailece otururlarken, gelini ...'in çay demlediğini söylediği ve evleri yakın olduğundan hemen getirdiğini, birlikte içmeye başladıklarını, bu sırada sanık ...'ın evin önünden arabasıyla birlikte geçerken dışarı doğru "Ananızı avradınızı, bacınızı sülalenizi ...rim, çocuğumu bana vermiyorsunuz, hepinizi öldüreceğim" şeklinde küfür ve tehdit ederek geçtiğini, aracı torunu ...'nun üzerine sürdüğünü gördüğünü, ancak Recep'in kendisini kurtardığını, aracın çarpmadığını, yaklaşık 10 dakika sonra ...'nın aynı araçla evin önüne geldiğini, evin önünden geçtiği sırada bu kez elindeki tabancayla oturan kalabalığı hedef alacak şekilde birden fazla kez ateş ettiğini, aracın içinden çıkan bir elin daha pompalı bir tüfekle ateş ettiğini gördüğünü, gece olduğu için aracın içindeki kişiyi seçemediğini, bu ateşten dolayı oğlu ..., gelini ..., ...'in kardeşi ... ve torunu Ayşegül'ün yaralandığını gördüğünü, olay sırasında içeri kaçtığından kendisinin yaralanmadığını, ikametin duvarında mermi izleri oluştuğunu, ...'dan şikâyetçi olduğunu,
Mahkemede; kollukta verdiği ifadeyi aynen tekrar ettiğini, olay esnasında pompalı tüfek görmediğini, ona benzer bir ses duyduğunu, pompalı tüfek vardır diye ondan öyle ifade verdiğini, kendisinin yaralanmadığını, bu olayın öncesinde evde iken saat 21.00 - 21.30 gibi siyah bir arabanın ışığını kendi evinin oraya doğru tuttuğunu ve evi izlediğini, bu olayı ...'ın oğlu Süleyman Cirnioğlu'nun da söylemiş olduğunu, kendilerinin evin önüne gelen bu araçla hiç muhatap olmadıklarını, araçla gelenin sanık ... olup olmadığını kesin olarak bilmediğini, ancak aynı arabanın kapının önünden her gün gelip geçmekte olduğunu,
Katılan ... Mahkemece yapılan keşifte; olayın başından sonuna kadar terasa çıkan kapıda merdivenin eşiğinde oturduğunu, onun için kendisine mermi isabet etmediğini,
Tanık ... Kollukta; aynı sokakta oturan ...’nun yan komşusu olduğunu, olay günü saat 00.00 sıralarında garajda motosikletini tamir etmeye çalışırken komşusu ...'nun evinin önünden küfürleşme sesi gelmesi üzerine, dışarıya baktığında Transporter model araç gördüğünü, aracın yanındakilere doğru "Hayırdır komşu bir sorun mu var" dediğini, ...'ın kardeşi olarak bildiği şahsın kendisine 16 plakalı Transporter model aracın yanından bir sorun olmadığını söylediğini, sonra garajına geri döndüğünü, olay anında ... veya eşi ...'i dışarıda görmediğini, 10-15 dakika sonra, dışarıdan 5-6 el silah sesi geldiğini, bir aracın da hızlıca geçtiğini duymasıyla birlikte garajdan dışarı çıktığını, ... ve ...'i yerde yatar vaziyette gördüğünü, ayrıca tanımadığı bir diğer şahsı da devrilen bir motosikletin üzerinde yerde yatarken gördüğünü, komşusu ...'ın göğsünden kan aktığını görünce hemen 112 ve 155 imdat hattına haber verdiğini, kimin kime ateş ettiğini tam olarak görmediğini, ancak olayın hemen öncesinde 16 plakalı bir aracın evin önünde olduğunu gördüğünü,
Mahkemede; önceki beyanlarını tekrarla ... ile komşu olduğunu, olay günü de ikametinin garajında uğraşırken dışarıdan küfürleşme sesleri duyduğunu, konuşulanların içeriğini tam olarak duymadığını, zaten dışarıya çıktığında kimsenin olmadığını, ... ve ...'nin yanına gittiğini, ...'nin kendisine "Bir sorun yok" dediğini, ayak üstü sohbet ettikleri sırada 10-15 dakika sürmeden köşenin başından metalik gri Volkswagen Transporter marka bir aracın sokağın başından geldiğini, silah sesi duyunca içeriye girdiğini, ateş edeni görmediğini, gri renkli bu araçtan ateş edildiğini, sadece bağrışma sesi duyduğu için bunu küfürleşme olarak düşündüğünü, ateş açan aracın plakasını görmediğini, ilk ifadesinde verdiği 16 plakalı aracın ... Cirnioğlu'na ait olduğunu, gri renkli Transporter model aracın plakasını görmediğini,
İnceleme dışı katılan ... Kollukta; ... çıkışı eve geldiğini, o sırada babası ..., annesi ..., amcası ...'nin kapının önünde çay içtiklerini, daha sonra kendisinin de dışarı çıktığını, bu sırada halası ... Cirnooğlu'nun eski eşi olan ...'nın gümüş renkli bir Transporter model araçla evin önüne geldiğini, babası ve amcasına doğru "Sizin ...za koyacağım, hepinizi öldüreceğim," şeklinde tehditlerde bulunduğunu, ancak amcası veya babasının karşılık vermediğini, şahsın aracını sürmeye devamla oradan ayrıldığını, daha sonra dayısı ...'nın evin önüne geldiğini, bu sırada ...'ın aynı araçla tekrar gelerek aracı sürdüğü esnada kendilerine doğru ateş açmaya başladığını, kendisini koruduğunu, ancak ateş sonucu annesi, babası ve dayısının yaralandığını, olay yerine gelen 112 ekiplerinin annesi, babası ve dayısını hastaneye götürdüğünü, ...'dan şikâyetçi olduğunu,
Mahkemede; olay günü 23.30 gibi çalıştığı ... yerinden geldiğinde, babası ..., annesi ..., amcası ... ve diğer akrabalarıyla birlikte bahçede oturdukları sırada; halası ...'nın eski eşi olan ...'nın gri renkli bir araçla gelerek kendilerine doğru "Sizin hepinizi öldüreceğim, kökünüzü kurutacağım" diyerek küfrettiğini, bu küfürleri ederken şoför mahallinin yan tarafına baktığını camın açık olduğunu, önce kimsenin muhatap olmak istemediğini, ...'nın olay yerinden ayrıldığını, 5-10 dakika geçtikten sonra kız kardeşinin "Abi yine geliyor" dediğini, aynı aracın bu kez ters taraftan geldiğini, şoför mahallinden hiç durmadan birkaç el ateş edildiğini, sonra kaçtığını, araçtan ateş edilmeye başlanınca kendisinin bahçe duvarının yanında olduğunu ve neredeyse kendi boyu kadar uzun duvarın arkasına saklandığı için kendisine mermi isabet etmediğini, yaralanan akrabalarının da olay sırasında yanında olduklarını, şikâyetçi olduğunu, davaya katılmak istediğini,
İnceleme dışı katılan ... Kollukta; olaydan yaklaşık bir ay önce sanık ...'nın kendisi ve kardeşi ...'yi ... yerlerinin önüne gelerek tehdit ettiğini, şikâyetçi olduklarını, ancak onun da bir ay kadar önce kendilerinden haksız yere şikâyetçi olduğunu, kendilerine iftira attığını, olay günü ikametlerinin önüne gelerek, tabancayla tüm şarjörü üzerlerine boşalttığını, eşi ..., çocuğu Ayşegül, kaynı ...'ın yaralandığını, ...'nın daha önceki hakaret ve tehdit içeren mesaj görüntülerini avukatı aracılığıyla mahkemeye sunacağını, şikâyetçi olduğunu,
Kollukta ek olarak; kız kardeşi ...'nın 2 yıl önce sanık ...'dan boşandığını, çocukların velayetinin anneye verildiğini, ...'nın çocukları ile birlikte Avusturya'da yaşadığını, ...'nın ise çocukların ara sıra kendisinde kalmasını istediğini ancak ...'nın kabul etmediğini duyduğunu, olay gününden bir ay kadar önce ...'nın kendisine "Çocuklarımı bana vermiyorsunuz" diyerek tehdit ve hakaret ettiğini, bununla ilgili olarak polise şikâyet ve müracaatta bulunduklarını, en son olay günü 00.20'de ikametinin önünde otururlarken eşi ..., annesi ... ve oğlu Recep ile çay içmek için oturdukları sırada ...'nın kapının önüne gri renkli Transporter model bir araçla geldiğini, aracı oğlu Recep'in üzerine sürdüğünü, Recep'in kaçtığını ancak ...'ya dikkatli ol gibi bir uyarıda bulunduğunu, sanığın durmadan hızlı bir şekilde olay yerinden uzaklaştığını, bu arada kayınbiraderi ...'nın yanlarına geldiğini, 5-10 dakika sonra ...'nın aynı araçla evin önüne gelerek, camı açık aracın içinden elindeki tabancayla üzerlerine doğru tahmini 10 el ateş ettiğini, kendisinin göğsünden yaralandığını, eşi ...'in ve kayınbiraderi ...'ın da yaralı şekilde yerde yattığını gördüğünü, sonra ...'nın aracıyla hızlı bir şekilde olay yerinden kaçtığını, komşuların ambulans çağırmasıyla hastaneye gittiklerini, olay esnasında ... ile herhangi bir tartışma yaşanmadığını, çünkü ...'nın araçla hiç durmadan ateş ettiğini, şikâyetçi olduğunu uzlaşmak istemediğini,
Mahkemede; olay günü ailece annesinin evinin orada iken ...'ın gelerek yol üzerinde olan oğlu Recep'in üzerine araba sürdüğünü, oğlunun ...'ya uyarıda bulunduğunu, ...'nın ise kendilerine küfrederek gittiğini, 5-10 dakika sonra bu kez ters ikametten gelerek aracının içinden kendilerine doğru yaklaşık 10 el ateş ettiğini, göğsünden yaralandığını, aracın 10 metre ilerisinden geçtiğini, şikâyetçi olduğunu davaya katılmak istediğini,
İfade etmişlerdir.
Sanık ..., Kilis Cumhuriyet Başsavcılığının 2015/5191 soruşturma sayılı dosyasında, hakkındaki tehdit ve hakaret suçlamasıyla ilgili olarak, müşteki şüpheli sıfatıyla Kollukta; eşi ... ile yaklaşık 3 sene önce boşandıklarını, boşanmalarına eşinin abisi ... ve kardeşi ...'nin sebep olduğunu, yaklaşık 2 sene önce...'te bir ev aldığını, eşinin babası Şıh Muhammed Cirnooğlu'nun bu evin tapusunu kendi üzerine almak istediğini, bunu kabul etmediğini, ancak aldığı evi zararına satarak parasını eşi ...'ya verdiğini, ...'nın da bu parayı kardeşleri ... ve ...'ye verdiğini, bu kişilerin bu parayı kullanarak kendilerine ... yeri açtıklarını, bu nedenle eşinin kardeşleri arasında bir husumet bulunduğunu, eşinin kardeşleri ile arasındaki bu sorun nedeniyle dolduruşa geldiğini ve kendisiyle ayrıldığını, arada sırada akrabalarını ziyarete geldiği...'e 2015 yılı Haziran ayı içinde geldiğinde, bir arsaya bakmak için yanında annesi, babası ve kuzeni varken gittiği sırada çarşıdan geçtiğini, kayınbiraderi ...'ı ... yeri önünde dışarıda görünce aracı yavaşlatıp, "... abi ... bana çocukları göstermiyor, ben bu duruma çok üzülüyorum, sen bir ...'yı arasan da çocukları bana gösterse olur mu?" diye sorduğunu, ...'ın ise eline bir bıçak alarak "Senin ...na korum lan ...tir git buradan, sana çocuk mocuk göstermiyoruz" dediğini, sonra ...'ın eşi ...'in de kendisine doğru "Pe...nk ...tir git" dediğini, sonra kendisine doğru yürüdüklerini görünce olay yerinden hemen uzaklaştığını, suçlamaları kabul etmediğini, buradan uzaklaşırken ...'yi görmediğini, ancak daha sonra aynı yoldan geçerken ...'nin ... yeri önünde yanında bir iki şahıs varken kendisine doğru küfür ve tehdit içeren bir şeyler söylediğini, üzerine atılı suçlamayı kesinlikle kabul etmediğini ve olaydan dolayı kendisinin bu şahsılardan şikâyetçi olduğunu,
Uyuşmazlığa konu olay hakkında Kollukta; kendisinin olay günü kimseye ateş etmediğini, olay günü...'te olmadığını, yani şehir dışında bulunduğunu, üzerinde silah veya mermi taşımadığını, olay günü... ve çevresinde ...'den gelen arkadaşlarıyla gezdiğini, yakalandığında Kıbrıs'a kumar oynamak için gitmek üzere olduğunu, daha önce bu şahıslardan yurt dışındaki çocuklarını görmek için yardım istediğini, ancak şahısların kendisini tehdit edip hakaret ettiklerini, çocuklarını göremediği için psikolojisinin bozuk olduğunu ve hap kullandığını, suçlamaları kabul etmediğini,
Cumhuriyet Savcılığında; olay günü... ilinde bulunmadığını, babasının verdiği siyah renkli araçla ...'den ...'a, oradan da Taşucu'na gittiğini, oradan Kıbrıs'a kumar oynamak için gitmek istediği sırada yakalandığını, olayda yaralanan şahsıların eşiyle boşanmasına sebep olduklarını, eşi ...'nın bu sıralar ..., Sarıkaya civarı bir yerde olduğunu, çocuklarını kendisine göstermediğini, 2011 yılında 70 - 80 bin TL civarında parayı Türkiye'ye getirdiğini, eşinin ailesinin bu parayı harcadıklarını, bu paradan dolayı eşiyle arasında sorun çıktığını, gri renkli Transporter model aracının bulunmadığını,
Tutuklanması talebiyle sevk edildiği Sulh Ceza Hakimliğinde; Mayıs ayında gezmek için Türkiye'ye geldiğini, eski eşinin akrabalarının kurşunlanması olayıyla bir ilgisi olmadığını, Kıbrıs'a kumar oynamaya gittiği sırada polislerin kendisini yakaladıklarını, kolluk ve savcılıkta verdiği ifadeyi aynen tekrar ettiğini,
Mahkemede; üzerine atılı suçlamayı kabul etmediğini, böyle bir olayın olmadığını, 24 Temmuz'da...'e halası Feyziye Yıldırım'ın kızı Yeter'in oğlu ...'ın düğününe geldiğini, daha sonra ...'e geçtiğini, oradan da ...'a gittiğini, ...'dan da ...'e geçtiğini, böyle bir olay olduğunu kabul etmediğini, kesinlikle yapmadığını, şikâyetçilerin boşanmış olduğu eşi ...'nın akrabaları olduğunu, kendilerini suç tarihinde veya ondan önce görmediğini, evlerinin de önünden geçmediğini, düğüne babasının da gelmiş olduğunu babasının Transporter model bir aracı olduğunu ancak kendisinin kullanmadığını, suçlamaları kabul etmediğini, önceki ifadelerinde, babasına ait olan siyah araba dediği aracın modelinin Transporter olmadığını, ...'e ticari taksiyle gittiğini, babasının gri renkli bir Transporter model aracı olduğunu, ancak bu arabayla onların düğüne annesiyle birlikte gittiklerini,
Savunmuştur.
Uyuşmazlık konusunun isabetli biçimde çözülmesi için; kasten öldürme suçuna teşebbüs ve silahla tehdit suçlarının açıklanmasında fayda bulunmaktadır.
5237 sayılı TCK'nın “Suça teşebbüs” başlıklı 35. maddesi;
“(1) Kişi, işlemeyi kastettiği bir suçu elverişli hareketlerle doğrudan doğruya icraya başlayıp da elinde olmayan nedenlerle tamamlayamaz ise teşebbüsten dolayı sorumlu tutulur.
(2) Suça teşebbüs hâlinde fail, meydana gelen zarar veya tehlikenin ağırlığına göre, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası yerine onüç yıldan yirmi yıla kadar, müebbet hapis cezası yerine dokuz yıldan onbeş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Diğer hâllerde verilecek cezanın dörtte birinden dörtte üçüne kadarı indirilir” şeklinde düzenlenmiştir.
Buna göre suça teşebbüs, işlenmesi kast olunan bir suçun icrasına elverişli araçlarla başlanmasından sonra, elde olmayan nedenlerle suçun tamamlanamamasıdır. Maddenin açık hükmüne göre, icra hareketlerinin yarıda kalması ya da sonucun meydana gelmemesi failin iradesi dışındaki engel nedenlerden ileri gelmelidir.
5237 sayılı TCK’nın teşebbüsü düzenleyen 35. maddesinde; 765 sayılı TCK’nun aksine teşebbüs halinde cezanın belirlenmesi ile ilgili olarak “eksik teşebbüs - tam teşebbüs” ayrımına yer verilmemiş, adil ve eşit bir cezalandırma bakımından teşebbüs hareketinin meydana getirdiği zarar veya tehlikenin ağırlığının esas alınması öngörülmüştür.
Öte yandan, suça teşebbüsle ilgili değerlendirme yapılabilmesi, failin hangi suçu işlemeyi kastettiğinin belirlenmesini gerektirir ki buna "subjektif unsur" denir. Failin gerçekleştirdiği davranış ile bir suçu işlemeye teşebbüs edip etmediğini, eğer etmişse hangi suça teşebbüs ettiğini belirleyebilmek için öncelikle kastın varlığının belirlenmesi gerekmektedir. Başka bir deyişle, tıpkı tamamlanmış suçta olduğu gibi, teşebbüs aşamasında kalan suçta da, işlenmek istenen suç tipindeki bütün unsurlar failce bilinmelidir. (İçel Suç Teorisi, Kayıhan İçel, Füsun Sokullu-Akıncı, İzzet Özgenç, Adem Sözüer, Fatih .... Mahmutoğlu, Yener Ünver 2. Kitap, 2. Baskı, ..., 2000, ....315.)
Bu husus, Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 765 sayılı TCK'nın yürürlükte olduğu dönemde verilmiş olup kabul edilen ilkeler açısından 5237 sayılı TCK'nın teşebbüse ilişkin 35. maddesi yönüyle de varlığını devam ettiren 04.06.1990 tarihli ve 101-156 sayılı kararında da; “Teşebbüste aranan kast, icrasına başlanmış cürmü teşebbüs aşamasında bırakma kastı olmayıp, söz konusu suçu tamamlamaya yönelmiş kasttır” şeklinde açıklanmıştır.
İlkeleri, Yargıtay Ceza Genel Kurulunun istikrar bulunan ve süregelen kararlarında açıklandığı üzere, bir eylemin kasten öldürmeye teşebbüsü oluşturup oluşturmayacağının belirlenmesinde; fail ile mağdur arasında husumet bulunup bulunmadığı, varsa husumetin nedeni ve derecesi, failin suçta kullandığı saldırı aletinin niteliği, darbe sayısı ve şiddeti, mağdurun vücudunda yara meydana gelmiş ise bu yaraların yerleri, nitelik ve nicelikleri, hedef seçme imkânı olup olmadığı, failin fiiline kendiliğinden mi, yoksa engel bir nedenden dolayı mı son verdiği gibi ölçütler esas alınmalıdır.
Tehdit suçu ise TCK’nın 106. maddesinde;
"(1) Bir başkasını, kendisinin veya yakınının hayatına, vücut veya cinsel dokunulmazlığına yönelik bir saldırı gerçekleştireceğinden bahisle tehdit eden kişi, altı aydan iki yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Malvarlığı itibarıyla büyük bir zarara uğratacağından veya sair bir kötülük edeceğinden bahisle tehditte ise, mağdurun şikâyeti üzerine, altı aya kadar hapis veya adlî para cezasına hükmolunur.
(2) Tehdidin;
a) Silahla,
b) Kişinin kendisini tanınmayacak bir hale koyması suretiyle, imzasız mektupla veya özel işaretlerle,
c) Birden fazla kişi tarafından birlikte,
d) Var olan veya var sayılan suç örgütlerinin oluşturdukları korkutucu güçten yararlanılarak,
İşlenmesi halinde, fail hakkında iki yıldan beş yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.
(3) Tehdit amacıyla kasten öldürme, kasten yaralama veya malvarlığına zarar verme suçunun işlenmesi halinde, ayrıca bu suçlardan dolayı ceza verilir." şeklinde düzenlenmiştir.
Türk Dil Kurumunun Büyük Türkçe Sözlüğü'ne göre, "Gözdağı verme" anlamına gelen tehdit, bir kimsenin bir zarara veya kötülüğe uğratılacağının bildirilmesidir. Bu bildirimin sözlü olması mümkün olduğu gibi başka yollarla ve bu bağlamda davranışlar yoluyla da yapılması mümkündür. Bu nedenle tehdit suçu; söz, yazı, resim, şekil veya işaret ile de işlenebilecek bir suç olup önemli olan gerçekleştirileceği belirtilen haksızlığın mağdurun bilgisine ulaştırılmasıdır (M. Emin Artuk, A. Gökcen, A. Caner Yenidünya, Ceza Hukuku Özel Hükümler, Turhan Kitabevi, ..., 6. Bası, .... 100).
Tehdidin, mağdurun iç huzurunu bozmaya, onda korku ve endişe yaratmaya objektif olarak elverişli olması yeterli olup, saldırının kişinin veya başkasının hayatına, vücut veya cinsel dokunulmazlığına, belirli bir ağırlıkta olmak kaydıyla malvarlığına veya bunlar dışındaki sair bir kötülüğe yönelik olması gereklidir. Suçun oluşabilmesi için mağdurun iç huzurunun bozulup bozulmadığının veya korkup korkmadığının ayrıca araştırılmasına gerek yoktur. Önemli olan failin tehdidi oluşturan fiili "Korkutmak amacıyla" yapmış olmasıdır. (Majno, Ceza Kanunu Şerhi, Sevinç Matbaası, ... 1978, C. II, .... 127; A. Pulat Gözübüyük, Mukayeseli Türk Ceza Kanunu, 5. Bası, C. II, .... 517 ve 873)
Tehdit suçuyla korunan hukuki yarar TCK’nın 106. maddesinin gerekçesinde; "Tehdidin koruduğu hukukî değer, kişilerin huzur ve sükûnudur; böylece kişilerde bir güvensizlik duygusunun meydana gelmesi engellenmektedir. Bu nedenle, söz konusu madde ile insanın kendisine özgü sulh ve sükûnuna karşı işlenen saldırılar cezalandırılmış olmaktadır. Fakat, tehdidin bu maddeyle korumak istediği esas değer, kişinin karar verme ve hareket etme hürriyetidir." şeklinde açıklanmıştır.
Maddenin uyuşmazlıkla ilgili ikinci fıkrasının (a) bendinde, suçun silahla işlenmesi nitelikli hâl olarak yaptırıma bağlanmıştır. Tehdidin silahla işlenmesi mağdur üzerindeki korkunun etkisini artırması, eylemin icrasını kolaylaştırması, tehdidin ciddiliğini göstermesi ve faile cesaret vermesi nedenlerinden dolayı kanun koyucu tarafından nitelikli hâl olarak kabul edilmiştir. Suçun silahla işlendiğinin kabulü için failin silahlı olması yeterli olmayıp tehdidin gerçekleştirilmesi sırasında silahın kullanılmış olması, silahın korkutucu gücünden bir şekilde faydalanılmış olması gerekmektedir. Bu durum, failin eline silah alıp mağdura doğru doğrultması şeklinde olabileceği gibi, failin belindeki silahı göstermesi şeklinde de olabilir.
TCK’nın 21/1. maddesine göre, suçun kanuni tanımındaki unsurlarının bilerek ve istenerek gerçekleştirilmesi olan ve failin iç dünyasını ilgilendiren kasıt, insanın iç dünyası ile ilgili bir kavram olduğundan, kastın açıkça ifade edilmediği durumlarda, iç dünyaya ait bu olgunun dış dünyaya yansıyan davranışlara bakılarak belirlenmesi yoluna gidilmektedir. Kişinin eyleminin, bir suçu oluşturup oluşturmadığının, oluşturuyorsa da hangi suçu oluşturduğunun saptanması için, eylemin bir aşamasındaki durumun değil, eylemin yapılması için verilen kararın, bu kararın icra ediliş biçiminin, olay öncesi, sırası ve sonraki davranışların da dikkate alınıp, tüm delillerin birlikte değerlendirilmesi gerekir.
Bu açıklamalar ışığında uyuşmazlık konusu değerlendirildiğinde;
Sanık ...'nın, suça konu olaydan yaklaşık bir ay önce, eşinin kendisine çocuklarını göstermemesi nedeniyle, kayın hısımları olan inceleme dışı katılan ... ve ... ile çarşıdaki dükkânlarının önünde karşılaştığı sırada, taraflar arasında tehdit ve karşılıklı hakaret eylemleri gerçekleştiği iddiasıyla, tarafların birbirlerinden şikâyetçi olmaları nedeniyle olayın savcılığa intikal ettiği, katılan ...'nun sanığın kayınvalidesi olduğu ve sanığın bir kısım kayın hısımlarının suça konu olayın gerçekleştiği gün mağdur ...’nun evinin yanındaki sokağın ortasında gece geç saatlerde çay içtikleri sırada, sanığın Transporter model bir araçla olay yerine gelerek; mağdurlara karşı “Sizin hepinizin ...na koyacağım, sizi öldüreceğim" şeklinde küfür ve tehdit içeren sözler söyleyip uzaklaştığı, sanığın 10-15 dakika sonra olay yerine aynı araçla bu kez sokağın alt tarafından gelip oturanları aracın şoför mahallinin bulunduğu sol tarafına alarak aracı sürmeye devam ettiği sırada, elindeki tabanca ile yaklaşık 10-12 metre mesafeden, sol tarafta sokakta oturan ve ayakta bekleyen mağdurlara doğru 8-10 el ateş ederek uzaklaştığı, açılan ateş sonucu atış istikametindeki evin zeminle bitişik balkonunun önünde açık alanda bulunan inceleme dışı katılanlar ..., ... ve ...'nun yaşamını tehlikeye sokan bir durum olmadığı ancak basit bir tıbbi müdahale ile giderilemeyecek şekilde silahla yaraladıkları, evin aracın geçtiği tarafına bakan dış giriş kapısı önünde o sırada çay doldurmaya gitmekte olan ...'nun basit tıbbi müdahale ile giderilebilecek şekilde silahla yaralandığı, ...'nun ateş açıldığı sırada aracın geçtiği yolun sağ tarafında olması nedeniyle ateş açılan yerin karşı tarafında atış yönünün dışında bulunduğu için isabet almadığı, inceleme kapsamındaki katılanlar ... ve ...'nun ise sanığın atışları esnasında sırayla evin zeminle aynı seviyedeki balkon sütununun ve duvarının arkasında oldukları için isabet almadıkları olayda;
Katılan ...'nun, kolluk beyanında sütunun arkasına geçerek kendisini koruduğu için isabet almadığını, mahkemedeki beyanında ateş sırasında kolonun yanında durduğu için kendisine mermi isabet etmediğini, mahkemece yapılan keşif sırasında ise o esnada sütunun arkasında olduğu için yaralanmadığını beyan etmesi,
Katılan ...'nun, Cumhuriyet savcılığındaki beyanında olay anında içeri kaçtığından yaralanmadığını, mahkemede önceki beyanını tekrar ettiğini, keşif sırasında ise olayın başından sonuna kadar terasa çıkan merdivenin başında oturduğunu, bu nedenle kendisine mermi isabet etmediğini beyan etmesi,
Sanık ...'nın olay yerine aracıyla ilk geldiği sırada tüm kayın hısımları arasında katılanlar ... ve ...'nün içinde bulunduğu kalabalığa hitaben tehdit ve küfürler etmesi, ikinci gelişinde ise aracın şoför mahallinden elini çıkararak ateşe başlamasıyla; olay yeri inceleme raporuna göre; aracın sol yanından sokağın ortasında bulunan mağdurları hedef alarak yere yaklaşık 10-12 metre mesafeden ateş etmesi, olay yerinde aynı silahtan atılan 6 adet boş kovanın elde edilmesi ve atış yönündeki evin duvarlarında bel ve üzeri hizasında mermi deliklerine yol açması karşısında;
Sanığın hareket hâlindeki aracı ile yolda ilerlediği sırada aralarındaki husumet nedeniyle katılanların hepsini hedef alarak öldürmeye elverişli mesafeden en az altı kez ateş etmek suretiyle evin önünde oturan ve ayakta duran ..., ... ve ... ile evin yola bakan dış kapısı önünde ayaktaki ...'nu yaraladığı, ancak inceleme dışı katılan ...'nun aracın geliş yönüne göre yolun sağında diğer katılanlardan çok uzak bir yerde, inceleme kapsamındaki katılanlar ... ve ...'nun ise evin zeminle bitişik balkonun içinde bulundukları için kullanılan silahın etki alanında bulunmadıkları, sanığın katılanlar ... ve ...'na karşı gerçekleştirdiği eylemde; mağdurların ateş edilme anındaki konumları nedeniyle suçta kullanılan silahın öldürmeye elverişli olmadığı kabul edilmelidir.
Çoğunluk görüşüne katılmayan Ceza Genel Kurulu Üyesi ..., "Sanığın katılan ...'na yönelik eyleminin kasten öldürmeye teşebbüs suçunu oluşturduğu" düşüncesiyle,
Çoğunluk görüşüne katılmayan altı Ceza Genel Kurulu Üyesi ise; "Sanığın katılan ...'na yönelik eyleminin kasten öldürme suçuna teşebbüsü oluşturduğu" düşüncesiyle karşı oy kullanmışlardır.
Bir kısım Ceza Genel Kurulu Üyelerince, sanığın katılanlar ... ve ...'na yönelik eyleminin silahla tehdit suçu bakımından da tartışılması gerektiğinin ileri sürülmesi üzerine, sanığın eyleminin silahla tehdit suçunu oluşturup oluşturmadığının da ayrıca ele alınıp değerlendirilmesi gerekmiştir.
Sanığın tabanca ile seri şekilde ateş ettiği sırada olay yerinde silahın etki alanı dışında bulunan katılanlar ... ve ...'nun korku ve endişe yaşadığı bu şekilde bir fiil ile iki ayrı mağdura karşı gerçekleşen silahla tehdit suçu nedeniyle sanığın TCK'nın 43/2 maddesinde düzenlenen zincirleme suç hükümleri çerçevesinde cezalandırılması gerekeceğinin de ayrıca gözetilmesi gerekmektedir.
Bu itibarla; Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı itirazının değişik gerekçeyle kabulüne, Özel Dairenin temyiz isteminin esastan reddine dair kararının kaldırılmasına, ... Bölge Adliye Mahkemesi 1. Ceza Dairesince verilen istinaf isteminin esastan reddine dair kararın sanığın katılanlar ... ve ...'na yönelik eylemlerinin bir bütün hâlinde zincirleme şekilde silahla tehdit suçunu oluşturduğunun gözetilmemesi isabetsizliğinden bozulmasına karar verilmelidir.
Çoğunluk görüşüne katılmayan altı Ceza Genel Kurulu Üyesi; "sanığın katılan ...'na yönelik eyleminin silahla tehdit suçunu oluşturmadığı" düşüncesiyle karşı oy kullanmışlardır.
SONUÇ:
Açıklanan nedenlerle;
1-) Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının itirazının değişik gerekçeyle KABULÜNE,
2-) Yargıtay 1. Ceza Dairesinin, 01.04.2019 tarih ve 614 - 1935 sayı ile sanığın katılanlar ... ve ...'na yönelik eylemleri nedeniyle kurulan mahkûmiyet hükümlerine yönelik temyiz isteminin esastan reddine dair kararının KALDIRILMASINA,
3-) ... Bölge Adliye Mahkemesi 1. Ceza Dairesinin 05.01.2017 tarih ve 24 - 15 sayılı, sanığın katılanlar ... ve ...'na yönelik eylemleri nedeniyle kurulan mahkûmiyet hükümlerine karşı istinaf isteminin esastan reddine dair kararının; sanığın katılanlar ... ve ...'na karşı gerçekleştirdiği eylem nedeniyle kasten öldürme suçuna teşebbüs suçunu değil, 'zincirleme şekilde silahla tehdit' suçunu oluşturduğu gözetilmeksizin yazılı şekilde istinaf isteminin esastan reddine karar verilmesi isabetsizliğinden BOZULMASINA,
4-) Dosyanın, CMK’nın 304/(2)-a maddesi uyarınca, gereği için kararı veren İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin ise ... Bölge Adliye Mahkemesi 1. Ceza Dairesine gönderilmek üzere, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİ EDİLMESİNE, sanığın katılan ...'na karşı eylemi yönünden 09.12.2021 tarihinde yapılan müzakerede oy birliğiyle, katılan ...'na karşı eylemi yönünden ise 09.12.2021 tarihinde yapılan birinci müzakerede yeterli çoğunluk sağlanamadığından 13.01.2022 tarihinde yapılan ikinci müzakerede oy çokluğuyla karar verildi.
09.12.2021 Tarihli Oturum
13.01.2022 Tarihli Oturum
Katılan ...'na yönelik eyleminin silahla tehdit suçunu oluşturmadığı
Katılan ...'na yönelik eyleminin silahla tehdit suçunu oluşturmadığı
Katılan ...'na yönelik eyleminin silahla tehdit suçunu oluşturmadığı
Katılan ...'na yönelik eyleminin silahla tehdit suçunu oluşturmadığı
Katılan ...'na yönelik eyleminin silahla tehdit suçunu oluşturmadığı
Katılan ...'na yönelik eyleminin silahla tehdit suçunu oluşturmadığı