Esas No: 2011/10552
Karar No: 2012/12770
Yargıtay 22. Hukuk Dairesi 2011/10552 Esas 2012/12770 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Gebze 2. İş Mahkemesi
TARİHİ : 19/07/2011
NUMARASI : 2010/888-2011/387
Davacı işçi, iş sözleşmesinin davalı işveren tarafından geçerli neden olmadan feshedildiğini ileri sürerek, feshin geçersizliğine ve işe iadesine karar verilmesini, işe başlatılmama halinde ödenmesi gereken tazminat ile boşta geçen süre ücretinin belirlenmesini istemiştir.
Davalı işveren vekili, iş sözleşmesinin işletme, işyeri ve işin gereklerini nedeniyle geçerli olarak feshedildiğini belirterek, davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur.
Mahkemece, iş sözleşmesinin geçerli nedenle feshedilmediği gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiştir.
Karar, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Taraflar arasında iş sözleşmesinin feshinin geçerli nedene dayanıp dayanmadığı uyuşmazlık konusu olup, normatif dayanak 4857 sayılı İş Kanunu’nun 18 ve devamı maddeleridir.
4857 sayılı Kanun’un 18. maddesine göre otuz veya daha fazla işçi çalıştıran işyerlerinde en az altı aylık kıdemi olan işçinin belirsiz süreli iş sözleşmesini fesheden işveren, işçinin yeterliliğinden veya davranışlarından ya da işletmenin, işyerinin veya işin gereklerinden kaynaklanan geçerli bir sebebe dayanmak zorundadır.
İşletmenin, işyerinin veya işin gereklerinden kaynaklanan sebepler; sürüm ve satış olanaklarının azalması, talep ve sipariş azalması, enerji sıkıntısı, ülkede yaşanan ekonomik kriz, piyasada genel durgunluk, dış pazar kaybı, ham madde sıkıntısı gibi işin sürdürülmesini olanaksız hale getiren işyeri dışından kaynaklanan sebeplerle yeni çalışma yöntemlerinin uygulanması, işyerinin daraltılması, yeni teknolojinin uygulanması, işyerinin bazı bölümlerinin kapatılması ve bazı iş türlerinin kaldırılması gibi işyeri içi sebeplerdir.
İşletmenin, işyerinin ve işin gereklerinden kaynaklanan sebeplerle sözleşmeyi feshetmek isteyen işverenin fesihten önce fazla çalışmaları kaldırmak, işçinin rızası ile çalışma süresini kısaltmak ve bunun için mümkün olduğu ölçüde esnek çalışma şekillerini geliştirmek, işi zamana yaymak, işçileri başka işlerde çalıştırmak, işçiyi yeniden eğiterek sorunu aşmak gibi varsa fesihten kaçınma olanaklarını kullanması, kısaca feshe son çare olarak bakması gerekir.
4857 sayılı Kanun’un 20. maddesinin ikinci fıkrasına göre feshin geçerli nedene dayandığını ispat yükümlülüğü işverene aittir. İşçi, feshin başka bir sebebe dayandığını iddia ettiği takdirde, bu iddiasını ispatla yükümlüdür.
Somut olayda, davalı işveren tarafından davacı işçinin iş sözleşmesi, demir çelik sektöründeki gelişmeler, işin ve işletmenin gerekleri, teknik ve ekonomik şartlar sürüm ve satış olanaklarının azalması, talep ve siparişlerin azalması, enerji maliyetinin artması, ülkede yaşanan ekonomik krizin şirketi üzerindeki etkilerinin devam etmesi, dış pazar kaybının devam etmesi ve buna benzer sebeplerin zorunlu kılması dolayısı ile işletmenin ve işin daralmasının devam etmesi ve çalışmaların ve üretimin kesintiye uğraması sonucu davacının yapmakta olduğu işlerin kalmaması nedeniyle, 4857 sayılı Kanun"un 18. vd. maddeleri gereğince 26.10.2010 tarihinde feshedilmiştir. İşyerinde, işyerinin faaliyet konusunda uzman bilirkişi kurulu aracılığıyla keşif yapılarak ve davalı şirketin 2010 yılı bilanço ve gelir tabloları da celp edilerek, özellikle feshin yapıldığı 2010 yılında işverenin siparişlerinde azalma olup olmadığı, üretimin düşüp düşmediği, ne tür bir yeniden yapılanmaya gidildiği, buna ilişkin işverenin yetkili organınca alınmış bir işletmesel karar olup olmadığı, durumun davacının departmanına ve pozisyonuna etkileri araştırılması gerekir. Daha sonra istihdam fazlası olduğu belirlendiği takdirde, davacının davalı işverenin diğer bölümlerinde veya başka bir işyerinde değerlendirme olanağı olup olmadığı somut olarak araştırılmalıdır. Bunun için de işverenin tüm işyerlerine ait çalışan kayıtları incelenmeli, Sosyal Güvenlik Kurumunun işçi alım ve çıkarılmasına ilişkin kayıtları getirtilmeli, işverenin yeni işçi alıp almadığı, işçi alınmış ise davacının alınan işçilerin niteliklerini taşıyıp taşımadığı, alınan veya istihdam azaltılan işyerinde çalıştırılıp çalıştırılmayacağı saptanmalıdır.
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular dikkate alınmadan, davalı şirketin 2008 ve 2009 yılı verileri esas alınarak hazırlanan bilirkişi kurulu raporu doğrultusunda ve davalı vekilince bilirkişi raporuna yapılan itirazlar karar gerekçesinde karşılanmadan karar verilmiştir. Eksik inceleme ile yazılı şekilde davanın kabulü hatalıdır.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebeplerden BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine 08.06.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.