Esas No: 2022/10790
Karar No: 2022/11935
Karar Tarihi: 06.10.2022
Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2022/10790 Esas 2022/11935 Karar Sayılı İlamı
10. Hukuk Dairesi 2022/10790 E. , 2022/11935 K.Özet:
İş Mahkemesi'nde görülen bir hizmet tespiti davasında, davacı 10.11.2008 tarihinden itibaren aralıksız 2011 yılı Kasım ayına kadar çalıştığı sürelerin tespitini istemiş, mahkemece davanın kısmen kabul kısmen reddi ile karar verilmiştir. Ancak verilen hüküm eksik araştırmaya dayandığı ve yanılgılı değerlendirmeler içerdiği için isabetsizdir. Bu nedenle, davacının talebi somutlaştırılmalı, iddiasına konu işyerindeki çalışmaları ayrıntılı olarak açıklığa kavuşturulmalı, tanıkların beyanları alınmalı ve bordro kayıtları gibi yazılı deliller göz önünde bulundurularak uyuşmazlık konusu husus tereddütsüz belirlenerek adil bir karar verilmelidir. Kanunen, sigortalı konumunda geçen çalışma sürelerinin tespitine ilişkin bu tür davaların kamu düzeniyle ilgili ve özenle yürütülmesi gerektiği belirtilmiştir. Bu nedenle, hak kayıplarının ve gerçeğe aykırı sigortalılık süresi edinme durumlarının önlenmesi, temel insan haklarından olan sosyal güvenlik hakkının korunabilmesi için, tarafların gösterdiği kanıtlarla yetinilmeyip gerek görüldüğünde kendiliğinden araştırma yapılarak delil toplanabileceği açıklanmıştır. 5510 sayılı Kanun'un 86/9. maddeleri bu tür davalara yasal dayanak sağlamaktadır.
"İçtihat Metni"
Mahkemesi :İş Mahkemesi
No :
Dava, hizmet tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece, bozma kararından sonra ilâmında belirtildiği şekilde isteğin kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Hükmün, davacı, davalılar ... ile ... ve ... vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteklerinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Davanın yasal dayanağı 5510 sayılı Kanunun 86/9. maddeleri olup anayasal haklar arasında yer alan sosyal güvenliğin yaşama geçirilmesindeki etkisi gözetildiğinde, sigortalı konumunda geçen çalışma sürelerinin saptanmasına ilişkin bu tür davalar kamu düzeni ile ilgili olduğundan özel bir duyarlılıkla ve özenle yürütülmeleri zorunludur. Bu bağlamda, hak kayıplarının ve gerçeğe aykırı sigortalılık süresi edinme durumlarının önlenmesi, temel insan haklarından olan sosyal güvenlik hakkının korunabilmesi için, tarafların gösterdiği kanıtlarla yetinilmeyip gerek görüldüğünde kendiliğinden araştırma yapılarak delil toplanabileceği açıktır.
Eldeki dosyada, davacı 10.11.2008 tarihinden itibaren aralıksız 2011 yılı Kasım ayına kadar çalıştığı sürelerin tespitini istemiş, mahkemece davanın kısmen kabul kısmen reddi ile, davalı ..., ..., ..., ...'na ait ... sicil numaralı iş yerinde davacının 10.11.2008-02.12.2010 tarihleri arasında toplam 742 gün süre ile asgari ücret ile çalıştığının tespitine, bu dönemde 742 günün kuruma eksik bildirildiğinin tespitine, fazlaya ilişkin talebin reddine, davalı ... yönünden ise husumet yokluğundan davanın reddine dair hüküm kurulmuştur. Mahkemece verilen hüküm eldeki delillerle birlikte incelendiğinde eksik araştırmaya dayanması ayrıca yanılgılı değerlendirmeler içermesi sebebiyle isabetsizdir. Bu bakımdan öncelikle davacının talebi somutlaştırılmalı, iddiasına konu işyerinde tam olarak ne yaptığı, hangi yıl, hangi dönem, hangi bölümlerde ve ne kadar süreyle çalıştığı ayrıntılı olarak açıklatılmalı, mahkemece dava sırasında dinlenen tanıkların ve yeni tespit edilecek bordro ve komşu işyeri tanıklarının anılan dönemle ilgili ayrıntılı ifadeleri alınarak aradaki çelişkiler giderilmeli, dava sırasında komşu işyerlerinde çalıştıklarını belirlenen tanıkların bilhassa hizmet döküm cetvelleri de getirilerek, ifadelerine başvurulmalı, davalı işyerinin talebe konu dönemdeki faaliyet durumu etraflıca araştırılmalı, sigortalının iddiasına konu kayıtlarda gözükmeyen çalışmalarının hangi nedenlerle kayıtlara geçmediği ya da bildirim dışı kaldığı hususu gereğince tespit edilerek, yargılama sürecinde dinlenen tanık anlatımlarının değerlendirilmesinde; iş yerlerinin kapsamı, kapasitesi ile işin ve işyerinin niteliği nazara alınmalı, bunların yanında davacının çalışmasının gerçekliği, işin niteliğiyle süresinin belirlenebilmesi amacıyla, mahkeme safhasında davacı tarafından imzanın aidiyeti kendisi tarafından kabul edilenler ile davacı tarafından hata-hile-ikrah durumu iddiasında bulunulmayan ücret bordroları bakımından, işbu yazılı belgelerin aksi eş değerde delillerle kanıtlanması için davacıya delilleri sorulmalı, yapılacak değerlendirme sonucunda dosyada bulunan ve davacı tarafından imzası inkâr edilmeyen veya aksi ispatlanamayan imzalı ücret bordroları ve puantaj kayıtları gibi yazılı delil niteliğindeki hususlar da birlikte değerlendirilerek, bu konuda gerekli tüm araştırma yapılmalı, uyuşmazlık konusu husus, hiçbir kuşku ve duraksamaya yer bırakmayacak biçimde çözümlenip, davacının çalıştığı iddia edilen süreler tereddütsüz belirlenerek, varılacak sonuca göre bir karar verilmelidir. Bu araştırılmaların yanında davalı gerçek kişi işverenler adına kayıtlı işyerleri bulunup bulunmadığı, davalıların iş ve işlemlerini aile sağlık merkezi üzerinden yürütüp yürütmediği de kurumdan sorularak açıklığa kavuşturulmalıdır.
Mahkemece, açıklanan maddi ve hukuki ilkeler gözetilmeksizin eksik araştırma ve yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmiş olması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O halde davacı, davalılar ... ile ... vekilleri ve ... vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve sair yönler incelenmeksizin hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ : Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harçlarının istek halinde ilgililere iadesine, 06.10.2022 gününde oybirliğiyle karar verildi.