Esas No: 2011/14965
Karar No: 2012/12506
Yargıtay 22. Hukuk Dairesi 2011/14965 Esas 2012/12506 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Gebze 2. İş Mahkemesi
TARİHİ : 24/05/2011
NUMARASI : 2010/694-2011/302
Davacı vekili, müvekkilinin iş sözleşmesinin feshinin geçerli sebebe dayanmadığını ileri sürerek feshin geçersizliğin tespiti ile işe iadesine karar verilmesini istemiştir.
Davalı vekili, iş sözleşmesinin geçerli nedenle feshedildiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, davacının 02/08/2010 tarihinde savunmasının alındığı, ancak fesih gerekçesinde belirtilen "..müşteriler ile yaptığınız anlaşmalarda şirketimiz tarafından belirlenen kurallara uymadığınız.." ifadesinin açık ve kesin olmadığı, bu iddialara ilişkin somut veriler bulunmadığı, ...... A.Ş ile ilgili iddialar için ise; bir müşteriden alacakların doğrudan tahsil edilememesi, icra yolu ile tahsil edilebilmesi riskinin tüm ticari ilişkilerde mevcut olduğu, bunun davacıdan kaynaklanan bir sorun olmadığı, yine davacının müşteriye fazla oranda iskonto sağladığı konusunda ise, davacının proje kontrolü yapması ve onay için genel müdürü sunması, yaptığı işlemlerin genel müdür bilgisinde olması karşısında bu durumdan da sorumlu tutulamayacağı, feshin geçerli nedene dayandığının ispat edilemediği gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Karar davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Taraflar arasında, iş sözleşmesinin feshinin geçerli nedene dayanıp dayanmadığı uyuşmazlık konusu olup, normatif dayanak 4857 sayılı İş Kanunu’nun 18 ve devamı maddeleridir.
4857 sayılı İş Kanunu’nun 20. maddesinin ikinci fıkrasına göre feshin geçerli nedene dayandığını ispat yükümlülüğü işverene aittir. İşçi, feshin başka bir sebebe dayandığını iddia ettiği takdirde, bu iddiasını ispatla yükümlüdür.
4857 sayılı İş Kanunu’nun 19. maddesinin 1. fıkrasına göre işveren fesih bildirimini yazılı yapmak ve fesih sebebini açık ve kesin bir şekilde belirtmek zorundadır. Fesih bildirimi yazılı yapılmamışsa veya fesih sebebi açık ve kesin bir şekilde belirtilmemişse aynı kanunun 21. maddesi gereğince geçerli sebep gösterilmediği kabul edilir.
Buna karşılık, aynı Kanun’un 25’inci maddesinde öngörülen, işverenin haklı nedenle derhal feshinde ise yazılı şekil şartı aranmamaktadır.
Davalı iş yerinde, satış müdürü olarak çalışan davacının iş sözleşmesinin, şirketin ticari kurallarına uymayarak satış yaptığı, yetkisini aştığı ve beklenen araştırmaları yapmayarak sorumluluklarını ihmal ettiği, ayrıca davalı şirketi zarara uğrattığı gerekçesiyle geçerli nedenle feshedildiği, dosyadaki bilgi ve belgelerden anlaşılmaktadır.
Somut olayda, mahkemece, feshin geçerli nedene dayandığının davalı işverence ispat edilemediği gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş ise de, hükme dayanak alınan bilirkişi raporu yeterli görülmemiştir. Bu nedenle, öncelikle, davacıya tebliğ edilmiş şirket satış politikalarını gösterir belgeler getirtilerek pazarlama uzmanı, işletme ekonomisti ve mali müşavirden müteşekkil üç kişilik bilirkişi kurulundan rapor alınarak feshin geçerli nedene dayanıp dayanmadığı belirlendikten sonra sonucuna göre bir karar verilmelidir. Eksik araştırmayla karar verilmesi hatalı olmuştur.
SONUÇ:Hükmün yukarıda açıklanan nedenle BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek olması halinde ilgiliye iadesine, 05.06.2012 tarihinde oybirliği ile karar verildi.