Esas No: 2011/10524
Karar No: 2012/12124
Yargıtay 22. Hukuk Dairesi 2011/10524 Esas 2012/12124 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Kadıköy 3. İş Mahkemesi
TARİHİ : 08/09/2011
NUMARASI : 2011/291-2011/673
Davacı işçi, iş sözleşmesinin geçerli sebep olmadan işverence feshedildiğini ileri sürerek feshin geçersizliğine ve işe iadesine karar verilmesini, işe başlatılmama halinde ödenmesi gereken tazminat ile boşta geçen süre ücret ve diğer haklarının belirlenmesini istemiştir.
Davalı vekili, davacının iş sözleşmesinin 4857 sayılı İş Kanunu"nun 18. Maddesi uyarınca işin ve işletmenin gereklerinden kaynaklanan sebeplerle feshedildiğini, şirketin yönetim kurulu toplantısında Marmara Bölgesi, Çukurova Bölgesi ve Karadeniz Bölgesi nöroloji biriminde bölge satış şefliği pozisyonunun kaldırılmasına ve bu birimin küçültülmesi; yeniden yapılandırma tedbirine binaen iş gücü fazlası oluşturan Marmara Bölgesi, Çukurova Bölgesi ve Karadeniz Bölgesi nöroloji birimi bölge satış şeflerinin son çare olarak işten çıkarılması, pozisyonu kaldırılan bölge satış şeflerinin görev sorumluluklarının nöroloji birimindeki diğer bölge satış şeflerine ya da diğer gruplardan bölge satış şefleri ve müdürlerine ek görev olarak yüklenmesi şeklinde işletmesel karar alındığını, uygulamaya konulan işletmesel karar neticesinde kendisine teklif edilen ikaleyi davacının kabul etmediğini, davacının yerleştirilebileceği uygun bir pozisyonun da bulunmadığını, bu sebeplerle açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, Yönetim Kurulu"nun 26.01.2011 tarihli geniş ve kapsamlı kararın bulunduğu, 26.01.2011 tarihli Yönetim Kurulu kararında belirtilen hususlar doğrultusunda uygulamalar yapılarak yeniden yapılanmaya gidildiği, Marmara ve Çukurova Bölgesi Nöroloji biriminde satış şefliği pozisyonlarının kaldırıldığı, Karadeniz Bölgesi Nöroloji biriminin Orta Anadolu Bölgesiyle birleştiği, 26.01.2011 tarihli işletmesel kararda belirlenen hususlar ile işverenliğin uygulamaları arasında tutarlılık bulunduğu, fesihten sonra işverenliğe davacının pozisyonunda başka bir personel alınmadığı, yine fesihten sonra nöroloji ürün satış uzmanı unvanı altında 3 yeni eleman alındığı, bu elemanların da statü olarak davacının da görevi olan şeflerin altında çalıştığı, bu duruma göre davacı ile aynı pozisyonda eş anlamda yeni bir kadro oluşturulmasının gerçekleştirilmediği, organizasyon şemalarına göre davacının pozisyonuna uygun olarak istihdam edilebileceği başka bir pozisyonun bulunmadığı, davalı iş yerinde Bölge Satış Şefi sıfatıyla üst düzeyde vasıflı personel olarak görev yapan davacının işverenlik bünyesinde yaptığı iş ile eşdeğerde aynı nitelikte başka bir göreve kaydırılması olanaklarının da mevcut olmadığı, Multipl Skleroz alanında oral tedavide kullanılan Clacribine etken maddeli ilaca ilişkin ruhsat başvurusuna karşılık olarak Bakanlıkça gerekli iznin verilmemesi sonucu bu ilacın imalatına geçilememesinden dolayı işveren şirketin bir daralmaya gitmek zorunda kaldığı, davacının hizmet sözleşmesinin feshin son çare olma ilkesi gözetilerek geçerli sebebe dayanılarak feshedildiği anlaşıldığından, açılan davanın reddine karar verilmiştir. Karar davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Taraflar arasında iş sözleşmesinin feshinin geçerli sebebe dayanıp dayanmadığı uyuşmazlık konusu olup, normatif dayanak 4857 sayılı Kanun’un 18. ve devamı maddeleridir.
4857 sayılı Kanun’un 18. maddesine göre otuz veya daha fazla işçi çalıştıran işyerlerinde en az altı aylık kıdemi olan işçinin belirsiz süreli iş sözleşmesini fesheden işveren, işçinin yeterliliğinden veya davranışlarından ya da işletmenin, işyerinin veya işin gereklerinden kaynaklanan geçerli bir sebebe dayanmak zorundadır.
İşletmenin, işyerinin veya işin gereklerinden kaynaklanan sebepler; sürüm ve satış olanaklarının azalması, talep ve sipariş azalması, enerji sıkıntısı, ülkede yaşanan ekonomik kriz, piyasada genel durgunluk, dış pazar kaybı, ham madde sıkıntısı gibi işin sürdürülmesini olanaksız hale getiren işyeri dışından kaynaklanan sebeplerle yeni çalışma yöntemlerinin uygulanması, işyerinin daraltılması, yeni teknolojinin uygulanması, işyerinin bazı bölümlerinin kapatılması ve bazı iş türlerinin kaldırılması gibi işyeri içi sebeplerdir.
İşletmenin, işyerinin ve işin gereklerinden kaynaklanan sebeplerle sözleşmeyi feshetmek isteyen işverenin fesihten önce fazla çalışmaları kaldırmak, işçinin rızası ile çalışma süresini kısaltmak ve bunun için mümkün olduğu ölçüde esnek çalışma şekillerini geliştirmek, işi zamana yaymak, işçileri başka işlerde çalıştırmak, işçiyi yeniden eğiterek sorunu aşmak gibi varsa fesihten kaçınma olanaklarını kullanması, kısaca feshe son çare olarak bakması gerekir.
4857 sayılı Kanun’un 20. maddesinin ikinci fıkrasına göre feshin geçerli sebebe dayandığını ispat yükümlülüğü işverene aittir. İşçi, feshin başka bir sebebe dayandığını iddia ettiği takdirde, bu iddiasını ispatla yükümlüdür.
Somut olayda, her ne kadar mahkemece davanın kabulü ile davacının işe iadesi yönünde hüküm kurulmuşsa da, davalı tarafça alınan işletmesel kararın tutarlı olarak uygulanıp uygulanmadığı, feshin son çare olması ilkesine uyulup uyulmadığı konusunda yeterli araştırmanın yapılmadığı anlaşılmaktadır. Tutarlılık ve ölçülülük denetimi kapsamında, işverenin bu kararı tutarlı şekilde uygulayıp uygulamadığı, feshin kaçınılmaz olup olmadığı, davacının çalıştığı işyerinin neresi olduğu, kapatılıp kapatılmadığı, davacının aynı veya başka bir birimde değerlendirilip değerlendirilemeyeceği, davalı işvereni işten çıkarılacak işçilerin belirlenmesinde kendisini bağlayan bir kural olup olmadığı, varsa işverenin bu kurala uyup uymadığı yönünden somut olarak araştırma yapılmalıdır. Bunun için de işletmesel karara ilişkin belgelerin yanında, işletmede veya işyerinde çalışan tüm işçilerin görev tanımları, işletme, işyeri organizasyon şeması, işten çıkarılacak işçilerin, işyeri şahsi sicil dosyası, görev tanımları ve çalıştıkları bölümleri gösteren kayıtlar ile fesihten önce ve sonrasını kapsayacak şekilde işçi alımı ve çıkarılmasını gösteren işyeri SGK bildirgeleri, davalı işyerine ait tasarruf tedbiri alınmasına neden olan fesih öncesi ve sonrasına ilişkin mali durumunu gösteren mali bilançolar getiriltilmeli, işyerinde keşif yapılarak, özellikle işletmenin faaliyet alanını ve iş organizasyonunu bilen uzman bilirkişiler aracılığı ile yeniden inceleme yapılmalı ve feshin yukarıda belirtilen ilkelere göre geçerli sebebe dayanıp dayanmadığı net olarak belirlenmelidir. Mahkemece eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebepten BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 01.06.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.