Esas No: 2021/333
Karar No: 2022/23
Karar Tarihi: 18.01.2022
Yargıtay Ceza Genel Kurulu 2021/333 Esas 2022/23 Karar Sayılı İlamı
Ceza Genel Kurulu 2021/333 E. , 2022/23 K."İçtihat Metni"
Yargıtay Dairesi : Ceza Genel Kurulu
Sanık ... hakkında görevi kötüye kullanma suçundan açılan kamu davasının düşmesine ilişkin ilk derece mahkemesi sıfatıyla yargılama yapan Yargıtay 9. Ceza Dairesince verilen 24.05.2021 tarihli ve 30-25 sayılı hükmün sanık müdafisi tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının “Onama” istemli 08.10.2021 tarihli ve 122946 sayılı tebliğnamesi ile Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilen dosya, Ceza Genel Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçelerle karara bağlanmıştır.
TÜRK MİLLETİ ADINA
CEZA GENEL KURULU KARARI
Temyizin kapsamına göre inceleme sanık ... hakkında görevi kötüye kullanma suçundan verilen düşme hükmü ile sınırlı olarak yapılmıştır.
Temyiz incelemesi yapan Ceza Genel Kurulunca dosya incelenip görüşülerek gereği düşünüldü:
Ceza Genel Kurulunca sanık ... hakkında görevi kötüye kullanma suçundan kurulan düşme hükmünün isabetli olup olmadığına ilişkin temyiz incelemesi yapılacaktır.
İncelenen dosya kapsamına göre;
Hâkimler ve Savcılar Kurulu 1. Dairesince 29.03.2018 tarih ve 2018/4061 sayı ile sanık hakkında soruşturma izninin verilmesinin teklif edilmesi üzerine ... Bakanının 04.05.2018 tarihli oluru ile soruşturma izninin; Hâkimler ve Savcılar Kurulu 2. Dairesince de 16.01.2020 tarih ve 321-71 sayı ile kovuşturma izninin verildiği,
... Cumhuriyet Başsavcılığının 26.02.2020 tarihli ve 4-4 sayılı iddianamesi ile; sanık ...’in, ... 11. Ağır Ceza Mahkemesinde (CMK’nın 250. maddesi ile görevli) görev yaptığı dönemde Cumhuriyet savcısı olan katılan ...'in kamuoyunda “Ergenekon Terör Örgütü” olarak bilinen örgüte üye olduğu gerekçesi ile o tarihte ... başmüfettişi olan inceleme dışı sanık ... tarafından yapılan iletişimin tespiti, dinlenmesi ve kayda alınması ile teknik araçlarla izlenmesi talebini “Ergenekon davası” olarak bilinen ve binlerce klasörden oluşan dosyayı aynı gün incelediği belirtilerek, 14.10.2008 tarih ve 2008/1276 sayı ile talep doğrultusunda karar verdiğinden bahisle görevi kötüye kullanma ve inceleme dışı silahlı terör örgütüne üye olma suçlarından cezalandırılması istemiyle TCK’nın 257/1; 314/2 ve 3713 sayılı Kanun’un 5/1. maddeleri uyarınca kamu davasının açıldığı, ... 22. Ağır Ceza Mahkemesince 02.07.2020 tarih ve 127-117 sayı ile sanık hakkında görevi kötüye kullanma ve silahlı terör örgütüne üye olma suçlarından TCK’nın 257/1; 314/2 ve 3713 sayılı Kanun’un 5/1. maddeleri uyarınca son soruşturmanın açılmasına karar verildiği, dosyanın Yargıtay 9. Ceza Dairesinin 2020/30 esas numarasına kaydedilmesinden sonra 02.11.2020 tarihli tensip zaptı ile sanığa atılı silahlı terör örgütüne üye olma suçunun bu dosyadan tefrik edilerek başka bir esas numarasına kaydedilmesine karar verildiği,
Sanık ...’in sorgusunun 25.01.2021 tarihinde yapıldığı,
... Cumhuriyet Başsavcılığının 09.03.2020 tarihli ve 53370-14676 sayılı iddianamesi ile; inceleme dışı sanık ... hakkında görevi kötüye kullanma suçundan cezalandırılması istemiyle TCK’nın 257/1. maddesi uyarınca kamu davasının açıldığı, ... 33. Ağır Ceza Mahkemesince 17.07.2020 tarih ve 162-135 sayı ile inceleme dışı sanık hakkında görevi kötüye kullanma suçundan TCK’nın 257/1 ve 53. maddeleri uyarınca son soruşturmanın açılmasına karar verildiği, dosyanın Yargıtay 9. Ceza Dairesinin 2020/56 esas numarasına kaydedilmesinden sonra 21.12.2020 tarih ve 56-53 sayı ile 2020/30 ve 2020/56 esas numaralı dosyalarındaki şikâyetçinin aynı olduğundan, davalar arasında hukuki ve fiili bağlantı bulunduğundan bahisle her iki davanın birleştirilmesine, davanın 2020/30 esas sayılı dosya üzerinden yürütülmesine karar verildiği,
Yargıtay 9. Ceza Dairesince yapılan yargılama neticesinde 24.05.2021 tarih ve 30-25 sayı ile inceleme dışı sanık ...’nın suç tarihinde ... müfettişi olduğu, 2802 sayılı Hakimler ve Savcılar Kanunu’nun 98. maddesi uyarınca, ... Bakanlığı merkez, bağlı ve ilgili kuruluşlarındaki birinci sınıf hâkim ve savcıların, disiplin cezası, soruşturma ve kovuşturma bakımından Yargıtay üyeleri hakkındaki hükümlere tabi olduğundan, 2797 sayılı Yargıtay Kanunu’nun 46. maddesi uyarınca üyelerin görevleriyle ilgili veya kişisel suçlarından dolayı haklarında soruşturma yapılabilmesinin Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulunun kararına bağlı olduğu, Birinci Başkanlık Kurulunun son soruşturmanın açılmasına karar vermesi üzerine görevle ilgili suçlarda Anayasa Mahkemesine, kişisel suçlarda Yargıtay ilgili ceza dairesine tevdi olunmak üzere dosyanın Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına göndereceği hükmünün amir olduğu; son soruşturmanın açılması kararı verilmesi hâlinde görevle ilgili suçlardan yargılamanın ise Anayasa'nın 148/6. maddesi hükmü gereğince Yüce Divan sıfatıyla Anayasa Mahkemesinde gerçekleştirilmesi gerektiği, inceleme dışı sanığa atılı eylem nedeniyle hakkındaki soruşturmanın Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulu tarafından yapılması gerektiği, ilk derece ağır ceza mahkemesinin son soruşturmanın açılması kararıyla kamu davası açılmasının kanuni olarak mümkün olmadığından bahisle inceleme dışı sanık ... hakkında açılan kamu davasının CMK’nın 223/8. maddesi uyarınca durmasına karar verildiği, bu karara inceleme dışı sanığın müdafisi tarafından itiraz edilmesi üzerine Yargıtay 10. Ceza Dairesince 28.09.2021 tarih ve 21-21 sayı ile itirazın reddedilerek kararın kesinleştiği,
Özel Dairece 24.05.2021 tarihinde sanığa atılı suçun suç tarihinin 14.10.2008 olduğu, sanık hakkında verilen 04.05.2018 tarihli soruşturma izninden önce dava zamanaşımının dolduğundan bahisle sanık hakkındaki kamu davasının düşmesine karar verildiği,
Anlaşılmıştır.
TCK’nın 67. maddesinin birinci fıkrasında dava zamanaşımını durduran nedenler, izin veya karar alınması, bekletici sorun yahut kanun gereğince kaçak olduğu hususunda karar verilenler olarak sayılmıştır.
Bu düzenlemeye göre, suçun işlenmesi ile başlayan dava zamanaşımı süresi, izin veya karar alınması için yetkili merciye başvurulduğu ya da bir bekletici sorunun ortaya çıktığı günde yahut kanun gereğince kaçak olduğu hususunda karar verildiğinde duracak, izin veya kararın alındığı tarihte ya da bekletici sorun çözümlendiğinde yahut kaçak olduğuna karar verilenler hakkında bu kararın kaldırıldığı tarihte kaldığı yerden işlemeye devam edecektir. Bu nedenle, durma süresinden önce geçmiş olan süre, durma süresinden sonra işleyen zamanaşımı süresine eklenecektir.
Dava zamanaşımını kesen nedenler TCK'nın 67. maddesinin ikinci fıkrasında, bir suçla ilgili olarak; şüpheli veya sanıklardan birinin Cumhuriyet savcısı huzurunda ifadesinin alınması veya sorguya çekilmesi, şüpheli veya sanıklardan biri hakkında tutuklama kararının verilmesi, suçla ilgili olarak iddianame düzenlenmesi ve sanıklardan bir kısmı hakkında da olsa, mahkûmiyet kararı verilmesi olarak belirtilmiştir.
TCK'nın 66. maddesinde; kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça kamu davasının maddede yazılı sürelerin geçmesiyle düşeceği düzenlenmiş, maddenin birinci fıkrasının (e) bendinde de beş yıldan fazla olmamak üzere hapis ya da adli para cezasını gerektiren suçlarda bu sürenin sekiz yıl olacağı hüküm altına alınmıştır.
Aynı Kanun'un 67. maddesinin 3 ve 4. fıkraları uyarınca kesen bir nedenin varlığı hâlinde zamanaşımı, kesilme gününden itibaren yeniden işlemeye başlayacak ve ilgili suça ilişkin olarak kanunda belirlenen sürenin en fazla yarısına kadar uzayacaktır.
Diğer taraftan CMK'nın 223/9. maddesinde, 1412 sayılı CMUK'nın 253/6. maddesine paralel bir şekilde; "Derhal beraat kararı verilebilecek hâllerde durma, düşme veya ceza verilmesine yer olmadığı kararı verilemeyeceği" hüküm altına alınmıştır. Anılan maddenin gerekçesinde de, "Fiilin suç oluşturmaması veya yeni bir yasal düzenleme ile suç olmaktan çıkarılması gibi herhangi bir araştırmayı gerektirmeyen hâllerde derhal beraat kararı verilebileceği" belirtilmiştir.
Ceza Genel Kurulunun 23.11.2010 tarihli ve 136–229 sayılı kararı başta olmak üzere pek çok kararında; "zamanaşımının gerçekleşmesi durumunda derhal beraat kararı verilmesini gerektiren hâller hariç öncelikle beraat değil, zamanaşımı nedeniyle düşme kararı verilmesi, aksi hâlde, yani derhal beraat kararı verilmesini gerektiren hâllerde ise zamanaşımı nedeniyle düşme kararı verilmemesi gerektiği" kabul edilmiştir.
Yargıtay Ceza Genel Kurulunun süreklilik gösteren birçok kararında açıkça vurgulandığı üzere, yargılama yapılmasına engel olup davayı düşüren hâllerden biri olan dava zamanaşımının yargılama sırasında gerçekleşmesi hâlinde, yerel mahkeme ya da Yargıtay, resen zamanaşımı kuralını uygulayarak kamu davasının düşmesine karar verecektir.
Bu açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde;
Sanık ...'e atılı görevi kötüye kullanma suçunun yaptırımı suç tarihinden sonra yürürlüğe giren ve sanığın lehine olan TCK’nın 257/1. maddesinde 6 aydan 2 yıla kadar hapis cezası olarak öngörülmüş olup aynı Kanun'un 66/1-e maddesi gereğince bu suça ilişkin asli dava zamanaşımı sekiz yıldır.
Daha ağır cezayı gerektiren başka bir suçu oluşturma ihtimali bulunmayan ve suç tarihinin 14.10.2008 olduğu eylemle ilgili olarak, asli dava zamanaşımı süresi olan sekiz yılın sanık hakkında kamu davasının açıldığı 02.07.2020 tarihli son soruşturmanın açılması kararından önce 14.10.2016 tarihinde dolduğu, bu tarihten önce dava zamanaşımını kesen bir nedenin bulunmadığı kabul edilmelidir.
Diğer taraftan, eylemin suç oluşturmaması veya yeni bir yasal düzenleme ile suç olmaktan çıkarılması gibi herhangi bir araştırmayı gerektirmeyen bir hâlin, başka bir deyişle derhal beraat kararı verilmesini gerektiren bir durumun bulunmadığı ve eylemin daha ağır cezayı gerektiren başka bir suçu oluşturma ihtimalinin olmadığı da sabittir.
Bu itibarla, Özel Dairece sanık hakkında dava zamanaşımının gerçekleştiğinden bahisle açılan kamu davasının düşmesine ilişkin verilen hükmün onanmasına karar verilmelidir.
SONUÇ:
Açıklanan nedenlerle;
1- Yargıtay 9. Ceza Dairesinin 24.05.2021 tarihli ve 30-25 sayılı sanık hakkında dava zamanaşımının gerçekleştiğinden bahisle açılan kamu davasının düşmesine ilişkin verilen hükmün ONANMASINA,
2- Dosyanın, Yargıtay 9. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİ EDİLMESİNE, 18.01.2022 tarihinde yapılan müzakerede oy birliğiyle karar verildi.