Esas No: 2012/9146
Karar No: 2012/11910
Yargıtay 22. Hukuk Dairesi 2012/9146 Esas 2012/11910 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İstanbul 9. İş Mahkemesi
TARİHİ : 21/03/2012
NUMARASI : 2010/1128-2012/158
Davacı vekili, yetki tespiti için yapılan başvuru tarihinde müvekkili işverene ait işyerlerinde çalışan işçi sayısının 89 kişi olmayıp 114 kişi olduğunu, işçilerin büyük çoğunluğunun da başvuru tarihinden önce davalı sendikadan istifa ettiklerini iddia ederek davalı bakanlıkça yapılan olumlu yetki tespitinin iptalini istemiştir.
Davalı Bakanlık vekili, yapılan tespit işleminin kanunlara uygun olduğunu, ayrıca üye kayıt fişlerinin üç iş günü içinde işverene gönderilmemesinin yetki tespit işleminin iptalini gerektirmeyeceğini savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Davalı sendika vekili ise, müvekkili sendikanın davacının işyerlerinde çoğunluğa sahip olduğunu, hesaplama yapılırken işveren vekilleri ile şirket ortaklarının düşülmesi gerektiğini, ayrıca davacının İstanbul işyerinde çalıştığı gözüken 17 kişinin gerçekte leasing şirketi çalışanı olmalarına rağmen davacı şirketin işçisi olarak gösterildiğini savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece, toplanan delillere bilirkişi raporuna dayanılarak davalı sendikanın davacı işverenin işyerlerinde çoğunluğu sağlayamadığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararı davalılar vekilleri temyiz etmiştir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık davalı sendikanın davacıya ait işyeri ya da işyerlerinde çoğunluğu sağlayıp sağlayamadığı ve bu itibarla olumlu yetki tespitinin yerinde olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
Öncelikle, olumlu yetki tespit işlemi konusunda taraflar arasında ortaya çıkan uyuşmazlık yetkili iş mahkemesince çözülmelidir. Olumlu yetki tespit işlemine karşı itiraza ilişkin yetki kuralına ise 2822 Toplu İş Sözleşmesi Grev ve Lokavt Kanunu’nun 15. maddesinde yer verilmiştir.
Söz konusu maddenin 1. fıkrasında, “Kendilerine 13 ve 14. maddeler uyarınca gönderilen tespit yazısını alan işçi veya işveren sendikaları veya sendika üyesi olmayan işveren, taraflardan birinin veya her ikisinin gerekli yetkiyi haiz olmadıkları veya kendisinin çoğunluğu bulunduğu yolundaki itirazını sebeplerini de göstererek yazının kendilerine tebliğ tarihinden itibaren altı iş günü içinde işyerinin bağlı olduğu bölge müdürlüğünün bulunduğu yerdeki iş davalarına bakmakla görevli mahkemeye yapabilir. Toplu iş sözleşmesi birden fazla bölge müdürlüğünün yetki alanına giren işyerlerini kapsadığı hallerde itiraz Ankara" daki iş mahkemesine yapılır. İşletme toplu iş sözleşmesi için itiraz, işletme merkezinin bulunduğu yerdeki iş mahkemesine yapılır. İtiraz dilekçesi Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığına veya ilgili Bölge Müdürlüğüne kayıt ettirildikten sonra mahkemeye verilir. Kurulu bulunduğu işkolunda çalışan işçilerin yüzde onunu temsil edemeyen sendika yetki itirazında bulunamaz…” hükmü bulunmaktadır. Bu noktada yetki kuralı kamu düzenine ilişkin olup mahkemece yargılamanın her aşamasında dikkate alınıp değerlendirilmelidir.
Somut olayda; davacı şirketin merkez işyerinin “ ... Sokak ... Plaza B Blok No:16 K:3 ....../İstanbul” adresinde bulunduğu ve davalı Bakanlığın İstanbul Bölge Müdürlüğü yetki alanı içerisinde yer aldığı, davacı şirketin yetki tespit işlemine konu olan diğer işyerinin ise “... Kavşağı ....../Düzce” adresinde bulunduğu ve davalı Bakanlığın Kocaeli Bölge Müdürlüğü yetki alanı içerisinde yer aldığı anlaşılmaktadır.
Yukarıdaki açıklamalar ışığında mahkeme tarafından yapılacak değerlendirmeye göre;
1-İki ayrı işyerini içine alan bir işletmenin varlığı kabul edilirse, davaya bakmaya yetkili mahkeme işletme merkezinin bulunduğu yer iş mahkemesi olacaktır.
2-İki ayrı işyerinin bulunduğu ancak bunların işletme oluşturmadığı kabul edilirse, farklı bölge müdürlüklerinin yetki alanında bulunan işyerleri söz konusu olacağından davaya bakmaya yetkili mahkeme Ankara İş Mahkemesi olacaktır
3-Ayrı işyeri kayıtları olsa da gerçekte bir işyeri ve bu işyerindeki teknik amaçla nitelik yönünden bağlılığı bulunan, aynı yönetim altında örgütlenen bir “işyerine bağlı yer” söz konusu olduğu ve tek bir işyerinin oluşturduğu bir işletmenin varlığı kabul edilirse, yine davaya bakmaya yetkili mahkeme işletme merkezinin bulunduğu yer iş mahkemesi olacaktır.
4-Ayrı işyeri kayıtları olsa da gerçekte bir işyeri ve bu işyerindeki teknik amaçla nitelik yönünden bağlılığı bulunan, aynı yönetim altında örgütlenen bir “işyerine bağlı yer” söz konusu olduğu ancak bu işyerinin işletme oluşturmadığı kabul edilirse, davaya bakmaya yetkili mahkeme işyerinin bağlı olduğu bölge müdürlüğünün bulunduğu yerdeki iş davalarına bakmakla görevli mahkeme olacaktır.
Mahkemece, öncelikle açıklanan esaslar doğrultusunda yetkili mahkemenin belirlenerek sonucuna göre hüküm kurulması gerekirken bunun yapılmayarak davanın esası hakkında karar verilmesi hatalıdır. Kararın bu yönden bozulmasına ve sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebeplerden BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine 31.05.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.