Esas No: 2019/212
Karar No: 2022/33
Karar Tarihi: 18.01.2022
Yargıtay Ceza Genel Kurulu 2019/212 Esas 2022/33 Karar Sayılı İlamı
Ceza Genel Kurulu 2019/212 E. , 2022/33 K."İçtihat Metni"
Yargıtay Dairesi : 18. Ceza Dairesi
Sanık ...’in görevi yaptırmamak için direnme suçundan TCK’nın 265/1 ve 43. maddeleri uyarınca 9 ay hapis; kamu görevlisine karşı görevinden dolayı hakaret suçundan ise aynı Kanun’un 125/1, 3-a-son, 125/4 ve 43. maddeleri uyarınca 1 yıl 9 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, TCK’nın 53 ve 63. maddeleri gereğince hak yoksunluğuna ve mahsuba ilişkin ... Anadolu 12. Asliye Ceza Mahkemesince verilen 13.03.2013 tarihli ve 607-135 sayılı hükümlerin, sanık müdafisi tarafından temyiz edilmesi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 18. Ceza Dairesince 11.04.2016 tarih ve 22768-7386 sayı ile;
"TCK'nın 51/1. maddesi uyarınca, engel mahkumiyeti bulunmayan sanığın pişmanlığı, duruşmadaki tutum ve davranışları gözönünde bulundurularak, yeniden suç işleyip işlemeyeceği konusunda bir değerlendirme yapılıp, sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiği gözetilmeden, 'sabıka kaydındaki ilamlardan anlaşıldığı üzere tekrar suç işlemeyeceği konusunda olumlu kanaat oluşmadığından' biçimindeki kanuni ve yeterli olmayan gerekçe ile hapis cezasının ertelenmesine yer olmadığına karar verilmesi," isabetsizliğinden bozulmasına karar verilmiştir.
Yerel Mahkemece 26.09.2016 tarih ve 295-430 sayı ile;
"Mahkememizin 13/03/2013 tarihli kararı ile sanığın direnme suçundan 9 ay hapis, hakaret suçundan 1 yıl 9 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verilmiş, sanık müdafisinin temyizi üzerine Yargıtay 18. Ceza Dairesi 11.04.2016 tarih, 2015/22768 esas, 2016/7386 karar sayılı kararı ile mahkememiz kararını bozmuştur. Mahkememizce bozma ilamı usul ve yasaya uygun görülmediğinden uyulmayarak eski kararda direnilmiştir.
Sanığın güvenlik görevlisi olan müşteki Kaan'ı polis memuru olan müşteki ...'i darp ettiği, araca binmemek için direndiği, polis memurlarına basit tehditte bulunduğu, bu eylemlerinin bir bütün hâlinde görevli memura direnme suçunu oluşturduğu, sanığın görevli polis memurlarına sinkaflı sözlerle küfür etmek suretiyle hakaret suçunu işlediği, müştekilerin beyanları, tanıkların anlatımı, sanığın ikrarı, adli raporların içeriği ve tüm dosya kapsamı ile sabit olmuş, sanığın cezalandırılması yoluna gidilmiştir. Sanık daha önce de ... 4. Asliye Ceza Mahkemesinin 2010/128 esas 2011/512 karar sayılı dosyasında görevli memura direnme suçu ve hakaret suçunu işlemiş, denetim süresi bitmeden tekrar aynı suçu işlemiştir. Bu nedenle verilen cezalar seçenek yaptırımlara çevrilmemiş, ertelenmemiş ve CMK'nın 231. maddesi hükmü sanık lehine uygulanmamıştır.
5237 Sayılı TCK'nın 51. maddesinde: 'İşlediği suçtan dolayı iki yıl veya daha az süreyle hapis cezasına mahkûm edilen kişinin cezası ertelenebilir. Bu sürenin üst sınırı, fiili işlediği sırada onsekiz yaşını doldurmamış veya altmışbeş yaşını bitirmiş olan kişiler bakımından üç yıldır. Ancak, erteleme kararının verilebilmesi için kişinin; a) Daha önce kasıtlı bir suçtan dolayı üç aydan fazla hapis cezasına mahkûm edilmemiş olması, b) Suçu işledikten sonra yargılama sürecinde gösterdiği pişmanlık dolayısıyla tekrar suç işlemeyeceği konusunda mahkemede bir kanaatin oluşması gerekir' denilmektedir. Mahkememiz kararının gerekçesinde sanığın daha önce de aynı suçu işlediği, bu nedenle cezasının ertelenmesi hâlinde ileride bir daha suç işlemeyeceği konusunda kanaat oluşmadığı yazılıdır. Bozma ilamında ise gerekçenin yetersiz olduğu belirtilmektedir. Gerekçe yeterlidir. Zira sabıka kaydı incelendiğinde sanığın 1997 yılında uyuşturucu kullanmaktan, 2000 yılında kavgada korkutmak için silah çekmek suçundan yine 2000 yılında görevli memura direnme suçundan, 2003 yılında 6136 sayılı Kanun hükümlerine aykırılık suçundan sabıkası vardır. 2011 yılında ise ... 4. Asliye Ceza Mahkemesince 21/12/2011 tarihinde kesinleşen 31.10.2011 tarihli kararla görevli memura direnme suçundan 5 ay, görevli memura hakaret suçundan 1 yıl 2 ay 17 gün hapis cezası ile cezalandırılmış, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmiştir. Sanık aradan 1 yıl geçmeden 21.05.2012 tarihinde mahkememiz dosyasındaki suçları işlemiştir. TCK'nın 51. maddesinin bir bütün hâlinde değerlendirilmesinde kişinin daha önce kasıtlı bir suçtan dolayı 3 aydan fazla hapis cezasına mahkûm edilmemiş olması, suçu işledikten sonra yargılama sürecinde pişmanlık göstermesi ve mahkemenin de bu pişmanlığın doğru olduğunu kani olarak kanaat sahibi olması gerekir. Mahkememizce bu kanaatın hasıl olmadığı, önceki kararımızın gerekçesinde belirtilmiştir. Gerekçede sanığın daha önce aynı suçu işlediği, denetim süresi bitmeden tekrar aynı suçu işlediği, bu nedenle kanaatın hasıl olmadığı yazılmıştır. Ayrıca başka bir gerekçe yazmaya gerek yoktur. Bu nedenle bozma ilamının gerekçesi mahkememizce yerinde görülmediğinden..." gerekçesiyle bozma kararına direnmiştir.
Direnme kararına konu bu hükümlerin de sanık müdafisi tarafından temyiz edilmesi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 01.02.2017 tarihli ve 398759 sayılı "Bozma" istekli tebliğnamesi ile dosya 6763 sayılı Kanun'un 36. maddesiyle değişik CMK'nın 307. maddesi uyarınca kararına direnilen Daireye gönderilmiş, aynı madde uyarınca inceleme yapan Yargıtay 18. Ceza Dairesince 18.02.2019 tarih ve 1339-3263 sayı ile direnme kararının yerinde görülmemesi üzerine Yargıtay Birinci Başkanlığına gelen dosya, Ceza Genel Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçelerle karara bağlanmıştır.
TÜRK MİLLETİ ADINA
CEZA GENEL KURULU KARARI
Özel Daire ile Yerel Mahkeme arasında oluşan ve Ceza Genel Kurulunca çözümlenmesi gereken uyuşmazlık; Yerel Mahkemece sanık hakkında TCK’nın 51. maddesinde düzenlenen erteleme hükmünün uygulanmaması konusunda gösterilen gerekçenin yasal ve yeterli olup olmadığının belirlenmesine ilişkindir.
Sanığın 21.05.2012 tarihinde güvenlik görevlisi olan katılan ... ile polis memuru olan katılan ...'i darbettiği, polis aracına binmemek için direndiği, katılan polis memurlarına basit tehditte bulunduğu, yine sanığın görevli polis memurlarına sinkaflı sözlerle hakaret ettiği kabul edilen ve sanığa yüklenen görevi yaptırmamak için direnme ve hakaret suçlarının sübut bulduğu hususunda Yerel Mahkeme ile Özel Daire arasında bir uyuşmazlık bulunmayan olayla ilgili yapılan yargılama neticesinde Yerel Mahkemece hükmün gerekçe bölümünde “Sanık daha önce de ... 4. Asliye Ceza Mahkemesinin 2010/128 esas 2011/512 karar sayılı dosyasında görevli memura direnme suçu ve hakaret suçunu işlemiş, denetim süresi bitmeden tekrar aynı suçu işlemiştir. Bu nedenle verilen cezalar seçenek yaptırımlara çevrilmemiş, ertelenmemiş ve CMK'nun 231. maddesi hükmü sanık lehine uygulanmamıştır.”, hüküm fıkrasında ise “Sanığın suçu işleyiş biçimine, sabıka kaydındaki ilamlardan anlaşıldığı üzere daha öncede benzer mahiyette suçlar işlemiş oluşuna binaen cezasının ertelenmesi hâlinde ileride tekrar suç işlemeyeceği konusunda mahkememizce kanaat hasıl olmadığından sanık hakkında 5237 sayılı TCK'nun 51. maddesine göre cezanın ertelenmesine taktiren yer olmadığına,” gerekçelerine yer verilmek suretiyle sanık hakkında TCK’nın 51. maddesinde düzenlenen erteleme hükmünün uygulanmadığı anlaşılmıştır.
Hapis cezasının ertelenmesi, Türk Ceza Kanunu'nun 51. maddesinde;
“İşlediği suçtan dolayı iki yıl veya daha az süreyle hapis cezasına mahkûm edilen kişinin cezası ertelenebilir. Bu sürenin üst sınırı, fiili işlediği sırada onsekiz yaşını doldurmamış veya altmışbeş yaşını bitirmiş olan kişiler bakımından üç yıldır. Ancak, erteleme kararının verilebilmesi için kişinin;
a) Daha önce kasıtlı bir suçtan dolayı üç aydan fazla hapis cezasına mahkûm edilmemiş olması,
b) Suçu işledikten sonra yargılama sürecinde gösterdiği pişmanlık dolayısıyla tekrar suç işlemeyeceği konusunda mahkemede bir kanaatin oluşması,
Gerekir...” şeklinde düzenlenmiştir.
Buna göre, iki yıl veya daha az süreyle hapis cezasına mahkûm edilenlerin cezasının ertelenebileceği, fiili işlediği sırada on sekiz yaşını doldurmamış veya altmış beş yaşını bitirmiş olanlar bakımından ise bu sürenin üst sınırının üç yıl olduğu belirtilmiş, ancak erteleme kararının verilebilmesi;
1- Sanığın daha önce kasıtlı bir suçtan dolayı üç aydan fazla hapis cezasına mahkûm edilmemiş olması,
2- Suçu işledikten sonra yargılama sürecinde gösterdiği pişmanlık dolayısıyla tekrar suç işlemeyeceği konusunda mahkemede bir kanaatin oluşması,
Şartlarına bağlanmıştır.
Bu şartların birlikte gerçekleşmesi gerekmekle birlikte, daha önce kasıtlı bir suçtan dolayı üç aydan fazla hapis cezasına mahkûmiyet, hapis cezasının ertelenmesine kanuni engel oluşturmaktadır. Bu durumda ayrıca kişinin suçu işledikten sonra yargılama sürecinde gösterdiği pişmanlık dolayısıyla tekrar suç işlemeyeceği konusunda mahkemede bir kanaatin oluşması şartının değerlendirilmesine gerek olmayacaktır. Birinci şartın gerçekleştiği hâllerde ise, cezanın ertelenmesine karar verilebilmesi için, kişinin suçu işledikten sonra yargılama sürecinde gösterdiği pişmanlık dolayısıyla tekrar suç işlemeyeceği konusunda mahkemede bir kanaatin oluşması gerekmektedir. Anılan Kanun maddesi uyarınca, yalnızca hapis cezalarının ertelenmesi mümkün olup hapis cezasından çevrilen veya doğrudan verilen adli para cezalarının ertelenmesi imkânı bulunmamaktadır.
07.06.1976 tarihli ve 4-3 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı ile bu karara uyum gösteren Ceza Genel Kurulunun yerleşmiş kararlarında belirtildiği üzere, “erteleme” cezanın doğrudan doğruya sanığın kişiliğine uydurulmasını öngören bir şahsileştirme kurumudur. Hapis cezasının ertelenmesine veya ertelenmesine yer olmadığına karar verilirken mahkemece gerekçe gösterilmeli ve bu gerekçenin dosyada bulunan bilgi ve belgelerin isabetle değerlendirildiğini gösterir biçimde kanuni ve yeterli olması, aynı zamanda hükümde yer alan hapis cezasının seçenek yaptırımlara çevrilmesi ve takdiri indirim uygulamalarında dayanılan gerekçe ile de çelişmemesi gerekir. Gerekçenin bu niteliği keyfiliği önlemek ve tarafları tatmin etmek özelliklerini de taşır. Zira kanuni, yeterli ve dosya kapsamıyla uyumlu bulunmayan bir gerekçeye dayanılarak erteleme hükmünün uygulanmaması, kanun koyucunun amacına uygun düşmeyeceği gibi cezanın kişiselleştirilmesi ilkesine de aykırı olup uygulamada keyfiliğe yol açabilecektir.
Mahkemece, hapis cezasının ertelenip ertelenmeyeceğine ilişkin takdir kullanılırken, sanığın yargılama sürecindeki davranışları göz önünde bulundurularak pişmanlık duyup duymadığı değerlendirilmeli ve tekrar suç işleyip işlemeyeceği hususundaki kanaat buna göre belirlenmelidir. Diğer taraftan yerel mahkemece gösterilen gerekçenin hak, ... ve nasafet kuralları ile dosya kapsamıyla uyumlu olup olmadığının Yargıtay denetimine tabi olacağında da şüphe bulunmamaktadır.
Bu açıklamalar ışığında uyuşmazlık konusu değerlendirildiğinde;
TCK’nın 51. maddesi uyarınca hapis cezasının ertelenmesi için diğer şartlarla birlikte sanığın suçu işledikten sonra yargılama sürecinde gösterdiği pişmanlık dolayısıyla tekrar suç işlemeyeceği konusunda mahkemede bir kanaatin oluşmasının gerekmesi, anılan sübjektif şartın hükmün açıklanmasının geri bırakılması kurumu bakımından ise CMK'nın 231. maddesinin altıncı fıkrasının (b) bendinde, sanığın kişilik özellikleri ile birlikte "duruşmadaki tutum ve davranışları göz önünde bulundurularak yeniden suç işlemeyeceği hususunda kanaate varılması" olarak belirtilmesi, her ne kadar Yerel Mahkemece sanık hakkında hapis cezasının ertelenmesine yer olmadığına hükmedilirken “Sanığın suçu işleyiş biçimine, sabıka kaydındaki ilamlardan anlaşıldığı üzere daha öncede benzer mahiyette suçlar işlemiş oluşuna binaen cezasının ertelenmesi halinde ileride tekrar suç işlemeyeceği konusunda mahkememizce kanaat hâsıl olmadığından…” şeklindeki gerekçelere yer verilmek suretiyle sanığın yalnızca suçu işledikten önceki durumuna vurgu yapılmış ise de yargılama sürecindeki davranışlarının olumsuz görülmesi de dahil tüm şartlar bakımından sanık hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yer olmadığına karar verilmesi, aynı hükümdeki bu durumun, sanığın yeniden suç işlemeyeceği yönündeki kanaatin yargılama sürecindeki davranışlarını da kapsadığını göstermesi ve hapis cezasının ertelenmemesine ilişkin gerekçelerin diğer kişiselleştirme nedenleri ile ilgili uygulamalarla çelişmemesi hususları birlikte değerlendirildiğinde; sanık hakkında hapis cezasının ertelenmesine yer olmadığına karar verilirken Yerel Mahkemece gösterilen gerekçelerin kanun koyucunun aradığı anlamda yasal ve yeterli olduğu kabul edilmelidir.
Bu itibarla, sanık hakkında TCK’nın 51. maddesi uyarınca erteleme hükümlerinin uygulanmasına yer olmadığına ilişkin Yerel Mahkemenin direnme gerekçesinin isabetli olduğuna, Özel Daire bozma kararının kaldırılmasına ve usul ve kanuna uygun bulunan Yerel Mahkemenin direnme kararına konu hükümlerinin onanmasına karar verilmelidir.
SONUÇ:
Açıklanan nedenlerle;
1- ... Anadolu 12. Asliye Ceza Mahkemesinin 26.09.2016 tarihli ve 295-430 sayılı hükmünde yer alan, sanık hakkında TCK’nın 51. maddesi uyarınca erteleme hükümlerinin uygulanmasına yer olmadığına ilişkin direnme gerekçesinin İSABETLİ OLDUĞUNA,
2- ... Anadolu 12. Asliye Ceza Mahkemesinin 26.09.2016 tarihli ve 295-430 sayılı hükmünün usul ve kanuna uygun olması nedeniyle ONANMASINA,
3- Dosyanın mahalline iadesi için Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİ EDİLMESİNE, 18.01.2022 tarihinde yapılan müzakerede oy birliğiyle karar verildi.