Davacı vekili, müvekkilinin iş sözleşmesinin işverence haklı ve geçerli neden olmadan, kendisi ayrılıyormuş gibi belge imzalatılmak suretiyle feshedildiğini ileri sürerek davacının iş akdinin feshinin geçersizliğine ve işe iadesine, davacının başvurusuna rağmen davalı işverence süresi içinde işe başlatılmaması halinde ödenmesi gereken tazminat miktarıyla kararın kesinleşmesine kadar ücret ve diğer haklarının belirlenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili, davacının istifa ederek işten ayrıldığını, bu nedenle işe iade talep etme hakkının bulunmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece davacının istifa etmediği, iş sözleşmesinin işverence haklı nedene dayanılmaksızın sona erdirildiği gerekçesiyle istek kabul edilmiştir.
Hüküm davalı vekilince temyiz edilmiştir.
Davalı işveren tarafından kuruma verilen işten ayrılma bildirgesinde 06.01.2011 tarihinde (25) kod (işçi tarafından işverenin ahlak ve iyiniyet kurallarına aykırı davranışı nedeniyle fesih) bildirildiği, işverence davacıya kıdem tazminatı da ödendiği, dosyaya sunulan davacının 06.01.2011 tarihli dilekçesinde ise “..görevimden 4857 sayılı İş Kanunu"nun 24/II-f maddesi uyarınca “çalışma şartlarının uygulanmaması “nedeniyle 06.01.2011 tarihinden geçerli olmak üzere iş sözleşmemi sona erdiriyorum. Bu nedenle tarafıma kıdem tazminatı ve diğer haklarımın ödenmesi..” yazıldığı görülmektedir.
Davacının fesih tarihinde iş sözleşmesini 4857 sayılı Kanun"un 24/II-f maddesi uyarınca "çalışma koşullarının uygulanmaması" gereğince feshetmesini gerektiren bir nedenin bulunup bulunmadığı taraflardan sorulup varsa bu konuda delilleri de toplanarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken eksik incelemeyle yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmişti
SONUÇ: Temyiz olunan hükmün yukarıda açıklanan sebeplerden BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine 28.05.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.