Esas No: 2011/6565
Karar No: 2012/11179
Yargıtay 22. Hukuk Dairesi 2011/6565 Esas 2012/11179 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Adana 4. İş Mahkemesi
TARİHİ : 05/07/2011
NUMARASI : 2011/383-2011/533
Davacı vekili müvekkilinin davalı şirkette 06.07.2010 tarihinde parkomat görevlisi olarak çalışmaya başladığını, iş sözleşmesinin işverence haksız olarak sonlandırıldığını ve savunmasının dahi alınmadığını belirterek, yapılan feshin haksız olduğunu bu sebeple feshin geçersizliğine davacının işe iadesine, 4857 sayılı İş Kanunu"nun 21. maddesi gereğince tazminatların hüküm altına alınmasını talep etmiştir.
Davalı vekili davanın öncelikle bir aylık kanuni sürede açılmadığını, davacının iş sözleşmesinin Adana 7. Noterliğinin 31.03.2011 tarihli ihtarname ile 22.03.2011 tarihinden itibaren iş sözleşmesinin sonlandırıldığının bildirildiğini, davacının iş sözleşmesinin müşterilerden gelen şikayet ve şirket müfettişleri tarafından düzenlenen raporlar doğrultusunda haklı sebeple feshedildiğini, yapılan denetimlerde davacının bölgesinde bulunan araçlara yeni makbuz kesip para tahsil etmesi gerekirken eski günlere ait makbuzu araçların sileceğine tutturduğunu, böylece tahsilatları teslim etmeyerek haksız kazanç elde ettiğini belirterek, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece “Davalı taraf davacının iş sözleşmesinin park eden araçların üzerine eski tarihli fiş koyarak tahsil ettiği parayı şirkete vermeyerek haksız kazanç elde ettiğinin tespit edilmesi üzerine haklı sebeple sonlandırıldığını savunmuş, buna ilişkin düzenlenen tutanakları ibraz etmiş, ancak düzenlenen tutanaklar altında bahsi geçen eski tarihli fişin yer almadığı gibi hangi plakalı araç üzerine eski fiş konulduğunun da tutanağa geçirilmemiş olduğu anlaşılmaktadır. Yine olay sebebi ile davacının savunmasının dahi alınmadan sözleşmenin feshi yoluna gidildiği, daha önce böyle bir olaya tanık olduklarına dair de somut bir delil sunulmadığı anlaşılmaktadır. Davacı hakkında tutulan tutanağın tek taraflı olması ve tutanak içeriğinin doğruluğunu gösterecek araçlara yapıştırılan eski tarihli fişin eklenmemiş olması, davacının imzasının alınmamış olması sebebi ile geçerli sayılması imkansızdır. 21.03.2011 tarihli tutanakta beş kişinin imzası olup, eski tarihli fiş bırakıldığı tespit edildiği halde delil olarak bu fişin eklenmemiş olması tutanağı şüpheli kıldığı gibi günümüzde ulaşılan teknolojik seviye dikkate alındığında hemen herkesde kameralı cep telefonu varken, en azından mevcut fiziki durumu telefonla tespit etmek mümkün iken bunun dahi yapılmayıp şirket çalışanı işçiler tarafından tutulan tutanağın davacının da savunmasının alınmadığı dikkate alındığında tek başına içeriğinin doğru olduğunun kabulüne yeterli değildir. İmza atan tanıklardan Murat ve Kenan"ın anlatımlarından tutanak tutulduktan sonra kendilerinin imza attığı anlaşılmaktadır. Yine davalı tanık beyanlarının tamamı çelişkilidir. Tek taraflı tutulan tutanakların davacı hazırken tutulduğu iddia edilmişken tanık Murat tutanak tutulduktan sonra kendisinin olay yerine geldiğini söylemiş, Soner ise Nazmi hariç tutanakta imzası bulunan diğer dört kişinin beraber olay yerine geldiğini en son Nazmi"nin çağırıldığını, tutanağın onun tarafından tutulduğunu belirtmiş, Murat davacının diğer tutanak mümzise Kenan tarafından defalarca uyarıldığını duyduğunu söylerken, Kenan davacıyı bu konularda hiç uyarmadığını söylemiştir. Tanıkların ikisi tutanaklara plaka yazılmadığını, evrakta eklenmediğini söylerken tanık Soner olayın gerçekleştiği araç plakasının genellikle tutanaklara yazıldığını belirtmiştir. Fesih gerekçesi doğru olsa bile ne şekilde işlem yapılacağı, tutanağın tutulma usulü, olayın belgelendirilmesi gibi konularda kanuna uygun objektif bir yöntem belirlenmediği bu konuda davalı tanıklarının ne şekilde hareket edileceğine dair çelişkili beyanda bulunduğu da dikkate alındığında ve davacının olay günü böyle bir tutanak tutulmadığını sonradan tutulduğunu beyan ettiği de dikkate alındığında işveren davacının haksız kazanç elde ettiğine dair iddiasını hukukça geçerli bir belge ile ispatlayamamıştır. Başlı başına davacının savunmasının alınmaması da ayrıca bir başka hukuka aykırılıktır.” gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiştir.
Ancak feshe konu olay sebebi ile davacı hakkında Cumhuriyet Başsavcılığına şikayette bulunulduğu, 2011/27357 soruşturma numarası ile soruşturma yapılıp, Adana 4. Asliye Ceza mahkemesinde 2011/505 esas sayılı kamu davası açıldığı anlaşılmaktadır. Haklı sebeple yapılan fesihlerde kanun gereği işçi savunması şart değildir. Böyle olunca söz konusu ceza davasının dosyası celbedilmeli, kesinleşmemişse sonucu beklenilmeli, ceza davası sonucuna göre feshin haklı veya geçerli sebebe dayanıp dayanmadığı tartışılmalı sonucuna göre bir karar verilmelidir. Eksik inceleme sonucu yazılı gerekçe ile karar verilmesi hatalı olup, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebepten BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgilisine iadesine, 24.05.2012 gününde oybirliği ile karar verildi.