Esas No: 2011/18111
Karar No: 2012/11090
Yargıtay 22. Hukuk Dairesi 2011/18111 Esas 2012/11090 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Ankara 15. İş Mahkemesi
TARİHİ : 18/05/2011
NUMARASI : 2010/826-2011/276
Davacı vekili, davalı işyerinde çalışan davacının iş sözleşmesinin davalı işveren tarafından geçerli sebep olmadan feshedildiğini belirterek, 4857 sayılı İş Kanunu’nun 18-21. maddeleri uyarınca feshin geçersizliğine ve işe iadesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı işveren vekili, davacının şirket prosedürlerine, iç işleyişine ve uygulamalarına uymayan, doğruluk ve güven ilişkisi ile bağdaşmayacak şekilde eylemlerinde dolayı, iş sözleşmesinin haklı sebeple feshedildiğini, davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
Mahkemece dosya üzerinden alınan hukukçu bilirkişiden rapor alınarak feshin geçerli sebebe dayanmadığı gerekçesi ile feshin geçersizliğine ve davacı işçinin işe iadesine karar verilmiştir.
Hüküm davalı işveren tarafından temyiz edilmiştir.
İş güvencesi kapsamında feshin geçersizliği istemi ile açılan davada, feshin geçerli sebebe dayanıp dayanmadığı, haklı sebep teşkil edip etmediği önem arzetmektedir. 4857 sayılı Kanun’un 25/II maddesi anlamında "haklı neden"in varlığı halinde işçinin iş sözleşmesi ihbar süresi verilmeden ve tazminatsız feshedilir. Oysa "geçerli neden"in varlığı halinde süreli ve tazminatlı fesih söz konusu olur. Diğer deyişle geçerli sebebe dayalı fesihlerde işçi bakımından feshin mağdur edici sonuçları daha hafiftir.
İşverenin haklı sebep savunmasına rağmen yapılan yargılama sonunda feshin geçerli sebebe dayandığı kesin olarak saptanmışsa, işçi açısından ihbar ve kıdem tazminatı yönünden önemli bir ispat sorunu aşılmış olmaktadır. İşçi tarafından açılacak ihbar ve kıdem tazminatı davasında, taraflar aynı olsa da, dava türünün farklılığı sebebiyle feshin geçerli sebebe dayandığı yönünde verilen karar, unsur etkisi nedeni ile Yargıtay"ca kuvvetli delil olarak kabul edilmektedir.
Somut uyuşmazlıkta, davalı işveren davacının iş sözleşmesini şirket prosedürlerine, iç işleyişine ve uygulamalarına uymayan, doğruluk ve güven ilişkisi ile bağdaşmayan davranışları sebebi ile haklı olarak feshettiğini savunmuş ve bu konuda delillerini sunmuştur. Davacının eylemlerinin belirtildiği gibi haklı ya da geçerli neden ağırlığında olup olmadığının tespiti için uzman bilirkişilerin tespit ve görüşüne de ihtiyaç vardır. O sebeple uzman bilirkişilerden oluşan bir bilirkişi kuruluna dosya tevdii edilerek, davacının şirket prosedürlerine, iç işleyişine ve uygulamalarına aykırı eylemlerinin olup olmadığı, şirketin zarar görüp görmediği, davacının kusurlu olup olmadığı ve bu davranışlarının 4857 sayılı Kanun’un 25/II. maddesinde belirtilen ahlak ve iyiniyet kurallarına uymayan sebeplerden biri olup olmadığı araştırılmalı ve sonucuna göre karar verilmelidir. Eksik inceleme ile karar verilmesi hatalıdır.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebepten BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 24.05.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.