Yargıtay Ceza Genel Kurulu 2018/22 Esas 2022/34 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
Ceza Genel Kurulu
Esas No: 2018/22
Karar No: 2022/34
Karar Tarihi: 20.01.2022

Yargıtay Ceza Genel Kurulu 2018/22 Esas 2022/34 Karar Sayılı İlamı

Ceza Genel Kurulu         2018/22 E.  ,  2022/34 K.

    "İçtihat Metni"



    Yargıtay Dairesi : (Kapatılan) 14. Ceza Dairesi


    Çocuğun nitelikli cinsel istismarı suçundan suça sürüklenen çocuk ...'ın 5271 sayılı CMK'nın 223/2-e maddesi uyarınca beraatine ilişkin ... 2. Ağır Ceza Mahkemesince verilen 29.02.2012 tarihli ve 316-44 sayılı hükmün katılan mağdur vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay (Kapatılan) 14. Ceza Dairesince 14.09.2015 tarih ve 9247-8271 sayı ile;
    "...Mağdurun Adli Tıp Kurumu İlgili İhtisas kuruluna sevk edilerek beyan edilen rahatsızlığının olay tarihi de göz önüne alınarak iddia edilen eylemlerle ilgili olup olmadığı hususunda rapor alındıktan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek sanığın hukuki durumunun tayin ve takdiri gerekirken eksik araştırmaya dayalı yazılı gerekçeyle beraatine karar verilmesi," isabetsizliğinden bozulmasına karar verilmiştir.
    Bozmaya uyan Yerel Mahkemece 19.04.2016 tarih ve 540-121 sayı ile; suça sürüklenen çocuğun CMK'nın 223/2-e maddesi uyarınca beraatine hükmedilmiş, bu hükmün de katılan mağdur vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay (Kapatılan) 14. Ceza Dairesince 15.05.2017 tarih ve 9949-2598 sayı ile onanmasına karar verilmiştir.
    Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı ise 16.06.2017 tarih ve 262948 sayı ile;
    "...Mağdurun aşamalardaki anlatımlarının uyumlu olduğu, genellikle bir yalanın istikrarlı bir şekilde tekrarlanmasının mümkün olmadığı, mağdurun sanığa cürüm atfında bulunmasını gerektiren bir husumetinin veya böyle iddiadan menfaat teminine yönelik bir davranışının tespit edilemediği, mağdurun olaydan sonra yaşadığı anlaşılan kaka kaçırma 'enkoprezis' rahatsızlığının psikolojik temelli olmasının, olayın meydana getirdiği travmanın mağdurda oluşturduğu ruh sağlığı bozukluğundan kaynaklanmasının mümkün olduğu, nitekim Adli Tıp 6. İhtisas Kurulunun mütalaasının da bu olguyu doğruladığı, nüfusta anneannesinin üzerine kayıtlı olan, bir yıl kadar annesi ile birlikte üvey babasının yanında yaşayıp hem üvey babanın hem de annesinin ilgisizliğine maruz kalan ve bu arada cinsel istismara uğradığı anlaşılan, mağdurun, annesinin boşanıp tekrar başkası ile evlenmesinden sonra anneannesinin yanına gönderilmesi ve onun tarafından da yetiştirme yurduna bırakılması karşısında olay hakkında derdini anlatabileceği bir ebeveyninin bulunmadığı, ancak kendisinde bulunan enkoprezis rahatsızlığından şüphelenen bakıcı annenin mağdurla yaptığı görüşme sonrası olaydan haberdar olması ile resmi makamlara yaklaşık 4 yıl sonra intikal etmesinin mağdurun kendisi ile ilgilenen bir ebeveyninin bulunmaması nedeniyle normal olduğu, yerel mahkemece mağdur hakkında 12/04/2011 tarihinde çocuk gelişim uzmanı tarafından düzenlenen görüşme raporuna göre, mağdurun okulda arkadaşlarına ait para ve eşyaları çalma şeklinde eylemlerinin bulunduğu, yalan söylediği hususları beraat kararına gerekçe olarak gösterilmişse de, aynı raporda konunun yalan olma ihtimali üzerinde durulduğunun, ancak mağdurun olayı anlatırken sergilediği tavır ve davranışlar ile olayı aynı tutarlılıkla koordinatör ...e de anlatması karşısında olayın doğru olduğu düşüncesinin güçlendiğinin de yazılı olduğu gözetildiğinde;
    Sanığın atılı suç nedeniyle cezalandırılması gerektiği halde beraatine karar verildiği," görüşüyle itiraz kanun yoluna müracaat etmiştir.
    CMK'nın 308. maddesi uyarınca inceleme yapan Yargıtay (Kapatılan) 14. Ceza Dairesince 11.12.2017 tarih ve 3480-6315 sayı ile itiraz nedenlerinin yerinde görülmediğinden bahisle Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilen dosya, Ceza Genel Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçelerle karara bağlanmıştır.
    TÜRK MİLLETİ ADINA
    CEZA GENEL KURULU KARARI
    Özel Daire ile Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı arasında oluşan ve Ceza Genel Kurulunca çözümlenmesi gereken uyuşmazlık; suça sürüklenen çocuğun üzerine atılı suçun sabit olup olmadığının belirlenmesine ilişkindir.
    İncelenen dosya kapsamından;
    Dosyada mevcut nüfus kayıt örneğine göre; 04.12.1999 doğumlu olan katılan mağdur ...’nun evlilik dışı doğması nedeniyle nüfusta annesi katılan ... Karakaya yerine anneannesi katılan ... adına kayıtlı bulunduğu, katılan ...’in 22.04.2007-26.11.2008 tarihleri arasında ... isimli şahısla evli kaldığı ve bu dönemde katılan ... ile katılan mağdur ...'in, ...’ın İncirliova’da bulunan evinde ikamet ettikleri, katılan ...’in boşandıktan sonra ikinci bir evlilik yaptığı ve ikinci eşinin katılan mağduru istememesi üzerine katılan mağdurun katılan ...’le birlikte yaşamaya başladığı, katılan ...’in talebiyle ... Çocuk Mahkemesi’nin 02.12.2010 tarih ve 2010/96 Değişik ... sayılı kararı uyarınca katılan mağdura bakım tedbiri uygulanmasına hükmedildiği, anılan karar uyarınca 06.12.2010 tarihinden itibaren katılan mağdurun .... 80. Yıl Çocuk Yuvası ve Kız Yetiştirme Müdürlüğü’ne kabul edildiği, 09.02.2011 tarihinde ise Piramit Çocuk Evlerine naklinin sağlandığı, büyük tuvaletini tutmakta zorlanması ve iç çamaşırlarının kirli olması gibi bazı özbakım sorunlarının olduğunun tespit edilmesi üzerine yapılan görüşmede; katılan mağdurun 2007-2008 yılları arasında üvey babası ...’ın bir akrabasının cinsel istismarına maruz kaldığını anlattığı, durumun bir tutanağa bağlanarak olayın 22.04.2011 tarihinde adli mercilere intikal ettirildiği (Kararın devam eden kısımlarında katılan mağdur ...'ndan "mağdur" olarak söz edilecektir.),
    17.11.1990 doğumlu olan suça sürüklenen çocuk ...’ın suç tarihlerinde 18 yaşından küçük olduğu,
    12.04.2011 tarihinde çocuk gelişimcisi tarafından düzenlenen görüşme raporuna göre; mağdurun, 7-8 yaşlarındayken İncirliova’da annesi ve üvey babasının yanında kaldığı zamanlarda kendileriyle aynı bahçede kalan, üvey babasının yakını olan ...isimli şahsın bazı gecelerde kendisini yatağından kaldırıp cinsel istismarda bulunduğunu ve bu durumu ailesinden kimseyle paylaşmadığını anlattığı, anal kas kontrolünün zayıf olma durumu ve cinsel istismarın tespiti için mağdurun hastaneye götürüldüğü ancak çocuk cerrahi uzmanının 4-5 yıl önce gerçekleşmiş bir olayın tespit edilemeyeceğini, anal kas kontrol güçlüğünün buna bağlı olmadığını, psikolojik olabileceğini belirtip bu travmanın çocuğa bir kez daha yaşatılmasının mağdura zarar verebilme ihtimalini düşünerek anal muayene yapmadığı, mağdura bu durumla ilgili yaşanacak sürecin anlatıldığı ve çocuk ergen psikiyatri uzmanından randevu alındığı, sınıf öğretmeni ve bakıcı anneler tarafından mağdurun okulda arkadaşlarına ait eşya ve para çalma davranışlarında bulunduğunun, yalan söylediğinin bilindiği, bu durum için okulla ... birliği içinde sorunu çözmeye yönelik görüşmeler yapıldığı, önlemler alındığı, cinsel istismar konusunun da gerçek olmama ihtimalinin düşünüldüğü ancak mağdurun anlatırken sergilediği tavır ve davranışlarla olayı aynı tutarlılıkla koordinatör Harun Çelik’e de anlatmış olmasının olayın doğru olduğu düşüncesini güçlendirdiği, ilgili şahıs hakkında yasal işlem başlatılmasının uygun olacağı kanaatine varıldığı,
    23.05.2011 tarihinde ... Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalında görevli iki adli tıp uzmanı ve bir psikiyatri uzmanı tarafından mağdur hakkında düzenlenen rapora göre; mağdurun; 5. sınıf öğrencisi olduğunu, anne ve babasının kendisi küçükken ayrıldıklarını, annesinin 1 yıl önce başka bir şahısla evlendiğini, 4 aydır yurt ve çocuk evinde kaldığını, yaklaşık 4-5 yıl boyunca annesinin ikinci eşinin 18 yaşındaki yeğeni tarafından 2-3 defa cinsel ilişkiye zorlandığını, olayı tam göremediğini ancak canının çok yandığını, kimseye söylemediğini, gaita kaçırma şikâyeti olunca olayı anlattığını, suça sürüklenen çocuğun, kendisini tehdit ettiğini ifade ettiği, genel muayenesinde; sol göz hareketlerinin kısıtlı olduğunun, genel durumunun iyi, bilincinin açık, koopere ve oryante olduğunun, sorulan sorulara cevap verdiğinin, tedirgin olduğunun, olayla ilgili konuşulduğunda gerildiğinin ve konuşmak istemediğinin saptandığı, psikiyatri konsültasyon muayenesinde; ...’da sosyal hizmetlere bağlı çocuk evinde kaldığının, olayı hatırlamak istememesi nedeniyle olay hakkında konuşmak istemediğinin, büyük tuvaletini kaçırma probleminin olduğunun, annesi nedenini sorunca olayı anlattığının ve olayın bu şekilde ortaya çıktığının, eylemleri annesinin eski eşinin yeğeninin yaptığının, bu olayla ilgili bir ay önce psikiyatriye giderek ilaç kullandığının, ilaç kullandıktan sonra kötü rüya görme, intihar etme ve kaçıp gitme isteğiyle büyük tuvaletini kaçırma şikâyetlerinin sona erdiğinin, derslerinin daha iyi olduğunun, dikkatini toplayabildiğinin tespit edildiği, ruhsal muayenesinde; konuşmasının spontan ve akıcı, konuşma hızı ve miktarının normal, duygulanımının ötimik, algısının normal, yöneliminin ve dikkatinin tam, düşünce sürecinde çağrışımlarının hız ve miktarının normal olduğu, intihar düşüncesi, sanrı ve obsesyon bulunmadığı, kaçınma olduğu, travma sonrası stres bozukluğu (kısmi remisyonda) tanısı konulduğu, sonuç olarak; mağdurun 4-5 yıl önce uğradığı cinsel istismar nedeniyle ruh sağlığının bozulduğu,
    27.06.2011 tarihinde ... Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalında görevli adli tıp uzmanı tarafından mağdur hakkında düzenlenen ek rapora göre; mağdurun 4-5 yıl önce uğradığı cinsel istismar nedeniyle ruh sağlığının bozulduğu, travmatik herhangi bir bulguya rastlanılmadığı,
    29.07.2011 tarihinde kolluk görevlileri tarafından tanzim edilen tutanakta; mağdura, suça sürüklenen çocuğa ait üç adet vesikalık fotoğrafın gösterildiğinin, mağdurun fotoğraftaki şahsı tanıdığını, adının ... Öcal olduğunu, kendisine zarar veren şahsın fotoğraftaki kişi olduğunu beyan ettiğinin belirtildiği,
    17.02.2016 tarihinde Adli Tıp Kurumu 6. İhtisas Kurulunca mağdur hakkında düzenlenen rapora göre; mağdurun 08.02.2016 tarihinde yapılan muayenesinde; olay tarihinde yaklaşık 8-9 yaşlarında olduğunun, olay sonrası "Travma Sonrası Stres Bozukluğu" rahatsızlığının oluştuğunun ve devam ettiğinin, olay sonrası bir dönem enkoprezis rahatsızlığı yaşadığının, hâlen mutsuzluk, insanlara güvensizlik, sinirlilik, yeni tanıştığı insanların kötü olmasından endişe etme, bahsi geçen olayları ve ayrıntılarını hatırlamaktan ve hatırlatılmasından rahatsız olma şikayetlerinin oluştuğunun ve devam ettiğinin saptandığı, sonuç olarak; mağdurda, mağduru bulunduğu olaydan kaynaklanmış ruh sağlığını bozacak mahiyet ve derecede olan "Travma Sonrası Stres Bozukluğu" denilen psikiyatrik hastalığın tespit edildiğinin, bu duruma göre mağdurun 2007-2008 tarihinde mağduru bulunduğu olay nedeniyle ruh sağlığının bozulduğunun mütalaa edildiği,
    Anlaşılmaktadır.
    Katılan mağdur ... Savcılıkta; öz annesinin.....olduğunu ancak nüfusta ...'nun üzerine kayıtlı olduğunu, annesinin, babasıyla boşandıktan sonra İncirliova ilçesinde yaşayan tanık ... ... ile evlenmesi üzerine anneannesinin ... merkezde bulunan evinden taşınarak üvey babası ... ...'nin İncirliova’daki evine gittiklerini, orada annesi... ve üvey babasıyla birlikte yaşamaya başladıklarını, annesiyle üvey babasının, kendisiyle fazla ilgilenmediklerini, ... ...'nin yeğeni olan ... Öcal isimli şahsın, kendisine iyi davrandığını, kendisini gezdirip hediyeler aldığını, kendisinin de ona iyi davrandığını, bu durumun yaklaşık bir ay devam ettiğini, bir ayın sonunda annesi ve üvey babasının ...'a gittikleri bir gün evde yalnız kaldığı sırada suça sürüklenen çocuğun eve geldiğini, kendisini bir odaya sokarak kapıyı kilitlediğini ve üzerini soymaya başladığını, devamında "Birisine söylersen seni gebertirim." diyerek üzerindeki kıyafetleri soyduğunu, cinsel organını kendisinin büyük tuvaletini yaptığı organına soktuğunu, büyük acı duyduğunu ancak korktuğu için bu olayı kimseye söyleyemediğini, suça sürüklenen çocuğun ayda bir defa bu olayı tekrarladığını, bazen evlerine geldiğini, bazen bahçeli, dört beş evin olduğu bir yerdeki eve kendisini götürdüğünü, bu şekilde aynı hareketleri birden fazla kez yaptığını, bu olayları gerçekleştirirken sadece bir defa yanağına tokatla vurduğunu, ayrıca bıçak, tabanca gibi bir şey göstermediğini, İncirliova’da yaklaşık bir yıl kaldıktan sonra annesiyle üvey babasının boşandıklarını, yeniden ... merkezde oturan anneannesinin yanına taşındıklarını, anneannesinin yanında yaklaşık altı ay kaldıktan sonra annesinin yeniden başka biriyle evlendiğini, annesiyle beraber annesinin yeni eşinin yanına gittiğini ve orada da yaklaşık altı ay kaldığını ancak annesinin yeni eşinin bir kızının olduğunu, bu nedenle kendisini anneannesinin yanına gönderdiklerini, anneannesinin de kendisini yurda verdiğini, yurttan çocuk evine gönderildiğini, orada kalırken büyük tuvaletini kaçırma problemi olduğunun fark edildiğini, çocuk evindeki annelerin bunun sebebiyle ilgili kendisiyle konuştuklarını, suça sürüklenen çocuğun, kendisine yaptığı hareketlerin buna sebep olabileceğini düşünerek onlaramaruz kaldığı eylemleri anlattığını, annesiyle üvey babası ... boşandıktan sonra suça sürüklenen çocukla görüşmediğini ancak buna rağmen kendisini bulup kötülük yapabileceğini düşünerek eylemlerinden kimseye bahsetmediğini, büyük tuvaletini kaçırma problemi de ortaya çıkınca olayı ilk kez yurtta anlattığını, olayı İncirliova’da gören, bilen herhangi bir kimsenin olmadığını, İncirliova’da bulunduğu sırada ilköğretim okulunda öğrenim gördüğünü, okuldaki arkadaşlarına ve öğretmenine de hiçbir şey anlatmadığını,
    Hazır bulunan pedagog bilirkişi; mağdurun yaşıyla uyumlu bilinçsel ve fiziksel gelişiminin olduğunu, sorulanları algılayabildiğini ve olayları anlatabildiğini, zekâ muhakemesini olumsuz etkileyebilecek bir durum gözlenmediğini,
    Mahkemede; annesinin başkasıyla evlenmesi üzerine İncirliova ilçesine gittiklerini, kendisinin de mecburen onların yanında kaldığını, suça sürüklenen çocukla tanıştığını, -mağdurun rahat konuşamadığının görülmesi üzerine hazır bulunan pedagogun; mağdurun çekindiğini, suça sürüklenen çocuk ve resmî kayıtta annesi olarak görünen şahsın duruşma salonundan çıkarılması hâlinde daha rahat beyanda bulunabileceğini bildirmesi üzerine mağdurun olayı rahatça anlatması için suça sürüklenen çocuk ile katılan ...’in duruşma salonundan dışarı çıkartıldığı- bazı hafta sonları ...'da bulunan anneannesinin yanına gittiğini, bir akşam uyuduğu sırada suça sürüklenen çocuğun, kendisini uyandırdığını ve "Gel." dediğini, o tarihte 2 ya da 3. sınıfa gittiğini, suça sürüklenen çocuğun, kendisine tacizde bulunduğunu, sesini çıkartamadığını, bu eylemin bir kaç kez tekrarlandığını, sorulması üzerine; oturdukları yerde birer odalı 3 ayrı evin bulunduğunu, bir odada annesiyle üvey babasının, bir odada kendisinin, bir odada üvey babasının annesinin kaldığını, suça sürüklenen çocuğun da ayrı bir odada kaldığını, suça sürüklenen çocuğun, kendisini ilk uyandırdığında evin yanında bulunan ve yarısı boş olan kömürlük gibi bir yere götürdüğünü, orada çuvalların olduğunu, suça sürüklenen çocuğun, belinden aşağı taraftaki elbiselerini çıkarttığını, yüzüstü yere yatırdığını, suça sürüklenen çocuğun soyunup soyunmadığını hatırlamadığını, cinsel organını kendisinin arkasına soktuğunu, korktuğu için ses çıkartamadığını, birkaç kez daha aynı yerde aynı olayın yaşandığını, bir tanesinin gündüz vakti evde kimse yokken yine aynı yerde gerçekleştiğini, olayın 5. sınıfa giderken ortaya çıktığını, hâlihazırda ... İlköğretim Okulu’nda 6. sınıf öğrencisi olduğunu, Savcılık ifadesinin okunarak sorulması üzerine; doğru olduğunu ancak cinsel eylemin evde hiç olmadığını, kömürlük dedikleri yerde gerçekleştiğini, suça sürüklenen çocuğun cinsel organını soktuğu esnada acı duyup duymadığını hatırlamadığını, şikâyetçi olduğunu,
    Katılan ... tanık sıfatıyla Kollukta; ... ile ne zaman evlendiğini ve ne kadar süreyle evli kaldığını hatırlamadığını, 2010 yılı Ekim ayında boşandıklarını, eski eşi ... ...’nin yeğeni olan suça sürüklenen çocuğun haftada 3-4 defa eve geldiğini, birlikte yemek yediklerini, sohbet ettiklerini, daha sonra ...’nın kendi evine ya da akrabalarının evine gittiğini, ... ...’yle misafirliğe gittiği zamanlarda mağdurla ...’nın evde yalnız kaldıklarını, mağdurun bu olayla ilgili olarak kendisine hiçbir şey anlatmadığını ancak mağdurun ...’dan çok korktuğunu bildiğini, bu korkunun nedenini ise bilmediğini, böyle bir olayın yaşanabileceğini hiç düşünmediğini ve hissetmediğini,
    İstinabe olunan Mahkemede; mağdurun nüfusta anneannesi üzerine kayıtlı olduğunu, olay tarihinde mağdur, mağdurun üvey babası olan ... ... ile birlikte ...'da yaşadıklarını, ... ...'nin akrabası olan suça sürüklenen çocuğun mağdura cinsel istismarda bulunduğunu, mağduru "Bu durumu birisine anlatırsan seni gebertirim." şeklinde sözlerle tehdit ettiğini, mağdurun bu durumdan kendisine hiç bahsetmediğini, zaman geçtikten sonra olayı kendisine açıkladığını, şikâyetçi olduğunu ve davaya katılmak istediğini,
    Katılan ... tanık sıfatıyla Savcılıkta; gerçekte mağdurun anneannesi olduğunu, 1997 ya da 1998 yıllarında kızı katılan ...'e tecavüz ettiklerini, olay sonrası mağdurun dünyaya geldiğini, babası belli olmadığı için mağduru nüfusta üzerine aldığını, 2-3 sene öncesine kadar mağdurun annesi...le beraber ... ilinde kendisinin evinde kaldıklarını ancak 2-3 sene önce...’in evlenerek İncirliova'ya gelin gittiğini, mağdurun da annesiyle beraber İncirliova'ya yerleştiğini, yaklaşık 2 sene İncirliova ilçesinde annesi... ve üvey babası ... ... ile birlikte aynı evde yaşadığını, daha sonra ... ...’nin...’le boşanarak...’i ve mağduru kendisinin evine bırakıp gittiğini, yaklaşık 5-6 ay mağdurun, kendisiyle beraber yaşadığını, Elif’in ise yeniden evlenerek ... ili Yatağan ilçesine gittiğini, eşi Necati Ziyaretlili’nin mağduru istememesi üzerine mağduru yaklaşık 5-6 ay önce Çocuk Esirgeme Yurduna vermek zorunda kaldıklarını, tüm bu zaman zarfı içinde mağdurun hiçbir zaman İncirliova’daki üvey babası ... ...’nin bir yakınının veya bir başkasının kendisine cinsel istismarda bulunduğunu söylemediğini, bunu ilk kez ifadesi alınırken duyduğunu, mağdurun, kendisinin yanında kalırken hiçbir zaman büyük tuvaletini kaçırmadığını ancak İncirliova’da yaşadıkları dönemde mağdurun büyük tuvaletini ara sıra altına kaçırdığını...’ten duyduğunu,
    Mahkemede; mağdurun aslında kendisinin torunu olduğunu ancak nüfusa kaydedilemeyince okula gidemediğini, bu nedenle nüfusta kendisinin üstüne kaydedildiğini, katılan ...’in mağduru ... Doğumevi'nde dünyaya getirdiğini, mağdurun yaklaşık 6-7 yıl kendisinin yanında kaldığını, Elif'in başkasıyla evlendikten sonra mağduru da yanına aldığını, suça sürüklenen çocuktan şikâyetçi olup davaya katılmak istediğini,
    Tanık ... Savcılıkta; 2007-2008 yıllarında ... ile evli kaldığını, bu süre içerisinde mağdur ve...’le birlikte İncirliova’da oturduklarını, ... isminde bir yeğeninin olmadığını, sadece ... Öcal isminde bir amcasının bulunduğunu, o tarihlerde evlerine girip çıkan aslen ...ilçesi Çulhalar köyünden olan ... isminde bir şahıs olduğunu, bu kişiyle akraba olmadıklarını ancak köyde ortak akrabalar olduğu için bu şahsın sık sık evlerine geldiğini, 2007-2008 yıllarında okul nedeniyle köylerinde kaldığını, mağdurun beyanında geçen ırza geçme olayına ilişkin hiçbir bilgisinin olmadığını, mağdurun kendilerine bir şey söylemediğini, olaya ilişkin bir şüphesinin de oluşmadığını, bu iddiayı şimdi duyduğunu, ... isimli şahsın o tarihlerde lise öğrencisi, mağdurun ise ilkokul öğrencisi olduğunu, aralarında bir şey olmuşsa da kendisinin duymadığını,
    26.12.2011 tarihinde Mahkemede; iddianamede bahsedilen olayları görmediğini, duymadığını, suça sürüklenen çocuğun, uzaktan akrabası olduğunu, sorulması üzerine; evin 2 odalı olduğunu, mutfağın evin önünde bulunduğunu, aynı avluda 1 oda ve mutfaklı bir bölüm daha olduğunu, tuvalet ve yanında kiler gibi bir yer bulunduğunu, hâlihazırda bir odalı yeri yıktığını, o tarihte...’le iki odalı kısımdaki bir odada kaldıklarını, annesi, önceki eşinden olma oğlu, suça sürüklenen çocuk ... ve mağdurun ise bir odalı yerde beraber kaldıklarını,
    26.01.2016 tarihinde Mahkemede; suça sürüklenen çocuğun sabah dersaneye gidip akşam eve döndüğünü, mağdur ve suça sürüklenen çocuğun aynı odada kaldıklarını, mağdurun altına kaçırma probleminin suça sürüklenen çocuk gelmeden önce de var olduğunu, ayrıca bir iki defa mağdurun yalanını yakaladığını, mağdur ve suça sürüklenen çocuğun evde yalnız kalma ihtimallerinin bulunmadığını çünkü annesi ... ...ın rahatsızlığı nedeniyle sürekli evde olduğunu, ayrıca okuldan kendisini telefonla arayarak "... kaçırıyor." dediklerini, sonra evde koku olmaya başladığını, evi araştırdıklarında mağdurun kirli külotlarını yatakların altına, sağa sola sakladığını gördüklerini, kömürlüğün ayrı bir yerde bulunduğunu ancak kilitli olduğunu, anahtarının da annesi ...’te bulunduğunu, önceki beyanlarının okunarak sorulması üzerine; çelişki olması durumunda şimdiki beyanının geçerli olduğunu,
    Tanık ... Öcal Mahkemede; mağdur, suça sürüklenen çocuk ve babaannesi ... ...la birlikte aynı evde kaldıklarını, suça sürüklenen çocuğun annesi de ... ...ı tanıdığı için ona güvenip suça sürüklenen çocuğu kendilerinin evine bıraktığını, bir yıla yakın bir süre birlikte aynı odada kaldıklarını, bütün yaşam faaliyetlerini bir odanın içerisinde gördüklerini, mağdurun büyük tuvaletini altına kaçırdığını, suça sürüklenen çocuğun dershaneye gitmesi nedeniyle mağdura yönelik böyle bir eylem yapma ihtimalinin bulunmadığını, hafta sonları kütüphaneye gittiğini, boş kaldığı vakitlerde ise sürekli birlikte olduklarını, mağdurun çok yalan söylediğini, ayrıca mağdurun henüz suça sürüklenen çocuk eve gelmeden önce altına kaçırma problemlerinin başladığını, evin bahçe içinde ve iki odalı olduğunu, mutfağın ayrı bir bölümde bulunduğunu, odaların birinin kullanım dışı olduğunu, diğer odada hep birlikte kaldıklarını, ayrıca kömürlüğün bahçenin sonunda bulunduğunu ve sürekli kilitli olduğunu,
    Tanık ... Mahkemede; eşi vefat ettiği için annesi ... Öcal'ın yanına taşındığını, orada annesi ..., erkek kardeşi ..., ...’ın oğlu ... Öcal ve oğlu... ... ile birlikte yaşadıklarını, ... ... evleneceği için kiraya çıkarak bir sokak ileriye taşındığını, sürekli olarak annesinin yanına gelip gittiğini, orada da kaldığını, ...’ın katılan ...’le evlenmesinden sonra... ve mağdurun da o eve yerleştiklerini, suça sürüklenen çocuğun annesinin ... ...ın köylüsü olduğunu, bu nedenle tanıdığını, o günlerde dershaneye gitmek için köyden geldiğini ve annesinin evinde kaldığını, suça sürüklenen çocuğun mağdura yönelik herhangi bir eylemini görmediğini, mağdurun zaman zaman yalan söylediğini bildiğini ancak mağdura tecavüz edildiğine dair herhangi bir olaya şahit olmadığını, sorulması üzerine; suça sürüklenen çocuğun o evde haftanın en fazla üç günü kaldığını, dershaneye gitmediği zamanlarda ailesinin yanına döndüğünü, ayrıca suça sürüklenen çocukla mağdurun hiçbir zaman yalnız kalmadıklarını, o odada annesi ..., kardeşinin oğlu ..., mağdur ve suça sürüklenen çocuğun hep birlikte kaldıklarını, hatta bazen o odada kendisinin de onlarla beraber kaldığını, ayrıca mağdurun eve geldiği günden itibaren büyük tuvaletini kaçırma probleminin olduğunu, mağdurun yalan söylediğini ancak cinsel konularda bir yalanına şahit olmadığını, sorulması üzerine; evde kapısı kilitli olan ayrı bir kömürlüğün bulunduğunu, anahtarını da annesi ...’in belinde taşıdığını ve kimseye vermediğini,
    Beyan etmişlerdir.
    Suça sürüklenen çocuk ... Savcılıkta; tanık ... ...'nin akrabası olmadığını ancak aile dostu olduğunu, aslında ...ilçesinde ikamet ettiğini, 2007-2008 yıllarında maddi durumları iyi olmadığı için Kaymakamlık’tan da destek alarak liseyi İncirliova ilçesinde okuduğunu, o tarihlerde ... ...'nin evinde de kaldığını, ... ...'nin... isimli bir kadınla yaklaşık bir yıl evli kaldığını....in ilkokula giden bir oğlunun olduğunu, isminin...olduğunu hatırladığı bu çocuğun ve annesinin yalan söyleme gibi bir huylarının bulunduğunu, mağdura yardımcı olmaya çalıştığını, iddia ettiği gibi cinsel istismar suçunu işlemediğini, mağdurun neden böyle bir şikâyette bulunduğunu da anlayamadığını, suçlamayı kabul etmediğini,
    Tutuklanması istemiyle sevk edildiği.... Sulh Ceza Mahkemesinde; liseyi 2007-2008 yıllarında İncirliova’da tanık ... ...'nin evinde kalarak bitirdiğini...’da bulunan ailesinin, kendisini okutacak durumda olmaması, ... ...'nin annesiyle kendi annesinin tanışıklığının bulunması ve yoksulluk durumunun bilinmesi nedenleriyle o evde yaklaşık 4 yıl kaldığını, mağdurla annesi eve yerleştiklerinde kendisinin zaten o evde olduğunu, onlardan önce de ... ...'nin evli ve bir kız çocuğu olan başka bir kadınla evliliğinin olduğunu, bu süre zarfında da onların yanında kaldığını ve hiçbir sorun yaşamadığını, mağdur ve annesinin ise biraz sorunlu olduklarını, mağdurun çeşitli ... problemlerinin bulunduğunu, üzerinden çok fazla zaman geçtiği için ... sorunları arasında altına kaçırma olup olmadığını hatırlamadığını ancak yalan söyleme huyunun olduğunu bildiğini, yaşının küçük olması nedeniyle de mağdurla yakın bir arkadaşlığının olmadığını, aynı evde mağdur, annesi, ... ..., ... ...’nin annesi olan ... tanık ... ve oğlu... ... ile ... ...'nin oğlu tanık ... olmak üzere kalabalık bir şekilde yaşadıklarını, mağdurla evde yalnız kalmalarının mümkün olmadığını, hiçbir zaman yalnız kalmadıklarını, ev dışında dışarıda hâlihazırda bulunmayan başkaca yapılar olduğunu, bu yapıların da ... ...'nin babasından kaldığını ve bu yapıların tamamının kullanıldığını, sadece kullanılmayan eşyaların bırakıldığı bir depo olduğunu, bu deponun da çoğunlukla kullanılmadığını ve kullanılmadığı zamanlarda tarafından kilitli tutulduğunu, kendisine ait kitapların da orada durduğunu, herhangi bir eşya veya kitap alacağı zaman ... ...dan deponun anahtarını aldığını, herkesin girebileceği bir yer olmadığını, bu odaların bahçe içerisinde bulunduğunu, bahçe kapısının derme çatma olması nedeniyle daima kilitli olduklarını, atılı suçlamayı kabul etmediğini,
    Mahkemede; suçlamayı kabul etmediğini, 4 yıl ...'ın ...'daki evinde kaldığını, o zaman ...'da dershaneye devam ettiğini, sabah gidip akşam döndüğünü, dershaneye gitmediği günlerde İncirliova'daki ... kütüphanesinde ders çalıştığını, kaldıkları yerin avlunun etrafında odalar, evler bulunan bir yer olduğunu, tanık ... ... ve katılan ...’in bir evde, ... ...'nin annesi ... Öcal, ... ...'nin ilk eşinden olan oğlu tanık ..., mağdur ve kendisinin ise birlikte aynı odada yatıp kalktıklarını, kitaplarını farklı bir odada bulundurduğunu, asma kilitin anahtarının ... Öcal'da olduğunu, mağdurun, kendisini bu odaya aldığını ve kapıyı kilitlediğini iddia ettiğini, asma kilit olduğu için kapının içeriden kilitlenmesinin mümkün olmadığını, mağdurun büyük tuvaletini kaçırma sorununun İncirliova’ya geldiğinde de bulunduğunu, okul arkadaşları ve öğretmeninin de kokudan şikâyetçi olduklarını, ... ...ın da bu nedenle mağduru azarladığını, aşamalardaki savunmalarının okunarak sorulması üzerine; kömürlüğün kapısının da asma kilitle kilitli olduğunu, anahtarının daima ... Öcal'da bulunduğunu, bu olaya ... ...'nin de şahit olduğunu,
    Savunmuştur.
    Amacı, somut olayda maddi gerçeğe ulaşarak adaleti sağlamak, suçu işlediği sabit olan faili cezalandırmak, kamu düzeninin bozulmasını önlemek ve bozulan kamu düzenini yeniden tesis etmek olan ceza muhakemesinin en önemli ve evrensel nitelikteki ilkelerinden biri de, öğreti ve uygulamada; "suçsuzluk" ya da "masumiyet karinesi" olarak adlandırılan kuralın bir uzantısı olan ve Latincede; "in dubio pro reo" olarak ifade edilen "şüpheden sanık yararlanır" ilkesidir. Bu ilkenin özü, ceza davasında sanığın mahkûmiyetine karar verilebilmesi bakımından göz önünde bulundurulması gereken herhangi bir soruna ilişkin şüphenin, mutlaka sanık yararına değerlendirilmesidir. Oldukça geniş bir uygulama alanı bulunan bu kural, dava konusu suçun işlenip işlenmediği, işlenmişse sanık tarafından işlenip işlenmediği veya gerçekleştirilme biçimi konusunda bir şüphe belirmesi hâlinde de geçerlidir. Sanığın bir suçtan cezalandırılmasına karar verilebilmesinin temel şartı, suçun hiçbir şüpheye mahal bırakmayacak kesinlikte ispat edilebilmesidir. Gerçekleşme şekli şüpheli veya tam olarak aydınlatılamamış olaylar ve iddialar sanığın aleyhine yorumlanarak mahkûmiyet hükmü kurulamaz. Ceza mahkûmiyeti; toplanan delillerin bir kısmına dayanılıp, diğer kısmı göz ardı edilerek ulaşılan kanaate ya da herhangi bir ihtimale değil, kesin ve açık bir ispata dayanmalı, bu ispat, hiçbir şüphe ya da başka türlü oluşa imkân vermemelidir. Yüksek de olsa bir ihtimale dayanılarak sanığı cezalandırmak, ceza muhakemesinin en önemli amacı olan gerçeğe ulaşmadan hüküm vermek anlamına gelecektir.
    Bu açıklamalar ışığında uyuşmazlık konusu değerlendirildiğinde;
    Mağdurun Savcılıkta alınan beyanında; annesiyle ... isimli şahsın evlenmeleri üzerine üvey babası ... ...’yle birlikte İncirliova’da yaşamaya başladıklarını, annesiyle üvey babasının, kendisiyle fazla ilgilenmediklerini, ... ...'nin yeğeni olan suça sürüklenen çocuğun, kendisine iyi davrandığını, kendisini gezdirip hediyeler aldığını ve bu durumun yaklaşık bir ay devam ettiğini, bir ayın sonunda annesi ve üvey babasının ...'a gittikleri bir gün evde yalnız kaldığı sırada suça sürüklenen çocuğun eve geldiğini, kendisini bir odaya sokarak kapıyı kilitlediğini ve üzerini soymaya başladığını, "Birine söylersen seni gebertirim." diyerek üzerindeki kıyafetleri soyduğunu, cinsel organını kendisinin büyük tuvaletini yaptığı organına soktuğunu, büyük acı duyduğunu ancak korktuğu için bu olayı kimseye söyleyemediğini, suça sürüklenen çocuğun ayda bir defa bu olayı tekrarladığını, bazen evlerine geldiğini, bazen bahçeli, dört beş evin olduğu bir yerdeki eve kendisini götürdüğünü, eylemleri gerçekleştirirken sadece bir defa yanağına tokatla vurduğunu, önceki beyanına ek ve önceki beyanından farklı olarak Mahkemede; bir akşam uyuduğu sırada suça sürüklenen çocuğun, kendisini uyandırdığını ve "Gel." dediğini, evin yanında bulunan yarısı boş olan kömürlük gibi bir yere götürdüğünü, suça sürüklenen çocuğun, belinden aşağıda bulunan elbiselerini çıkarttığını, yüzüstü yere yatırdığını, cinsel organını kendisinin arkasına soktuğunu, korktuğu için ses çıkartamadığını, birkaç kez daha aynı yerde aynı olayın yaşandığını, bir tanesinin gündüz vakti evde kimse yokken aynı yerde gerçekleştiğini, cinsel eylemlerin evde hiç olmadığını, kömürlük olarak adlandırdıkları yerde gerçekleştiğini, suça sürüklenen çocuğun cinsel organını soktuğu esnada acı duyup duymadığını hatırlamadığını iddia ettiği, suça sürüklenen çocuğun ise aşamalarda; suçlamaları kabul etmediğini, mağdurun yalan söyleyen, sorunlu bir çocuk olduğunu, aralarındaki yaş farkı nedeniyle de herhangi bir samimiyet kurmadıklarını, mağdurun altına kaçırma probleminin o zamanlarda da mevcut olduğunu, evde kalabalık bir şekilde yaşadıklarını ve mağdurla hiçbir zaman yalnız kalmadıklarını savunduğu anlaşılan olayda;
    Mağdurun 2007-2008 yılları arasında, annesi ve tanık ... ...'nin evlilikleri boyunca yaşadıkları İncirliova ilçesinde maruz kaldığını iddia ettiği cinsel istismarı 2011 yılı Nisan ayında kaldığı yurtta büyük tuvaletini kaçırma, iç çamaşırlarının temizliğine özen göstermeme gibi birtakım özbakım sorunlarının ortaya çıkması üzerine yurtta görev yapan bakıcı annelere anlatması, 12.04.2011 tarihinde düzenlenen görüşme raporunda; anal kas kontrolünün zayıf olma durumu ve cinsel istismarın tespiti için mağdurun hastaneye götürüldüğünün ancak çocuk cerrahi uzmanının 4-5 yıl önce gerçekleşmiş bir olayın tespit edilemeyeceğini, anal kas kontrol güçlüğünün buna bağlı olmadığını, psikolojik olabileceğini belirtip bu travmanın mağdura bir kez daha yaşatılmasının mağdura zarar verebilme ihtimalini düşünerek anal muayene yapmadığının bildirilmesi, mağdurun suça sürüklenen çocuğa iftira atmasını gerektiren bir husumet tespit edilmemişse de; söz edilen görüşme raporunda; mağdurun okulda arkadaşlarına ait eşya ve para çalma davranışlarında bulunduğunun, yalan söylediğinin sınıf öğretmeni ve bakıcı anneler tarafından da bilindiğinin belirtilmesi, tanıklar ..., ... Öcal ve ...’ın da mağdurun sıklıkla yalan söyleyen, sorunlu bir çocuk olduğunu, olayın gerçekleştiği iddia olunan evde kalabalık bir şekilde yaşadıklarını, suça sürüklenen çocukla mağdurun yalnız kalmalarının mümkün olmadığını, mağdurun altına kaçırma sorununun o dönemde de bulunduğunu ifade etmeleri, Adli Tıp Kurumu 6. İhtisas Kurulunun 17.02.2016 tarihli raporunda; kendisinde ruh sağlığını bozacak mahiyet ve derecede olan "Travma Sonrası Stres Bozukluğu" denilen psikiyatrik bozukluk tespit edilen mağdurun olay nedeniyle ruh sağlığının bozulduğu mütalaa edilmişse de; gayrıresmî bir ilişki sonucu dünyaya gelip nüfusta anneannesi üzerine kayıtlı bulunan, annesinin ikinci evliliğini gerçekleştirdiği şahıs tarafından istenmemesi üzerine birlikte yaşamaya başladığı anneannesinin talebiyle hakkında bakım tedbiri uygulanmasına karar verilerek yurda yerleştirilen mağdurun, gerçekleştiği iddia edilen olaydan yaklaşık 8-9 yıl sonra alınan raporda tespit edilen ruh sağlığındaki bozulma ile iddia olunan eylem arasında doğrudan bir illiyet bağı bulunmaması, suça sürüklenen çocuğun aşamalardaki savunması birlikte göz önüne alındığında; suça sürüklenen çocuğun mağdura karşı cinsel istismar eylemlerini gerçekleştirdiğini gösteren kesin ve inandırıcı kanıt bulunmayıp iddiasının şüphede kalması ve bu şüphenin de suça sürüklenen çocuk lehine yorumlanması gerektiğinden, suça sürüklenen çocuğa atılı beden veya ruh sağlığını bozacak şekilde çocuğun nitelikli cinsel istismarı suçunun işlendiğinin sabit olmadığı kabul edilmelidir.
    Bu itibarla, yerinde olmayan Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı itirazının reddine karar verilmelidir.
    Çoğunluk görüşüne katılmayan Ceza Genel Kurulu Üyesi ...; "Olay tarihinde mahkeme kararı ile çocuk evine yerleştirilen yaşı küçük mağdurun,, kakasını tutmakta zorlanması nedeni ile kaldığı kurumda görevli olan çocuk gelişim uzmanının mağdurla yaptığı görüşme ve araştırmada, mağdurun daha önce annesi ve üvey babası ile birlikte kaldığını, aynı evde kalan üvey babasının yeğeni olan sanığın, tehdit ve zorla kendisine organ sokmak suretiyle cinsel saldırıda bulunduğunu beyan etmiştir.
    Mağdurun iddia ve beyanları hakkında yapılan soruşturma sonucunda, sanık hakkında suç tarihinde 7-8 yaşlarında olan yaşı küçük mağdura, organ sokmak suretiyle nitelikli cinsel istismarda bulunmak suçundan kamu davası açılmıştır.
    Mahkeme yapılan yargılama sonucunda, sanığın isnat edilen suçtan beraatine karar vermiştir.
    Yargıtay 14. Ceza Dairesi Temyiz edilen Mahkemenin verdiği beraat kararını onamıştır, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı sanığın isnat edilen suçu işlediği iddiası ile sanık hakkında verilen beraat kararının onanmasına dair 14. Ceza Dairesinin kararına itiraz etmiştir.
    Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının itirazını görüşen Ceza Genel Kurulunun sayın çoğunluğu, sanığın isnat edilen suçu işlemediği düşüncesi ile itirazın reddine karar vermiştir.
    Ceza Genel Kurulunun sayın çoğunluğu İle aramızdaki görüş ayrılığı, sanığın isnat edilen yaşı küçük mağdura karşı, organ sokmak suretiyle nitelikli cinsel istismar suçunu işleyip işlemediği konusundadır.
    Mağdurun suç tarihinde başkasıyla evli olan annesi ve üvey babası ile aynı evde kaldığı, mağdurun üvey babasımn yeğeni olan sanığında bu dönemde mağdurla aynı evde kaldıkları, mağdurun aynı evde kaldıkları bu dönemde sanığın kendisine karşı tehdit ve zorla anal yoldan cinsel saldırıda bulunduğunu ve bu eylemi daha sonra da birer ay arayla tekrar ettiğini beyan ettiği, sanığın mağdurla belirtilen dönemde aynı evde kaldığının kabul ve ikrar edildiği, mağdurun maruz kaldığı olay nedeniyle kakasını tutmakta zorlandığı, mağdurun alınan ATK raporunda olay nedeniyle mağdurun ruh sağlığının bozulduğunun belirtildiği, mağdurun sanığa iftira atması için bir neden bulunmadığı, sanığın isnat edilen yaşı küçük mağdura organ sokmak suretiyle nitelikli cinsel istismarda bulunmak suçunu işlediği, sanığın isnat edilen suçtan cezalandırılması için Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının yaptığı itirazın kabul edilmesi gerektiği kanaatinde olduğumdan,
    Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının sanığın isnat edilen suçu işlediği iddiası ile Yerel Mahkemenin beraat kararının onanmasına karar veren Yargıtay 14. Ceza Dairesinin kararının kaldırılması için yaptığı itirazın reddine İlişkin, Ceza Genel Kurulunun sayın çoğunluğunun görüşlerine katılmıyorum." görüşüyle karşı oy kullanmıştır.
    SONUÇ:
    Açıklanan nedenlerle;
    1-Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı itirazının REDDİNE,
    2-Dosyanın, mahalline gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİ EDİLMESİNE, 20.01.2022 tarihinde yapılan müzakerede oy çokluğuyla karar verildi.


    Hemen Ara