Yargıtay 22. Hukuk Dairesi 2011/18029 Esas 2012/10963 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
22. Hukuk Dairesi
Esas No: 2011/18029
Karar No: 2012/10963

Yargıtay 22. Hukuk Dairesi 2011/18029 Esas 2012/10963 Karar Sayılı İlamı

22. Hukuk Dairesi         2011/18029 E.  ,  2012/10963 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : Kadıköy 3. İş Mahkemesi
    TARİHİ : 14/04/2011
    NUMARASI : 2011/140-2011/281

    Davacı vekili, müvekkilinin iş sözleşmesinin feshinin geçerli sebebe dayanmadığını ileri sürerek feshin geçersizliğinin tespiti ile işe iadesine karar verilmesini istemiştir.
    Davalı vekili, davacının performansının düşük olduğunu ve iş sözleşmesinin geçerli sebeple feshedildiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
    Mahkemece, davacının performans düşüklüğü konusunda açık ikrarda bulunduğu gerekçesiyle, fesih geçerli bir sebebe dayandığından davanın reddine karar verilmiştir.
    Karar davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Taraflar arasında, iş sözleşmesinin feshinin geçerli sebebe dayanıp dayanmadığı uyuşmazlık konusu olup, normatif dayanak 4857 sayılı İş Kanunu’nun 18 ve devamı maddeleridir.
    4857 sayılı Kanun’un 20. maddesinin ikinci fıkrasına göre feshin geçerli sebebe dayandığını ispat yükümlülüğü işverene aittir. İşçi, feshin başka bir sebebe dayandığını iddia ettiği takdirde, bu iddiasını ispatla yükümlüdür.
    4857 sayılı Kanunu’nun 19. maddesinin 1. fıkrasına göre işveren fesih bildirimini yazılı yapmak ve fesih sebebini açık ve kesin bir şekilde belirtmek zorundadır. Fesih bildirimi yazılı yapılmamışsa veya fesih sebebi açık ve kesin bir şekilde belirtilmemişse 4857 sayılı Kanun"un 21. maddesi gereğince geçerli sebep gösterilmediği kabul edilir. Buna karşılık, 4857 sayılı Kanun’un 25. maddesinde öngörülen, işverenin haklı sebeple derhal feshinde ise yazılı şekil şartı aranmamaktadır.
    Davalı işyerinde, tıbbi tanıtım sorumlusu olarak çalışan davacının iş sözleşmesinin, performans düşüklüğü sebebiyle geçerli sebeple feshedildiği, dosyadaki bilgi ve belgelerden anlaşılmaktadır.
    Somut olayda, mahkemece, davacının performans düşüklüğünü açıkça kabul ettiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş ise de, davacının fesih öncesi savunmalarındaki beyanları mutlak kabul niteliğinde değildir. Kaldı ki, davacı feshe itiraz etmekle de işverenin tespit ve değerlendirmelerini kabul etmediğini açıkça ortaya koymuştur. Bu durumda işverence iddia edildiği gibi performansın düşük olup olmadığının tespiti için uyuşmazlık konusunda uzman kurulundan rapor alınması ve tüm deliller birlikte değerlendirildikten sonra sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile karar verilmesi hatalı olup, hüküm bozmayı gerektirmiştir.
    SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan sebeple BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek olması halinde ilgiliye iadesine, 22.05.2012 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

     

    Hemen Ara