Esas No: 2011/17804
Karar No: 2012/10846
Yargıtay 22. Hukuk Dairesi 2011/17804 Esas 2012/10846 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Antalya 3. İş Mahkemesi
TARİHİ : 18/03/2011
NUMARASI : 2010/282-2011/131
Davacı vekili davacının davalı işyerinde 24.07.2009 tarihinden itibaren insan bilgi işlem sorumlusu olarak çalıştığını, iş sözleşmesine davalı tarafından son verildiğini belirterek feshin geçersizliğine ve işe iadesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili, davacının işyerinde 22.10.2009-08.04.2010 tarihleri arasında çalıştığını, 6 aylık kıdemi bulunmadığını, performansının düşük olduğunu, iş sözleşmesine 4857 Sayılı İş Kanunu"nun 17. maddesinin a bendi gereğince son verildiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, hizmet ilişkisinin puantaj cetvellerinden davalı vekilinin savunmasına belirttiği 22.10.2009 tarihinden önce işe başladığı fesih bildiriminin 08.04.2010 tarihinde davacıya tebliğ edildiğinden altı aylık kıdemini doldurduğu, fesih bildiriminde fesih nedeni belirtilmediğinden yapılan feshin geçersiz olduğu gerekçesi ile feshin geçersizliğine ve davacının işine iadesine karar verilmiştir.
Davalı vekili, davacının iş sözleşmesinin 22.10.2009 tarihinde işe başladığını, işe iade davası açabilmek için altı aylık kıdem koşulunu taşımadığını, feshin geçerli nedene dayandığından davanın reddi gerektiğini belirterek kararı temyiz etmiştir.
Taraflar arasında davacının altı aylık kıdeminin bulunup bulunmadığı ve dolayısıyla iş güvencesi hükümleri kapsamına girip girmediği uyuşmazlık konusu olup, normatif dayanağı 4857 sayılı Kanun"un 18. maddesidir.
4857 sayılı Kanun"un 18. maddesinin birinci fıkrasına göre iş güvencesi hükümleri kapsamına girmek için en az altı aylık kıdeme sahip olmak gerekir. Aynı maddenin dördüncü fıkrasına göre altı aylık süre aynı işverenin bir veya değişik işyerlerinde geçen süre birleştirilerek hesaplanır. Sözü edilen maddenin ikinci fıkrasına göre altı aylık kıdemin hesaplanmasında aynı Kanunun 66. maddesindeki süreler dikkate alınır. Altı aylık kıdem şartını öngören hüküm nispi emredici olduğundan, daha az kıdem şartını öngören sözleşme hükümleri geçerli kabul edilmektedir.
Altı aylık kıdem işçinin fiilen çalışmaya başladığı tarih ile fesih bildiriminin işçiye ulaştığı tarih arasında geçen süreye göre belirlenir.
Somut olayda davacı işyerinde 22.10.009 tarihli iş sözleşmesi ile bilgi işlem sorumlusu olarak çalışmaya başladığı, iş sözleşmesinin 08.04.2010 günü İŞ kanununun 17-a maddesi gereğince feshedildiği anlaşılmaktadır.
Mahkemece 07.10.2009 tarihli kalite kontrol merkezi görev takip çizelgesinden davacının 22.10.2010 tarihinden önce işe başladığı kabul edilerek davacının altı aylık kıdem koşulunu taşıdığı sonucuna varılmıştır. Davacının imzasını taşıyan işe giriş bildirgesi ve iş sözleşmesine gore davalı işyerine 22.10.2009 tarihinde işe başladığı anlaşılmaktadır. Davacıya ait hizmet devam çizelgesine göre 28.07.2009-22.10.2009 tarihleri arasında hizmeti görünmemektedir. Mahkemece davacının nöbet takip çizelgesine göre davalı işyerine 22.10.2009 tarihinden once işe başladığı kabul edilerek davanın esasına girilerek karar verilmiş ise de davacının işe giriş tarihinin tespitine yönelik yapılan araştırma hüküm kurmaya elverişli değildir.
Buna göre davacının işyerine işyeri ve Sosyal Güvenlik Kurumu kayıtlarında belirtilen 22.10.2009 tarihinden önce işe başlayıp başlamadığının tereddüte yer vermeyecek şekilde belirlenmeli, altı aylık kıdem koşulunun varlığının tespiti halinde şimdiki gibi karar verilmeli aksi halde davanın reddine karar verilmelidir. Eksik inceleme ve hatalı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebepten BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 22.05.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.