Esas No: 2018/234
Karar No: 2022/48
Karar Tarihi: 25.01.2022
Yargıtay Ceza Genel Kurulu 2018/234 Esas 2022/48 Karar Sayılı İlamı
Ceza Genel Kurulu 2018/234 E. , 2022/48 K."İçtihat Metni"
Yargıtay Dairesi : (Kapatılan) 13. Ceza Dairesi
Sanık ...'ın nitelikli hırsızlık suçundan beraatine ilişkin ... 14. Asliye Ceza Mahkemesince verilen 21.07.2010 tarihli ve 1843-1094 sayılı hükmün, Cumhuriyet savcısı tarafından temyiz edilmesi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay (Kapatılan) 13. Ceza Dairesince 10.02.2014 tarih ve 716-3435 sayı ile;
"Oluşa ve tüm dosya kapsamına göre, olay sırasında şikâyetçinin yanında olan ve olayı sıcağı sıcağına yaşayan tanıklar ... ve ...'ın sanığı fotoğraftan teşhis ettikten sonra kollukta usulüne uygun yapılan canlı teşhis ile duruşmada yapılan teşhiste de sanığı kesin ve net olarak teşhis ettiklerinin anlaşılması karşısında, sanığın TCK'nın 142/2-b maddesi uyarınca mahkûmiyeti yerine, yazılı şekilde beraatine karar verilmesi," isabetsizliğinden bozulmasına karar verilmiştir.
Yerel Mahkeme ise 16.07.2014 tarih ve 239-894 sayı ile; "Her ne kadar sanık hakkında nitelikli hırsızlık suçundan cezalandırılması istemiyle kamu davası açılmış ise de; sanığın aleyhine bulunan kanıtların, olaydan hemen sonra kolluğa başvuran şikâyetçi ile yanındaki tanıklar ...ve ...'ın bilgisayardan yapmış oldukları eşgal teşhisi ve bunun neticesinde sanığın bir gün sonra çalışmakta olduğu ... yerinde kolluk tarafından atılı suç bildirilerek gözlem altına alınıp kolluk merkezine getirildikten sonra adı geçen tanıklar tarafından canlı olarak teşhisine dayandığı anlaşılmaktadır. Her iki tanık ...ve ... olaydan hemen sonra fotoğraf teşhisinde kendilerine bilgisayarda gösterilen bir çok resim arasından sanığı teşhis etmişler ve aynı günkü ifadelerinde de olay failini '30-35 yaşlarında, 1,60 cm boylarında, kısa kahverengi saçlı, saçlarının yan tarafı dökük, kahverengi gözlü, erkek bir şahıs' olarak tanımlamışlardır. Görüldüğü gibi tanıkların bu tanımlamasında failin ayırt edici ( dövme, yara izi, bedeninin veya yüzünün farklı bir yapısı) bir özelliği bulunmamaktadır. Öte yandan, sanık bu teşhis üzerine ertesi gün sabah saat 09:00'da çalıştığı ... yerinde normal bir biçimde yakalanmış ve göz altına alınmıştır. Böyle bir eylemi gerçekleştiren ve iki kez de tanıklarla göz göze gelip tanındığını anlayan ve polis kaydı bulunan bir kişinin ertesi gün hiçbir şey olmamış gibi işine gitmiş olması hayatın olağan akışına uygun bulunmadığı gibi olaydan bir sonraki gün saat 15:07'de alınan arama kararı ile 15:40'da yapılan aramada sanığın evinde ve üzerinde suça ilişkin hiçbir bulguya rastlanmamıştır. Ancak tanıklar aynı gün yapılan canlı teşhiste bir önceki gün fotoğraftan teşhis ettikleri sanığı canlı olarak teşhis etmişlerdir. Sanığın aleyhine bulunan kanıtlar teşhisten ibaret olup suçun meydana geldiği yerin karanlık oluşu sanığın fizik kimliğinin belirgin bir özelliğinin bulunmayıp sıradan bir tipe sahip oluşu dikkate alındığında, tanıkların böyle bir teşhiste kolayca yanılabilecekleri düşünülmüştür. Öte yandan, sanığın göstermiş olduğu savunma tanıkları ki, kendilerinden soruşturma aşamasında sanıkça da söz edilmiş olup duruşmada alınan yeminli beyanlarında suç tarih ve saatlerinde sanıkla sürekli olarak birlikte bulundukları ve sanığın yaya olmayıp araç kullandığı yolunda beyanda bulunmuşlardır. İddia tanıklarının olayın hemen akabindeki heyecana dayanan tanıklıklarına, savunma tanıklarının aksi yöndeki, yer, zaman ve konum bildiren tanıklıkları daha üstün görülmüştür. Bir kişinin aynı anda iki yerde birden bulunmasının mümkün olamayacağı fiziksel gerçeğinden hareketle, savunma tanıklarının olay akşamı suç saatlerinde sanıkla birlikte bulunduklarına ilişkin tanıklıkları ile yukarıda açıklanan diğer deliller karşısında iddia tanıklarının beyanlarının heyecana ve yetersiz teşhise dayandığı sonucu varılmış, sanığın atılı suçu işlediği yolunda cezalandırılmasına yeter ve kesinlikte kanuni ve vicdani delil bulunmadığından atılı suçtan beraatine karar verilmesi gerektiği," şeklindeki gerekçe ile bozmaya direnerek önceki hüküm gibi sanığın beraatine karar vermiştir.
Bu hükmün de Cumhuriyet savcısı tarafından temyiz edilmesi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 21.03.2016 tarihli ve 317098 sayılı “bozma” istekli tebliğnamesiyle Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilen dosya, Ceza Genel Kurulunca 22.12.2016 tarih ve 452-2125 sayı ile; 6763 sayılı Kanun'un 38. maddesi ile 5320 sayılı Kanun'a eklenen geçici 10. madde uyarınca, Yargıtay (Kapatılan) 13. Ceza Dairesine gönderilmiş, aynı madde uyarınca inceleme yapan Özel Dairece 07.05.2018 tarih ve 343-6767 sayı ile; direnme kararının yerinde görülmemesi üzerine Yargıtay Birinci Başkanlığına iade edilen dosya, Ceza Genel Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçelerle karara bağlanmıştır.
TÜRK MİLLETİ ADINA
CEZA GENEL KURULU KARARI
Özel Daire ile Yerel Mahkeme arasında oluşan ve Ceza Genel Kurulunca çözümlenmesi gereken uyuşmazlık; sanığa atılı nitelikli hırsızlık suçunun sabit olup olmadığının belirlenmesine ilişkindir.
İncelenen dosya kapsamından;
Yakalama ve olay tutanağında; 06.12.2009 tarihinde saat 19.35 sıralarında Panayır Mahallesi ... Yolu Caddesi üzerinde hırsızlık olayı meydana geldiği yönünde ihbarda bulunulması üzerine olay yerine intikal edildiği, olayın mağduru olduğunu söyleyen ...’ın, yengesi olan ... ve kuzeni olan ... ile birlikte yolda yürüdükleri esnada 30 yaşlarında, 1.60-1.65 cm boylarında, kısa siyah saçlı, üzerinde kahverengi mont ve mavi kot pantolon bulunan erkek bir şahsın arkasından gelerek sol elinde bulunan çantasını alıp kaçtığını söylemesi üzerine soruşturmaya başlanıldığı, tanıklar ... ve ...’ın Polis Merkezinde kendilerine gösterilen suçlular albümünden sanık ...... teşhis ettikleri, 07.12.2009 tarihinde sanığın yakalandığı bilgilerine yer verildiği,
Canlı teşhis tutanaklarında; tanıklar ... ve ...’ın kendilerine gösterilen beş şahıs arasında hırsızlık eylemini gerçekleştiren şahıs olarak sanığı teşhis ettiklerinin belirtildiği,
Ev arama tutanağına göre, sanığın ikametinde yapılan aramada herhangi bir suç eşyasına rastlanılmadığı,
Anlaşılmıştır.
Şikâyetçi ... aşamalarda; 06.12.2009 tarihinde yengesi olan tanık ...’ın evine misafirliğe gittiğini, aynı gün saat 19.35 sıralarında evine dönmek üzere yengesi ve kuzeni ile birlikte otobüs durağına doğru yürüdükleri sırada görse tanıyamayacağı erkek bir şahsın elinde bulunan çantasını kuvvetli bir şekilde çekip alarak durağın ilerisinde bulunan boş araziye doğru koşup izini kaybettirdiğini, çantasının içinde kimliği, cüzdanı ve dijital fotoğraf makinesinin bulunduğunu,
Tanık ... soruşturma aşamasında; şikâyetçinin kuzeni olduğunu, olay tarihinde saat 20.00 sıralarında şikâyetçi ile birlikte Panayır Mahallesi ... Yolu Caddesi üzerinde yan yana yürüdüklerini, annesinin de arkalarından geldiğini, trafik ışıklarından yolun karşı tarafına geçtiklerini, bu sırada karşı tarafta 30-35 yaşlarında, 1.60 cm boylarında, kısa kahverengi saçlı, saçının yan tarafı dökülmüş, kahverengi gözlü sanığın beklemekte olduğunu, yanından geçerken sanıkla göz göze geldiklerini, otobüs durağına doğru yürümeye devam ederken arkalarından birinin geldiğini fark ettiğini, dönüp baktığında yine sanığı gördüğünü, sanığın birden kendilerine doğru koşarak şikâyetçinin kolundaki çantasını alıp koşarak gittiğini, daha sonra polise haber verdiklerini, şahsı görse tanıyacağını söylediğini, bunun üzerine emniyette kendilerine gösterilen fotoğraf albümünden sanığı teşhis ettiğini,
Kovuşturma aşamasında dinlenmesinde; huzurda bulunan sanığı tam ve kesin olarak yeniden teşhis ettiğini, çünkü olay zamanında sanıkla iki kez göz göze geldiklerini,
Tanık ... soruşturma aşamasında; yeğeni olan şikâyetçinin olay tarihinde evine misafirliğe geldiğini, bir müddet oturduktan sonra ikametine döneceği sırada kızı ... ile birlikte yeğenini otobüs durağına götürmek üzere evden çıktıklarını, yolda yürüdükleri sırada sanığın arkalarından geldiğini fark ettiğini, ancak herhangi bir durumdan şüphelenmediğinden yola devam ettiklerini, bir mobilya mağazasının karşı tarafından geçerlerken sanığın yanından koşarak şikâyetçinin kolunda asılı bulunan çantasını çekip aldığını, kendisinin de sanığın arkasından koşmaya başladığını, ancak yakalayamadığını, daha sonra polise haber verdiklerini, Polis Merkezine götürüldüklerinde suçlular albümünden, sanığı teşhis ettiğini, ertesi gün de çoklu ve canlı teşhiste sanığı teşhis ettiğini,
Kovuşturma aşamasında dinlenmesinde; huzurda bulunan sanığı tam ve kesin olarak yeniden teşhis ettiğini,
Tanık ... aşamalarda; arkadaşı olan sanığın kullanmak amacıyla daha önceden aldığı aracını, olay tarihinde saat 20.00-20.30 sıralarında kendisine geri getirdiğini, diğer aracını da alarak yanından ayrıldığını, daha sonra sanığı görmediğini,
Tanık ... soruşturma aşamasında; arkadaşı olan sanığın suç tarihinde saat 20.00 sıralarında ... yerine gelerek yarım saat kaldığını, aynı akşam saat 21.30 sıralarında yeniden yanına geldiğini ve saat 23.00’a kadar birlikte oturduklarını,
Kovuşturma aşamasında dinlenmesinde; sanığın saat 20.20-20.40 sıralarında ... yerine geldiğini, saat 21.30’a kadar oturduklarını, aynı gece saat 22.00 sıralarında yeniden ... yerine geldiğini,
Soruşturma aşamasındaki beyanı okunarak çelişki nedeniyle sorulması üzerine; emniyette verdiği ifadesindeki saat bilgilerinin doğru olduğunu,
Beyan etmişlerdir.
Sanık ... aşamalarda; olay tarihinde saat 19.35 sıralarında Mimarsinan Mahallesi üzerinde bulunan ikametinde annesiyle birlikte olduğunu, saat 19.50’de evden ayrılarak...ismindeki arkadaşıyla buluştuğunu, bu esnada bir ara saatine baktığında saatin 20.10 olduğunu gördüğünü, Atilla birlikte beş dakika yol mesafesi bulunan ...’in evine gittiklerini, gündüzleyin emaneten aldığı aracı arkadaşı...’a geri vererek...’tan başka bir araç alıp oradan ayrıldığını, saat 20.30 sıralarında araçla Esenevler Mahallesinde bulunan arkadaşı ...’un dürümcü ... yerine gittiğini, saat 22.30’a kadar burada kaldığını, olayın meydana geldiği Panayır Mahallesinden akşamüstü saatlerinde araçla durmaksızın geçtiğini, yaya bir şekilde yürümediğini, atılı suçlamayı kabul etmediğini savunmuştur.
Açıklamalar ışığında uyuşmazlık konusu değerlendirildiğinde;
Sanık ...’ın, 06.12.2009 tarihinde saat 19.35 sıralarında ... Mahallesi ... Yolu Caddesi üzerinde yürümekte olan mağdurun kol çantasını çekip almak suretiyle çaldığının iddia edildiği olayda,
Yakalama ve olay tutanağına göre, eylem anında şikâyetçinin yanında bulunan tanıklar ... ve ...’ın, sıcağı sıcağına alınan ifadelerinde, hırsızlık eylemini gerçekleştiren şahsın eşkal bilgilerini vererek, şahsı yeniden gördüklerinde tanıyabileceklerini söylemeleri üzerine aynı gün suçlular albümü kendilerine ayrı ayrı gösterildiğinde her ikisinin de fotoğrafı üzerinden sanığı teşhis ettikleri, her ne kadar ertesi gün Polis Merkezinde yaptırılan teşhis işlemi usulüne uygun değil ise de, tanıkların, yargılama aşamasında huzurda sanıkla yüzleştirildiklerinde eylemi gerçekleştiren kişinin tereddütsüz bir şekilde sanık olduğu yönünde beyanda bulundukları, dosya içinde mevcut sanığa ait fotoğrafların incelenmesinde, tanıkların eşkal bilgilerine ilişkin anlatımların, sanığın fiziksel özellikleri ile uyumlu olduğu, sanığın yüzünde dövme, ben, yara izi gibi kolayca ayırt etmeye yarayacak işaret veya iz bulunmuyor ise de, teşhiste yanılmaya meydan vermeyecek şekilde belirgin yüz hatlarına sahip olduğunun değerlendirildiği, eylem saati göz önünde bulundurulmakla birlikte suç yerinin ana cadde üzerinde olup yeterli aydınlatma koşullarının mevcut olduğu hususları dikkate alınarak,
Savunma tanığı ..., arkadaşı olan sanığın kullanmak amacıyla daha önceden aldığı aracını, olay tarihinde saat 20.00-20.30 sıralarında kendisine geri getirdiğini söylemiş, diğer savunma tanığı ..., sanığın suç tarihinde saat 20.00 sıralarında ... yerine gelerek yarım saat kaldığını beyan etmiş ise de, sanığın aynı zaman dilimi içinde farklı yerlerde bulunması hayatın olağan akışına uygun düşmediği gibi sanığın aşamalarda olay tarihinde saat 19.35 sıralarında annesinin evinde olduğunu, yarım saat ya da kırk dakika sonra evden çıkarak...isimli arkadaşı ile buluştuğunu, bir ara saatine baktığında, saatin 20.10 olduğunu gördüğünü, Atilla birlikte beş dakika yol mesafesi bulunan ...’in evine gittiklerini, emaneten aldığı aracı...’a geri vererek...’tan başka bir araç alıp oradan ayrıldığını, saat 20.30 sıralarında araçla ...’un ... yerine uğradığını ileri sürdüğü, kaldı ki yakalama tutanağına göre haber merkezine hırsızlık olayı olduğunun saat 19.35 sıralarında ihbar edildiği anlaşılmakla, eylemin 06.12.2009 tarihinde 19.35 ila 20.00 saatleri arasında gerçekleşmiş olduğunun kabul edilmesi gerektiği, bu kapsamda, sanığın arkadaşı olan tanıkların birbirleriyle tutarsız ve sanığı suçtan kurtarmaya yönelik beyanlarına itibar edilemeyeceği, öncesinden sanığı tanımayan ve suç isnadında bulunması için haklı bir nedeni bulunmayan, sanık tarafından husumet iddiası da ileri sürülmeyen tanıklar ... ve ...’ın kesin ve net bir biçimde eylemi gerçekleştiren kişi olarak sanığı teşhis etmelerine üstünlük tanınmak suretiyle atılı suçun sanık tarafından işlendiğinin sabit olduğu kabul edilmelidir.
Bu itibarla, Yerel Mahkemenin direnme kararına konu hükmünün bozulmasına karar verilmelidir.
SONUÇ:
Açıklanan nedenlerle;
1- ... 14. Asliye Ceza Mahkemesinin 16.07.2014 tarihli ve 239-894 sayılı direnme kararına konu hükmünün, sanığın atılı suçtan mahkûmiyeti yerine yazılı şekilde beraatine karar verilmesi isabetsizliğinden BOZULMASINA,
2- Dosyanın, mahalline gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİ EDİLMESİNE, 25.01.2022 tarihinde yapılan müzakerede oy birliğiyle karar verildi.