Esas No: 2021/110
Karar No: 2022/62
Karar Tarihi: 27.01.2022
Yargıtay Ceza Genel Kurulu 2021/110 Esas 2022/62 Karar Sayılı İlamı
Ceza Genel Kurulu 2021/110 E. , 2022/62 K."İçtihat Metni"
Kararı Veren
Yargıtay Dairesi : 1. Ceza Dairesi
Mahkemesi :Ceza Dairesi
Sayısı : 3064-1044
Maktul : ...
Katılanlar : 1- ..., 2- ...
Kasten öldürme suçundan sanık ...’ın TCK'nın 37/1 ve 38/1. maddeleri delaletiyle aynı Kanun’un 81/1, 62, 53, 63/1 ve 54. maddeleri uyarınca 25 yıl hapis cezası ile cezalandırılmasına, hak yoksunluğuna, mahsuba ve müsadereye ilişkin ... Batı 3. Ağır Ceza Mahkemesince verilen 03.08.2018 tarihli ve 200-328 sayılı, resen istinafa tabi olan hükme yönelik olarak sanık müdafisi ve katılan vekili tarafından da istinaf talebinde bulunulması üzerine dosyayı inceleyen ... Bölge Adliye Mahkemesi 2. Ceza Dairesince 30.04.2019 tarih ve 3064-1044 sayı ile istinaf taleplerinin esastan reddine karar verilmiştir.
Bu kararın da sanık müdafisi tarafından temyiz edilmesi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 1. Ceza Dairesince; 19.10.2020 tarih, 2184-2382 sayı ve oy çokluğuyla;
“...Suça sürüklenen çocuğun aşamalarda değişen ve atfı cürüm niteliğindeki ifadeleri dışında bir delil bulunmadığı, kararda anılan nedenlerin sanığın maktulün öldürülmesi olayına iştirak ettiğine dair kesin kanaate varmaya yeterli olmadığı, bu nedenle sanığın atılı suçtan CMK’nın 223/2-e maddesi uyarınca beraatine karar verilmesi gerektiği gözetilmeden yazılı şekilde mahkûmiyetine karar verilmesi,” isabetsizliğinden bozulmasına karar verilmiş,
Daire Üyeleri ... ve ...; “...İlk Derece Mahkemesiyle İstinaf Mahkemesinin, sözlülük, yüz yüzelik ve doğrudan doğruyalık ilkelerini uygulayarak kabul ettiği olayın eksik, çelişkili, mantık ve deneyim kurallarına aykırı belirlendiğine dair herhangi bir tespit bulunmadığı,” düşüncesiyle karşı oy kullanmışlardır.
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı ise; 16.12.2020 tarih ve 70525 sayı ile;
“...Sanık ... ve suça sürüklenen çocuk ...'ın fikir ve eylem birliği içinde hareket ederek maktulü öldürmeleri nedeniyle sanık ... hakkında TCK'nın 81/1, 62/1, 53/1, 63. maddeleri gereğince 25 yıl hapis cezasına ilişkin hükme yönelik istinaf taleplerinin ... Bölge Adliye Mahkemesi 2. Ceza Dairesince esastan reddine ilişkin kararına yönelik temyiz taleplerinin reddi ile hükmün onanmasına karar verilmesi gerektiği,” görüşüyle itiraz kanun yoluna başvurmuştur.
CMK'nın 308. maddesi uyarınca inceleme yapan Yargıtay 1. Ceza Dairesince 11.02.2021 tarih, 5524-1126 sayı ve oy çokluğuyla; itiraz nedenlerinin yerinde görülmediğinden bahisle Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilen dosya, Ceza Genel Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçelerle karara bağlanmıştır.
TÜRK MİLLETİ ADINA
CEZA GENEL KURULU KARARI
Suça sürüklenen çocuk ... hakkında kasten öldürme suçundan kurulan mahkûmiyet hükmü, bu hükme yönelik temyiz talebinin Özel Dairece esastan reddine karar verilmesi suretiyle kesinleşmiş olup itirazın kapsamına göre inceleme sanık ... hakkında kasten öldürme suçundan kurulan mahkûmiyet hükmü ile sınırlı olarak yapılmıştır.
Özel Daire çoğunluğu ile Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı arasında oluşan ve Ceza Genel Kurulunca çözümlenmesi gereken uyuşmazlık; sanık ...’ın, inceleme dışı suça sürüklenen çocuk ...’ın kasten öldürme suçuna iştirak edip etmediğinin belirlenmesine ilişkindir.
İncelenen dosya kapsamından;
03.10.2015 tarihinde saat 11.00 sıralarında Çeltikçi Jandarma Karakol Komutanlığı ihbar hattına ... ili, Kızılcahamam ilçesi, Gölköy Mahallesinde bir kişinin intihar ettiğinin ihbar edilmesi üzerine güvenlik güçlerince olay yerine intikal edildiği, Gölköy Mahallesi’nde bulunan 7 numaralı evde 112 acil ekip görevlilerinin olduğu, evin kapısının açık, televizyonun çalışır durumda bulunduğu, ... isimli şahsın sağ baldır ve kasık üst kısmından av tüfeği ile vurulmuş hâlde görüldüğü, maktulün sol elinde 7,65 mm çaplı mermi kullanan tabanca olduğu, halının üzerinde tüfeğe ait 4 adet boş kapsül bulunduğu, kapı girişinde duvarda ve kapıda mermi girişi olduğu, tespitlerine yer verildiği,
04.10.2015 tarihli olay yeri inceleme raporunda; olayın köy merkezine 300 metre mesafedeki tek katlı, yarı betonarme, bir odası prefabrike binada gerçekleştiği, evin içerisinde 37 ekran televizyonun çalışır hâlde olduğu, evin köşe kısmında 2 sedir koltuğun birleştiği yerde maktulün cesedinin bulunduğu, maktulün soluna doğru devrilmiş oturur vaziyette olup sol elinin olduğu yerde 1 adet tabanca bulunduğu, maktulün yanında tabancaya ait olduğu düşünülen bir adet fişek bulunduğu, kapının giriş kısmında yerde tahrip olmuş hâlde bir adet mermi çekirdeği, odanın sağ köşesinde televizyon alt kısmında, sedir önünde 4 adet av tüfeği kartuşu ele geçirildiği, evin metal giriş kapısında 1 adet ve beton duvar üzerinde 2 adet delik olduğunun görüldüğü, üst kısımdaki delikten 1 adet mermi çekirdeği elde edildiği, maktulün sağ tarafında sedir üzerinde toplu hâlde çekirdek kabukları ile tabak, bir adet izmarit, bir adet sigara paketi içerisinde ilaç bulunan poşet, 7 adet tek sigara, 1 adet 0,5 litrelik pet su şişesi ile 2 adet boş mermi kovanı bulunduğunun ifade edildiği,
07.10.2015 tarihli teslim tutanağında; sanık ...'ın 07.10.2015 tarihinde kendisine ait olduğunu belirttiği Magnum Special marka 14-08037 seri numaralı pompalı tüfeği kendi rızası ile güvenlik güçlerine teslim ettiği; 08.10.2015 tarihli arama ve el koyma tutanağında ise sanığın evindeki dolabın çekmecesinde bulunan Zuber marka 22 adet 32 gr, 2,5 mm X 70 mm av fişeğine el koyulduğunun belirtildiği,
07.10.2015 tarihli Jandarma fezlekesinde; “...Alınan beyanlar ve ifadeler doğrultusunda ...’a ait 1 adet otomatik av tüfeği olduğu öğrenilmiş ancak şahsın bu silahı tarafımıza teslim etmemesi üzerine araştırma genişletilmiştir. ... ile aynı evde ikamet eden ... ile yapılan mülakatlar sonucunda ...; ...’in 02.10.2015 tarihinde kendisini evine davet ettiğini, bu davet üzerine aynı gün saat 22.30 sıralarında ...’in evine silahlı olarak gittiğini, ...’in para karşılığında cinsel ilişkiye girmek için teklifte bulunması üzerine aralarında tartışma çıktığını, ...’in kendisine tabanca ile ateş ettiğini, ...’ın da kendisine ait olduğunu söylediği av tüfeği ile ateş ettiğini ve evden kaçtığını beyan etmiştir. Kızılcahamam Cumhuriyet savcısının talimatı doğrultusunda ... ve ... alınarak mevcutlu olarak Cumhuriyet Başsavcılığına teslim edilmiştir.” ibaresine yer verildiği,
Suça sürüklenen çocuk ...’ın göstermiş olduğu alanda yapılan kazı ile ilgili olarak tutulan tutanakta; naylon poşete sarılı ve koli bandıyla çevrilmiş vaziyette sağ yüzeyinde Magnum 15-0303 yazılı av tüfeği, yine alt kısmında 120586 yazılı olan av tüfeği ile fişekler ele geçirildiği tespitine yer verildiği,
Jandarma Genel Komutanlığınca düzenlenen 14.01.2016 tarihli uzmanlık raporunda; maktul ...'e ait tüm svaplar üzerinde atış artıkları tespit edildiği, inceleme dışı suça sürüklenen çocuk ...'a ait sol el svabı üzerinde atış artıkları tespit edildiği, sanık ...'a ait svaplar üzerinde atış artıklarına rastlanmadığı, maktule ait hırka üzerindeki delik etrafındaki atış artıklarının yoğunluğuna göre atışın yakın atış olduğunun belirtildiği,
Jandarma Genel Komutanlığınca düzenlenen 14.01.2016 tarihli uzmanlık raporunda; olay yerinde bulunan 4 adet 12 kalibre av fişeği kartuşunun kazı sonucu bulunan gömülü tüfeklerden 15-0303 seri numaralı tüfekten atıldığı, 2 adet 7,65 mm çaplı kovan ile 2 adet aynı çapta deforme mermi çekirdeğinin ise maktulün elinde bulunan 237438 seri numaralı silahtan atıldıklarının belirlendiği,
Adli Tıp Kurumu ... Grup Başkanlığı Morg İhtisas Dairesi Başkanlığınca düzenlenen 12.05.2016 tarihli otopsi raporunda; maktul ...'in ölümünün av tüfeği toplu giriş ve saçma taneleri yaralanmalarına bağlı iç organ ve büyük damar harabiyetinden gelişen iç ve dış kanama sonucu meydana geldiği, kişinin vücudunda 5 adet av tüfeği giriş yarası tespit edildiği, otopsi esnasında cesetten 3 adet plastik tapa, toplam 16 adet 0,8 cm çaplı iri saçma tanesi, 15 adet 0,1 cm çaplı küçük saçma tanesi elde edildiği tespitlerine yer verildiği,
İnceleme dışı suça sürüklenen çocuk ...'ın beden muayenesine ilişkin ... Adli Tıp Şube Müdürlüğünce düzenlenen 13.11.2015 tarihli raporda; fiili livataya ilişkin herhangi bir bulguya rastlanmadığı, bunun tespitine somut olayda tıbben imkân bulunmadığının belirtildiği,
Adli Tıp Kurumu Başkanlığı 6. İhtisas Kurulunca düzenlenen 11.04.2018 tarihli raporda; inceleme dışı suça sürüklenen çocuk ...’ın yapılan muayenesinde ceza sorumluluğunu müessir ve işlediği fiilin hukukî anlam ve sonuçlarını algılamasını veya davranışlarını yönlendirme yeteneğini etkileyecek mahiyet ve derecede herhangi bir zeka geriliği ya da çocukluk dönemi psikopatolojisi saptanmadığı, dava dosyasının tetkikinde suçun işlenişi esnasında davranışlarını yönlendirme yeteneğini etkileyecek herhangi bir akli arıza içinde bulunduğunu gösteren psikopatolojik unsura rastlanmadığı, dolayısıyla; ...’ın 03.10.2015 tarihinde işlediği fiilin hukuki anlam ve sonuçlarını algılama ve bu fiille ilgili olarak davranışlarını yönlendirme yeteneğinin yeterince gelişmiş olduğunun oy birliği ile mütalaa edildiği,
Dört Jandarma personeli tarafından düzenlenen 13.10.2015 tarihli tutanakta; “13.10.2015 tarihinde Kızılcahamam Sulh Ceza Hakimliğinin 13.10.2015 tarih ve 2015/20 sorgu sayılı kararına istinaden Komutanlığımızca Sincan Çocuk ve Gençlik Kapalı Ceza İnfaz Kurumu Müdürlüğüne teslim edilen 10951273820 TCK numaralı ... isimli şahıs, teslim esnasında son bir şey söylemek istediğini; 03.10.2015 tarihinde meydana gelen ve kendisi tarafından yapıldığını beyan ettiği ... isimli şahsın öldürülmesi olayından önce aynı gün ... isimli şahsa, ... isimli şahsın kendisine cinsel tacizde bulunduğunu söylediğini, ... isimli şahsın kendisine ‘Git vur hemen. Namusunu temizle’ dediğini, bunun üzerine kendisinin giderek ...'i öldürdüğünü ve tekrar ... isimli şahıs ile birlikte ikamet ettiği eve geri döndüğünü, ... ile birlikte ...'a ait olan otomatik ve tek kırma tüfeklerini mermileriyle birlikte toprağa gömdüklerini, ...'ın kendisine ‘Sen git vur. sen cezaevine girersin ben dışarı çıkarım, ben sana cezaevinde bakarım, dışarı çıkınca iş veririm’ dediğini beyan etmiştir.” ifadelerine yer verildiği,
Anlaşılmaktadır.
Katılan ... Mahkemede; “Ben ... ile 45 yıllık evliydim, 8 çocuğumuz vardı. Benim kocamı, kimin ne için öldürdüğünü bilmiyorum. Olay günü ben ...’daydım. ... köye dönmüştü. Kocamın av tüfeği ve tabancası vardı. Ben sanıklardan elbette şikâyetçiyim. ...'den de, ...'dan da şikâyetçiyim. Davaya katılmak istiyorum.”,
Katılan ... Mahkemede; “... babam olur. Biz de kendi çapımızda araştırıyoruz, ... ve ...'dan şüpheleniyoruz, bunlardan öteye gitmiyor. Aralarında bildiğimiz bir husumet yoktur, babam bize bir şey söylemedi 20-30 yıl öncesinde köyde 3 tane ev yanmıştı, bizimki de yandı, ...’ın babasının evi de yandı. Bu konu ile alakalı ... ve yakınları bizi hiçbir zaman suçlamadı. Sanıkların her ikisinden de şikâyetçiyim. Davaya katılmak istiyorum.”,
Tanık ... Cumhuriyet Başsavcılığında; “02.10.2015 Cuma günü maktul ...''i en son 16.00 - 16.30 sularında gördüm. ... onun öncesinde ..., ..., Alibeyköy Muhtarı ... ve ... ile birlikte kâğıt oynadılar. Oynadıkları oyunda ... ile ... kazandı. Bu kazanmalarının karşılığında da ... ile ... meşrubat ve sigara alacaklardı. 16.30 gibi ben, ..., ... ve ... ile birlikte Çanlı'ya gittik. O sırada ... evine geçti. Ben kendisini aradım. ... bana aç olduğunu ve gelmeyeceğini söyledi. Çanlı'ya vardığımızda ... ve ... oyunun karşılığı olan şeyleri de ... ve ... için satın aldılar. Gölköy'e geri döndük, ben evimin önünde indim. Daha sonra ..., ... ve ... da indikten sonra ... evine geçti. Ben o gün 18.30 gibi ...'i aradım. Cumartesi günü ikimizin davetli olduğu düğüne nasıl gideceğimizi konuştuk. Sabaha kadar evde idim, dışarı hiç çıkmadım. ...'i aradıktan sonra sadece kızımı aradım, başkaca bir kimseyi aramadım. Cumartesi günü sabah saat 09.30 gibi bahçede çalışırken düğüne ve ...'ya nasıl gideceğimizi sormak için aradım, telefona bakmadı, meşgul olduğunu düşündüm. Saat 10.30 gibi tekrar aradım, bakmadı. O sırada evimin önünden arabası ile Alibeyköy muhtarı ... geçerken ona işaret ettim, yanıma geldi, birer bardak çay içtikten sonra ...'i aradığımı ancak ulaşamadığımı söyledim. ... de ...'i aradı, ulaşamadı. ... ile birlikte ...'in evine gittik. ...'in evine vardığımızda araçtan inmeden kornaya bastık, dışarı çıkmayınca açık bulunan avlu kapısından avluya girdik. Evin kapısı açıktı. Sadece tül vardı. Tülden televizyonun açık olduğu görünüyordu. Perdeyi araladığımızda ...'in sedirin üzerinde köşede yarı oturur yarı yatar vaziyette bulunduğunu gördük. Kalp krizi geçirdiğini düşünerek haber vermek üzere emniyetten emekli ...'ın evine gittik. Ben 112 acili aradım, ... da jandarmayı aradı. Daha sonra ...'e ne olduğunu anlamak için ikinci kez evine gitmeye karar verdik. Bu ikinci gidişimizde özellikle yanımızda ... olsun diye ...'ı çağırdım, ... da dışarıda geziniyordu. ...'ı da aldık. ..., ben ve ... tekrar ...'in evine gittik. Bu kez evine girdik, ...'in sol tarafında tabanca olduğunu gördük. Sonra dışarı çıkıp jandarmayı bekledik. Olay yerine jandarma ve 112 Acil Servis gelmeden ...'ın gelip gelmediğini tam olarak hatırlamıyorum ama sanki ...'i orada görmüş gibiyim. Sonra olay yerine 112 ve jandarma geldi. Ambulans ve jandarma gelinceye kadar ... çok sakindi, ancak hiç konuşmadı. Biz ... ile konuşurken ...'ın hiç sesi çıkmadı. ... ile ...'in bildiğim kadarı ile hiçbir husumeti yoktu. Tam zamanını hatırlamamakla birlikte 5-6 ay kadar önce ... bana Alibeyköy'de ikamet eden...'den ...'in homoseksüel olduğunu, erkekler ile ilişkiye girdiğini kendisine söylediğini söyledi. Bunu bana aktardı. Ben de böyle şeylere inanma dedim. Kurban Bayramından önce, 15-20 gün kadar önce ... bana Ak Partiye biz oy veriyoruz kepçe ...'a geliyor, kepçe bana da lazımdı, bunun fotoğrafını çekip belediye başkanına göstereceğim, kepçeyi özel işinizde kullanacağınızı söyleyeceğim diyerek ...'la konuştuğunu bana söyledi. Bundan dolayı araları bozuldu, bayramın birici gününe kadar da ... ile küstüler. Benim olay hakkındaki bilgim bundan ibarettir.”,
Mahkemede; “... ile bir gün öncesinde telefonla görüştük. 'Perşembe günü köye gelecek misin?' dedim, 'Gelmeyeceğim.' dedi, ikinci aradığımda cuma günü köye geldi, o arada ben cuma namazına gidecektim, Alibey köyüne, baktım o gelince yürümekten vazgeçtim ve ikimiz cumaya gittik. Dönüşte ... Dayı'nın evinin arkasında iskambil oynuyorlardı, oraya uğradık, onlar oturdular, ben geri döndüm ve evde kiremitleri aktarmaya başladım. Akşam oldu yanlarına gittim, sonradan bu oyunu bir şeye oynamışlar birasına, sonra onlar Çanıllı köyüne gittiler, ben de onlarla beraber gittim, yumurta alacaktım, geri dönüşte, akşam olunca istirahate çekildim, akşamleyin tekrar aradı, otobandaki restoran işleten ağabeyin kızının nikâhına gidecektik, cumartesi günü akşamı, gidecek miyiz, tamam dedik, oradan da ...'ya gidecektik, benim aracım yoktu. Cumartesi sabahı 08.30-09.00 gibi bir daha aradım, telefon cevap vermedi, bir kere daha aradım cevap vermeyince o arada Alibey köy muhtarı ... geçiyordu, işaret ettim ona, ...'e ulaşamadığımı söyledim, kalbinden rahatsız bir şey olmasın dedim, bunun üzerine o da aradı, cevap vermeyince motora bindik, evine gittik, kapı açıktı, içeride ışık yanıyor, sinek kovucu çalışıyor, televizyon açık, biz önce kalp krizi geçirdiğini zannettik, gerisi geriye ... Dayı'nın yanına geldik. Böyle bir durum var jandarmayı ara ben de ambulansı arayım dedim. Ambulans biz yolu bilmiyoruz falan deyince, ...'in motoruyla ..., ben üçümüz ...'in evinin oraya geldik. O arada ambulansa tarif ettik, ambulans geldi, tabi biz içeri girmedik. ... bu arada yanımızdaydı, anormal bir tavrı tepkisi olmadı, hatta ...'in oğluyla telefonda ben konuşamadım, vukuat olduğu yönünde ... konuştu. Biz üçümüz geldik olay yerine, ... olay yerine sonradan geldi. ... Dayı da geldi jandarma geldikten sonra yani. Olay öncesinde ... veya ... ile ... arasında herhangi bir anlaşmazlık olmadı. Biz biraz uzak duruyorduk onlarla, merhabadan öteye bir ilişkimiz yoktu. ...'ı yaklaşık bir, bir buçuk yıldır tanıyorum, babası benim bahçeyi çapalardı. ... benim aleyhime de bazı ifadeler vermiş, ifade verirken öğrendim. ...'in bu tarz bir kişilik yapısına sahip olup olmadığından bilgim yoktur. ... ile ... arasında cinsel bir yakınlaşma olup olmadığı hususu mümkün değildir olmaz. ...'ın farklı cinsel tercihleri olduğu hususunda ... tarafından konu edilmişti. Alibey köyden birisinin bahsettiğini söylemişti, ben de görmediğin şeye neden inanıyorsun demiştim, olay öylece kapandı gitti. Olay yerine gittiğimizde ... yanımızdaydı, ...'ın o anda heyecanlı olup olmadığını hâl ve tavırlarının nasıl olduğunun farkında değilim. ... ile ... arasında daha önce bir küslük dargınlık olmadı, daha doğrusu ... karakteri bize uymadığı için biz pek konuşmuyorduk, farklı düşünceleri vardı. Öncesinde ...'ın babasına ait ev, araba gibi bir şeyin ... tarafından yakılıp yakılmadığını bilmiyorum. Ben köye ev yapalı 16-17 yıl oldu. ...'i kim, neden, ne şekilde öldürdü bilgim yoktur.”,
Mahkemede 31.10.2017 tarihli celsede; “Olaydan bir gün önce cuma namazından çıktığımızda evime giderken ...'ın evinin arkasında maktul ..., ... ve Alibeyköy muhtarı ... kâğıt oynuyorlardı. Ben evime gittim, ertesi gün ... ile birlikte bir nikâha gidecektik, o konuyu konuşmak için akşam 18.00 civarında telefon ettim, görüştük. Sabah buluşmak üzere konuştuk, sonrasında sabah saat 09.00'da tekrar telefon ettim, cevap vermeyince ... ile birlikte evine gittik, evinde hareketsiz oturuyordu. Maktul ...'in farklı cinsel tercihleri olduğu yönünde bir beyanım olmadı. Yalnız, bir defasında Alibey köyden ... adlı soyadını hatırlamadığım bir kişi maktul ...'e ...'ın erkeklerle ilgilendiği yönünde bir şey söylemiş. ..., bunu bana söyledi. Ben kendisine ‘Görmediğin bilmediğin bir şeye inanma.’ dedim. Sanık ... ile maktul ... arasında herhangi bir tartışma veya anlaşmazlık olduğuna dair bir şey duymadım, yalnız ölen ... bir keresinde bana iş makinesi konusunda bir şeyler söyledi. Sanık ...'ın bahçesinde iş yapmak için iş makinesi getirttiğini, kendisinin de bahçesinde ufak tefek bazı işlerini yapması için ...'dan rica ettiğini ancak ...'ın iş makinesini kendisine göndermediğini söyledi. Bunu söylerken biraz kızgındı, 'Belediye Başkanına şikâyet edeceğim.' dedi. Ben de ‘Şikâyete gerek yok, sen de git belediyeden iş makinesi iste.’ dedim. Zaten bunu da sohbet arasında söylemişti. Bir kırgınlık olabilir ama ciddi bir şeyden bahsediyor gibi değildi. ... ile ben de birkaç aydan beri konuşmuyordum, ... de bu şekilde samimi olmadı, görüşmeyi kesmiş gibiydi. Bayram’ın birinci günü ...'in babası ile sanık ... bayramlaşmaya bana geldiler. Ben de normal bir şekilde bayramlaştım, benden kalkıp ...'in evine gideceklerini söylediler. Bilgim bundan ibarettir. ..., alkol aldığı zaman biraz değişik davranıyordu, köyün içinde tüfek patlattığı oluyordu, tuhaf davranıyordu, bu yüzden kendisiyle fazla arkadaşlık etmek istemiyordum, bu yüzden tedirgin oluyordum. Sanık ... ile aramızda köpek nedeniyle bir tartışma geçti, ancak av tüfeği ile tehdit etmedi. Yine yaklaşık olaydan bir yıl kadar önce ... köyde ev yaptırırken, bir süre kış süresince benim dayım olan ...'ın evinde kalmıştı. Güya ... Dayı'm, '...'ı mart ayında evden atacağım.' demiş. Bir gün akşam saatlerinde muhtemelen alkollü bir şekilde ... benim evime geldi, salonda oturduk. Karşımda tüfeği kucağında bir şekilde oturdu. ‘... Dayı'n evden atacağını söylememiş biliyor musun, sen de bu işin içinde misin?" diye sordu. Böyle bir şeyden haberim olmadığını söyledim. Onun yanında ...'ı telefonla aradım, Böyle bir şey söylemişsin, doğru mu, ben bu işin içinde miyim?’ dedim. Telefonun sesini onun duyacağı şekilde açtım. ... Dayı'm ise böyle bir şey olmadığını söyledi. Genel olarak tavrı kabadayıca ve hafif saldırgan sinirli diyebileceğim bir tarzda idi. Ancak beni tehdit ettiğini söyleyemem çünkü bu şekilde algılamadım, ancak sinirliydi ve ben de tedirgin oldum. Ben maktulün evine normalde kendim de yalnız giderdim, bunda bir tuhaflık yoktur, çünkü evime 100 metre mesafede oturuyordu. O sırada Alibey köy muhtarı ... traktör ile geçiyordu, beni de çağırdı bu nedenle gittik. ...'i çaya davet ettim, bu şekilde birlikte gittik, özel bir manası yoktur. Nail dediğim kişi aslında köy muhtarı ...'tir. Biz kendisine köyde ... deriz. Camdan bakınca hareketsiz durduğunu görünce zaten kalbinden zaman zaman şikâyet ettiği aklıma geldi ve ölmüş olabileceğini düşündüm. İçeri girersek adli bir olaya veya ölüm mahalline girmiş duruma düşeriz diye eve girmedim, ancak ikinci sefer geldiğimizde girdik. Ben uyuyordum, silah sesi duymadım. Benim evim ile ...'in evi birbirini görmez, arada yükseklik farkı vardır, silah sesini duymadım. Ama uzak bir yerden silah atıldığında duyuyorum, bunda anormal bir durum yoktur. Olay günü maktul ...'i bulmadan birkaç saat önce sabah 05.30 sıralarında balkona hava almak için çıktığımda iki köy arasında yolda park etmiş siyah bir araç gördüm. Bu ...'ın evine yakın bir yerdeydi, ancak evinin önü değildi. Hayal meyal bir ateş yakıldığını hatırlıyorum. Olay gecesi kazı yapıldığına dair herhangi bir ses duymadım. Ben sanık ...'ın ... ile ilgili ‘Ya ben bu köye fazlayım, ya o bu köye fazla.’ şeklinde bir şey söylediğini duymadım. Olaydan bir iki ay önce ..., bana sanık ...'ın efelendiğini ve bu köyü dağıtacağım şeklinde ileri geri konuştuğunu söylemişti. Bu konuşmada herhangi bir kişinin isminin zikredildiğini hatırlamıyorum. Köyde kışın hiç kimse oturmaz, yazları ise toplam 5 kişi gelip köyde kalmaktadır. Zaten onlarda sürekli kalmaz birkaç gün gelip giderler.”,
Tanık ... Cumhuriyet Başsavcılığında; “02.10.2015 günü saat 15.00 - 16.00 arasında ben, ..., muhtar ... ve ... kâğıt oynadık. Oyunu ben ve ... kazandık. ..., ..., ... ve ben Çanlı'ya alışverişe gittik. Bira ve ... için sigara aldık. Bir saat sonra köye tekrar geri geldik. Beni araba ile eve bıraktılar. Diğerleri de evlerine dağıldı. O gün akşam saat 22.00 sıralarında ... bana gelerek '... ağabeyim bir tane bira istiyor.' dedi, ben de evde bulunan biralardan ...'e bir bira verdim. Sonra ben evde uyudum. Cumartesi günü ayın üçünde 07.00 gibi uyandım, pencereyi açtığımda ... ile ...'ın bahçede ateş yakarak köpeklere yemek hazırladığını gördüm. Saat 10.00'a kadar ... yanıma gelip benden üç kere sigara istedi. Bir de bu gelişlerinde üşüyorum demesi üzerine kendisine bir kazak verdim. Saat 10.00 gibi ... ve Muhtar ... benim evime gelerek '... kalp krizi geçirmiş ya da kendisini vurmuş, karnında bir bez var evinde yatıyor.' dediler. Bunu bana hem ... hem de Muhtar ... dedi. Ben de 'Jandarmaya haber verdiniz mi?' dedim, haber vermediklerini söylediler. ... bana 'Başımıza iş alırız.' dedi. Ben de 'Suçumuz yok, günahımız yok, jandarma aramayla işi başımıza mı almış oluruz.' dedim. Çeltikçi jandarmayı aradım, hat meşgul çalınca da ... jandarmayı aradım, durumu söyledim. Ben ... ile yaklaşık 30-40 yıldır hiç görmedim. Bir iki sefer gördüm. Köye geldiğimde de denk geldiğimde kâğıt oynardık. ... benim amcamın torunu olur.”,
Mahkemede; “Benim sanık ... ile akrabalığım vardır, amcamın torunudur. ...’i tanırım. Bizim köye bakkal gelirdi, benim ona 70 TL borcum vardı, parayı vereyim diye cuma günü köye geldim. Benim evim, muhtarın evi ve ...'ın evinin yanındadır. Ben gelirken ... benim evime yürüme çıkıyordu, ...'in arabası ...'ın kapısının önünde çekiliydi, ben evimin arkasına araba ile geldiğimiz zaman bunlar masayı benim evimin arkası pencerenin önüne kurmuşlar, kâğıt oynamışlar herhâlde, alkol almışlar, kavun yiyorlarmış, bana ‘Dördüncü geldi!’ dediler, ben ‘Temizlik yapacağım, işim var, oyun oynamak istemiyorum.’ dedim. ‘Gel işte oynayalım’ dediler, mecburen kabul ettim, bir oyun oynadık, oyun bittiğinde ‘Çanıllı köyüne alışveriş için gidelim.’ dediler, ... Ağa ‘Ben yemek yiyeceğim, karnım aç.’ dedi, yumurta istedi ...'dan, ... da ...'e seslendi. ... de ahıra girdi yumurta bakmaya, bana ‘Sen de gel.’ dediler. ‘Ben gitmeyeyim Çanıllı'ya bir şey istemiyorum.’ dedim, ‘İllaki gideceğiz.’ dediler, ... ‘Ben de yumurta alacağım sen de gel.’ dedi, ‘Ben de domates, biber alayım.’ dedim ve evden iki tane poşet aldım, yola çıktık, otobanı geçince telefon çaldı, muhtar ...'i Örencik köyü muhtarı aramış sipariş vermiş, yolda giderken ben domates biber alamadım, Çanıllı'da markete girdik, alışveriş bitti arabaya bindi, ... ile ikisi arabanın önünde oturuyordu, ben de arka sırada benim arkamda ise ... oturuyordu. Muhtar derken ...'i kastediyorum, biz kendisini ... olarak biliyoruz. Örencik köyü muhtarına uğradık, onun yanından ayrıldık otobanı geçtiğimizde iki tane araba vardı tepede, o muhtarın kardeşiymiş onların yanına da uğradık, birer tane bira açtılar, beni tanıştırdılar bir bira da bana açtılar, ‘Ben içmem’ dedim ve onların yanından da ayrıldık. Köye giderken ‘Yavaşlayın şu birayı atayım.’ dedim, ‘Ver bize para veriyoruz.’ dediler. Bu esnada ... yanımızda değildi, evine gitmişti. Tekrar birlikte döndük önce ...'ı bıraktık, sonra beni bıraktılar, ben evime girdim, amcamın oğlu geldi traktörle, vakit cuma vaktinden sonraydı, ortalık kararmıştı. ... ile evin arkasında ayrıldık, bu esnada ... kendi evindeydi. Akşamleyin ..., ... veya ... ile görüşmem olmadı. Akşam saatlerinde ..., ...'i göndererek benden bira istedi. Gece saat ikiye geliyordu, ben astım hastasıyım, televizyon karşısında uyumuşum, uyandığımda saat ikiye geliyordu. Uykulu olduğu için o gece silah sesi duymadım. Cumartesi günü sabah beşte uyandım. Çay demledim, arka tarafta mutfak tezgâhım var, küçük tüp kullanıyorum, perde tutuşmasın diye perdeyi sıyırdım. ... böyle ayakta dikiliyordu, ... de ateş yakıyordu, evlerinin önünde böyle bir çukur yer açmışlar, öncesinde orada köpeklere tavuk falan pişiyorlardı ama o saatlerde değil yani. Sabah saat 05.10’u geçiyordu, ... böyle dikiliyordu evlerinin önünde, ... ateş yakıyordu. Evin önünde toprağı eşmişler, tuğla falan. Hava aydınlanmıştı, ... yanıma geldi, iki tane sigara aldı ve gitti. ...'ın hâli normaldi, tedirginlik bilmiyorum da biraz siyahlık vardı yüzünde, rahatsız gibi. Konuşması normaldi, yarım saat sonra falan tekrar geldi, ‘Amca akşam erken yatmıştım, üşüttüm, hastayım, gece Pala geldi tarlaların kirası falan anlarsın ya mecburen kalktım.’ dedi. İyi ben de ‘Üşüttüysen benim keçe kazağımı giy ben üşüttüğüm zaman bunu giyerim.’ dedim. Yeleği giydi yine sigara aldı ve gitti. Üçüncü kez tekrar geldi, ‘Sana yük oluyorum ama.’ dedi yeleği verdi, yine sigara aldı, ‘İstersen yıkatayım.’ dedi. ...'ı ortalıkta hiç görmedim, ateşi yakarken gördüm, sonra görmedim. Önceki zamanlarda ... ve ...'ı saat beşte bu şekilde ayakta görmezdim, saat dokuzda, onda görürdüm. İlk defa sabahın o saatinde o şekilde gördüm. Ne yaptıklarını bilemiyorum, anlamadım. Panik hâlleri yoktu, ... ...'e kızıyordu, ‘Beceriksiz bir işi beceremedin.’ diye. Bulunduğum pencere ile arası 15-20 metre mesafedir, konuşulanlar duyuluyor. herhâlde ateşi yakamadığı için kızıyordu. Pencereden baktığımda ... veya ...'in yakınında silah, tüfek görmedim. ... üçüncü kez sigara alıp gittikten sonra ... ve muhtar geldiler yanıma, çay getireyim vs. derken beni azarladı, ‘Dur bir şey diyeceğim.’ dedi ..., ‘Ben ... Abi'yi iki kez aradım bana cevap vermedi.’ dedi, ben de 'Bahçeye çıkmıştır.' dedim. ...'in yanındaki muhtar dediğim ..., yani ...'ti. ‘Bir de muhtara arattırdım ona da cevap vermedi, bir de gittik ki dedi iki kapı da açık, ... Ağa gözünde gözlük, karnına bez koymuş, sobanın karşısında oturuyor, silahı da sağ tarafında’ dedi. ‘Neden seslenmediniz?’ dedim, ‘Seslendik ama korktuk kaçtık.’ dediler. ‘Adam kan kaybından ölür, yardımcı olun, karakola da haber vermek lazım, ambulans da çağırın.’ dedim. Bana ‘Karakolu sen ara.’ dediler, ‘Sen muhtarsın ara.’ dedim, ... de ara der gibi yaptı, ‘O da başıma işi alırız.’ dedi. ‘Ne iş alacaksınız?’ dedim ve karakolu ben aradım, bilgi verdim. ..., ... ve ...'le birlikte geldiler yanıma. Olay yerine bunlar üçü gittiler, ben üzerimi giyindim ilaç aldım bir saat sonra falan da ben gittim. Bir saat sonra gittiğimde ..., ...'in evinin oradaydı, hepsi dikiliyordu, ‘Ölmüş.’ dediler. ... hiç konuşmadı, nasıl olmuş kim vurmuş falan hiç bir tepki yoktu, diğerlerinde de yani hiç kimsede tepki yoktu. ... o şekilde vurulmasına üzülenini görmedim orada. ... olay yerine sonradan geldi, kalabalık da geldi. ... veya ... jandarma geldikten sonra bize bir açıklama yapmadılar. İfadelerimiz falan alındı, en son dağıldıktan sonra ...'in babasının arabası var beni evime getirdi. Oturduk masaya biraz, ya ..., ‘Amca sen burada yatıyorsun yattığın yer belli.’ dedi, ‘... Ağa'yı vuran seni de vurur.’ dedi, İçimde korku kaldı, o günden beri evime gitmiyorum. ... bence çok iyi bir komşuydu. Herhangi bir ahlaksızlığını ve yanlışını görmedim. Biraz kaba saba ama net bir adamdı. Bir çocuk sahibiydi. ...'ı tanımam. Yani çocukluğundan tanıyorum, 30 sene görmedim. ...'ın bir yanlışını görmedim. ...'ı tanımam. Ev yapana kadar bunları tanımazdım. ..., ... veya ...'in cinsel anlamda farklı bir davranışına şahit olmadım.”,
Tanık ... Cumhuriyet Başsavcılığında; “02.10.2015 tarihinde ... ile şahsi bir işimi halletmek için saat 11.00 gibi Kazan ilçesine gittik. Kazan'da işimizi bitirdikten sonra Gölköy'e geri döndük. Cuma günü saat 15.00 ile 16.00 arasında ..., ..., ... ve ben kâğıt oynadık. Ben ve ... oyunu kaybettik. Sonra alışveriş yapmak için Çanıllı'ya gittik. Çanıllı'da oyunun karşılığı olarak bira aldık. ... bira içmediğinden dolayı ona sigara alacaktık ancak sigara almayı unuttuk. Saat 17.30 - 18.00 gibi köye geri döndük, onları evlerine bıraktım, kendim de evime geçtim. Saat 18.00 gibi evde idim. ..., ... ve ... geldi, onların işleri vardı, onları hallettim. Daha sonra ben hep evde idim. Cumartesi günü saat 10.30 gibi bahçeye gitmek için traktör ile giderken ...'ın evinin önünden geçerken ... beni çağırdı, yanına oturdum, birer bardak çay içtik. ... bana ...'i aradığını ancak ulaşamadığını söyledi. Ben de ...'i aradım, ...'e ulaşamayınca ‘Evine gidip bakalım.’ dedi. Beraber ...'in evine gittik. Eve gittiğimizde avlunun ve evin kapısı açıktı. ... perdeyi aralayıp içeri baktı, ‘... herhâlde kalp krizi geçirmiş.’ dedi, sonra ben de içeri baktım. ...’in sedirin üzerinde köşede yarı oturur yarı yatar vaziyette durduğunu gördüm. Benden sonra ... tekrar baktı, ...'in yanında tabanca olduğunu söyledi. Sonra ben tekrar dikkatlice baktım, ...'in yanında silahı gördüm. ...'in kendi kendini vurmuş olabileceğini de düşünerek ...'ın yanına gittik, durumu ...'a anlattık. ... jandarmayı aradı. Tekrar ikinci kez ..., ... ve ben birlikte ...'in evine gittik. Bizden sonra ...'in eniştesi ... olay yerine geldi. Sonra ambulans ve jandarma geldi. Sonra da ... olay yerine geldi. ... ile komşumuz olması ciheti ile tanışıklığımız vardı. Ben ...'ın ...'e ... hakkında ...'in homoseksüel olduğu konusunda bir şey söylediğini duymadım. Benim ...'in homoseksüel olduğu konusunda da hiçbir bilgim yoktur.”,
Mahkemede; “Ben bir gün önce ... ile birlikte Kazan'a gitmiştim oradan köye gittik, orada ... ve ... de bizim oturduğumuz yere gelip beraber kâğıt oynadık, yanımızda bir iki tane bira vardı, içmiştik. Daha sonra biz Çanıllı’ya gittik, bira aldık. ...'i o gün o kadar gördüm. Ben Gölköyü’nde icarla kavun ekerim. Gölköy'e gittim, tarlaya gidiyordum ... beni çay içmeye davet etti. O esnada ...'in telefonunun cevap vermediğini söyledi. Ben de aradım. Ben daha sonra evime doğru gidiyordum ... ‘Beni de bırakıver.’ dedi. Sonra ...'in yanına gitti ben de peşinden gittim. ‘Bu adam herhâlde kalp krizi geçirmiş.’ dedi, kapı açıktı, sedirin üzerinde oturuyordu, hemen geri döndük. Daha sonra ...'ın yanına gittik. ‘... Abi'ye bir şey olmuş.’ dedik, geri geldik ... ile beraber, tekrar baktık o esnada, ... da bizimle beraber geldi. ... da jandarmayı aradı. Ambulansı da aradık. Doktorla beraber içeri girdik ‘Bu adam vurulmuş, kendini vurmuş.’ dedi, dışarı çıktık, yakınlarına telefon ettik, jandarma geldi. ..., ... ve ... vardı, ... ve ... da vardı. Kâğıt oynanırken herhangi bir tartışma yaşanmadı. ...'la ... ve ... arasında herhangi bir husumet olup olmadığını bilmiyorum. ...’ın evinde kime ait olduğunu bilmediğim bir tane av tüfeği vardı, ‘Patlamıyor.’ demişti, kimden aldığını bilmiyorum, iki tane av tüfeği olduğu yönünde bir bilgim yoktur. ...'ın faklı bir cinsel tercihi olduğuna dair herhangi bir bilgim ve görgüm yoktur. ...'in kötü birisi olarak bilmem, ama ona herhangi bir cinsel ilişki teklif edip etmediğini de bilemem. ... ile de herhangi bir akrabalığım yoktur. Ben Alibey Mahallesi muhtarıyım. ...'in evinin bulunduğu mahallenin muhtarı ise ...'dür, ... Göl Mahallesi’nde oturuyor, evi orada, gelip gidiyordu yani, ...'ın evi ...'in evine yakın değildir, aralarındaki mesafe 2 km falan civarıdır. Olay günü ...'in evinin civarında gezmiyorum, dediğim gibi icarla Gölköy'ünde tarla ekiyorum, ektiğim bostana çalışmaya gidiyordum, oraya giderken ... balkondaydı. Bana çay bardağını gösterdi çay içelim diye, ben durdum, yukarı çıktım balkona, bir bardak çay getirdi, ‘...'i arıyorum, arıyorum ulaşamıyorum.’ dedi, düğüne gideceklermiş onun için aramak istemiş, ...'ın evi ...'in evine yakınlığı 400 metre civarındadır.”,
Tanık ... Kollukta; “... benim halamın oğlu olur. Kendisini yakından tanırım aynı zamanda komşu köyümde ikamet eder. 02.10.2015 tarihinde saat 09.00 - 10.00 sıralarında ben Gölköy’den kendi köyüme arabamla geçerken ... ve ..., ... ile Gölköy muhtarı evi arasında içki içiyorlardı, beni de davet ettiler, ben de arabamı muhtarın evinin orada bıraktım, ... benden 50 lira istedi, zaten alkol aldıkları için benden alacakları para ile alkol alacaklarını tahmin ettim, istemeye istemeye 50 TL’yi ...'a verdim. ...'ın evinin oralarda ördek vardı ‘Kesip yiyeceğiz.’ dediler, ben de parasız olarak ördeği onlardan aldım ve kendi evime gittim. Öğlen saatlerinde ... ile ...'la bizim köyde cuma namazını kıldıktan sonra kendi köyleri olan Gölköy’e gittiler. 02.10.2015 tarihinde saat 21.00 sıralarında Örencik tarafında ...'ın davarının yanına gittim. Gittiğim yer ...'ın evine yaklaşık 2 km mesafedeydi. Saat 22.30 - 23.00 sıralarında Gölköy tarafından gelen 5 tanesi kesin olmak üzere belki 6 adet silah sesi duydum. Duyduğum ses av tüfeği sesiydi. Tabanca sesi ile av tüfeği sesini ayırt edebilirim. Tabanca sesi duymadım, duyduklarımın hepsi av tüfeği sesiydi. Ben köyde sürekli ateş edildiği için pek önemsemedim, ‘Yine domuz vurdular herhâlde.’ dedim. 03.10.2015 tarihinde saat 03.00 sıralarında kendi evime geri döndüm ve yattım. Saatini tam hatırlayamıyorum ama sabah ile öğle arasında bir saatte Çaltalı ... bana telefon ederek 'Dayını vurmuşlar' dedi. Ben olayı bu şekilde öğrendim. Evimden çıkarak ...'in evine gittim, olay yerine gittiğimde jandarma ekipleri oradaydı. ... benim köylümdür, çocukluğundan beri tanırım, ... isimli şahsın sapıkça hareketlerinden dolayı ben kendisine kızdım. Bana cep telefonundan bazen de tabletinden porno filmler açıp 'Bak' diye gösterirdi, ben de onu terslerdim, kızardım. ... da bana telefonundan bu porno filmleri gösterdi, ben onu da tersledim. ... 3-4 ay önce bana geldi ve benim köyde bulunan tahta evimi kastedererek '3-5 arkadaşla senin şatonda kalabilir miyiz?' dedi. Ben yine kendisini tersledim, ... ‘Biz kalırız’ gibi tehditvari ve ciddi bir şekilde sözler söyledi ben de ‘Sen nasıl kalacaksın benim evimde?’ diye kendisini tersledim, ‘Gidin ...'ın evinde kalın.’ dedim. Kalacağı arkadaşları erkekti. ...'ın evinde kurma kolu tahta renkli olan bir pompalı tüfeği gördüm. Bir de 3-4 ay önce hem ...'ın elinde hem de ...’in elinde tutmalı siyah renkli otomatik tüfek olduğunu gördüm. Hatta bir kere ...'ın evinde masanın üstünde birkaç adet de sarı renkli av tüfeği mermisi gördüm, onun dışında ...'ın babası olan ...'da ise bir adet tek kırma, bir adet de otomatik av tüfeği gördüm. ... ve ... isimli şahısların bana sürekli porno izletmeye çalışmaları neticesinde ben çevremdekilere ‘Bunlar dengesiz, uymayın bunlara.’ dedim, Bu konudan ...'e de bahsettim ve bunları 'Eve koyma' dedim, ... isimli şahıs bile oğlu ...'i yanında ...’in telefonundan porno film izliyordu, sürekli alkol aldıkları için de ben herhangi bir sapıklık yapmalarından korkuyordum. Bu nedenle millete dikkat etmeleri için uyarıda bulundum. Ancak kimseye ‘Bunların arasında cinsel bir ilişki var.’ demedim. Öyle bir ilişkiyi gözümle görmedim veya kulağıma böyle bir dedikodu gelmedi. Bu şahıslar bana izlettikleri videoyu ...'e de izlettilerse eğer ...'in bunlara çok sert bir tepki vereceğine eminim. ... oğlu ...'ye ... için 'Gariban, bu bebe çok çile çekiyor, bu bebeyi kurtarın' derdi ve oğlu ...'nin ...’i işe almasını isterdi. Benim bu olay ile ilgili olarak bilgim ve görgüm bundan ibarettir.”,
Mahkemede; “...'in eniştesiyim, ... da uzaktan akrabam olur. ... da akrabam olur. Saftır, kendisi Alibey köylüdür. ... de akrabamdır, ...'e ‘Bu ...'e bir iş bulabilir miyiz?’ diye sordum, oğlu ...'ye soracağını söyledi, ‘Demircilik falan bir bakarız.’ dedi. ... köylünün baktığı yetim bir çocuktur. Cinayet olayına dair bir şey bilmiyorum. ...'in kim tarafından neden öldürüldüğünü bilmiyorum. İyi niyetinden dolayı öldürüldü, ...'e iş bulma olayından dolayı teşekkür müdür bilemiyorum. ...'e geçmişte normal gelmeyen hareketleri nedeniyle kızdığım olmuştur. Cep telefonundan bana görüntü izletmiş olabilir. ...'ın telefondan bir şey gösterip göstermediğini hatırlamıyorum, Ben Gölköy’de kalıyorum. Aramız 500 metredir. Olay gecesi silah sesi duydum. Av tüfeği olabilir. 4 veya 5 el olabilir, peş peşe duydum. ...'ın tüfeği vardır. Bir tane otomatik tüfek görmüştüm. Olaydan bir iki ay öncesindeydi. ... ile ... arasında geçmişte bir husumet olup olmadığını, ...'in ...'ın ailesine geçmişte zarar verip vermediğini bilmiyorum, ... öyle bir insan değildi. ... telefonundan bana porno görüntüler gösterdi.”,
... Mahkemede; “... çocukluk arkadaşım olur. Suça sürüklenen çocuk ...'ı ise gidip geldikçe tanırım, ... ile aramızda bir ticari ilişki vardır. Ben onun tarlalarını icarla ekiyorum. ...'in vurulduğu zamanlarda ...'ın evine 5-6 gün önce gittim. O dönemlerde icar parası vermek için gittim, 5.000 lira verdim. Saat dokuz buçukta Kazan'daydım, onu geçerken eve döndüm yemek yedim. Aracıma bindim saatin kaç olduğuna bakmadım ancak 12 gibi falan olması lazım. Gittiğimde ... ile karşılaştım, öncesinde telefon açmadım, direkt gittim. Kapıyı çaldım, ... açtı kapıyı ...'ı sordum ‘Yatıyor’ dedi. Kaldırmasını istedim. Parayı saydığı zaman kadar bekledim, sonrasında çıktım. Bana bir şey teslim etmedi. ... ve ... arasında bir husumet olup olmadığını bilmiyorum, arkadaş olarak biliyorum. Bu olayın kimler tarafından nasıl gerçekleştirildiğinden bilgim yoktur.”,
Tanık ... Mahkemede; “...'ı köyden tanıyorum, köye gidip geldikçe görüyorum. Ben Sincan'da oturuyorum, Gölköy'ünde evimiz yıkıldı ancak bahçemiz vardır, gidip geliyoruz. Gidiş gelişlerimizde ...'ın evine uğradığım oldu. En son gittiğimizde av tüfeği vardı bunların evinde. Bir tane pompalı, bir tane de otomatik tüfek, aynı tüfekten bende de vardı, köye gidip geldikçe ateş ediyordum öylesine, ... Bey ‘Bu tüfekten ben de yeni aldım aynısından Burak.’ dedi ve ...'e içeriden getirmesini söyledi. Babamla birlikte gitmiştik buraya akşamüstü kavun almaya çıkmıştık. İçeriden getirdi tüfeği ‘Burak şuna bir bak tutukluk falan yapıyor mu?’ dedi, ...'e ‘Ses fişeği getir, içeriden koş.’ dedi, fişek geldi, ses fişeğini taktık ve attık, gayet iyiydi, ‘Bu nasıl kullanılıyor Burak, yeni aldım.’ dedi, nasıl kullanıldığını gösterdim, ‘Tamam götür içeriye.’ dedi ...'e, bir tane de normal pompalı tüfek vardı onu da gördüm bizzat, bilgilerim bunlar. O gün otomatik av tüfeğini denedik, pompalı tüfeği denemedik. Yeni aldım demişti. ‘Kaça aldın?’ diye sordum, ‘500'e’ dedi, kimden aldığını söylemedi bana, tüfeği denedikten sonra çay içtik, oradan çıktık Feruz köyüne gittik orada bahçemiz vardı, bir daha da ...'ın yanına uğramadık. ...'i tanıyorum, aramızda herhangi bir husumet yoktur. Biz köye bir gün kavun almaya gittik, oradan ... Dayı çıktı bizim arabayı tanıyamamış herhâlde kavun almayın diye bize bağırdı, ben de ‘Biziz Dayı’ diye bağırdım, biz kavunları topladık gittik, bizim Feruz köyünde hobi bahçesi gibi bir yer vardı oraya gittiğimde babama söyledim, ... Dayı bağırdı falan diye, babam da ‘Niye bağırdı bağırmaz’ dedi, babam o sırada alkollü olduğu için ... Dayı’yı aradı, sonrasında ...'in yanına gittik, ‘Babam dayı bebelere bağırmışsın’ dedi, ... de ‘Ben nereden bileyim akşam akşam, ben gelen geçene bağırıyorum.’ dedi. ...'ın tüfek kullanmayı bilip bilmediğini bilmiyorum. Cahillik işte şimdi olsa hayatta elimi sürmem. ...'ı ise köye gidip geldikçe tanıyorum. ...'ın ...'ın yeni aldığı tüfeği kullanma konusundaki tecrübesini bilmiyorum ancak köyde olduğu için illaki bilgisi vardır.”,
... Mahkemede; “Bir bir hafta öncesinde gitmiştik. ...'i kimin ne şekilde öldürdüğünü bilmiyorum. Gittiğimizde ...'ın evine uğradık, ...'ın evinde av tüfeğini gördük. ... tüfeği yeni aldığını söyledi, hatta tüfeği içeriden ... getirdi, havaya ateş ettik orada, ben siyah olan tüfeği gördüm. ...'in kaç tüfek getirdiğini hatırlamıyorum, ama siyah tüfek bizim tüfeğin aynısıydı, otomatikti. Burak doldurdu, ben de attım, Burak da attı. ... bu tüfeği kimden ne zaman aldığını söylemedi. ... ile ... arasında herhangi bir kavga, gürültü , husumet yoktu.”,
... Mahkemede; “... ve ...'ı tanırım hiçbir akrabalığım yoktur. ... benim eski tanıdığım, otururken oradan tanıyorum, evine gittim, bana yardımcı oldu, o dönemde aranmam vardı cezamdan dolayı, yardımcı oldu, Allah işini gücünü rast getirsin. ...'ı da ... Abi’nin yanında gördüm, o dönemde eşimden ayrıydım, bunalım bir hayatım vardı, oraya gidip gelirken gördüm, bunun haricinde bir samimiyetim yoktur. Para cezam vardı o nedenle cezaevindeyim şu an. Ben ...'da serbest çalışıyordum, ... olaydan önce benim yanıma gelmedi. ...'i tanımıyorum ismini yeni duydum. ...'in kim tarafından nasıl öldürüldüğüne dair bilgim yoktur. Bir kere Kazan'a gittim. Onur diye bir arkadaşım vardı, araba kiralamıştı, çocuğumda vardı hatta yanımda ... Abi’nin yanına da gittim. ...'i gördüm, onunla konuştum, ‘Burada adam öldürdüler, birini vurdular.’ dedi orada anlattı bana. Ben olaydan önce ...'a av tüfeği satmadım , bu yöndeki beyanlar yalandır.”,
Tanık ... Mahkemede; “Ben Gölköy muhtarıyım. Her iki sanık da çok uzaktan akrabam olur, dedelerimiz kardeştir. Sanık ... ile maktul ... köyden arkadaştılar. Birlikte oturur kalkarlardı, baharda mantar toplamaya giderlerdi. Bu şekilde normal komşuluk ilişkileri vardı. Evleri 200 metre kadar yakındır, aralarında herhangi bir tartışma olduğunu duymadım. ..., sanık ...'ın yanında çalışıyordu. Tavuklara bakıyordu ve sanık ...'ın evinde yatıp kalkıyordu. Tahminen bu şekilde iki aydır çalışıyordu, ama kesin olarak bilmem mümkün değildir. Sanık ... ile ... arasında bir anlaşmazlık olduğunu duymadım. İtiş-kakış veya bir tartışma olsa idi duyardım diye düşünüyorum. Çünkü böyle şeyler konuşulur, anlatılır ancak ben böyle bir şeye şahit olmadığım gibi olduğunu da duymadım. Aynı şekilde ... ile de bir tartışma olduğunu duymadım. Muhtarlıkta mektupların konulduğu bir posta kutusu vardır, bir gün posta kutusunda sanık ...'a gelmiş bir mektup gördüm, gönderen ...'dı, mektubu yanıma aldım ve Kızılcahamam'da ...'a verdim. Mektubu benim yanımda açtı, okudu. ... cezaevinden yazdığı mektupta ailesini tehdit ettiklerini, parasının olmadığını söylüyordu, paran var ise gönder yoksa canın sağ olsun diyordu, bu şekilde hatırlıyorum. Sanık ...'ın tanık ...'ı pompalı tüfek ile tehdit ettiğini duymadım görmedim.",
Tanık ... Mahkemede; “Ben Kızılcahamam Belediyesi’nde kepçe operatörü olarak çalışıyorum. Sanık ...'ı belediyeden makine kiraladığı için tanıyorum. Makinenin operatörü ben olduğum için onun verdiği işleri yapıyordum. Bu şekilde iki kez kendisiyle iş yaptım. Bir seferinde bir buçuk gün çalıştım diğerinde ise 3-4 saat çalıştım. ...'in bir olay sebebiyle öldüğünü duydum ancak başka bir bilgim yoktur. Komşusu olup olmadığını bilmiyorum, aralarında bir tartışma olup olmadığını bilmiyorum.”,
Tanık ... Mahkemede; “Ben sanığı ve suça sürüklenen çocuğu tanımıyorum. 12.10.2016 tarihinde Kızılcahamam Çeltikçi Jandarma Karakol Komutanlığındaki görevime başladım. Maktul ...'i de tanımıyorum. Husumete ilişkin Mahkemenizden yazı gelince, maktul ...'in oğlu ... ile görüştük. Esasen ...'in evinde bir hırsızlık olayı olmuştu. Bu hususla ilgili olarak gerekli tahkikatı yapmak için evine gitmiştik. Ölüm olayını bu aşamada kendisinden öğrendik. ..., babasının vurulduğunu bu olaya ... ve ...'ın karıştıklarını ve birlikte babasını vurduklarını söyledi. Yine ... olaydan 20-30 gün önce kepçe yüzünden ... ile ...'ın telefonda tartıştıklarını kendisinin bu tartışmayı bizzat görmediğini söyledi, aynı zamanda köy muhtarı ... ile de görüşme yaptık. ... bize kepçe çalışırken ...'a telefon geldiğini arayan kişinin ... olduğunu telefonda tartışma yaşandığını arayan kişinin ... olduğunu telefon görüşmesi bittikten sonra anladığını söyledi. ... aynı zamanda, tartışma konusu olarak ...'in evinin önündeki bazı şeyleri kaldırması için kepçe istediğini ancak ...'ın kendi işi bitmediğinden kepçeyi vermek istemediğini, bu nedenle tartıştıklarını söylemişti. ... ile konuştuğumuz esnada eşi de yanındaydı. ..., bahse konu tartışma sırasında şahısların birbirlerine yönelik herhangi bir küfür veya hakarette bulunduğundan bahsetmedi, sadece tartıştıklarını söyledi. Konuyla ilgili yapmış olduğumuz araştırmayı tutanağa dönüştürdük, yukarıda belirttiğim üzere ... ve ...'ün anlattıklarını tutanağa yansıttık. Husumete ilişkin yapmış olduğumuz araştırmada ... ile yaptığımız ilk görüşmede tartışmadan bahsetmişti, ancak sonraki günlerde başka bir görev için kendisiyle görüştüğümüzde bu kez bu yöndeki ifadesini değiştirerek herhangi bir tartışma olmadığı yönünde açıklama yapmaya çalıştı. ...'ın tutuk hâlinin devamına dair kararı tebliğ için muhtar ...'e gitmiştik. Tanzim ettiğimiz tutanakta kiminle görüştüğümüze dair bilgiye yer vermedik. Telefon görüşmesinde küfür ve hakaretleşmenin olduğunu ... söylemişti. ... ile ... arasında husumet bulunduğuna dair bir bilgiye ulaşmadık. Tutanak içeriği doğrudur. ..., köyde çok eski yıllarda bir yangın çıktığından bahsetti. Ancak yangını kimin çıkardığından bahsetmedi. ..., galiba ... ile ... arasında bu olaya dayalı husumet vardı, şeklinde söyledi ancak net bir ifade kullanmadı.”,
İnceleme dışı suça sürüklenen çocuk ... Cumhuriyet Başsavcılığınca alınan 13.10.2015 tarihli ifadesinde; Babam annemden ayrılıp başka birisi ile evlendiğinden dolayı ve evimiz küçük olduğu için altı aydır Gölköy'de ...'ın yanında kalıyorum. ...'i 10-15 yıldır tanırım. ... hem dedemin arkadaşı idi, hem de akrabamızdır. ... ile de babamla birlikte ...'ın evinde çalışırken tanıştık. Eylül ayının ortalarında köpeklere bayat ekmek almak için ...'in evine gittim. ... evde tek idi. ... bana ‘Sana 100 TL vereyim ve seni s.keyim’ dedi. Ben de kendisine ‘Dayı ağzından çıkan lafı duyuyor musun?’ dedim. O da bana ‘Gayet iyi duyuyorum.’ dedi. Yine bana ‘100 TL vereyim bir defa yapayım git’ dedi. Ben de oradan ayrıldım. Sonra hiçbir şey olmamış gibi görüşmeye devam ettim. Bu günden iki gün sonra otobandan gelmiştim, ...'in evinin önünden geçiyordum, ... beni yanına çağırdı gittiğimde ... bana ‘100 TL vereyim bir kere yapayım’ dedi. Ben de ‘Bu söylediklerini şaka olarak kabul ediyorum, ters tarafıma gelir seni vururum.’ dedim ve yanından ayrıldım. 02.10.2015 Cuma günü öğleden sonra saat 15.00-16.00 arasında ...'ın evinin arkasında ..., ..., ... ve ... beraber iskambil oynadılar. ... ...'ın bizim evin kapısının önünde duran arabasına bindiği sırada ben orada idim, burada ... bana ‘Akşam bana gel.’ dedi ve gitti. 02.10.2015 tarihinde akşam saat 09.00 gibi ...'dan ... için bir bira almaya gittim, birayı getirip ...'a verdim. ... birayı içip yattı. Saat 10.00 gibi benim dışarıda olan köpeğime dışarıdaki başka köpeklerin zarar vermesinden korktuğum için tüfeğimi alıp dışarı çıktım. Tüfeğimi çıkmadan önce doldurdum. Benim tüm fişeklerim dokuzlu tabir edilen ve ıslıklı tek kurşun idi. Ben bunun dışında küçük saçma fişeğim yoktur. Köpekler yoktu. Aklıma ...'in beni evine çağırdığı geldi. ...'in evine gittim. Tüfeği karanlıkta doldurduğumdan dolayı küçük saçmalı fişek de koymuş olabilirim. ...'in evine gittim, kapıyı çaldım. ... içeriden kim olduğumu sordu, ben olduğumu söyleyince kapıyı açtı. Sağ kalçasının üzerinde belinde tabanca vardı. Benim elimde de tüfek vardı. Beni içeri alınca ‘Otur çay iç.’ dedi, ben de ‘Oturmayacağım.’ dedim. ... de sedirin köşesine yakın bir yere, kapının karşısındaki bölüme oturdu. Bana ‘Sana 200 TL vereyim, seni s.keyim’ dedi. Ben de ona "Dayı seni herkese söyleyeceğim, savcılığa şikâyet edeceğim’ dedim. ... de bana ‘Sen beni kimseye şikâyet edemezsin.’ dedi ve belinden tabancasını çıkarttı. Ben de bana bir şey gösterecek sandım. Bana bir el ateş etti, ben kendimi yere attım. Yere düşer düşmez tüfeğin kurma kolunu çekip fişeği ağzına verdikten sonra tüfeği ateşledim. İlk ateşlediğim mermi yivli, ıslıklı tek kurşundu, domuz kurşunuydu. Daha sonra kalktım, dış kapıya doğru koştum, kapıyı açamadım, tüfeği yere düşürdüm. Dış kapının yanında sedirin altına gizlendim, kafamı aşağı eğip tüfeği ...’e doğrultup iki kez daha dokuzlu tabir edilen içerisinde dokuz adet saçma bulunan fişekleri ateşledim sonra olay yerinden ayrıldım. Saat 11.00 gibi ...'a, ... icar parası getirmişti. Beni dışarıda görmesin diye evin içerisine girip kapıyı açtım. ... parayı alıp eve girdikten sonra ben dışarı çıktım ve dışarıda bekledim. Saat 04.30 - 05.00 gibi ne olduğunu anlamak için ...'in evine gittim. Olay sonrası orada bıraktığım ayakkabılarımı alıp ayrıldım. İçeriye giremedim. ...'ın evine girince olayda kullandığım otomatik av tüfeği ile birlikte ...'a ait tek kırma av tüfeğini de alarak tek başıma gömdüm. ...'a ait pompalı tüfek herkes tarafından bilindiği için onu gömmedim. Üzerimdeki montu yırtarak köpeklerin bulunduğu yere attım. Çoraplarımı yaktım. Ayakkabılarımı ve pantolonumu da poşete koyup çöpe attım. Olayın oluş sırasında heyecandan tam olarak kaç tane fişek attığımı hatırlamıyor olabilirim. Ben tüfekleri ...'ndan aldım. ..., ...'ın arkadaşıdır. ... beni Gençlik Parkı’nın kapısının yanında gelip aldı. Yürüyerek evine yarım saat bir saat arası yürüyerek gittik. Evine gittiğimizde oturduk, konuştuk. Bir kısım eşyaları olduğunu bunları Gölköy'e götüreceğini söyledi. Sonra Bayram’ın ikinci günü 25 Eylül'de babamın arabasıyla ...'nun evine gittik. Ömer'in tüfekleri olduğunu öğrendim. Bu tüfekleri bana satmasını istedim. ... da tüfekleri bana 600 TL'ye sattı. Tüfekleri babamın arabasına, babama göstermeden koydum. Tüfekleri Gölköy'e getirdim. Bundan iki üç gün sonra Muhtar ... ile Kazan ilçesine giderek mermi aldım. O gün ...'in arabası ile Kazan'a giderken arabada Alibeyköy’lü 45 yaşlarında olan ... Ağabey, Çırpan köyünden ... Dayı vardı. Dönüşte Alibeyköy’de indim, eve uğradım. Sonra yürüyerek Gölköy'e geldim. Bayram’ın üçüncü günü (26 Eylül) ... bana ‘Paraları getir, motosikleti getirtelim.’ dedi. Ben de kendisine paralar ile tüfek aldığımı söyleyince ‘O zaman tüfekleri getir.’ dedi. Ben de tüfekleri sakladığım otların içinden alarak getirip ... ağabeye gösterdim. Tüfekler ondan sonra evde durdu. ... ve babası ... ... günü (30 Eylül) gelmiş olabilirler. Ben ... Ağabey’e tüfeklerin kendisine ait olduğunu söylemesini istedim. ... Ağabey de ...'e tüfeğin nasıl çalıştığını sordu, ... de gösterdi. Ben az önce her ne kadar tüfekleri 600 TL karşılığında Ömer'den satın aldığımı söylemiş isem de tüfekler ...'a aittir. Ben ...'ın başına bir şey gelmesin diye tüfeklerin bana ait olduğunu söyledim. Tek kırma av tüfeğinden kimsenin haberi yoktu, bu tüfeği kaptırmamak için sakladım. Jandarma ...'in cenazesini bulup olay yerinde inceleme yaptığı sırada ...'a cinayeti benim işlediğimi, tüfekleri sakladığımı söyledim. ‘Nereye sakladın.’ dedi, ben de ‘Uzak bir yere gömdüm.’ dedim. O da bana tamam benim ifademi alırlarsa tüfekleri senin gömdüğünü söylerim.’ dedi. Üzerime atılı suçlamayı bu şekilde kabul ediyorum. Çok pişmanım, çok üzgünüm.”,
28.10.2015 tarihinde; “Ben daha önce ifade vermiştim. O ifademde ... Ağabey'i düşünmemden dolayı bazı şeyleri eksik ifade ettim. Bu eksiklikleri tamamlamak istiyorum. ..., bana ilk olarak ‘Sana 100 TL vereyim seni....edeyim.’ dediği zaman moralim çok bozulduğundan dolayı, ... Abi’nin bana seslenmesini duymadım. ... Ağabey de bana moralimin neden bozuk olduğunu sorması üzerine ...'in bana yaptığı teklifi ... Ağabey’e anlattım. Daha önce de ...'in, ...'ın yanında benim anneme ve babaanneme küfretti. ... Ağabey de bunu ...'dan duydu. Bunların üzerine ... bana, ‘Git ...'i vur, namusunu temizle.’ dedi. Ben de ...'i vuramayacağımı söyledim. ... Ağabey ‘Benim de birkaç soracağım var ona.’ dedi. Olay günü ilk ifademde de bahsettiğim gibi köpekleri kovaladıktan sonra ...'in evine gittim. Elimde tüfek vardı, içi doluydu ancak ağzında mermi yoktu. İlk ifademde de anlattığım şekilde olay cereyan etti. Olay yerinden yalın ayak koşarak evime gittim. Eve geldiğimde ... bana neden geç kaldığımı sordu. Ben de ...'a, ...'i vurduğumu söyledim. ..., ...'in çocuklarının gelme ihtimaline binen pompalı tüfeğini doldurdu. Ben de otomatik tüfeği doldurdum. Sonra ben dışarıda, ... içeride bekledi. Para vermek için İsmail'in geldiğini görünce de ben içeriye geçtim. İsmail parayı verip gittikten sonra ben tekrar dışarı çıktım. Sabah 05.00'e kadar dışarıda bekledim. Saat 06.00 gibi ... Ağabey bana ‘Silahları gömelim.’ dedi. Otomatik tüfek ile tek kırma av tüfeğini ... ağabey ile birlikte poşete koyduk, ... ağabey ile birlikte bantladık. ... Ağabey bana üzerimde barut izi çıkmasın diye montumu parçalayarak köpeklerin kaldığı yere, pantolonumu ve ayakkabılarımı tavukların bulunduğu yere at, ‘Çoraplarını da yak.’ dedi. Ben de dediği gibi yaptım. Evde arama yapıldıktan sonra pantolon ve ayakkabıları çöpe atmış. ... Ağabey, tüfekleri gömdükten sonra gömdüğümüz yerin belli olmaması toprağın çökmesi için 10-15 kova su dökmemi istedi. Suları ... Ağabey pencereden bana verdi, ben de döktüm. Daha sonra da silahları gömdüğümüz yerin hemen yanına ... Ağabey köpeklere et pişirmek için ateş yakmamı istedi. Bugüne kadar da biz hiç arkada ateş yakıp et pişirmemiştik. Hep evin ön tarafına ateş yakar, et pişirirdik. 06 Ekim'de jandarma benimle görüşmeye gelecekti. ... Ağabey de bana ‘Benim sana ...'i vur dediğimi jandarmaya söyleme, dışarı çıkınca seninle ekip oluruz.’ dedi. Benim ... ile aramda cinsel herhangi bir ilişki olmadı. Benim bundan iki yıl kadar önce ...'da tanıştığım bir arkadaşımın evinde buluştuk. Rızamız ile karşılıklı olarak birbirimizle ters ilişkiye girdik. Bu olay nedeni ile kimseden şikâyetim yoktur. Olaydan bir ay kadar önce de ... ile de ...'ın evinde olduğumuz sırada aramızda bir olay geçti. Şöyle ki; ...'ın sırtı ağrıdığından dolayı sırtına bana masaj yaptırıyordu. Sonra o da bana ‘Ben de senin sırtına masaj yapayım.’ dedi. Bana masaj yaparken arkama geçti. Benim de rızam vardı, pantolonumu indirmemi istedi, ben de pantolonumu indirdim. Arkamdan cinsel organını sürttü. Cinsel organını girmesi için zorladı ancak girmedi. Sonra ben de ...'in arkasına geçtim, ben de ...'in arkasından girmeye çalıştım ancak yapamadım. Bu olay nedeniyle ...'dan herhangi bir şikâyetim yoktur. ... bu olayı ...'dan duymuş olabilir. Daha önce de ifademde belirttiğim fişekleri benim aldığım şeklindeki beyanlarım doğru değildir. Tüfekleri ...'dan alırken fişekleri de bana ...verdi. İnce, 0.1 milimetrelik, bıldırcın saçması olarak tabir edilen saçma fişekleri ... Ağabey’e aittir. Ben dışarı çıkarken tüfeği ve fişekleri bana ... Ağabey verdi. Ben fişekleri dışarıda karanlıkta tüfeğe koydum. Araya bıldırcın saçması fişek karışmış olabilir.”,
14.12.2015 tarihli ifadesinde; “...'in vurulduğu 02.10.2015 tarihinde gündüz vakti ... ... bana ‘Tüfekleri doldur.’ dedi. Ben de tüfekleri doldurdum. Akşam saat 20.00-21.00 gibi ...'in evine araba yolundan değil arka yoldan yürüyerek gittik. Ben ...'in evinin arka tarafında beklerken ..., ...'in evine girdi. 15 - 20 dakika sonra beş el tüfek sesi duydum. İki el de tabanca sesi duydum. ... yanıma geldi. Otomatik tüfeği bana verdi. Silah seslerini sorduğumda yanlışlıkla ateş aldığını söyledi. ‘...'in evine gidersen de seni vururum.’ dedi. Geri dönerken ...'ın evinin orada bana ‘Dışarıda bekle.’ dedi. Yarım saat sonra geldi. ...'ı kastederek ‘Pezevenk dışarı çıkmadı’ dedi. ‘Çıksaydı vuracaktım’ dedi. Sonrasında birlikte eve gittik. Biz de evde iken ...'ün geldiğini gördü. ..., ‘Ben içeri geçiyorum, gelince beni çağırırsın.’ dedi. ... gelince ben ... Ağabey'i çağırdım, ... Abi ...'den parayı aldı. Bundan yarım saat sonra Megane tarzı bir taksi geldi. ... Ağabey bu araçtaki kişiler ile bir şeyler konuştu. Siyah bir çanta ile geri döndü. Ben bu çantanın içinde ne olduğunu bilmiyorum. İki saat kadar kendi odasında kaldı. İki saat sonra elinde şeffaf eldiven ile tüfeği tutar vaziyette odasından çıktı. O sırada aynı siyah Megane tarzı araba bir daha geldi. ... Ağabey bu kişiler ile yaklaşık 1,5 saat kadar konuştu. Ondan sonra bana ilk ifademde söylediğim şeyleri öğretti. ‘Bunları söylemezsen aileni öldürürüm.’ dedi. Ben de korktuğumdan bu şekilde ifade verdim. Benim ... ile aramda geçtiğini iddia ettiğim hiçbir olay aramızda geçmedi. Benim ... ile aramda hiçbir cinsel ilişki olmadı. ... ile aramızda geçen cinsel yaşanmışlıklar gerçektir. Olayın olduğu gece ... beni aldı ve dışarı çıktık. Otomatik tüfek ile bana iki el ateş ettirdi. Beni ...'in evine götürdü. ...'in evine gitmezsem beni vuracağını söyledi. İlk ifademde ve olay yeri göstermede anlattığım şeyleri bana orada 5-6 kez tekrarlattırdı. Ben o dönemde annem ... adına kayıtlı ... numaralı GSM hattını kullanıyordum. Olaydan sonra telefonu benden aldı ve telefonum hep ...'da durdu. ...'ın 2-3 tane hattı vardı, ancak ben numaraları bilmiyorum. ...'ın bir tane dokunmatik ekran Samsung S2 marka olduğunu bildiğim telefonu vardı. ... bana tüfekleri gömmek için çukur kazmamı söyledi, ‘Çukuru kazmazsan ben senin mezarını kazarım.’ dedi. Ben de çukuru kazdım. Tüfekleri ...'ın zoru ile ben bantladım ve gömdüm. ... ...'i vurduktan sonra silahı bana vermişti. Eve gittik, evde kontrol edince silahın içerisinde boş fişek olduğunu gördüm. Boş fişeği ... bana yaktırttı. Jandarma ekibinin beni arayıp ifademi almak istediklerini söylediklerinde ... bunu duydu ve bana ‘...'i vurduğunu söyle, benim yaptığımı asla söyleme. Dediğim gibi yapmazsan aileni bir daha göremezsin.’ dedi.”,
Tutuklanması talebiyle sevk edildiği Sulh Ceza Hâkimliğinde; “Ben savcılıkta vermiş olduğum ifadeyi aynen tekrar ediyorum, olay gününden iki hafta kadar önce ..., bana cinsel ilişkiye girmeyi teklif etti, ben kendisine ağzından çıkanı kulağının duyup duymadığını sorunca kendisi ne söylediğinin farkında olduğunu söyledi, ardından bu teklif ... tarafından birkaç kez daha tekrarlandı, ben her defasında böyle bir şeyin olamayacağını kendisine söyledim, olaydan birkaç gün önce ..., bana eşini ...'ya götüreceğini söyledi ve kendisinin yalnız olacağını bildirdi, ben de buna karşılık hiçbir şey söylemedim, olay akşamı saat 22.00 gibi daha öncesinde almış olduğum bana ait otomatik tüfeği alarak dışarı çıktım, dışarı çıkma sebebim bana ait olan sahipli köpeğin başka köpekler tarafından boğulmasını engellemekti, bu amaçla diğer köpekleri vurmak için dışarı çıktım, ancak daha sonra ...'in söyledikleri aklıma geldi ve ...'in yanına gittim, ben bu sırada ...'in yalnız olduğunu biliyordum, ... kapıyı açtı ve beni içeriye davet etti, ben ...'in benden özür dileyeceğini düşünerek gece vakti ...'in evine girdim, girdikten sonra ... bana 200 TL teklif ederek kendisiyle cinsel ilişkiye girmemi istedi, ben bunun üzerine kendisini jandarmaya şikâyet edeceğimi söyleyince silahını çıkarttı, ben önce ateş edeceğini anlamadım, ancak ... silahıyla ateş edince ben de elimdeki kendime ait otomatik tüfeği kullanarak ...'e dört beş el ateş ettim, ardından kaçarken ... yeniden ateş etmeye başladı ve ben bunun üzerine odada bulunan sedir yanına saklandım, ardından ...'in silahı tutukluk yapınca ben de hemen kaçtım, ardından ...'ın evine geri döndüm, gittiğimde ... uyuyordu, ... hatırladığım kadarıyla saat 20.00 gibi uykuya daldı, o gün alkol almıştı, bu sebeple erken uyumuştu, ben gittikten bir süre sonra yaklaşık saat.23.00 gibi soy ismini hatırlayamadığım ... isimli şahıs ...'ın evine geldi, icar parası verdi, ... bunu aldı ve geri yattı, ... de geri gitti, ben geceleyin saat 04.00 gibi kendime ait olan ve olayda kullandığım otomatik tüfeği ve kimsenin varlığından haberdar olmadığı ve ...' ait olan tek kırma tüfeği alarak ...'ın evine yakın bir yere gömdüm, benim olayda kullandığım tüfeğimle birlikte ...'a ait tüfeği gömmemin sebebi olaydan ...'ın da zarar görecek olmasından korkmamdır, çünkü demin de söylediğim gibi gömmüş olduğum ...'a ait tüfekten kimsenin haberi yoktu, dosyada ifadesi alınan Burak ve babası ...'in haberdar olduğu tüfek bana ait olan ve olayda kullanılan tüfektir, Burak ile babası ...'ın evine geldiğinde tüfeğin ...'a ait olduğunu ben ...'dan rica etmem üzerine bizzat ... söylemiştir, çünkü babamın bu tüfeğe sahip olduğumdan haberi yoktu, sabah olduğunda saat 07.00 gibi ben köpeklere et pişirdim, bu sırada ... hâlen yatıyordu ve hiç kalkmadı, saat. 09.00-10.00 gibi ... ile ... ...'in evine geldiler, ...'in evi ile ...'ın evi yürüyerek 15 adım kadardır, ... ile ... ...'le konuşurken ben de kendilerini duydum, ben onları duyduğu sırada bu şahıslar benden ...'ı çağırmamı istediler, ben de kendisini çağırdım, ... kalktı ve hep birlikte ...'in evine gittiler, ben olay anında bırakmış olduğum ayakkabılarımı sabaha karşı hatırladığım kadarıyla saat 03.00 gibi almaya gittim, ancak içeriye giremedim, içeri giren ..., ..., ... ve ...'ın jandarmayı aramasının üzerine ekipler geldi ve olay yerini araştırmaya başladılar, bu sırada olayın meydana geldiği evin yakınlarında ...'la konuşurken ben bu cinayeti kendimin işlediğini ağzımdan kaçırdım, aslında bunu söylemek istemiyordum ancak konuşma anında bir anda ağzımdan kaçtı, ... o ana kadar bu olayı benim yaptığımı bilmiyordu, bu konuda da bana bir şey sormadı, ben ...'ı tüfekleri sakladığımı da söylemedim, olay söylediğim şekilde meydana gelmiştir, çok pişmanım, öldürme kastıyla ateş etmedim, ...'in de elinde silah olduğu için karşılık vermek amacıyla ateş ettim, olayı tek başıma işledim, bu nedenle tutuksuz olarak yargılanmak istiyorum.”,
Mahkemede; “İlk önce ...'ın iddia ettiği mektup işi yalandır. Bunu hiçbir zaman kabul etmiyorum, burada mektup okuma komisyonu var, her mektup kayıt altına alınıyor, onun çıkartılmasını istiyorum. Bir de şu var ...'ın yanında çalıştım, kümesini temizledim, para aldım, ondan sonra da hiç para almadım. Tüfeklerden başlayalım arzu ederseniz, tüfekleri ... diye birisi var, tüfekleri ... ondan aldı. Bu ... Yenimahalle'de oturuyor, tüfekler geldi, tüfek kullanmasını bilmiyordu, ben de elime tüfek almam, alırım ama atış yapamam, hiç atmışlığım yok, benim kurusıkım vardı, bunu da biliyor zaten, düğünlerde falan atardım, param varsa mermi alırdım yoksa almazdım. Sonrasında bozuldu, ben de arkadaşıma hediye olarak verdim, yapılmıyordu, tamir olmuyordu. ... bana ‘Tüfekleri doldur, ne olur ne olmaz.’ dedi. Doldurdum, hava karardı, ... geldi. Ben gittim, ... Abi bana ‘Av yapmaya gidelim.’ dedi. Bizim orada tavşan çok olur, etini de severdim. Ben hiç ...'in evinin yakınına gitmedim. Oradan çıktık, giderken ...'in evine gittik, ‘Ne oldu ağabey?’ diye sordum, ben geleceğim dedi, bir daha sordum beni evin arkasına götürdü, elinde tüfekler vardı, otomatiği alacaktım, bana pompalıyı verdi, pompalı ile hiç atış yapmadım, yapamıyorum, bilemiyorum onu, orada beni tehdit etti, ‘Gidersen seni vururum.’ dedi, içkili olduğundan dolayı şaka yapıyor herhâlde bu dedim, sonrasında ... Abi eve girdi, 10-15 saniye sonra tüfek sesi duydum 5 el, ardından tabanca sesi duydum, sonra çıktı inanmadım böyle bir şey yapacağına,‘Ağabey ne oldu?’ dedim. ...'in evin içinde nasıl ve nerede oturduğunu ben bilmiyorum, evin içine girmedim. Sabah saat 3-4 gibi idi tam hatırlamıyorum evin yanına tüfekleri gömdük. ... da yanımda idi, taşımama yardım etti. Tüfekleri ben bantladım, tehdit ettiği için ben gömdüm. Suç unsuru silahları neden daha uzağa gömmediğimize ilişkin bilgim yok, ben onun zorlamasıyla yaptım. Ben herhangi bir kimseyle ilişkiye girmedim, geçmişte herhangi bir tecavüz ve istismara maruz kalmadım her şey raporda açıktır. ...’in bana karşı bir cinsel ilişki teklifi olmadı. ... ve başka bir kişi de cinsel ilişki teklif etmediği, böyle bir ilişki yaşamadım. Benim rapor içeriğinden haberim vardır. Bundan 4-5 yıl önce ...’ın evine kendi rızam ile gittiğimde sadece bir şeyler izledik, cinsel ilişkiye girmedik, kıyafetlerimizi çıkarmadık, cinsel organlarımızı birbirimize sürmedik. O zamanlar 15 yaşını da doldurmuştum. Önceki celse vermiş olduğum ifademi aynen tekrar ediyorum, ben mahkemenin seyrini değiştirecek bir hususu açıklamak istiyorum, bu olayı yaptığımızda biz iki kişiydik, ... ile benim aramda herhangi bir husumet yoktu, bu kişinin bana yönelik herhangi bir cinsel yakınlaşması oldu, ...'i ... öldürdü, kendisi küçükken ..., ...'ın evini yakmış bu nedenle ... ...'e kızgındı, olay tarihinden önceki zamanlarda ... ...'i kastederek gün gelince ondan hesap soracağım diyordu ama öldüreceğim diye bir şey söylemedi, ...'ın silah zoruyla iki adet tüfeği evin arka tarafına ben gömdüm, silahları gömerken ... yanımdaydı, ... belki tüfek sesini duymuştur, ancak silahları gömerken herhangi bir kişi görmedi, olaydan önce ...'in evine arka yoldan gittik, eve girmeden önce ... beni tüfekle tehdit etti, ‘Gelirsen seni öldürürüm.’ dedi, benim içeriye girmemi istemiyordu, bu esnada kendisinin elinde otomatik av tüfeği vardı, benim elimde ise ...'a ait pompalı av tüfeği vardı, ancak pompalı av tüfeğini gömmedim, otomatik av tüfeği ile ...'ın elindeki tek kırmalı av tüfeği ...'ın isteği üzerine gömdüm, tek kırma av tüfeği olayda kullanılmamasına rağmen niçin gömdürdüğünü bilmiyorum, ...'ın ölüm tehditleri üzerine gerçeği olaydan sonra güvenlik güçlerine anlatamadım. ... eve girdikten sonra silah sesleri geldi dışarıya çıktığında sorduğumda tüfeğin yanlışlıkla ateş aldığını söylemişti.",
03.08.2018 tarihli celsede Mahkemede; “İlk önce bu olayı ben yapmadım, ...'ın geçenlerde bu olay olmadan önce bir ağabeyime bu olayla ilgili söyledim, onları herkes bilir. 15-16 yaşımda başıma bazı kötü olaylar geldiği için bunun şeyi için onun yanında duruyordum, bir de mecburiyetim vardı. Ben severdim ... Ağabey’i, baba gibi de sayardım inkar etmiyorum, ta ki bu olayın olduğu güne kadar, olayın olduğu gün beni tehdit etmeye başlayınca ilk önce ev, araba, işlerini büyüteceğini, bana en iyisini vereceğini, yaş küçüklüğüm olduğu içinde az ceza alacağımı söyledi, kabul etmedim, ‘Bunu kabul etmiyorsan zorla’ dedi, tehdit etti, kabul etmeyeceğimi söyledim, yine ev, araba teklif etti, sonra kenara sıkıştırıp tehdit etmeye başladı, bu korkudan dolayı suçu üstüme aldım, ben yaptıklarımı da söylüyorum size, inkar etmiyorum, ben cezaevine girdim 2,5 yıldır yatıyorum, ben cezaevinde büyüdüm. Ben yapmadım, ateş etmedim, hiçbir şekilde alakam yoktur, ben bilmeyerek tüfekleri doldurdum, bilmeden ava gidiyoruz diye gittim, ... ile ölen adamın evine gittik, neden gittiğimizi bilmiyorum, ava gideceğiz diye çıktık, ... Abi götürdü, iki tüfek vardı, bir otomatik, bir pompalı vardı. Ben pompalıyı kullanamadığım için sadece şöyle elimle tutar vaziyetteydim. Pompalı bendeydi, tek kırma olan evdeydi, ... kullanmıyordu. ...'ın elinde ise otomatik vardı, eve gittik, ben bir şey alacağını zannettim, ‘Burada bekle.’ dedi, yönlendirilince ben içeri girmedim, ben tam balkon giriş kapısının yan tarafında bekledim, evin tam ters yan içine bakarak, O içeri girdi, aradan 15 dakika sonra 5-6 el tüfek sesi geldi, ardından tabanca sesi geldi, çıkınca şüphelendim, çıkınca ben de balkonun kapısına yöneldim, giderken ... tüfeği bana tuttu, ‘Onu vurdum, sıra sende, gidersen’ dedi, geri dönerken ...'ın evine götürdü, ifadelerimde var zaten, ...'ı da vuracaktı ama ... yatıyormuş. Tüfekleri ... zorla evin arkasına iki pencerenin ortasına gömdürdü, üstüne taş koydurdu, kum ve su döktürdü. Tek kırma tabir edilen tüfek evde duruyordu. ...'ın elinde otomatik tüfek vardı, siyah olan. Tüfeği gömdürdü, cebimizdeki fişeklere kadar gömdürdü, suçta kullanılmayan tüfeği neden gömdürdü bilmiyorum. Dediğim gibi korkumdan ve o günkü psikolojimden diyebilirim, cezaevine girdim kendimi emniyetli hissettiğim için Cumhuriyet Başsavcılığına dilekçe yazdım ve doğru ifademi verdim. Maktulün beni taciz etmesi ...'ın öğrettiği bir ifadedir, öyle bir şey yoktur.”,
Şeklinde ifade vermişlerdir.
Sanık ... Cumhuriyet Başsavcılığınca alınan 13.10.2015 tarihli ifadesinde; “Ben yaklaşık bir yıldır Gölköy'de yaşıyorum. ... benim köyden komşumdur. Aynı zamanda da akrabamdır. Zaman zaman bir araya gelip kâğıt oynar muhabbet ederiz. 02.10.2015 tarihinde ben Alibeyköy Muhtarı ... ile özel bir iş halletmek üzere Kazan ilçesine gittik. Dönüşte ...'ın balkonunda kâğıt oynadık. Daha sonra ... da bize katıldı. Ben, ..., ... ve ... birlikte birasına iskambil oynadık. Oyundan sonra alışveriş yapmak için Ayaş ilçesine bağlı Çanıllı beldesine ..., ..., ... ve ben birlikte gittik. ... oyundan sonra aç olduğu için evine gitti, bizimle gelmedi. Akşam 19.00 gibi köye geri geldik. Herkes evine gitti. Ben saat 20.00 gibi yanımdaki biralar bittiğinden dolayı ...'dan, ...'dan bana bira alıp getirmesini istedim. ... birayı alıp getirdi, ben birayı içtim ve yerime yattım. Akşam 23.00 gibi tarlamın icar parasını bana Çalta köyünden ... getirdi. Yataktan kalktım, parayı alıp tekrar yerime yattım. Sonrasında ...'in ne yaptığını bilmiyorum. Yaklaşık olarak sabah 07.00'ye kadar yattım. Sabah saat 07.00 gibi kalktım. Tavukları yemlemek için tavukların yanına gittim. ... de köpeklere et kaynatıyordu. ... ile birlikte çay içtim. Hatta üşüdüğüm için ... bana hırkasını verdi. Sonra gidip tekrar yerime yattım. Saat 10.00 gibi ... beni kaldırdı. ... ile ...'ın geldiğini, beni çağırdıklarını söyledi. Ben de kalkıp onların yanına ...'ın evine gittim. Burada ... ile ... bana ‘Herhâlde ... kendisini vurmuş, yanında silah duruyordu.’ dediler. Biz de ... ile birlikte jandarma ve ambulansı aradık. Jandarma ve ambulansı aradıktan sonra ben, ... ve ... tekrar ...'in evine gittik. Açık kapıdan kafamızı uzatarak içeriye baktık. ...'in durumunu gördüm. Bu sırada yoldan geçmekte olan ...'in eniştesi ...'ı çağırdık. Sonrasında olay yerine jandarma geldi. Gerekli işlemler yapıldıktan sonra saat 15.00 - 16.00'dan sonra ellerimizden svap almak üzere bizi karakola getirdiler. ...'i kimin vurduğunu bilmiyorum. Benim ... ile hiçbir husumetim olmadığı gibi ticaretim de yoktur. Yeğenim ... adına kayıtlı ... numaralı hattı kullanırım. Borçlularım aradığından dolayı kendi adıma kayıtlı GSM hattı kullanmıyorum. Ben kullandığım GSM hattım ile birisini arayacağım zaman kullanır, sonrasında telefonu kapatırım. Lüzumu olmadıkça kullanmam telefon kapalı olur. Demek ki o zaman diliminde telefona ihtiyaç duymamışım. Bir adet tüfeğim vardır, bunu da olaydan sonra gelen jandarma görevlilerine kendi rızamla teslim ettim. Bu tüfek pompalıdır ve ruhsatsızdır. Benim bunun dışında otomatik ya da tek kırma başkaca tüfeğim yoktur. ..., köyde benim hayvanlarıma bakar. Kendi aramızda anlaştığımız 500 TL civarında bir ücret vardır. Param oldukça zaman zaman parasını öderim. Haziran ayından bu yana da benim yanımda kalmaktadır. ...'ın tüfeği olup olmadığı konusunda bir bilgim yoktur. ...'i tanırım. Babası köylümüz olur. ... ile aramızda bir husumet yoktur. ... ve ...'in ‘18 veya 19 Eylül'den ...'ın evine gittiklerini, ...'ın kendilerine yeni silah aldım dediklerini, kendisinin ...'a silahı getirmesini söylediğini, ...'ın da yanında bulunan ...'e pompalı ve otomatik tüfeği getirmesini istediğini, ...'ın da otomatik tüfeği kullanmasını bilmediğini söyleyerek kendisine bu tüfeğin nasıl kullanıldığını göstermesini istediğini, ...'den mermi istediğini, ...'ın tutukluk yapıyor mu at bakalım dediğini, sonra bir kaç kez attıklarını.’ belirttikleri ifadeleri yalandır. Gerçeği yansıtmamaktadır. ... ile Yenimahalle'de oturduğum zamanlarda komşum olduğundan dolayı kendisini tanırım. Bir yıl kadar cezaevinde kaldı, çıkınca üç dört kez beni ziyarete gelmiştir. Benim kendisinden herhangi bir alışverişim olmadı. ...'in bahsetmiş olduğu tüfeği Ömer’den satın aldığıma ilişkin ifade doğru değildir, kesinlikle böyle bir şey söz konusu değildir. ...'in eşcinsel olduğuna ilişkin bir yönünü hiç görmedim, öyle birisi olduğunu duymadım, ihtimal de vermiyorum. Aramızda böyle bir ilişki olmamıştır. ... tanıdığım kadarı ile de doğru bir çocuktur, yalan söylemez. ... bana ...'in kendisine ilişki teklif ettiği konusunda herhangi bir şey söylemedi. ..., ...'in evine ara sıra ihtiyaç oldukça gider gelirdi. Her ne kadar ...'ın ifadesinde bira almaya saat 10.00 gittiğini söylemiş ise de saat olmadığı için tam saati bilmiyorum bu saat 20.00, 21.00, 22.00 olabilir. Ben tüm fişek çeşitlerinden alırım. ...'in tabancası ve tüfeği vardır. ...'in tüfeği olup olmadığını bilmiyorum. Benim bilgim dışında edinmiş ise bilmiyorum. ... genelde benim pompalı tüfeğimi kullanırdı. ...'ın ifadesinde geçen tüfeklerin bana ait olduğu kısmı doğru değildir. Ayrıca ben ...'in de bir otomatik ve bir tek kırma tüfeğinin olduğunu bilmiyordum. Böyle bir tüfeği evde görmedim. Bana ...'in cenazesinin olay yerinden kaldırıldığı sırada ..., ...'i vurduğu şeklinde herhangi bir beyanı olmadı. Tüfekleri uzak bir yere gömdüğü şeklinde de bir beyanı olmadı. Benim de kendisine ifadem alındığı sırada tüfekleri senin gömdüğünü söylerim şeklinde bir beyanım olmadı. Üzerime atılı suçlamaları kesinlikle kabul etmiyorum. Ben suçsuzum.”,
Tutuklanması talebiyle sevk edildiği Sulh Ceza Hâkimliğinde; “Üzerime atılı suçlamayı kesinlikle kabul etmiyorum, olay gecesi alkol alarak erken yatmıştım, bu nedenle olaya hiç şahit olmadım, ...'in ne zaman evden çıktığını bilmiyorum, çünkü o sırada uyuyordum, olay gecesi saat 23.00 civarında ... gelerek bana tarla parası verdi, bana parayı saymamı söyledi, fakat ben hiç sayamayacağımı söyleyerek beş dakika kadar kendisiyle konuştuktan sonra geri yattım, ardından sabahleyin saat 07.00 gibi uyandım, her ne kadar ... ifadesinde benim 09.00 gibi uyandığımı söylemiş ise de vermiş olduğu saat muhtemelen ... ile ...'in gelip bana haber vermesini söyledikleri saattir, daha sonra ..., ... ve ben birlikte olayın meydana geldiği ...'in evine gittik ve ...'in öldüğünü anladık, jandarmaya ...'in evine gitmeden önce ...'in evinin önünde haber verdik, jandarma geldikten sonra olay yerini araştırırken ...'in evine yakın bir yerde ... şaka tarzında bana 'Ben yaptım' şeklinde bir ifade kullandı, ben bunu ciddiye almadım, saçmalama dedim, o da benim sözümün üzerine 'Şaka şaka' diye cevap verdi, ben bu konuşmada bir ciddiyet görmediğim için üzerinde durmadım, konuşmamız bu şekilde sonlandı, bununla birlikte benim evde bulunan tüfeğim dışında başka bir tüfeğim yoktur, ...'in niçin bana ait ikinci bir tüfek olduğunu söylediğini bilmiyorum, ben ...'in tüfeği olduğunu da bilmiyordum, aramızda tüfekleri gömdüğüne dair hiçbir konuşma geçmedi, ben de kendisine 'Tüfekleri gömdüğünü söylemem' şeklinde bir şey söylemedim, benim yaklaşık 150 tane tavuğum vardır, ben tek başıma yaşarım, ben ...'le yakın köylü olmam sebebiyle tanışırım, tavuk sayımı artırmak istediğim için ...'e benim yanımda kalmasını ve kendisine maaş vermeye teklif ettim, bu şekilde 2015 yılının Mayıs ayından beri yanımda kalır, aramızda bir iş ilişkisi vardır, benim olayla ilgili bilgim bundan ibarettir, üzerime atılı suçlamayı kabul etmem, ...'in benim hakkımdaki iddialarını bugün öğrendim, çocuk olduğu için bu şekilde ifade verdiğini düşünüyorum, zaten ... zaman zaman yalan da söyler, bu nedenle tutuksuz olarak yargılanmak istiyorum.”,
Mahkemede; “ Sabah saatlerinde kalktım, kendimi hasta hissediyordum, o sırada ... Amca çay demlemişti, ... Amca'ya gittim, ben hasta olduğum için bana bir hırka verdi, 'Kendine gel, biraz terle, ondan sonra kendine gelirsin.' dedi. Daha sonra ben eve tekrar gittim yattım, belli bir süre sonra ... geldi ve Alibeyköy muhtarı ... ve ... seni çağırıyorlar dedi, ben eşofmanlarla kalktım ve yanlarına gittim. Sonra onlar bana ... herhâlde intihar etmiş dediler, ben de üstümü değiştirdim, ...'in traktörüne bindik, olay yerine gittik, kimsenin oralarla oynamaması için, o sırada jandarma, ambulans onlar arandı, bu kadar yani. Hayvancılık yapıyorum, 49 yaşındayım, hiç evlilik yapmadım geçmişte, ben de şu an anne ve baba yok, şu an birlikte yaşadığım kimse yok. Hayvancılıkla uğraşıyorum derken sütçülük yaparım, yanımda işçi çalıştırıyorum, şu an yanımda Suriyeli bir aile var. Suça sürüklenen çocuk ...'ı tanırım. Olay tarihinde ... işçimdi. Yanımda benimle birlikte aynı evde kalıyorduk, ...'in babasını tanırım, hemen her akşam gelir giderdi. ...'e aylık 500-600 TL para öderdim. Olay tarihinde ... ile aramızda herhangi bir tartışma geçmedi. Aramızda herhangi bir husumet yoktur. Benden herhangi bir alacağı yoktur. ... bizim köylüdür, benim akrabamdır, beraber kâğıt oynarız, mantara gideriz, dağa çıkarız, Kazan'a, Kızılcahamam'a gideriz. ... olay günü ailesiyle birlikte yaşıyordu, kendisi emeklidir. Olay günü ...'le herhangi bir tartışma yaşamadık. ...'ı tanırım, akrabam olur, dedemin kardeşinin oğlu olur, aramızda hiçbir husumet yoktur. Aramızda karakola adliyeye intikal eden hiçbir dava olmadı. Kendime ait ruhsatsız bir av tüfeğim vardı. Onu da gönüllü olarak güvenlik görevlilerine teslim etmiştim. Bu av tüfeği pompalıdır. Bunun haricinde evimde herhangi bir silah yoktur. ...'in bir tabancası vardı onu da ne yaptı bilmiyorum, daha sonra bir tüfek getirdi, onu geri götürdü herhâlde, başka bildiğim bir şey yok. ...'in elinde veya kaldığı odada bir silah görmedim. Benim tek kırma av tüfeğim yoktur. Olay günü öncesinde cuma günü kalktık, daha sonra ...'le birlikte onun oğlunun bir işi nedeniyle Kazan Belediyesine gittim. Sonra ... bize bira aldı, geldik oturduk, ... Amca’nın balkonunda içiyorduk. Sonra ... ve ... geldiler. Ben, ... ve ... üçümüz kâğıt oynuyorduk. ... o sırada evine gitti geldi. Daha sonra ... Amca geldi. Kâğıdı ... Amca’nın evinin arkasında oynadık. Zaman geçirmek için kâğıt oynadık, o esnada alkollüydük. Sonra ben, ... ve ...'le birlikte Ayaş'ın Çanıllı köyüne gittik. Bu esnada da ... evine gitmişti. Bu anlattıklarımız cuma vaktinden sonra idi. Sonra ..., ..., ... ve ben biraları içtik. Aracın içerisinde içtik. Daha sonra alkolün etkisiyle gerisini hatırlamıyorum, ancak eve geldiğimizde hava kararmaya yakındı. Bu esnada ...'ın nerede olduğunu hatırlayamıyorum. O esnada bira bitmişti, ...'dan bira istedim bu biraları ... getirdi. Biraları içtim tekrar yattım. Gece saat 23.00 sularında uyandım, ... tarla kirası getirmişti. ... beni uyandırdı, ... bana paraları teslim etti, 5 dakika sonra arabasıyla gitti. Bu esnada ...'ın üzeri giyinikti, masada oturuyordu, elinde o esnada bir silah görmedim. O gece tek gelen ...'tü, onun haricinde kimse gelmedi. Şahin veya Doğan marka araçla geldi. Megane marka araç değildir. Ben parayı aldıktan sonra tekrar yattım. Sabah güneş doğarken kalktım. O esnada ...'ı gördüm, ‘Gel çay iç.’ dedi, o bana hırka gibi bir şey verdi, ‘Bunu giy iyileşirsin.’ dedi. Bir bardak çay içtim sonra da gittim yattım. Sonra saat 10.00 gibi ... beni kaldırdı. ‘Seni ... ve ... çağırıyor.’ dedi. ‘...’ın balkonunda bekliyorlar.’ dedi. Onlar bana olayı anlattılar. ...'in intihar ettiğini söylediler. ‘Elinde silah orada oturuyor.’ dediler. Ondan sonra bir panik kargaşa ortamı, işte jandarma ambulans, sonra bindik üzerimi değiştirdim tekrar. Silahların gömüldüğü belirtilen yer bizim evin doğu tarafındadır. Benim yatmış olduğum odanın 2 metre yanıdır. Ben bu silahları kimin gömdüğünü görmedim. ... her şeyi yapabilecek zihniyette bir kişidir. Montun köpeklerin bulunduğu yere atılması, bir kısım eşyaların yakılmasına ilişkin bilgim yoktur. ... cezaevinden bana mektup yolladı, annesinin babasının öldürüleceğini söylemiş, para varsa para gönder yazmış. Ondan sonra onunla ilişkimi kestim. Ben tarih bilmiyorum, Savcı Bey beni ifadeye çağırdı, ...'ın söylediklerine karşı ne dediğimi sordu, ben ‘Hepsi iftira’ dedim. Niye iftira atsın dediğinde kendi orijinal el yazısıyla yazdığı mektubu savcıya teslim ettim. Savcı beni ifadeye çağırdığında ...'in mektubu bende idi. Yakınlarına yardımda bulunmadığım için bir de tehdit aldığı için ... böyle beyanlarda bulundu. Soruşturma aşamasında birtakım vaatler karşılığında yani daire, para, iş karşılığında ...'a ‘İftira at’ dediler, bu durumu herkes bilir. Bu arada ... son dakika giderken ‘Ben ne diyeyim, beni tutuklarlar’ diye Gölköy muhtarına soruyor, muhtar da ...'e doğruları söylemesini söylüyor. Daha sonra muhtar bunu bana bir sene sonra söylemiştir. Ben bu arada ...'in anormal bir davranışını fark etmedim. Cinsel yönden farklı bir tercihini görmedim. Başkasıyla bu tarz bir ilişkisi olup olmadığını bilmiyorum. ... bana maktul ...'den veya başkasından cinsel yönden teklif alıp almadığı hususunda bir şey söylemedi, netice itibarıyla benin bu olaylarla bir bağlantım yoktur. Kızılcahamam Belediyesine ait kepçenin yol çalışması esnasında ibaresini sadece 7. celsede Astsubay ... dile getirmiştir, bütün celsede bakıldığında bu şekilde bir ibare yoktur, ayrıca bu tutanakları tutan ... ve ...'nin Mahkemenizde verdikleri ifadeler çelişkilidir. ..., ‘Ben ... ve ...'ün beyanlarına göre bunu tutanağa dönüştürdüm, ayrıca küfürleşme ve hakaret olduğunu bana ... söyledi.’ ... ise ‘Sadece ...'ün beyanlarına göre bu tutanağı tuttuk, bize küfürleşme ve hakaret olduğunu fakat yüz yüze mi, telefonda mı yaşandığını bilmiyoruz.’ demektedir, bu subaylar olayın gerçeğini ortaya çıkartmak yerine araştırmadan kesinlikle kasıtlı bir rapor tutmuşlardır. Subaylar ile aramda herhangi bir husumet yoktur ama tutanak tutulurken bir tanık bilgi formu tutulması gerekirdi, iki tanık beyanına göre ilgili yerlerden resmi yazı alabilirlerdi. Bu kişilerin aleyhime tutanak tutmalarını gerektirecek şahsi bir husumeti yoktur. Ayrıca telefon görüşmesinde bu küfürleşme yapılmış diyorlar GSM şirketleri ortada, eğer resmî yazışma yapsalardı GSM şirketlerinden o kayıtlar alınabilirdi, olaydan 20 gün önce tam tespit yapılabilirdi. Bunları araştırmak yerine mesnetsiz bir tutanak tutmuş göndermişlerdir, hâlbuki bunları yapsalardı kimsenin itirazı olmazdı, o nedenle mütalaada yer alan bu tutanakları kabul etmiyorum. Ayrıca iddia makamı 70 yaşında bir insanın ne dediği anlaşılmadan mütalaa okumaktadır. Saat 5'te kalkmış, eğer kamera kayıtları incelenirse saat 5’te kalkması mümkün değil, çünkü ‘Güneş doğmuştu, karanlıktı en sonunda hava aydınlıktı.’ diyor demek ki güneşin doğuşuna 15-20 dakika kalmış, Türkiye saati ile bizim orada, köyde güneş genellikle 7 civarında doğmaktadır. ‘Beni ayakta dikilirken, ...'ı ateş yakarken gördüm.’ diyor, Ben kümesten çıkmıştım, ...'i baktım ateşi yakamamış, zaten kendi ifadesinde de var, ... ateşi yakamamış, ... ona kızıyordu diyor, yani ... kalkmadan önce bir ateş yakılması söz konusu değildir, ayrıca ilerleyen saatlerde 9-10 civarında bizi gördüğünü söylüyor ilerleyen tarihlerde, bizi gördüğü tarih Haziran 2015'tir, bizi anormal karşıladığı tarih Ekim 2015'tir, o aradaki saat ve zaman farkını karıştırıyor, çünkü Haziran 2015'te saat 05.00'te güneş doğmaktadır bizim köyde, ama Ekim 2015'te genelde saat 7 civarında güneş doğmaktadır. Biz saat 05.00’te kalkıyor işimizi yapıyoruz, 15-20 dakikada sonra evimize çekiliyoruz, televizyon seyrediyoruz, o ise 8-9 gibi kalkıyor, onun yanına gidiyoruz, bizi 9-10 gibi görmesi normaldir yani, ... diyor ki ‘Çukur açtılar, orayı tuğla falan eşelemişler.’ diyor, orası bizim ocak yerimizdir. Yani oradan bakıldığı zaman suç unsuru, gömülen yeri görmesi mümkün değildir. Ben krokisini de çizdim, ...'in bahsettiği yer burası, evinden baktığında görebileceği yer, ...'in suç unsurlarını gizlediği yer şuradaki inşaat alanıdır. Yani ...'ın burayı görme şahsı yok, zaten kendi beyanlarında diyor ki, ateşi ise 1 numara ile işaretlenen yerde yaktık, ...'ın camından burası görünüyor, burayı ana yoldan ve çevreden geçenler görebilir, o nedenle oraya bir suç unsuru gizlenmesi mümkün değildir. O nedenle mütalaayı kabul etmiyorum, ayrıca ...'ın yine duruşmada verdiği değişik ifadeler var, ‘Amcamın oğlu geldi, cuma vaktiydi, hava karanlıktı.’ diyor, amcasının oğlunun gelme şansı yok, amcasının oğlu bir tanedir o da benim babamdır ve 1984 yılında vefat etmiştir. ... zaten Kollukta, Cumhuriyet savcılığında ve Sulh Ceza Hakimliğinde suçunu ikrar etmiştir, cezaevine ilk girdiğinde de samimi ikrarlarını yapmıştır, bu sayede tutuklanmıştır. Benim bu konuya girmem sadece bir uzman çavuşun hakkımda fezleke düzenlemesiyle olmuştur. 07.10.2015 tarihinde ismi ...'dur. Ben tüfeğimi rızayla verdiğim hâlde gidiyor tüfeği teslim etmedi diyor, o günde beni sabah 9'dan akşam 8'e kadar orada beklettiler. Ertesi gün ben ...'ya gittim, ...'ın tüfekleri gizlemesi o tarihte olabilir, kazı yapması falan gerek biz kepçe ile kazdırmıştık zaten orayı, oraya gizlemiştir. Cinayet günü silahları oraya gizlemesi mümkün değildir, kendi beyanında otların içine atmıştım tüfeği getirmiştim şeklinde olmuştur. Cumhuriyet savcısı ...'in olaydan sonra bizimle birlikte dönüş istikametini incelemiyor, eğer dönüş istikameti incelense olayın işlendiği saat bile ortaya çıkar, kendi ifadesinde ‘Korkudan kaçtım, ayakkabımı alamadım.’ diyor, olayla benim ilgim yoktur, suçsuzum.”,
Şeklinde savunmada bulunmuştur.
Bu bilgiler ışığında uyuşmazlık konusu değerlendirildiğinde;
Maktul ...’in 61 yaşında ve evli olduğu, 8 çocuğunun bulunduğu, emekli olduktan sonra kış aylarını ... il merkezindeki evinde, yılın geri kalanını ise memleketi olan Kızılcahamam ilçesine bağlı Gölköy’deki evinde geçirdiği, 47 yaşındaki ...'ın ise bekâr olduğu, çeşitli işlerde uğraştıktan sonra olaydan bir yıl kadar önce memleketi olan Gölköy’e yerleşerek hayvancılıkla uğraşmaya başladığı, 17 yaşındaki inceleme dışı suça sürüklenen çocuk ...’ı işlerine yardımcı olması için işe aldığı, sanıkla suça sürüklenen çocuğun Gölköy’de aynı evde ikamet ettikleri, 02.10.2015 Cuma günü kendi aracıyla ... il merkezinden Gölköy’e gelen maktulün tanık ...’la birlikte cuma namazını kıldıktan sonra, köyden komşusu ve bir kısmı da akrabası olan tanıklar ..., ... ve sanık ... ile 14.00-16.00 saatleri arasında iskambil kâğıtlarıyla oyun oynadıkları, acıktığını söyleyerek evine giden maktul ...’in ertesi gün cep telefonuna gelen aramalara cevap vermemesi üzerine kendisini merak eden tanıklar ... ve ... tarafından sabah saat 10.30 sıralarında evine gidildiğinde, açık olan televizyonun karşısında oturur hâlde, tüfekle vurularak öldürülmüş olarak bulunduğu; kasten öldürme suçundan hakkında verilen mahkûmiyet hükmü kesinleşen inceleme dışı suça sürüklenen çocuk ...'ın 03.10.2015 tarihinde kollukta bilgi sahibi sıfatıyla verdiği ifadesinde, olayla ilgili bilgisinin olmadığını belirttiği, 13.10.2015 tarihinde Cumhuriyet Başsavcılığında verdiği ifadesinde, maktulün kendisine cinsel ilişki teklif etmesi üzerine olay günü tüfeği alarak maktulün evine gittiğini, maktulün yine benzer teklifte bulunması ve kendisini şikâyet edeceğini söylediğinde ise tepki göstererek tabanca ile kendisine ateş etmesi üzerine av tüfeği ile maktule ateş ettiğini söylediği, 13.10.2015 tarihinde tutuklanması talebiyle sevk edildiği Sulh Ceza Hâkimliğinde; maktulün kendisine cinsel ilişki teklif etmesi üzerine eylemi kendisinin gerçekleştirdiğini, olayda kullandığı kendisine ait otomatik tüfek ile ...'a ait tek kırma av tüfeğini alarak ...'ın evine yakın bir yere gömdüğünü, ...'ın da zarar göreceğini düşünerek ona ait tüfeği de gömdüğünü belirttiği, 28.10.2015 tarihinde Cumhuriyet Başsavcılığında verdiği ifadesinde; ...'ı düşünmesinden dolayı bazı şeyleri eksik anlattığını, maktulün cinsel ilişki teklifini ...'a daha önce anlattığını, bir defasında da maktulün kendisine küfrettiğini, bunun üzerine ...'ın kendisine "Git ...'i vur, namusunu temizle" dediğini, vuramayacağını söylediğinde "Benim de birkaç soracağım var ona" dediğini, olay günü tüfekle ...'in evine gittiğini, onu vurduktan sonra eve döndüğünde ...'a ...'i vurduğunu söylediğini belirttiği, 14.12.2015 tarihinde Cumhuriyet Başsavcılığında verdiği ifadesinde; ...'in vurulduğu gün öncesi gündüz vaktinde ...'ın kendisine tüfekleri doldurmasını söylediğini, bunun üzerine tüfekleri doldurduğunu, akşam saat 21.00 sıralarında ...'in evine arka yoldan gittiklerini, kendisi evin arka tarafında beklerken ...'ın eve girdiğini, 10-15 dakika sonra 5 el tüfek sesi, 2 el tabanca sesi duyduğunu, ...'ın yanına gelerek otomatik tüfeği verdiğini, yanlışlıkla ateş aldığını söylediğini belirttiği; sanık ...'ın güvenlik güçlerine olaydan sonra 07.10.2015 tarihinde teslim ettiği kendisine ait Magnum Special marka 14-08037 seri numaralı pompalı tüfeği dışında başkaca av tüfeği bulunmadığını belirtmesine karşın, evinin hemen yanında pencerenin yakınında toprağa gömülü hâlde naylon poşete koli bandıyla sarılı vaziyette sağ yüzeyinde Magnum 15-0303 yazılı av tüfeği, yine alt kısmında 120586 yazılı olan av tüfeği ile fişeklerin ele geçirildiği, olay yerinde ele geçirilen 4 adet 12 kalibre av fişeği kartuşunun 15-0303 seri numaralı silahtan atıldığının belirlendiği, sanık ...'ın olaydan bir süre önce tanık ...'e yeni bir tüfek aldığını söyleyerek otomatik av tüfeği ile deneme atışı yaptırdığı, bu hususa ilişkin tanıklar ... ve ...'in beyanlarının bulunduğu, olaydan yaklaşık 20 gün önce Kızılcahamam Belediyesine ait iş makinasının mahalle içerisinde çalıştığı esnada maktulün kendi evinin önünden geçen yolun düzeltilmesi talebinde bulunması ve sanık ...'ın buna karşı çıkması üzerine maktul ile sanık ... arasında tartışma yaşandığının mahallinde yapılan araştırma sonucunda jandarma görevlileri ... ve ... tarafından düzenlenen tutanak içeriğinden ve tanık ...'ın 13.12.2015 tarihinde Cumhuriyet Başsavcılığında "Kurban Bayramı'ndan önce ...'in kendisine 'Biz oy veriyoruz, kepçe ...'a geliyor, kepçe bana da lazımdı, bunun fotoğrafını çekip belediye başkanına göstereceğim, kepçeyi özel işinizde kullanacağınızı söyleyeceğim' diyerek ...'a konuştuğunu söylediğini, bundan dolayı aralarının bozulduğunu, bayramın birinci gününe kadar ...'la küs olduklarını söylediği" şeklinde ifade verdiği, sanığın komşusu ve uzaktan akrabası olan tanık ...'ın yargılama aşamasındaki ifadesinde, "Cumartesi günü sabah uyandığında ...'ın evinin önünde kazılan çukurda ...'in ateş yaktığını, ...'ın ise ayakta beklediğini gördüğünü, ...'ın ...'e 'Beceriksiz bir işi beceremedin.' diyerek kızdığını, ... ve ...'i ilk defa sabahın beşinde bu şekilde gördüğünü, ...'ın üç adet tüfeği olduğunu bildiğini" beyan ettiği, sanığın ise suçlamayı kabul etmediği anlaşılan olayda;
Kasten öldürme suçundan hakkında verilen mahkûmiyet hükmü kesinleşen suça sürüklenen çocuk ...'ın tutuklanmasını takip eden aşamalarda verdiği ve özünde istikrarlı beyanlarında sanık ...'ın kasten öldürme suçuna iştiraki bulunduğuna ilişkin ısrarlı beyanları, tanık ...'ın "Kurban Bayramından önce, 15-20 gün kadar önce ... bana biz oy veriyoruz kepçe ...'a geliyor, kepçe bana da lazımdı, bunun fotoğrafını çekip belediye başkanına göstereceğim, kepçeyi özel işinizde kullanacağınızı söyleyeceğim diyerek ...'la konuştuğunu bana söyledi. Bundan dolayı araları bozuldu, bayramın birici gününe kadar da ... ile küstüler." şeklindeki sanıkla maktul arasında dargınlık bulunduğuna ilişkin ifadesi, sanık ...'ın güvenlik güçlerine olaydan sonra 07.10.2015 tarihinde teslim ettiği kendisine ait Magnum Special marka 14-08037 seri numaralı pompalı tüfeği dışında başkaca av tüfeği bulunmadığını belirtmesine karşın, evinin hemen yanında pencerenin yakınında toprağa gömülü hâlde naylon poşete koli bandıyla sarılı, sağ yüzeyinde Magnum 15-0303 yazılı av tüfeği, yine alt kısmında 120586 yazılı olan av tüfeği ile fişeklerin ele geçirilmiş olması, sanığın olaydan bir süre önce tanık ...'e yeni bir tüfek aldığını söyleyerek otomatik av tüfeği ile Burak'a deneme atışı yaptırdığına ilişkin tanıklar ... ve ...'in beyanları, bu beyanların suça sürüklenen çocuk ...'ın ifadeleriyle örtüşmesi, sanığın komşusu ve uzaktan akrabası olan tanık ...'ın yargılama aşamasındaki ifadesinde, "Cumartesi günü sabah uyandığında ...'ın evinin önünde kazılan çukurda ...'in ateş yaktığını, ...'ın ise ayakta beklediğini gördüğünü, ...'ın ...'e 'Beceriksiz bir işi beceremedin.' diyerek kızdığını, ... ve ...'i ilk defa sabahın beşinde bu şekilde gördüğünü, ...'ın üç adet tüfeği olduğunu bildiği" yönündeki anlatımı, suçun işlenmesinden sonra olayda kullanılan silahın paketlenerek iz bırakmayacak şekilde toprağa gömülmesi, suça sürüklenen çocuğun üzerindeki bir kısım kıyafetlerin yakılarak delillerin ortadan kaldırılması eylemlerine sanığın doğrudan katılması, kaldığı evin penceresine yaklaşık 2 metre mesafeye kazılan çukurda bulunan 15-0303 seri numaralı otomatik av tüfeğinin maktulün öldürüldüğü evde bulunan 4 adet 12 kalibre av fişeği kartuşunun ateşlendiği tüfek olduğuna ilişkin uzmanlık raporu, bilgisi olmaksızın yattığı odanın karşısına çukur kazılarak av tüfeklerinin gömülmesinden haberdar olmadığına ilişkin sanığın savunmasının hayatın olağan akışına uygun olmaması, hususları birlikte değerlendirildiğinde sanık ...'ın yanında işçi olarak çalıştırdığı suça sürüklenen çocuk ...'ın maktul ...'e yönelik kasten öldürme suçuna iştirak ettiği, sanığın suçtan kurtulmaya yönelik savunmasına itibar edilemeyeceği kabul edilmelidir.
Bu itibarla; Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının itirazının değişik gerekçe ile kabulüne, Yargıtay 1. Ceza Dairesinin 19.10.2020 tarihli ve 2184-2382 sayılı ilamının sanık ... hakkında kurulan hüküm yönünden kaldırılmasına, dosyanın esasının incelenmesi maksadıyla Yargıtay 1. Ceza Dairesine gönderilmesine karar verilmelidir.
Çoğunluk görüşüne katılmayan Ceza Genel Kurulu Üyeleri ... ve ...; "Yüksek Ceza Genel Kurulunun çoğunluk görüşüne sanığın öldürme eylemine iştirak etmediği mevcut delil durumuna göre eylemin TCK’nın 281. maddesinde yazılı suç delillerini yok etme, gizleme veya değiştirme suçunu oluşturduğunu düşündüğümüzden katılmak mümkün olmamıştır.
Ceza muhakemesinin amacı, maddi gerçeğe ulaşarak adaleti sağlamak, suçu işlediği sabit olan faili cezalandırmak, kamu düzeninin bozulmasını önlemek ve bozulan kamu düzenini yeniden tesis etmektir. Sanığın bir suçtan cezalandırılmasına karar verilebilmesinin temel şartı, suçun hiçbir şüpheye mahal bırakmayacak kesinlikle ispat edilebilmesidir. Gerçekleşme şekli şüpheli veya tam olarak aydınlatılamamış olaylar ve iddialar sanığın aleyhine yorumlanarak mahkûmiyet hükmü kurulamaz. Ceza mahkûmiyeti; herhangi bir ihtimale değil, kesin ve açık bir ispata dayanmalıdır. Bu ispat, toplanan delillerin bir kısmına dayanılıp diğer kısmı gözardı edilerek ulaşılan kanaate değil, kesin ve açık bir ispata dayanmalı ve hiçbir şüphe veya başka türlü oluşa imkân vermeyecek açıklıkta olmalıdır.
Bu açıklamalardan sonra somut olaya bakıldığında;
Kış aylarında Kızılcahamam ilçesine bağlı Gölköy’deki evinde yaşayan maktul ...’in cep telefonuna gelen aramalara cevap vermemesi üzerine kendisini merak tanıklar tarafından evinde açık olan televizyonun karşısında oturur hâlde, tüfekle vurularak öldürülmüş olarak bulunduğu; yapılan soruşturma ve kovuşturma sonucunda kasten öldürme suçundan hakkında verilen mahkûmiyet hükmü kesinleşen inceleme dışı suça sürüklenen çocuk ...'ın bu eylemi gerçekleştirildiğinin anlaşıldığı, suça sürüklenen çocuk ...'ın 13.10.2015 tarihinde Cumhuriyet Başsavcılığında verdiği ifadesinde, maktulün kendisine cinsel ilişki teklif etmesi üzerine olay günü tüfeği alarak maktulün evine gittiğini, maktulün yine benzer teklifte bulunması ve kendisini şikâyet edeceğini söylediğinde ise tepki göstererek tabanca ile kendisine ateş etmesi üzerine av tüfeği ile maktule ateş ettiğini söylediği, 13.10.2015 tarihinde Sulh Ceza Hâkimliğinde; maktulün kendisine cinsel ilişki teklif etmesi üzerine eylemi kendisinin gerçekleştirdiğini, olayda kullandığı kendisine ait otomatik tüfek ile ...'a ait tek kırma av tüfeğini alarak ...'ın evine yakın bir yere gömdüğünü, ...'ın da zarar göreceğini düşünerek ona ait tüfeği de gömdüğünü söylediği, 28.10.2015 tarihinde Cumhuriyet Başsavcılığında verdiği ifadesinde; bazı şeyleri eksik anlattığını, maktulün cinsel ilişki teklifini ...'a daha önce anlattığını, bir defasında da maktulün kendisine küfrettiğini, bunun üzerine ...'ın kendisine 'git ...'i vur, namusunu temizle' dediğini, vuramayacağını söylediğinde 'Benim de birkaç soracağım var ona' dediğini, olay günü tüfekle ...'in evine gittiğini, onu vurduktan sonra eve döndüğünde ...'a ...'i vurduğunu söylediğini belirttiği, 14.12.2015 tarihinde Cumhuriyet Başsavcılığında verdiği ifadesinde; ...'in vurulduğu gün öncesi gündüz vaktinde ...'ın kendisine tüfekleri doldurmasını söylediğini, bunun üzerine tüfekleri doldurduğunu, kendisi evin arka tarafında beklerken ...'ın eve girdiğini, 10-15 dakika sonra 5 el tüfek sesi, 2 el tabanca sesi duyduğunu, ...'ın yanına gelerek otomatik tüfeği verdiğini, yanlışlıkla ateş aldığını söylediğini belirttiği; bu şekilde hakkında mahkumiyet kararı kesinleşensuça sürüklenen çocuk ...'ın aşamalarda farklı ifaedeler verdiği, ilk önce suçu tek başına işlediğini söylediği, sonrasında sanık ... ile birlikte işlediklerini anlattığı sonrasında da ...’ın tek başına öldürme eylemini gerçekleştirdiğini söylediği anlaşılmaktadır.
Bu duruma göre çelişkileri giderilmeyen bu anlatımlara itibar etmek mümkün olmayacaktır.
Sanığın aleyhine olduğu kabul edilen diğer delillere bakacak olursak;
Mahkemece, sanık ...'ın güvenlik güçlerine olaydan sonra 07/10/2015 günü teslim ettiği kendisine ait Magnum Special marka 14-08037 seri nolu pompalı tüfeği dışında başkaca av tüfeği bulunmadığını belirtmesine karşın, evinin hemen yanında pencerenin yakınında toprağa gömülü halde naylon poşete sarılı ve koli bandıyla çevrilmiş vaziyette sağ yüzeyinde Magnum 15-0303 yazılı av tüfeği, yine alt kısmında 120586 yazılı olan av tüfeği ile fişeklerin ele geçirilmesi, olay yerinde ele geçirilen 4 adet 12 kalibre av fişeği kartuşunun 15-0303 seri nolu silahtan atıldığının belirlenmesi, sanık ...'ın olaydan bir süre önce tanık ...'e yeni bir silah aldığını söyleyerek av tüfeği ile deneme atışı yaptırdığı hususunun tanık ...'in beyanı ve suça sürüklenen çocuk ...'in ifadeleriyle örtüşmesi, şeklindeki kabulün inceleme dışı suça sürüklenen çocuk ...’ı işlerine yardımcı olması için işe aldığı, sanıkla suça sürüklenen çocuğun Gölköy’de aynı evde ikamet ettikleri ve ...’nin bu tüfeklere erişimi mümkün olduğu göz önünde bulunduğunda sanık ... aleyhine değerlendirilecek bir delil olmadığı görülmektedir.
Maktul ile sanık ...’ın köyden komşusu ve bir kısmı da akrabası olan tanıklar ..., ... ve sanık ... ile 14.00-16.00 saatleri arasında iskambil kâğıtlarıyla oyun oynadıkları göz önüne alındığında da öldürmeyi gerektirir bir husumetin de bulunmadığı anlaşılmaktadır.
Sanık ...’ın olay yerinde, ele geçirilen silah veya silahların sarıldığı poşet üzerinde vücut izine rastlanılmamıştır.
Sanık tüm aşamalarda suçlamaları kabul etmemiştir.
Sanığın aleyhine olan tek delil olan evinin 2 metre yakınına suçtan sonra gömülen suçta kullanılan silahtan haberdar olmadığına ilişkin savunmasına bulunan tanık anlatımı ve silahların gömüldüğü yerin eve yakınlığı göz önüne alındığında itibar etmek mümkün değildir. Ancak adam öldürme suçundan dolayı suçlanan bir kişinin kendisini bu suç ile ilişkilendirecek bu durumu kabul etmesini bekleyip en aleyhe yorum yapmak doğru olmayacaktır.
Tüm bu anlatımlar ve dosya kapsamına göre maktul ile öldürmeyi gerektirir bir husumeti olmayan sanığın, inceleme dışı suça sürüklenen çocuk ...'in tüm aşamalarda değişen anlatımları dışında adam öldürme suçuna iştirak ettiğine ilişkin bir delil olmadığı, varsayım veya yoruma dayalı düşüncelerle sanığın en aleyhine sonuç doğuracak biçimde değerlendirme yapılıp mahkûmiyet hükmü kurulamayacağı,dosya da bulunan tüm maddi delillere göre sanığın, inceleme dışı suça sürüklenen çocuk ...'in öldürme eyleminden sonra haberdar olarak suçta kullanılan silahı gizleyerek gerçeğin meydana çıkmasını amaçladığı bu haliyle eyleminin TCK'nın 281. maddesinde yazılı suçu oluşturduğu düşüncesiyle itirazın bu değişik gerekçe ile kabul edilmesi gerektiği düşüncesiyle Sayın Çoğunluğun adam öldürme suçuna iştirak edildiği düşüncesine katılmak mümkün olmadığından karara iştirak edilmemiştir.",
Çoğunluk görüşüne katılmayan altı Ceza Genel Kurulu Üyesi de; "Sanık ...’ın, inceleme dışı suça sürüklenen çocuk ...’ın kasten öldürme suçuna iştirakinin sabit olmadığı,",
Düşüncesiyle karşı oy kullanmışlardır.
SONUÇ :
Açıklanan nedenlerle;
1- Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının itirazının DEĞİŞİK GEREKÇEYLE KABULÜNE,
2- Yargıtay 1. Ceza Dairesinin 19.10.2020 tarihli ve 2184-2382 sayılı ilamının; sanık ...’ın, inceleme dışı suça sürüklenen çocuk ...’ın kasten öldürme suçuna iştirakinin bulunması nedeniyle, sanık ... hakkında kurulan hüküm yönünden KALDIRILMASINA,
3- Dosyanın esasının incelenmesi maksadıyla Yargıtay 1. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİ EDİLMESİNE, 13.01.2022 tarihinde yapılan birinci müzakerede yeterli çoğunluk sağlanamadığından, 27.01.2022 tarihinde yapılan ikinci müzakerede oy çokluğuyla karar verildi.