Esas No: 2011/17309
Karar No: 2012/10269
Yargıtay 22. Hukuk Dairesi 2011/17309 Esas 2012/10269 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İstanbul 2. İş Mahkemesi
TARİHİ : 09/05/2011
NUMARASI : 2010/1106-2011/294
Davacı işçi, iş sözleşmesinin geçerli sebep olmadan işverence feshedildiğini ileri sürerek feshin geçersizliğine ve işe iadesine karar verilmesini, işe başlatılmama halinde ödenmesi gereken tazminat ile boşta geçen süre ücret ve diğer haklarının belirlenmesini istemiştir.
Davalı işveren, iş sözleşmesinin işletmenin gereklerinden kaynaklanan geçerli sebeple feshedildiğini belirterek, davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur.
Mahkemece, feshin geçerli sebebe dayandığının kanıtlanmadığı gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiştir.
Karar, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Taraflar arasında iş sözleşmesinin feshinin geçerli nedene dayanıp dayanmadığı uyuşmazlık konusu olup, normatif dayanak 4857 sayılı İş Kanunu’nun 18 ve devamı maddeleridir.
4857 sayılı Kanun’un 18. maddesine göre otuz veya daha fazla işçi çalıştıran işyerlerinde en az altı aylık kıdemi olan işçinin belirsiz süreli iş sözleşmesini fesheden işveren, işçinin yeterliliğinden veya davranışlarından ya da işletmenin, işyerinin veya işin gereklerinden kaynaklanan geçerli bir sebebe dayanmak zorundadır.
İşletmenin, işyerinin veya işin gereklerinden kaynaklanan sebepler; sürüm ve satış olanaklarının azalması, talep ve sipariş azalması, enerji sıkıntısı, ülkede yaşanan ekonomik kriz, piyasada genel durgunluk, dış pazar kaybı, ham madde sıkıntısı gibi işin sürdürülmesini olanaksız hale getiren işyeri dışından kaynaklanan sebeplerle yeni çalışma yöntemlerinin uygulanması, işyerinin daraltılması, yeni teknolojinin uygulanması, işyerinin bazı bölümlerinin kapatılması ve bazı iş türlerinin kaldırılması gibi işyeri içi sebeplerdir.
İşletmenin, işyerinin ve işin gereklerinden kaynaklanan sebeplerle sözleşmeyi feshetmek isteyen işverenin fesihten önce fazla çalışmaları kaldırmak, işçinin rızası ile çalışma süresini kısaltmak ve bunun için mümkün olduğu ölçüde esnek çalışma şekillerini geliştirmek, işi zamana yaymak, işçileri başka işlerde çalıştırmak, işçiyi yeniden eğiterek sorunu aşmak gibi varsa fesihten kaçınma olanaklarını kullanması, kısaca feshe son çare olarak bakması gerekir.
4857 sayılı İş Kanunu’nun 20. maddesinin ikinci fıkrasına göre feshin geçerli sebebe dayandığını ispat yükümlülüğü işverene aittir. İşçi, feshin başka bir sebebe dayandığını iddia ettiği takdirde, bu iddiasını ispatla yükümlüdür.
Dosya içeriğine göre, davalı şirkete ait işyerinde işletme personeli olarak çalışan davacı işçinin iş sözleşmesi, tedarik zinciri yönetimi direktörlüğü, terminal müdürlüklerinde, değişen iş ve ihtiyaç yapısı sebebiyle başlatılan organizasyonel verimlilik çalışmalarının ardından alınan karar ile personel ihtiyacının tekrar gözden geçirildiği, şirketin, bu kapsamda işlerin verimli ve ihtiyaca uygun şekilde yürütülmesine yönelik bazı kadroların kaldırılması ve azaltılmasına karar vermek zorunda kaldığı gerekçesi ile feshedilmiştir.
Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporu yeterli değildir. Dava yeterince aydınlatılmadan kabulü yönünde sonuca varılmıştır. Yapılacak iş, işletme uzmanı, endüstri mühendisi ve mali müşavir olmak üzere üç kişiden oluşturulacak bilirkişi kurulu marifetiyle yeniden inceleme yaptırılarak, fesih bildiriminde sözü edilen organizasyon değişikliğinin gerçek olup olmadığı ve istihdam fazlalığı meydana getirip getirmediği, davacının çalıştığı bölümün lağvedilip edilmediği, davacının başka bir birimde değerlendirme imkânının bulunup bulunmadığı araştırılmalı, ayrıca fesihten sonra davacıyla aynı niteliği taşıyan işçi alınıp alınmadığı yönü de tespit edilmeli ve tüm bunlardan sonra dosyadaki deliller yeniden değerlendirmeye tabi tutularak ortaya çıkacak sonuca göre bir karar verilmelidir. Eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmiş olması hatalı olup, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebepten BOZULMASINA, peşin alınan temiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine 18.05.2012 tarihinde oybirliği ile karar verildi.