Esas No: 2011/17800
Karar No: 2012/10241
Yargıtay 22. Hukuk Dairesi 2011/17800 Esas 2012/10241 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İstanbul 2. İş Mahkemesi
TARİHİ : 18/05/2011
NUMARASI : 2010/366-2011/316
Davacı vekili, iş sözleşmesinin feshinin geçerli ve haklı bir sebebe dayanmadığını ileri sürerek feshin geçersizliğinin tespiti ile işe iadesine karar verilmesini istemiştir.
Davalı vekili, davacı hakkında yapılan yeni görevlendirmede özlük haklarının değişmediğini, davacının yeni görev yerine gitmeme konusunda ısrar ettiğini, bu nedenle iş sözleşmesinin haklı nedenle feshedildiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, davacının çalışma koşullarında esaslı bir değişiklik yapılmadığı, işverenin yönetim hakkını dürüstlüğe aykırı biçimde kullanmadığı, davacının iş akdinin haklı nedenle feshinin ağır bir yaptırım olduğu gerekçesiyle iş akdinin geçerli sebeple feshedildiği belirtilerek davanın reddine karar verilmiştir.
Karar davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Taraflar arasında uyuşmazlık konusu, çalışma koşullarında işçi aleyhine esaslı değişiklik olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
4857 sayılı İş Kanunu"nun 22. maddesindeki, “işveren, iş sözleşmesiyle veya iş sözleşmesinin eki niteliğindeki personel yönetmeliği ve benzeri kaynaklar ya da işyeri uygulamasıyla oluşan çalışma koşullarında esaslı bir değişikliği ancak durumu işçiye yazılı olarak bildirmek suretiyle yapabilir. Bu şekle uygun olarak yapılmayan ve işçi tarafından altı işgünü içinde yazılı olarak kabul edilmeyen değişiklikler işçiyi bağlamaz. İşçi değişiklik önerisini bu süre içinde kabul etmezse, işveren değişikliğin geçerli bir nedene dayandığını veya fesih için başka bir geçerli nedenin bulunduğunu yazılı olarak açıklamak ve bildirim süresine uymak suretiyle iş sözleşmesini feshedebilir. İşçi bu durumda 17 ila 21. madde hükümlerine göre dava açabilir” şeklindeki düzenleme, çalışma koşullarındaki değişikliğin normatif dayanağını oluşturur.
Somut olayda; davacı taraf, kendisinin nakliyat sigortasında uzman olduğunu, yeni önerilen görevin çağrı merkezi olduğunu, maaş anlamında özlük hakları aynı olsa da işlerin içeriğinin tamamen farklı olması nedeniyle, bu durumun esaslı değişiklik sebebini oluşturduğunu ileri sürmüştür. Mahkemece konusunda uzman bir bilirkişiden davacının işinde yapılan değişikliğin esaslı olup olmadığı konusunda yukarıda açıklanan ilke ve esaslar doğrultusunda rapor alınarak talepler hakkında bir karar verilmesi gerekirken eksik araştırma ve inceleme sonucu hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan hükmün yukarıda açıklanan sebepten BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 17.05.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.