Esas No: 2017/660
Karar No: 2022/61
Karar Tarihi: 27.01.2022
Yargıtay Ceza Genel Kurulu 2017/660 Esas 2022/61 Karar Sayılı İlamı
Ceza Genel Kurulu 2017/660 E. , 2022/61 K."İçtihat Metni"
Kararı Veren
Yargıtay Dairesi : 1. Ceza Dairesi
Mahkemesi :Ağır Ceza
Sayısı : 393-107
Maktul : ...
Katılanlar : 1- ..., 2- ..., 3- ..., 4- ...
5- ..., 6- ..., 7- ..., 8- ...
Suça Sür. Çocuk : ...
Temyiz Edenler : Sanıklar ve suça sürüklenen çocuk müdafileri, katılan ... vekili, katılan ... vekili
Sanık ...’ın maktul ...’e yönelik olası kastla öldürme suçuna yardımdan TCK’nın 81, 21/2 ve 39/2. maddeleri uyarınca 12 yıl hapis cezası ile cezalandırılmasına, katılan ...’a yönelik olası kastla yaralama suçuna yardımdan aynı Kanun’un 86/1, 86/3-e, 21/2 ve 39/1/2. maddeleri uyarınca 1 yıl hapis cezası ile cezalandırılmasına, katılan ...’ya yönelik olası kastla yaralama suçuna yardımdan aynı Kanun’un 86/2, 86/3-e, 21/2, 39/1-2 maddeleri uyarınca 4 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, katılan ... ...’a yönelik olası kastla yaralama suçuna yardımdan aynı Kanun’un 86/2, 21/2 ve 39/1-2. maddeleri uyarınca 2 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, 6136 sayılı Kanun’a aykırılıktan bu Kanun’un 13/1 ve 5237 sayılı TCK’nın 52/2. maddesi uyarınca 2 yıl 6 ay hapis ve 2.400 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına, katılan ...’ye yönelik nitelikli tehdide yardımdan TCK’nın 106/2-a ve 39/1-2. maddeleri uyarınca 2 yıl 1 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, ...’ye yönelik tehdit suçundan aynı Kanun’un 106/1-1. cümlesi uyarınca 1 yıl 6 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, ...’ye yönelik kasten öldürme suçuna teşebbüsten beraatine, mahkûmiyet kararı verilen tüm suçlar yönünden ayrıca TCK’nın 53 ve 63. maddeleri uyarınca hak yoksunluğuna ve mahsuba; suça sürüklenen çocuk ...’ın maktul ...’e yönelik olası kastla öldürme suçuna yardımdan TCK’nın 81, 21/2, 39/1-2, 31/3 ve 62. maddeleri uyarınca 6 yıl 8 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, katılan ...’a yönelik olası kastla yaralama suçuna yardımdan aynı Kanun’un 86/1, 86/3-e, 21/2, 39/1, 31/3, 62, 50/3, 50/1-a ve 52/2. maddeleri uyarınca 4.000 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına, katılan ...’ya yönelik olası kastla yaralama suçuna yardımdan aynı Kanun’un 86/2, 86/3-e, 21/2, 39/1-2, 31/3, 62, 50/3, 50/1-a ve 52/2. maddeleri uyarınca 1.320 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına, katılan ... ...’a yönelik olası kastla yaralama suçuna yardımdan aynı Kanun’un 86/2, 21/2 ve 39/1-2, 31/3, 62, 50/3, 50/1-a ve 52/2. maddeleri uyarınca 660 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına, katılan ...’ye yönelik nitelikli tehdide yardımdan TCK’nın 106/2-a, 39/1-2, 31/3 ve 62. maddeleri uyarınca 1 yıl 1 ay 26 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına, ...’ye yönelik kasten öldürme suçuna teşebbüsten beraatine, mahkûmiyet kararı verilen tüm suçlar yönünden ayrıca TCK’nın 63. maddesi uyarınca mahsuba; sanık ...’in suçluyu kayırma suçundan TCK’nın 283/3, 53 ve 63. maddeleri uyarınca 3 yıl hapis cezası ile cezalandırılmasına, hak yoksunluğuna ve mahsuba ilişkin ... 3. Ağır Ceza Mahkemesince verilen 25.05.2012 tarihli ve 178-216 sayılı hükümlerin sanıklar ve suça sürüklenen çocuk müdafileri, Cumhuriyet savcısı ve katılanlar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 1. Ceza Dairesince 01.10.2013 tarih ve 1710-5384 sayı ile;
“...a) Kaçak olması nedeniyle, hakkındaki davaların tefrikine karar verilen sanık ...’in yakalanması için makul bir süre beklenerek savunmasının alınması ve delillerin birlikte değerlendirilmesi gerektiğinin düşünülmemesi,
b) Olay mahallinde, olayın meydana geldiği saatlerdeki hava ve aydınlatma şartlarında, olay yeri inceleme raporu ve krokisi de uzman bilirkişi marifetiyle uygulanmak suretiyle, savunma, mağdur ve tanık anlatımlarının denetimine olanak verecek biçimde temsili ve tatbiki keşif yapılması, keşifte sanıkların bulundukları ve ateş edilen yerden iş yeri içerisindeki ve önündeki kişilerin görülüp görülmediği, tanınıp tanınmayacağı, atış mesafesi, olay saati ve iş yerinin çalışma saatleri de dikkate alındığında normal olarak çalışılan bir yerde insanların olduğu bir hedefe doğru etkili ve elverişli silahla atış yapıldığında, mutlak olarak ölüm ya da yaralanma neticesinin meydana gelip gelmeyeceğinin belirlenmesi ve sanıkların hukuki durumlarının buna gören tayini gerektiğinin düşünülmemesi suretiyle eksik kovuşturma ile yazılı şekilde hüküm kurulması,” isabetsizliklerinden diğer yönleri incelenmeksizin bozulmasına karar verilmiştir.
... ise 18.03.2014 tarih ve 393-107 sayı ile;
“...Mahkememizce Yargıtay bozma ilamına uyulmamış önceki kararda direnilmesine karar verilmiştir çünkü bozma ilamının (a) bendinde belirtilen hususta olayın asıl faili olan ve kararımızda dosyası tefrik edilen firari sanık ..., olay tarihi olan 16.12.2010 tarihinden ilk karar tarihi olan 25.05.2012 tarihine kadar 1 yıl 6 aya yakın bir süre tüm aramalara rağmen bulunamamış, firari sanık hakkında yakalanmasına dair kırmızı bülten de dahil olmak üzere yapılan tüm çabalara rağmen temin edilememiştir. Ayrıca dosya içerisinde bulunan tüm belge ve bilgilerden davanın diğer sanıklarının hukuki durumlarının tayin ve tespitinde firari sanığın beyanlarının etki etmeyeceğine dair mahkememize kanaat gelmekle bu sanığın yakalanması beklenmeden dosyası tefrik edilerek diğer sanıklar hakkında hüküm kurulmuştur. Mahkememizce makul bir süre firari sanığın yakalanması beklenilmiş ancak beyanı diğer sanıkların hukuki durumlarını etkilemeyeceğinden karar verilmesi yoluna gidilmiştir.
Bozma ilamında (b) bendinde belirtilen 2. sebebe gelince, Mahkememizce 03.08.2011 tarihinde olay mahallinde müşteki, mağdur ve tanıkların katılımı ile keşif yapılmış, bilirkişilerden gerekli raporlar aldırılmıştır. Her ne kadar yapılan keşif olayın meydana geldiği saatlerdeki hava şartlarına uygun olarak yapılmamış ise de, dosya içerisinde bulunan 09.11.2011 tarihli keşfe katılmış olan bilirkişilerin düzenledikleri raporlarında olayın meydana geldiği ... Türkü Bar’ın konumu, ölen ve yaralananların bar içerisinde bulundukları yer, firari sanık ...’ın ateş ettiği noktalar, sanıkların içinde bulundukları aracı park ettikleri yer, dosya içerisinde bulunan olay yeri inceleme raporu ve krokisi uygulanarak, tanık, mağdur ve müştekilerin keşifte yer göstermeleri ve anlatımları dikkate alınarak kroki üzerinde gösterilmiş, ayrıca olay yerinin ve maktul ve yaralananların olay sırasında bulundukları yerlerin fotoğrafları çekilmiş ayrıntılı rapor alınmıştır. Hem bilirkişi raporunda hem de keşif tutanağında olayın geçtiği barın ve maktul ile yaralananların bar içerisinde bulundukları konum ile ateş eden firari sanığın ateş ettiği yerler ile sanıkların araçlarını park ettikleri yer itibarıyla barın içerisini özellikle maktul ve yaralananların bulundukları yeri tam olarak görmelerinin ve burada bulunan kimseleri tanıyıp ayırt etmelerinin mümkün olmadığı anlaşılmış, bu husus önceki gerekçeli kararımızda ayrıntılı olarak değerlendirilmiştir. Sanıkların hukuki durumu da buna göre belirlenmiştir. Ayrıca Yargıtay bozma ilamından sonra dosya mahkememize gelip esasa kaydedildikten sonra olayın geçtiği ... Bar isimli iş yerinin mevcut hâlinin tespiti yaptırılmış, yaptırılan bu tespitte olayın geçtiği ... Bar isimli iş yerinin isminin değiştiği, işletmenin yeni ismiyle ve olaydan sonra kapsamlı tadilat geçirerek faaliyetini sürdürdüğü, Yargıtay bozma ilamında belirtildiği şekilde keşif yapılmasının da fiilen mümkün olmadığı anlaşılmıştır. Bu nedenle Yargıtay 1. CD’nin bu bozma sebebine de Mahkememizce uyulmamıştır. Mahkememizce önceki kararda sanıkların hukuki durumları dosya içerisinde bulunan tüm belge ve bilgilere göre değerlendirilmiş ve gerekçede bu hususlar belirtilmiştir. Bu nedenlerle Yargıtay 1. CD’nin eksik kovuşturma ile karar verildiği yolundaki bozma düşüncesine, Mahkememizce katılınmamış önceki kararımızda direnilmesi gerektiği...” gerekçesiyle bozmaya direnerek sanıklar hakkında önceki hükümler gibi karar vermiştir.
Direnme kararına konu hükümlerin de suça sürüklenen çocuk ve sanıklar müdafileri ile katılanlar ... ve ... vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 22.1.22015 tarihli ve 363126 sayılı "ret-bozma" istekli tebliğnamesi ile Yargıtay Birinci Başkanlığına gelen dosya, Ceza Genel Kurulunca 07.12.2016 tarih ve 12-712 sayı ile 6763 sayılı Kanun'un 38. maddesi ile 5320 sayılı Kanun'a eklenen geçici 10. madde uyarınca kararına direnilen Daireye gönderilmiş, aynı madde uyarınca inceleme yapan Yargıtay 1. Ceza Dairesince 25.04.2017 tarih ve 183-1367 sayı ile direnme kararının yerinde görülmemesi üzerine Yargıtay Birinci Başkanlığına iade edilen dosya, Ceza Genel Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçelerle karara bağlanmıştır.
TÜRK MİLLETİ ADINA
CEZA GENEL KURULU KARARI
Sanık Musa Baydar hakkında suçluyu kayırma suçundan verilen ceza verilmesine yer olmadığına dair karar ile sanık ... hakkında aynı suçtan verilen beraat kararı bu kararlara yönelik temyiz taleplerinin reddedilmesi suretiyle kesinleşmiş olup direnme kararının kapsamına göre inceleme sanık ... hakkında ...'e yönelik olası kastla öldürme suçuna yardım, katılanlar ..., ... ve ......'a yönelik olası kastla yaralama suçlarına yardım, 6136 sayılı Kanun’a aykırılık, katılan ...'ye yönelik kasten öldürme suçuna teşebbüs, tehdit, aynı kişiye yönelik nitelikli tehdit suçuna yardım; suça sürüklenen çocuk ... hakkında ...'e yönelik olası kastla öldürme suçuna yardım, katılanlar ..., ... ve ...'a yönelik olası kastla yaralama suçuna yardım, katılan ...'ye yönelik kasten öldürme suçuna teşebbüs ve aynı kişiye yönelik nitelikli tehdit suçuna yardım ile sanık ... hakkında suçluyu kayırma suçlarından kurulan hükümlerle sınırlı olarak yapılmıştır.
Özel Daire ile Yerel Mahkeme arasında oluşan ve Ceza Genel Kurulunca çözümlenmesi gereken uyuşmazlıklar;
1- Sanık ... müdafisinin temyiz talebinin süresinde olup olmadığı,
2- Sanıklar hakkında eksik araştırmayla hükümler kurulup kurulmadığının,
Belirlenmesine ilişkindir.
Uyuşmazlık konularının sırasıyla ele alınmasında fayda bulunmaktadır.
1- Sanık ... müdafisinin temyiz talebinin süresinde olup olmadığı,
İncelenen dosya kapsamından;
... 3. Ağır Ceza Mahkemesince suçluyu kayırma suçundan sanık ...’in TCK’nın 283/3 ve 53. maddeleri uyarınca 3 yıl hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hak yoksunluğuna ilişkin 25.05.2012 tarihli ve 178-216 sayılı hükmün sanık müdafisi tarafından temyiz edilmesi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 1. Ceza Dairesince 01.10.2013 tarih ve 1710-5384 sayı ile; eksik araştırmayla hüküm kurulması isabetsizliğinden bozulmasına karar verildiği,
Bozma üzerine yapılan yargılamanın 18.03.2014 tarihli oturumuna sanık ... ile müdafisi Av. ... yerine Av. ...’in geldikleri, direnme kararına konu mahkûmiyet hükmünün kurularak sanık ... ile müdafisinin yüzüne karşı tefhim edildiği,
Gerekçeli kararın sanık müdafisi Av. ...’a 09.05.2014 tarihinde tebliğ edildiği, sanık müdafisinin 13.05.2014 havale tarihli dilekçesiyle temyiz talebinde bulunulduğu,
Anlaşılmaktadır.
Olağan kanun yollarından olan temyiz incelemesinin yapılabilmesi için bir temyiz davası açılmış olmalıdır. Temyiz davasının açılabilmesi için de, 1412 sayılı CMUK'nın 5320 sayılı Kanun'un 8. maddesi uyarınca karar tarihi itibarıyla uygulanması gereken 310. maddesine göre iki şartın varlığı gereklidir. Bunlardan ilki istek, ikincisi ise süre şartıdır.
Uyuşmazlık konusu olayda istek şartının gerçekleştiği konusunda bir tereddüt bulunmadığından süre şartının gerçekleşip gerçekleşmediği üzerinde durulmalıdır.
CMUK’nın, 5320 sayılı Kanun’un 8. maddesi gereğince karar tarihi itibarıyla uygulanması gereken 310. maddesinde, temyiz isteminin yüze karşı verilen kararlarda hükmün tefhiminden itibaren bir hafta içinde hükmü veren mahkemeye verilecek bir dilekçe ile veya zabıt kâtibine yapılacak beyanla olacağı, bu takdirde, beyanın tutanağa geçirilerek hâkime tasdik ettirileceği, yoklukta verilen kararlarda ise temyiz süresinin tebliğle başlayacağı belirtilmiştir.
Ayrıntılarına Ceza Genel Kurulunun 04.06.1984 tarihli ve 2-196 sayılı kararında yer verildiği üzere, ilgili kişinin yüzüne karşı verilen bir hükme yönelik yasal temyiz süresi, tefhimle birlikte başlamakta olup sonradan yapılan karar tebliği, temyiz süresini yeniden başlatmayacaktır.
Bu bilgiler ışığında uyuşmazlık konusu değerlendirildiğinde;
Sanık ... ve müdafisinin yüzüne karşı verilen 18.03.2014 tarihli mahkûmiyet hükmüne yönelik olarak sanık müdafisinin 13.05.2014 havale tarihli dilekçeyle temyiz talebinde bulunduğu, tefhim ile başlayan bir haftalık temyiz süresinin 25.03.2014 tarihinde sona erdiği anlaşılmaktadır.
Bu itibarla, sanık ... müdafisinin kanuni süreden sonra gerçekleşen temyiz talebinin 1412 sayılı CMUK’nın 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi uyarınca karar tarihi itibarıyla uygulanması gereken 310 ve 317. maddeleri uyarınca reddine karar verilmelidir.
2- Sanık ... ile suça sürüklenen çocuk ... hakkında eksik araştırmayla hükümler kurulup kurulmadığı;
İncelenen dosya kapsamından;
17.12.2010 tarihli olay yeri inceleme raporunda; ... il merkezi, Adnan Menderes Bulvarı üzerindeki DT ... Bar isimli iş yerinde olayın meydana geldiği, olay yerinde kaldırım üzerinde 8 adet 9 mm çapında boş kovan ile bar içerisinde 2 adet mermi çekirdeği ve kan birikintisine rastlanıldığının belirtildiği,
... Kriminal Polis Laboratuvarı Müdürlüğünce düzenlenen 31.12.2010 tarihli uzmanlık raporunda; katılan ... ve ... ile maktul ...’e ait svap bantlarında atış artıklarından antimona rastlanılmadığı, katılan ..., ... ve maktul ...’e ait giysilerdeki mermi çekirdeği giriş deliklerini etrafındaki izlerden söz konusu giriş deliklerinin ateşli silahla yapılan uzak atış sonucu meydana geldiklerinin ifade edildiği,
... Kriminal Polis Laboratuvarı Müdürlüğünce düzenlenen 27.12.2010 tarihli raporda; ... plaka sayılı otomobilde bulunduğu bildirilen 9 mm çapında Parabellum tipi 2 adet fişeğin 6136 sayılı Kanun’a göre yasak nitelikte oldukları, olay yerinden elde edilen 9 mm çapındaki 8 adet Parabellum tipi kovanın tek bir silah ile atıldıkları, 9 mm çapında deforme 2 adet mermi çekirdeğinin çapına uygun tek bir silahtan atıldıklarının bildirildiği,
20.12.2010 tarihli tutanakta; suçta kullanılan tabancanın denizde atıldığı söylenen yerde dalgıçlarca yapılan aramalara karşın tabancanın bulunamadığının belirtildiği,
... Adli Tıp Grup Başkanlığı Morg İhtisas Dairesince düzenlenen 21.02.2011 tarihli otopsi raporunda; maktulün kanında alkol, uyuşturucu-uyutucu ve toksik maddelerinin bulunmadığı, kişinin vücuduna sol spina iliaca anterior superiorun üstünde bir adet ateşli silah mermi çekirdeği isabet ettiği ve bu yaranın müstakilen öldürücü nitelikte olduğu, cilt, cilt altı bulgularına göre atışın bitişik atış mesafesi dışından yapılmış olduğu, kişinin ölümünün ateşli silah mermi çekirdeği yaralanmasına bağlı, iç organ yaralanmasından gelişen iç kanama sonucu meydana gelmiş olduğunun ifade edildiği,
Katılan ... hakkında ... Toros Devlet Hastanesince düzenlenen 17.12.2010 ve 06.01.2011 tarihli raporlarda; katılanın sol ayağında bir adet silah giriş deliğinin mevcut olduğu, bu yaranın basit bir tıbbî müdahale ile giderilebilecek şekilde hafif nitelikte olduğu,
Katılan ... hakkında ... Devlet Hastanesince düzenlenen 17.10.2010 tarihli raporda; katılanın sol femur arkasında 1x2 cm’lik yüzeysel kesi mevcut olduğu, bu yaralanma nedeni ile katılanın basit tıbbî müdahale ile giderilebilecek şekilde yaralandığı,
Katılan ... hakkında ... Devlet Hastanesince düzenlenen 17.10.2010 tarihli raporda; katılanın lumbo sakral bölgesinde alt kısımdan 1x2 ve 2x2 cm’lik kurşun giriş ve çıkış deliği bulunduğu, bu yaralanmanın katılanın hayatını tehlikeye sokmadığı ancak basit bir tıbbî müdahale ile giderilecek nitelikte hafif de olmadığının belirtildiği,
... 3. Ağır Ceza Mahkemesince 25.05.2012 tarih ve 178-216 sayı ile; sanık ... hakkındaki davanın incelemeye konu dosyadan tefriki ile yeni esasa kaydına, yakalama emrinin devamı ile infazının beklenmesine karar verildiği,
Ulusal Yargı Ağı Projesi (UYAP) sistemi vasıtasıyla yapılan sorgulamada; hakkında kırmızı bülten de çıkarılan sanık ...'ın Irak Cumhuriyeti’nde yakalandığı ve 20.08.2019 tarihinde Türkiye Cumhuriyeti’ne iade edildiği, ... 3. Ağır Ceza Mahkemesince bu kişi hakkında yürütülen yargılama sonucunda 24.06.2020 tarih ve 238-197 sayı ile; maktul ...’e yönelik olası kastla öldürme suçundan TCK’nın 81/1, 21/2, 53 ve 63. maddeleri uyarınca 24 yıl hapis cezası ile cezalandırılmasına, hak yoksunluğuna ve mahsuba; katılan ...’a yönelik olası kastla yaralama suçundan aynı Kanun’un 86/1, 86/3-e, 21/2, 53 ve 63. maddeleri uyarınca 2 yıl yıl hapis cezası ile cezalandırılmasına, hak yoksunluğuna ve mahsuba; katılan ...’ya yönelik olası kastla yaralama suçundan aynı Kanun’un 86/2, 86/3-e, 21/2, 53 ve 63. maddeleri uyarınca 8 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, hak yoksunluğuna ve mahsuba; katılan ...’a yönelik olası kastla yaralama suçundan aynı Kanun’un 86/2, 21/2, 53 ve 63. maddeleri uyarınca 4 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, hak yoksunluğuna ve mahsuba; 6136 sayılı Kanun’a aykırılık suçundan aynı Kanun’un 13/1. maddesi ve TCK’nın 52/2. maddesi uyarınca 2 yıl 6 ay hapis ve 2.400 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına, katılan ...’ye yönelik nitelikli tehdit suçundan TCK’nın 106/2-a-c, 53 ve 63. maddeleri uyarınca 4 yıl 2 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, hak yoksunluğuna ve mahsuba; katılan ...’ye yönelik hakaret suçundan aynı Kanun’un 125/1-4 ve 53. maddeleri uyarınca 4 ay 20 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hak yoksunluğuna karar verildiği; kısmen resen istinafa tabi olan hükümlere yönelik olarak istinaf başvurusunda bulunulması üzerine dosyayı inceleyen ... Bölge Adliye Mahkemesi 1. Ceza Dairesince eksik araştırma nedeniyle hükümlerin bozulmasına karar verildiği ve dosyanın ... 3. Ağır Ceza Mahkemesinin 2021/110 esas numarasına kayıtlı olup hâlen derdest olduğu,
Ulusal Yargı Ağı Projesi (UYAP) sistemi vasıtasıyla yapılan sorgulamada; bahse konu o dosyada inceleme dışı sanık ...’ın Mahkemede; "Olay kasten öldürme değildir, Irak’ta da ben kendim teslim oldum, Türkiye’ye gelmek istediğimi belirtmiştim, olay televizyonda büyütüldüğü için kaçmıştım, benim müşteki tarafla ilgili hiçbir husumetim yoktur, mekâna dahi daha önce uğramamıştım, olay günü alkol alırken ... geldi, oda çocuklarımın ders çalışma odası idi, ... ile de yeni tanışmıştım, bu odada misafir etmiştim, gece 23.00 civarında bana ısrar etti ve 'Gel biraz daha takılalım.' dedi, beraber bara gittik, barda ... bir şarkı istedi, ben şarkı söylenmese de olur dedim, olayı büyütmeyelim dedim, olay gecesi mekân sahibi olan ... ile aramızda bir diyalog geçmedi, herhangi bir sorunumuz da olmadı bir olay da geçmedi, arabadaki silah ...'a aittir, ... bana arabada kurşun sıktı, beni çocuklarımla tehdit etti, bunun üzerine ben silahı alarak havaya ateş ettim, benim silahla ateş etmemin sebebi ...'in beni tehdit etmesinden dolayıdır, ben ateş ettim, ancak barı hedef almadım, içeriye girmeden dışarıdan havaya ateş ettim, kamera kayıtları incelenirse havaya ateş ettiğim ortaya çıkacaktır, ben olaydaki maktulü ve müştekileri tanımış değilim, ancak ... daha önce olay yerine gitmiş, ...’le mekân arasında husumet vardır, olaydan önce de kavga etmişlerdir, ben havaya kaç el ateş ettiğimi hatırlamıyorum, çok alkollü idim, ... beni zorla mekâna götürdü, arabayı kapının önüne getirerek ısrar etmesi üzerine mekâna gitmedik, ben kimseye tehdit ve hakaret etmedim, ben olayı ayırmaya çalışıyordum, kimseyi öldürmek ya da vurmak gibi bir kastım yoktur, müşteki ...'e de hakaret etmedim, tehdit de etmedim, ben bu dosyadan dolayı Irak ülkesinde tutuklu kaldım, yaklaşık 32 aydır bu dosyadan tutuklu bulunmaktayım, ben vicdanen suçsuzum, kasıtlı yapmadım, adaletinize sığınıyorum," şeklinde açıklamalarda bulunduğu,
Anlaşılmaktadır.
Katılan ... Kollukta; “Emekli polis memuruyum, ismini sormuş olduğunuz ... benim öz oğlum olurdu, kendisi uzun yıllardır ... ilinde ikamet ederdi, evli iki çocuğu bulunmaktaydı, aynı zamanda da olayın meydana geldiği türkü barında ses sanatçılığı yapmaktaydı, ben olayı görmedim, olayın olduğu anda ...’de bulunmaktaydım, bana telefonla bilgi verilmesi üzerine ...’e geldim, burada basına yansımasıyla içeriğini öğrendim, yine isimlerini sormuş olduğunuz ve olay anında yaralanan ... ile ... isimli şahısları tanımam sizlerin söylemesi üzerine öğrendim, ama yaralılardan ... isimli şahsı tanırım, onun da uzun yıllardır oğlumla birlikte çalışmasından dolayı görmüştüm, yine isimlerini sormuş olduğunuz ..., ... ve ... isimli şahısları tanımam, bunların da isimlerini sizlerin söylemesi üzerine öğrendim, benim oğlum ...'ün daha önceden ne bir husumetli olduğu biri, ne de alacak verecek meselesi bulunduğu birisi bulunmamaktadır. Silahla öldürme ve yaralama olayını gerçekleştiren şahısları tanımıyorum, sadece olaydan sonra duyduğum bu şahısların iş yerine gelerek Kürtçe müzik çalınmasını istedikleri, Kürtçe müzik çalınmaması üzerine ise olayı gerçekleştirdiklerini öğrendim, oğlumun öldürülmesi olayına karışan şahıslardan davacı ve şikâyetçiyim.”,
Mahkemede; “Ölen ... benim oğlumdu, olayı görmedim, sanıklardan şikâyetçiyim davaya katılmak istiyorum, ben özellikle ...'den şikâyetçiyim, en azından kapıya bir güvenlik görevlisi koyabilirdi, barda çalışan kişilerin güvenliğini sağlayabilirdi, kaldı ki olay aralıklarla devam etmiş, ilk tartışma çıktığında polise haber verebilirdi, bunu yapmıyorsa güvenliği sağlaması gerekirdi, ben daha önce de oğlum orada müzisyenlik yaptığı için birkaç sefer bara gitmiştim, bar sahibi ...'i o vesileyle görüyordum, etrafında sürekli 8-10 tane adam görüyordum, bunları niçin yanında gezdiriyorsun en azından bunların iki üç tanesini tedbir amaçlı kapının önüne koyabilirdi, bu şekilde olay önlenebilirdi, bunları yapmadığı için ...'den şikâyetçiyim.”,
Katılan ... Kollukta; “DT ... Bar isimli iş yerini yaklaşık olarak 3 yıldır işletmekteyim, iş yerinin mülkiyeti ... isimli şahsa ait bulunmaktadır, ben ise bu iş yerini kiracı olarak işletmekteyim, isimlerini sormuş olduğunuz ... isimli şahıs yaklaşık olarak bir yıldır iş yerimde ses sanatçısı olarak çalışmaktaydı, yine isimlerini sormuş olduğunuz ... yine bir yıla yakındır ses sanatçısı olarak, ... 1-2 aya yakındır garson olarak, ... iş yerinde yönetici olarak, ... akrabam olur ve benimle beraber Muay Thai Milli takım antrenörlüğü yapar, ... yanımda komi olarak, ... iş yerinde barmen olarak, ... iş yerinde komi olarak çalışırlar, yine isimlerini sormuş olduğunuz ..., ... isimli şahısları tanımam, isimlerini sizlerden öğrendim, bu şahıslar iş yerine müşteri olarak gelen şahıslardır, isimlerini sormuş olduğunuz ..., ... ile ... isimli şahısları tanımam, sizlerin söylemesi üzerine öğrendim, 16 12.2010 günü saat 14.00 sıralarında iş yerimiz açılarak faaliyete başladı, tüm işçiler normal olarak herkes işlerini yapmaya başladı, daha sonra akşam saat 21.00 sıralarında işletmiş olduğum iş yerinde canlı müzik başladı ve müşteriler gelmeye başladı, tahminen saat 23.00 sıralarında canlı müziğe kısa bir ara verdik, akabinde yukarıda isimlerini sormuş olduğunuz ve şu anda emniyette bulunan ... ve bu şahsın yanında yine yeğeni olduğunu öğrendiğim ... ve ... isimli şahıslar iş yerine gelerek giriş kapısına göre sağ tarafta bara yakın bir masaya oturdular, kendileri ile garsonlar ilgilendi, ben ise barın iç kısmında bilgisayarda film seyretmekteydim, daha sonra bu şahıslar iş yerinde garson olarak çalışan ...'a Kürtçe bir parça çalınmasını istediklerini söylemişler, İsmail ise konsept gereği Kürtçe çalamayacaklarını söylemiş, bunun üzerine aralarında 'çalarsın çalmazsın' tartışması çıkması üzerine ben ayağa kalktığımda şahıslardan ... ‘... buraya gel.’ dedi, yanındaki ... ise ...'e hitaben ‘... bu mu?’ diyerek söyleyince ben de bardan çıkarak yanlarına gittim, masalarına oturdum, kendilerine buyurun sorun nedir dediğimde ... bana hitaben ‘Öyle kafan dik yürüme.’ dedi, ben de kendisine ‘Benim yürüyüş tarzım bu.’ dedim, bana ‘Neden Kürt müziği çalmıyorsun?’ dediklerinde ben de ‘Konseptimizde Kürtçe müzik yoktur, ben de Kürdüm ama burada çalmıyoruz, burası bizim ekmek kapımız.’ dedim, bunun üzerine ... bana ‘O zaman sen Kürtlerin yüz karasısın, zaten siz faşistsiniz.’ dedi ve bundan dolayı aramızda tartışma çıktı ayağı kalktığımızda ise birbirimizi iteklemeye başladık, akabinde ... bana ‘Sen bu memlekette fazla yaşamasın, seni öldürürler.’ dedi, ben de ‘Ben buradayım kim öldürecekse gelsin.’ dedim, ... ise genç olduğu için bir şey söylemedi, daha sonra garsonların da araya girmesi ile bu şahısları iş yerinden dışarı çıkardık, biz iş yerine girdik onlar ise yaya olarak Mezitli istikametine doğru gittiler, o esnada bir arabaya bindiklerini görmedim, daha sonra aradan 5-10 dakika geçmeden her üç şahıs yine iş yerime geldiler, ben de tekrar olay çıkmasın diyerek şahıslarla birlikte iş yeri dışına çıktım, dışarıda her üç şahıs da bize hitaben ‘Bu memlekette başbakan bile Kürtçe konuşuyor, siz burada Kürtçe müzik yapmıyorsunuz.’ dediler ve aramızdan bundan dolayı tekrar tartışma çıktı bana sinkaflı küfürler ettiler ve bana ‘Kendinizi para ile satmayın.’ dediler ben de kendilerine ‘Biz buyuz, bundan ekmek yiyoruz.’ dedim, daha sonrada şahıslar ‘Sen bu kafa ile fazla yaşamasın.’ diyerek yine yaya olarak Mezitli istikametine gittiler, biz de normal işlerimize devam ettik, daha sonra devamında 17.12.2010 günü saat 01.30 sıralarında iş yerini kapamaya başladık, sadece içeride iki masa kalmıştı, onların kalkmasını beklerken birden iş yerinin kapı kısmından peş peşe çok sayıda silahla ateş edilmeye başlandı, ben de bunun üzerine kendimi korumak için kolon arkasına saklandım, daha sonra silah sesi kesilince dışarı koştuğumda karanlıkta tam olarak rengini göremediğim bir aracın çarşı istikametine kaçtığını gördüm, daha sonra iş yerine döndüğümde iş yerinde çalışan Sarp'ın silahla vurulmuş olduğunu ve yerde yattığını, yine ... ile ...'nun da yaralanmış oldukları gördüm, devamında görevli polislerin gelmesi ile ilk önce 155'i aradım arkasından 112'yi arayarak ambulans istedim, sonra da Sarp'ın hastanede ölmüş olduğunu öğrendim, ben silahla ateş etme olayında kimin ateş ettiğini görmedim, ateş edenleri işçilerimin görmüş olduğunu öğrendim, bu olaydan önce herhangi birisi benden ne para istedi, ne de başka bir şey, benim kimse ile bir husumetim yoktur ama bu olaydan dolayı ..., ... ile ... isimli şahıslardan davacı ve şikâyetçiyim.”,
Mahkemede; “Kolluktaki ifademin birinci sayfasında belirttiğim sözleri bahsettiğim kişiler sarf etmiştir, ifademin ikinci sayfasının birinci satırında bahsettiğim ‘Bana sinkaflı küfürler ettiler’ kısmını açıklamak istiyorum, ... bana ana avrat küfretti, ayrıca başbakanın da eşinin de hatta ismini de söyleyerek, Kürtlerin, Türklerin hepinizin anasını avradını sinkaf edeyim şeklinde küfretti ben de o senin problemin dedim, ... ise sakinleştiği anda sanık ... onu tahrike getiriyordu, sanık ... ayrıca bizi faşist olarak değerlendirdi, para için kendinizi satmayın dedi, sanık ... ise para lazımsa biz size verelim dedi, ben de bizim paraya ihtiyacımız yok Allah’a şükür dedim, sonra çekip gittiler, bunun üzerine ben yakınlarımı aradım ve müzik bitene, dükkân kapanana kadar barın önünde oturduk, müzik bitti, müzisyen arkadaşlar gittiler, yarım saat geçti, biz bahçeyi topladık, içeride son kalan müşteriler de son yudumlarını bitirmişler kalkıp gitmelerini bekliyorduk o sırada maktul ve ... karşıdaki büfede iddia oynamışlar, sonuçlara bakmak için tekrar bara döndüler barda bilgisayardan iddia sonuçlarına bakıyorlardı, bar zaten hemen kapının girişindedir, bu sırada ben ve yakınlarım mekân kapandığı için arka tarafta oturuyorduk, son tartışma ile silahla ateş edilme arasında 45 dakika kadar zaman geçmişti, orada olayda benim mekânımı almaya yönelik direkt bir kasıt var zaten yanlarında yaşı küçük sanığı getirmişler eğer ölüm olmasaydı olayı onun üstüne yıkmayı planlamışlar ancak ölüm olunca yaşı küçük sanık olayı üstlenmedi.”,
Katılan ... Kollukta; “Ben 16.12.2010 günü saat 21.30 sıralarında arkadaşım olan ... Tümlüklü’nün İnönü Mahallesi, Adanan Menderes Bulvarı, Dağıstan Apartmanı altında bulunan ... Türkü Bar isimli iş yerine gittim, saat 23.30 sıralarında tanımadığım ancak kendilerini görürsem tanıyabileceğim 1. şahıs 45-50 yaşlarında, esmer tenli, kel kafalı, kilolu, 178 cm boylarında, kirli sakallı, üzerinde siyah pantolon, siyah kazak ve siyah deri montlu 2. şahıs 43-44 yaşlarında esmer tenli, tıraşlı, tombul, 175 cm boylarında, üzerinde kırmızı renkli kazak, üzerinde koyu renkli ceketli, 3. şahıs 23-24 yaşlarında 180 cm boylarında, beyaz tenli, siyah saçlı, 70 kilo civarında olan üzerinde kot pantolon, turuncu montlu ve spor ayakkabılı 3 şahıs mekâna geldi, yaklaşık yarım saat kadar oturdular, alkol aldılar, ilk eşkalini vermiş olduğum şahıs Kürtçe müzik istedi, kendilerine Kürtçe müzik çalınmadığı söylenmesi üzerine bu şahıs 'Ben Kürtçe şarkı çalınmayan mekânda oturmam.' dedi, 2. eşkalini vermiş olduğum şahıs ‘...’ diye seslendi ... de bu şahısların yanına gitti ben bu şahısların arkasındaki masada oturuyordum, 1. eşkalini vermiş olduğum şahıs ...’e ‘Başbakanınız Kürtçe konuşuyor, siz neden bilmiyorsunuz, neden çalmıyorsunuz?’ demesi üzerine ... de kendilerine ‘Biz Türküz, Türkiye’de yaşıyoruz, Kürtçe şarkı da çalmıyoruz.’ diyerek şahısları dışarı çıkarmak istedi, şahıslar çıkmak istemediler, 1. eşkalini vermiş olduğum şahıs Türkiye Cumhuriyetine de Başbakana da her şeye küfrederek gittiler, şahıslar 10 dakika kadar sonra tekrar geldiler, 1. eşkalini vermiş olduğum şahıs ...'e ‘Siz böyle devam ederseniz bu memlekette fazla yaşamazsınız, kimseye uşaklık etmeyin, bir kurşunda gidersiniz.’ dedi, daha sonra kendilerini gönderdik. 17.12.2010 tarihinde saat 01.45 sıralarında barın önünde bulunduğum sırada ...’in akrabası olan ... Abi, ‘Yatın!’ diye bağırması üzerine yere yattım. 10-12 el silah sesi duydum ancak ateş edenleri göremedim, kafamı kaldırdığımda müzisyenlerden ...'ü, garson ...'ü ve müzisyen ...'yu yaralı vaziyette gördüm.”,
Mahkemede; “Olay tarihinde ... Bar’daydım, buranın işletmecisi ... benim çocukluk arkadaşımdır. Ben turizm mezunuyum, barın işleyişi ile kendisine yardımcı oluyorum, normalde ücretli çalışmıyorum, başka bir şirkette çalışıyorum akşamları da ... Bar’da arkadaşıma destek oluyordum, olay günü de oradaydım, olay günü bara üç şahıs geldi, birisi şu anda huzurda bulunan ...'dır. Yanında iki kişi daha vardı, bir masaya oturdular, içeride bir iki masada daha müşteri vardı, garsonlardan birinden Kürtçe parça isteğinde bulunmuşlar, garson da ‘Konseptimiz gereği Kürtçe parça çalınmıyor, müzisyenler de Kürt olmadıkları ve bilmedikleri için Kürtçe parça söylemiyorlar.’ cevap vermiş, bunun üzerine masada oturan üç şahıs kendi aralarında oturup kalkmalar, homurdanmalar oldu, sonra huzurda bulunan sanık ... ‘...!’ şeklinde seslendi, bunun üzerine barın iç kısmında oturan iş yeri işleteni ... bardan çıkıp onların yanına gitti, sorun nedir diye masalarına oturdu, şahısların arasında ‘... bu mu?’ diye bir diyalog geçti, ... de sorunun ne olduğunu sordu, ‘Konseptimiz gereği ve bilmedikleri için Kürtçe parça çalamıyoruz, başka istediğiniz parça varsa çalalım.’ dedi, sonra sanık ... ve ... ‘Sen nasıl bu mekânda Kürtçe parça çalmazsın, öyle dik yürüme, bu memlekette herkes Kürtçe konuşuyor, başbakan bile konuşuyor.’ dediler, ... de ‘Benim yürümem bu şekilde’ şeklinde cevap verince sanıklardan ... Deviş'e ‘Sen terbiyesizsin, böyle çok yaşamazsın.’ dedi, sanık ... da ...'e ‘Siz ... olmuşsunuz, bu memlekette fazla yaşamazsınız, bir mermi ile ölürsünüz.’ dedi, sonra mekândan çıkıp gittiler, 10 dakika kadar sonra ... isimli şahıs gelerek ...'ye diğer sanıkların kendisini dışarıya çağırdığını söyledi, bunun üzerine ... barın çıkıp kapısının önüne çıktı, sanıklarla orada 10-15 dakika süren bir konuşma yapıldı, yine ... tehdit etti, içeride sarf ettiği şekliyle ‘Bu memlekette başbakan bile Kürtçe konuşuyor, siz ... olmuşsunuz paraya ihtiyacınız varsa verelim, bir mermilik canınız var.’ şeklinde sözler söyledi, sanık ... onun arkasında duruyordu, sanık ...'in yanında da sanık ... vardı, ... hiç konuşmadı, bu tartışma daha çok sanık ... ile ... arasında geçti, sanık ... ...'in yanındaydı, ancak dışarıdaki bu konuşmada bir şey söyleyip söylemediğini hatırlamıyorum, sonra tekrar her üç sanık oradan ayrılıp gittiler, daha sonra dükkân kapanmıştı dışarıdaki sandalyeler içeri alınmış, müzik durmuştu, herkes gitmeye hazırlanıyordu, aniden silah sesleri patladı, ben içerideki barın önündeydim, bu nedenle dışarıdan ateş eden kişiyi görmedim ancak ateş eden şahıs bara doğru ateş ederek gelip en son barın kapısının olduğu bölgeden ateş etti, ilk anda hedef alınan bölge bar sahibi ...'nün oturduğu içerideki bar bölümüydü, ateş sesi bittikten sonra saniyeler sonra bir patinaj sesi duyduk, sanırım şahıslar bu araçla uzaklaşıp gittiler. Ben ateş eden şahsı görmedim, yalnız mıydı yanında diğer sanıklarda var mıydı bilmiyorum, şikâyetçiyim davaya katılmak istiyorum.”,
Katılan ... Kollukta; “Hâlen adresini vermiş olduğum ... Kafe’de garson olarak çalışırım. Çalışmış olduğum mekânı ... isimli şahıs işletmektedir. İş yerinde benim haricimde bağlama çalarak türkü söyleyen ..., gitar çalan ..., keman ve davul çalan ..., hafta sonları ekstra olarak gelen soy isimlerini bilmediğim ... ve ..., garson olarak İsmail, şef garson olarak ... bulunmaktadır. 16.12.2010 tarihinde saat 23.00 sıralarında mekânda çalıştığım sırada daha önceden tanımadığım müşteri olarak da görmediğim üç şahıs iş yerine geldiler, bir masaya oturdular, bu şahıslarından 1. şahıs 35-40 yaşlarında kilolu saçlarının ön tarafı dökülmüş alın kısmında iz bulunan, 2. şahıs aynı yaşlarda kilolu benzer eşkalde, 3. şahıs tam olarak eşkal bilgilerini veremeyeceğim ancak diğerlerine göre daha genç zayıf yapılı şahıslardı. Bu şahıslarla ... isimli arkadaşım ilgilendi ve masaya iki duble rakı ve meze getirdi. Şahıslar bir müddet oturduktan sonra Kürtçe müzik çalınmasını istedi, büyük bir ihtimalle daha önceden garson aracılığı ile de istemiş olabilirler, ... şahısların yanına gelerek şahıslara hitaben ‘Prensip gereği mekânda Kürtçe müzik çalınmadığını’ söyledi, bunun üzerine şahıs küfürler etmeye başladı, ... de şahıslara zorluk çıkarmamasını misafirimiz olun oturun eğlenin.’ diyerek sakinleştirmeye çalıştı, ancak şahıslar küfretmeye devam edince ... ve ... şahısları ikna ederek mekândan dışarı çıkardılar, tahminen 15 dakika kadar sonra bu üç şahıs tekrar mekâna geldi ve içeri girerek ... ile konuşmak istediklerini söyleyerek bağırmaya başladılar ve ‘... buraya gel ulan!’ diyorlardı, ... ve ... şahısların yanlarına giderek kapı önüne çıkardılar, ben müşterilerle ilgileniyordum, ancak kapı önünden konuşma sesleri geliyordu. Ne konuştuklarını tam olarak duymadım, ayrıca bu şahısların birbirlerine hangi isimle hitap ettiklerini de bilmiyorum. ... şahısları tekrar mekândan uzaklaştırdı ve içeri girdiler. Kapanma saatine yakın ben ve diğer çalışanlar ortalığı topluyorduk, mekânda iki masa kalmıştı onlar da hesap ödüyorlardı, müzisyen arkadaşlar ise kapı önünde bulunuyordu, bir anda 1. eşkalini verdiğim şahsın elinde silahla bizlere doğru hedef gözetmeksizin ateş ettiğini gördüm, ilk etapta iki el silah sesi geldi ve kapı önünde ayakta duran ... yere yığıldı. Hemen ardından bana doğru ateş etti ve ben de yaralanarak yere yığıldım, bu şahsın haricinde arka kısmından da başka silah sesi duydum, ancak bundan emin değilim karıştırmış olabilirim, ben yere yıkıldıktan sonra masa altına doğru saklandığımı biliyorum ondan sonra kendimden geçmişim, şahsın ondan sonra kimlere ateş ettiğini ne kadar ateş ettiğini bilmiyorum, bana doğru ateş ederken nişan alıp ateş ettiğini net olarak gördüm, bu şahısların üçünü de görsem tanır teşhis edebilirim. Ben kendime geldiğimde hastanedeydim. Tedavim devam ediyordu, doktorlardan öğrendiğim kadarıyla sol karın bölgemden mermi giriş çıkışı olmuş. Tedavim bittikten sonra ise ifade için şubeye getirildim. Bu olayda silah kullanan bir kişiyi gördüm Bu şahısların kim olduklarını bilmiyorum, olay ise tamamen Kürtçe şarkı çalınmaması yüzünden gerçekleşti, İş yeri sahibi ...'nün de bu şahısları tanıdığını sanmıyorum. Aralarında daha önceden herhangi bir husumet olup olmadığını yine ... ile başka mekânlarla aralarında sorun olup olmadığını da bilmiyorum. Çalıştığım mekânı basarak beni ve arkadaşımı silahla yaralayan, bir arkadaşımı silahla öldüren tanımadığım şahıslardan davacı ve şikâyetçiyim.”,
Mahkemede; “Bara doğru ateş eden sanık şu anda huzurda değildir, ateş eden ...'dır. ... ateş ederken sanık ... barın karşısında cep sinemasının önünde park hâlindeki aracının önünde duruyor ve bara doğru bakıyordu, sanık ... ise o aşamada yani sanık ... ateş ederken neredeydi görmedim, ben kurşunla isabet alıncaya kadar her şeyi net gördüğümü hatırlıyorum ancak isabet aldıktan sonrasını görmedim, sanık ... silahla geldi, barın bahçe kapısından ateş etmeye başladı ve barın içeriye giriş kapısına doğru ateş ederek gelirken ‘... çık dışarıya lan!’ diye bağırıyordu, o sırada önünde olan herkese gördüğü her kişiye silahını doğrultup hedef alarak sıkıyordu, sanık ...'in asıl hedefi ...'ti ancak ... içerideydi, zaten ilk tartışma yaşanmasından sonra ... bir olay olur düşüncesiyle yakınlarına haber vermişti ve bir kısım yakınları gelmişti ve onlar barın içindeydiler, ben barın bahçeye açılan kapının dışında diğer müşteki ...ile yan yanaydık, maktul de tam bardan dışarıya çıkmak üzeriydi, barın içinde kasanın önünde ... Abi’yle birlikte bilgisayarda iddia sonuçlarına bakıyorlardı, sonra maktul dışarı çıkmak için yöneldiği sırada silahlar patlamaya başladı, ... bize doğru sıkarak içeriye girmek istedi, kapının yani barın içeriye girilen kapının oraya kadar geldi, ancak mermisi bitince barın içine girmedi.”,
Katılan ... Mahkemede; “Ben ... Bar’da olay tarihinde müzisyen olarak çalışıyordum, ateş edildiği esnada ben ve maktul barın içindeki kasanın önünde karşı karşıya oturuyorduk, bilgisayarla ilgili bir şey konuşuyorduk, barın içi karanlık olduğu için ve ateş eden kişi dışarıdan içeriye doğru ateş ettiği için ateş eden şahsı bizzat görmedik, ayrıca olayın başlangıcında mekân sahibi ... ile şahıslar arasında bir gerginlik olduğunu gördük, ancak biz sahnede olduğumuz için arada geçen konuşmaları bilemiyorum, zaten müzisyen olarak biz bir tartışma olduğu zaman müziğe devam ederiz durmayız. Ben ayak bileğimden isabet aldım.”,
Tanık ... Kollukta; “Ben ...’nün işletmiş olduğu kafe barda barmen olarak çalışırım, yine sormuş olduğunuz ... iş yerinde müzisyen olarak çalışır, ... da müzisyendir, ... da aynı iş yerinde garson olarak çalışır, bugün 17.12.2010 tarihinde saat 01.00 sıralarında iş yerinde bulunduğum sırada isimlerini bilmediğim ve eşkal bilgilerini veremediğim üç erkek şahıs geldi, iş yerinin girişine göre sağda 4 veya 5. masaya oturdular, bu masaya rakı verildi, bir miktar içtiler, ardından müzisyen ...’ten Kürtçe şarkı istediler, ... de ‘Ben bilmiyorum.’ dedi, bunun üzerine ‘Bu nasıl mekân, nasıl Kürtçe bilmiyorsunuz?’ dediler, bu sırada mutfakta bulunan iş yeri sahibi ... geldi ve bu şahısların masasına oturdu bir müddet konuştular ve ... bu şahıslardan mekânından çıkmalarını istedi ve dışarı çıktılar, dışarı çıkarırken sözlü olarak tartışma oldu ancak bu üç şahıs ayrıldıkları sırada kapı önünde müzisyen ...’ü kastederek ‘Sen fazla yaşamazsın, bir kurşunluk ömrün var.’ dediler ancak hangisinin dediğini bilmiyorum, bu şahıslar gittikten yaklaşık olarak 30 dakika kadar sonra iş yerinin dış tarafından iş yerine doğru ve içeriye doğru art arda tabanca ile ateş edildi, ben korktuğum için mutfağa doğru kaçtım, bu arada ... kapının önünde idi, ... ise iş yerine girişte solda barın iç kısmında idi, ... ise girişte barın ön tarafında idi, bu şahıslar içeri doğru ve bizlere doğru ateş ettikten sonra kaçtılar bu şahısların kim olduğunu bilmiyorum, ben yüzlerini görmedim ancak diğer iş yeri çalışanları gördüler, bu şahısların masasına servisi ... veya ... yapmıştır, bu şahısları canlı olarak görsem tanımam çünkü iş yeri loş ışık vardı ve bu şahısların yüzünü hiç görmedim. İş yerimizde güvenlik kamera sistemi vardır ve faaldir, bu şahıslar daha önce iş yerimize hiç gelmedi neden ateş ettiklerini bilmiyorum.”,
Mahkemede; “Ben olay sırasında mutfaktaydım, mutfak kısmında çalışıyordum dolayısıyla olaya karışan şahıslar şu anda huzurda mıdır, değil midir teşhis edemiyorum. Ben şahısların ‘Fazla yaşamazsın bir kurşunluk ömrün var.’ şeklinde söz kullandıklarını duydum ancak ben mutfak bölümünde olduğum için bu sözü maktule mi yoksa mekân sahibi ...'e yönelik olarak mı söylediler bilemiyorum, ifadem böyle anlaşılsın, ben ateş edeni görmedim silah sesleri duyunca mutfağa kaçtık.”,
Tanık ... Kollukta; “Ben barmen olarak çalışırım, iş yeri sahibimiz ...’dür. Bu iş yerinde 2 aydır çalışırım. Aynı iş yerinde ..., ... ve ... garson, ... gitarist, ... patronumuzun arkadaşı olur. ... de müzisyendir. 17.12.2010 tarihinde saat 00.30 sıraları olabilir, ismini bilmediğim ancak içlerinden birinin Mardinli ... olarak tanınan 1,65 m – 1,70 m boylarında hafif kilolu saçı kel, bıyıklı, üzerinde ne olduğunu hatırlayamadığım şahıs ile yanında iki şahıs ile geldi, iş yerine girdiler, iş yerinin girişinde sağda 3 veya 4 masaya oturdular, İsmail veya Ramazan olabilir, bu masaya servis yaptı, kısa bir müddet oturdular, ardından müzisyenden ...’ten Kürtçe müzik istediler ancak iş yerimizde Kürtçe müzik çalınmadığı için bu hususta bir tartışma oldu ve nasıl çalmazsınız diyerek serzeniş yaptılar, özellikle Mardinli ... olarak bilinen bu şahıs serzeniş yaptı, bu arada iş yeri patronu olan ... bu şahısların bulunduğu masaya gitti ve konuştu ardından bu şahısları iş yerini dışarısına çıkardık, bu şahısları çıkardığımız esnada dışarıda Kürtçe müzik çalardın çalmazdın şeklinde konuşmalar oldu ve bu şahıslar iş yeri önünden ayrılıp gittiler, aradan çok geçmeden silah sesleri geldi ve iş yeri önünden bir şahıs tabanca ile iş yeri içerisine doğru ateş ediyordu ben ve Gökçay Okçu iş yerinin içerisinde girişte solda barın içerisinde idik. ... de iş yeri içerisinde, girişe göre solda barın önünde idi, bu şahıslar ateş ettiği sırada ben mutfak tarafına kaçtım, ... ayağından yaralandı ve yere düştü, tabanca ile ateş eden şahsı tam olarak gören iş yerinin sahibi ...’nün yeğeni olan ...’dir. Yusuf olay olduğu esnada iş yerinin giriş kapısı önünde idi, ben tabanca ile ateş eden şahsı ve yanında gelen şahsı görsem tanıyıp teşhis ederim, ayrıca ilk olarak müşteri sıfatı ile gelen Mardinli ... olarak tanınan şahsı da görsem tam olarak tanır ve teşhis ederim. Bu olayı neden yaptıklarını bilmiyorum, benim bildiğim kadarı ile ... ve ...’nün husumetli olduğu kişi yoktur, son günlerde tehdit veya başka türlü bir olay da olmadı.”,
Tanık ... Kollukta; “Hâlen Zemis Mobilya isimli iş yerinde çalışmaktayım. 16.12.2010 tarihinde saat 10.30 sıralarında dayım olan ... ile birlikte dayımın arkadaşı olan ve ... isimli iş yerini çalıştıran ...'nün yanına gittik, burada dayımla birlikte bir masaya oturduk, saat 23.00 sıralarında mekâna daha önceden tanımadığım üç şahıs geldiler, bu şahısları ben net olarak gördüm, tekrar görsem tanırım. Gelen şahıslarından 1. şahıs 40 yaşlarında, normal boylu, kilolu, saçlarının ön tarafı dökülmüş, üzerinde siyah renkli ceket bulunuyordu. 2. şahıs 20 yaşlarında, uzun boylu, zayıf yapılı, 3. şahıs tam olarak eşkal bilgilerini yazdıramayacağım ancak görsem tanıyabileceğim şahıs. Bu üç şahıs masaya oturdular, bir müddet sonra 1. eşkalini verdiğim şahıs bir kağıda şarkı yazarak müzisyenlere garson aracılığı ile gönderdi, müzisyen ise herhangi bir şey demeyerek kağıdını önüne bıraktı. Kısa bir süre sonra şahıs gönderdiği şarkının çalınmaması üzerine bağırarak ‘Bu mekânda Kürtçe şarkı neden çalınmıyor, başbakan bile Kürtçe konuşuyor’ diye bağırdı, bu sırada garsonlar şahsı sakinleştirmeye çalıştığında ise şahıs tekrar ‘Mekânın sahibi ... yanıma gelsin.’ diye bağırdı, ... ise masaya gelerek sakinleştirmek istedi, fakat şahıslar tepkilerini dile getirerek bağırmaya devam edince ... şahısları dışarı davet etti, mekândan çıkmalarını istedi, bunun üzerine bu şahıslar hep beraber küfretmeye başlayarak, ‘Bu mekânın a.ına koyarız.’ dediler, ..., şef garson olan ... ve dayım ... şahıslara yol göstererek mekân dışına çıkardı, ben de arkalarından dışarı çıktım, mekân önünde 1. eşkalini verdiğim şahıs sürekli küfürler edip nasıl Kürtçe müzik çalınmıyor, burası neresi diye bağırıyordu, bir müddet sonra şahıslar yaya vaziyette Mezitli istikametine doğru gittiler, bizler de içeri girerek normal eğlenceye devam ettik, yaklaşık 15 dakika kadar sonra bu üç şahıs tekrar mekâna geldiler, ... olay çıkmaması için hemen şahısları karşılayarak ‘Abi neden geldiniz, bak Kürtçe müzik çalınmıyor, siz başka yere gidin.’ diye uyardı. ‘Lan sizin başbakanınız bile Kürtçe konuşuyor, sen nasıl benim şarkımı çalmazsın.’ dedi, bunun üzerine tekrar mekândan çıkarak gittiler. Mekânda iki masada müşteri vardı, müzik yayını bitmişti, iki masa müşterileri hesap ödüyorlardı, ben de şef garson ...'ın arkasına yaslanarak ne yapıyorsun filan dediğim sırada ilk eşkalini verdiğim şahıs sağ elinde bulunan silahla mekâna daldı ve ‘Şerefsizler, ... dışarı çık lan, seni öldürmeye geldim!’ diye bağırıyordu, ben de yere yatın ateş edecek dememe kalmadan şahıs rastgele silahla ateş etmeye başladı, ben anında kendimi yere attım, şahıs ateş etmeye devam ederek ...'nün bulunan odasına doğru ateş etmeye devam etti. Kaç el ateş ettiğini bilmiyorum, mekândan herhangi bir kimse silah kullanmadı, silah sesleri kesildi ancak ben yine de kafamı kaldırmadım, kısa bir süre sonra araç sesi de gelince hemen kalktım ve diğer şahıslarla birlikte mekân dışına çıktığımızda bir araç sesi geliyordu, bina sakinlerinden birisi pencereden aracın Hilton Oteli civarına doğru hareket ettiğini söyledi, bizler de durumu polise bildirdik. Söylemeyi unuttum bu şahıslar mekândan dışarı çıkarıldıklarında mekânın önünde 1. eşkalini verdiğim şahıs, 20 yaşlarında bulunan şahsa '...' diyerek, ... isimli şahıs da birinci eşkalini verdiğim ve olayda silah kullanan şahsa '...' diye hitap etmişlerdi, bu sırada isimlerini duymuştum. Yine ... isimli şahıs üçüncü kez mekâna geldiğinde silahla ateş ederken ‘Lan ben Mardinli ..., çık dışarı ..., senin Allah’ını kitabını’ diye bağırıyordu. Şahsın ateş ederek mekândan gitmesinden sonra mekânda bağlama çalarak türkü söyleyen ...'ün yerde yatar vaziyette olduğu, garson olan ...'un yerde yattığını, olay anında barın içerisinde bulunan fakat org çalan ...'nun da yerde yatar vaziyette olduğunu gördüm, kısa bir süre sonra zaten olay yerine polis ve ambulanslar geldiler, yaralı şahısları alarak hastaneye götürdüler, bizler ise ifade için şubeye getirildik. Yine mekân sahibi ... ile bu şahısların tartıştıkları sırada, mekânın devamlı müşterisi olan bir şahsın bu şahısları güzel mekân diye yönlendirdiğini anladım, ancak devamlı müşterinin kim olduğunu bilmiyorum. Olay tamamen yukarıda anlattığım şekilde meydana geldi, olayda ben yaralanmadım silahla ateş eden ve bu şahsın yanında bulunan şahısları canlı olarak görsem net ve kesin tanıyıp teşhis edebilirim.”,
Mahkemede; “Kolluktaki beyanımda birinci şahıs olarak bahsettiğim kişi şu anda firarda bulunan ve isminin ... olduğunu öğrendiğim kişidir, ikinci şahıs huzurda bulunan sanık ...'dır üçüncü şahıs ise huzurda bulunan sanık ...'dır, ifademde geçen hakaret ve tehdit içerikli kelimeleri kullanan kişiler sanıklar ... ve ...'tir, kimin ne söylediğini önceki ifademde bahsettim, sanık ... herhangi bir tehdit ve hakaret içerir söz söylemedi ancak tartışma sırasında mekân sahibi ...'in üzerine doğru yürümüştü. Sanık ... dış kapıdan ateş etmeye başladı, barın iç kapısının oraya kadar geldi o kapıdan içeri doğru ateş etti, asıl hedefi mekân sahibi ...'ti, mekân sahibi içerideydi, ancak ... dışarıdan ateş ederek kapıya kadar geldi, o arada rastgele ateş ediyordu, zaten içeriye doğru gelirken ‘... seni öldürmeye geldim, çık dışarı!’ diyerek bağırıyordu, ayrıca ‘Ben Mardinli ..., çık dışarı!’ diyordu.",
Tanık ... Kollukta; “Ben ... Bar’da garson olarak çalışırım iş yeri sahibimiz ...’dür, bu iş yerinde 2 yıldır çalışırım. Aynı iş yerinde ... ve ... garson, ... gitarist, ... da barmendir. ... patronumuzun arkadaşı olur ve ... de müzisyendir. 17.12.2010 günü saat. 00.10 sıralarında iş yerine 2 erkek şahıs ve yanlarında 17-18 yaşlarında genç bir şahıs ile geldiler, ben kendilerine yer gösterdim ve iş yerine girişe göre sağda klimanın yanında bulunan 3 veya 4. masaya oturdular, ilk etapta ben masaya baktım ve benden su istediler, ben suyu vermeden beni tekrar çağırdılar ve benden rakı istediler, iki duble rakı ve meze verdim, içlerinden 1. şahıs 40-45 yaşlarında 165 -175 cm boylarında, etine dolgun hafif kilolu, göbekli olabilir, saçı kel ve beyaz saçlı, bıyıklı şahıs 2. şahıs 35-40 yaşlarında kısa boylu, etine dolgun, beyaz kısa saçlı, yüzü tombul, çene altı etli şahıs ile 17-18 yaşlarında olan eşkalini veremediğim ancak masadaki konuşmalardan isminin ... olduğunu veya bu şekilde hitap edildiğini öğrendiğim şahıslar masada bir müddet oturdu, ardından eşkalini verdiğim 1. şahıs yani bıyıklı olan şahıs beni çağırdı ve bana hitaben ‘Kürtçe müzik çalıyorlar mı?’ dedi ben de kendisine ‘Hayır Kürtçe müzik çalmıyoruz.’ dedim ancak bana ‘Sen git sor.’ dedi. Müzisyen ... ile konuştum ve Kürtçe müzik çalamayacağımızı söyledi, ben de bunu masada oturan şahısların yanına giderek söyledim, bu masada oturan şahıslardan eşkalini verdiğim 2. şahıs bana hitaben sinirli bir şekilde ve dişlerini sıkarak ‘Çalacaksınız lan!’ dedi ‘Çaldıracaksın çalacaksınız!’ dedi. Ben yine çalamayacağımızı söyledim, masada oturan her iki şahıs da sinirlendi, ardından benden hesabı istedi, ben de hesaplarını götürdüm ve kasaya verdim, eşkalini verdiğim 1. şahıs öfkeli olarak ayağa kalktı sandalyede asılı bulunan siyah renkli deri ceketini giydi, bu arada eşkalini verdiğim 2. şahıs bunu oturtmaya çalıştı, kilolu ve bıyıklı olan şahıs ayağa kalktı ‘...!’ diyerek bağırdı ... de barın arka tarafında bulunuyordu sese kalktı ve bu şahısların yanına gitti bir müddet oturdu konuştular, konuşma içeriğinde bu şahıslar nasıl Kürtçe müzik çalınmaz diyerek şikâyet ediyordu. ... de prensip olarak Kürtçe müzik çaldırmıyoruz dedi, eşkalini verdiğim 2. şahıs ...’ye hitaben oturduğu sırada ‘Burada seni fazla yaşatmazlar, dikkatli ol’ dedi, ... de ‘Sen rahatına bak’ dedi, ardından bu şahısları dışarı çıkardık, kavga falan olmadı, sözlü olarak tartışma oldu dışarıda, içlerinden 1. eşkalini verdiğim deri siyah ceketli olan şahıs ...’ye ... atmak istedi ancak atamadı, bu esnada aynı şahıs ‘Bana Mardinli ... derler’ dedi ve iş yeri önünden gittiler, aradan 30 veya 45 dakika sonra iş yerine gelen ve masalarına baktığım 1. şahıs 40- 45 yaşlarında 1,65-1,75 metre boylarında etine dolgun hafif kilolu, göbekli, saçı kel ve beyaz saçlı, bıyıklı şahıs tek olarak iş yeri önüne geldi, ‘...!’ diyerek sesli bağırdı ve elinde bulunan tabanca ile ilk etapta iki el havaya ateş etti, ardından iş yerine doğru ateş etti, ardından salona doğru birkaç el ateş etti, ben olay esnasında barın ön kısmında idim, ... de barın önünde idi, barın arka tarafında ..., ... ile ... bulunuyordu ... de ... ile yan yana duruyordu, tabanca ile ateş etme olayı bittikten sonra baktığımda ... barın girişinde yerde yatıyordu, ... da salonun ortasında yerde yatıyordu. Olaydan önce ... ile müşteriler arasında silah kullanan şahıslar arasında bir tartışma geçmedi, iş yerimizde güvenlik kamera sistemi vardır ve faaldir, ben iş yerine ilk etapta müşteri olarak gelen ardından tabanca ile ateş eden şahısları canlı olarak görsem kesin olarak tanır ve teşhis ederim, iş yeri sahibi ...’nün benim bildiğim kadarı ile herhangi bir kimse ile husumeti yoktur, son günlerde olağanüstü bir durum yaşamadık ve tehdit içerikli bir olay olmadı, aynı şekilde ...’ün de kimse ile husumetinin bulunmadığını biliyorum, bu şahısların olayı Kürtçe müzik çalınmamasından ve dışarıda ... ile tartışmalarından dolayı olduğunu tahmin ediyorum, beyan ettiğim gibi tabanca ile ateş eden şahıs elinde tabanca ile iş yeri önüne geldiğinde ‘...!’ diyerek bağırıyordu.”,
Mahkemede; “Kolluk beyanımda ikinci şahıs olarak eşkalini verdiğim kişi huzurda bulunan sanık ...'dır 17-18 yaşlarında olduğunu söylediğim şahıs ise huzurda bulunan sanık ...'dır, ifademde birinci şahıs olarak eşkal verdiğim kişi ise şu anda firaridir, isminin ... olduğunu olay sonrası öğrendim. İş yerine doğru ateş eden kişi firari sanık ...'dır o sırada huzurda bulunan sanıklar ... ve ... neredeydi fark etmedim, görmedim. Ateş eden şahıs önce barın bahçe giriş kapısından girip ateş etmeye başladı ve barın iç giriş kapısına ateş ederek geldi, oradaki kapıdan içeriye doğru ateş etmeye başladı, ilk önce barın giriş kapısından barın içini hedef almıştı, sonra barın kapısına gelince önüne çıkan kişilere ateş etti.”,
Tanık ... Mahkemede; “Ateş edilme esnasında ben barın içindeydim, ben ateş eden kişiyi direkt olarak görmedim, dolayısıyla ateş ederken hedef alıp almadığını da bilmiyorum.”,
Şeklinde ifade etmişlerdir.
Suça sürüklenen çocuk ... Cumhuriyet Başsavcılığında; “Dün yani 16 Aralık Cuma günü ben işten çıktım. Amcam ... ve yanında amcamın arkadaşı ... olduğu hâlde eğlenmek amacıyla ... Türkü Bar’a gittik, sonra servis yapıldı, servisten 5 dakika sonra ... Kürtçe parça istedi, bunun üzerine garson sahnedeki arkadaşlara söyledi. Garson tekrar ...’ın yanına gelip müzisyenin Kürtçe parça bilmediğini söyledi. Sonra ... küfürlü kelime kullanarak garsonlarla ve ... Bar'ın sahibi ile tartışma yaşadı. Tartışma dışarıya taşındı, karşılıklı dışarıda küfürlü konuşmalarımız oldu. ...’ın ... Bar'ın sahibine 'Başbakan bile Kürtçe konuşuyor, siz kendi mekânınızda Kürtçe parça söyletmiyorsunuz.' dedi. Bunun üzerine ... ve ... Bar'ın sahibi tartıştılar. Bunun üzerine biz ...’ı oradan uzaklaştırmaya çalıştık. ... yine kendi bildiğini yaparak olaya yaklaşmaya çalıştı. İkinci bir kez ... uzaklaştırdığımız zaman oradan hep birlikte oradan gittik. ...’a ait silahın ...’ın elinde olduğunu gördüm, fakat kim kime verdi ne şekilde verdi bilmiyorum. Aradan 15-20 dakika geçince ... Bar'ın karşısındaki cep sinemasının orada bekledik. Sonra ... arabadan inip ... Bar'ın önüne giderek ateş ettiğini duydum. Fakat nereye ve kime yönelik ateş ettiğini görmedim çünkü ben ve amcam ... arabada bulunuyordu. Arabada iken ben ve amcam ... ...’ın cep sinemasının oradan karşıya ... Bar'a silahla gitmemesi için çok müdahale ettik, bizi dinlemedi. Daha sonra ... ... Bar'a ateş ettikten sonra benim ve amcam ...’ın bulunduğu arabaya geldi, biz ...’ı evine bıraktık; daha sonra ise ben ve amcam eve döndük. Bu arada şunu belirtmek istiyorum benim ve amcam ...’ın ... Bar'da bulunduğumuz esnada Kürtçe parça söylenmesi yönünde hiç kimseye yönelik bir hareketimiz ve hatta talebimiz dahi olmamıştır. Olay bu şekilde gerçekleşti. Bizim olaya direkt katılımımız olmamıştır. Suçsuzum.”,
Tutuklanması talebiyle sevk edildiği Sulh Ceza Mahkemesinde; “Ben üzerime atılı suçu kesinlikle kabul etmiyorum. Ben kimseye vurmuş değilim, ... amcamın arkadaşı olur, bardan çıktıktan sonra amcamın silahını aldı ve bara geri döndü, ateş edip geri döndüğünde arabaya bindi onu da alıp gittik, kesinlikle onu azmettirmiş değilim, silah da benim değildir, suçsuzum, sabit ikametgahlıyım, tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakılmamı talep ediyorum.”,
Mahkemede; “Ben suçlamayı kabul etmem, sanık ... ateş ettiği sırada ben arabının içindeydim, amcam olan sanık ... da arabanın içindeydi, araba ... Bar'ın karşısında cep sinemasının önünde park hâlindeydi, biz bara ilk gireceğimiz sırada amcam ... silahını aracının torpidosuna bırakmıştı, sanık ... o zaman görmüştü, tartışmalardan sonra üçümüz ... isimli bara gidip bir saate yakın oturduk, aracı ... Bar'ın karşısında cep sinemasının oraya park etmiştik. ... isimli bardan çıktık, araca gittik, sanık ... aracın torpido gözünde bulunan silahı aldı, ben ve amcam ... engel olmaya çalıştık, hatta silah aracın içinde bir el ateş aldı, ancak engel olamadık, sanık ... silahı aldı ... Bar'a doğru gitti ateş etti, sonra geri geldi, ben ‘Başımızı belaya koyacaksın.’ dedim o da ‘Çok konuşma sana da sıkarım.’ dedi, bara gelirken aracı amcam ... kullanmıştı ancak olaydan sonra giderken amcam ... sarhoş olduğu için aracı ben kullandım, sanık ... ‘Yemek yemeye gidelim.’ dedi, Bolkepçe Lokantası’na gittik, orada yemek yedik, 25 dakika geçmişti Alman lakaplı ... isimli kişi siyah BMW ile geldi ve ...'ı alıp gitti, ben ve amcam ... ise amcamın aracıyla Almancı ...'nın evine gittik, orada 5-10 dakika durduk, sonra ev sahibi ... oradan gitti, bir süre geçtikten sonra beyaz renkli bir araçla ... geldi, amcam ..., ... ve ... bu araca binerek gittiler, amcam ... bana aracı al eve git demişti, ben de aracı alıp eve gittim. Olay günü ben hiç alkol almadım, normalde de kullanmıyorum, arabanın içinde silah patladığında aslında biz ... Bar’ın önündeydik, ... Bar'dan tartışma üzerine çıktığımızda araçla ... bara gittik, aracı ... Bar’ın önüne park etmiştik, ... Bar’dan çıktık, araca bindik, aracı amcam ... kullanıyordu, yola çıktık yani yeni hareket etmiştik, sanık ... torpidodaki silahı aldı, ... Bar'a küfürler ediyordu bana haksızlık yaptılar diyordu, ben ve amcam ... silahı almaya çalıştık, ancak alamadık silah bir el ... Bar’ın önündeyken aracın içinde patladı, amcam aracı kullanmaya devam etti, ... Bar'ın önüne geldiğimizde ... amcama ‘Dur ufak su dökeceğim.’ dedi, ... Bar biraz geride kalmıştı, amcam da durdu, ... araçtan indi ancak ufak su yerine ... Bar'a gidip ateş etti sonra geri geldi, tekrar yola çıktık, aracı yine amcam ... sürdü ve Bolkepçe Lokantası’na gittik, olay böyle oldu, ben ... Bar ile ... Bar arasında ne kadar mesafe var bilemiyorum. ... Bar’dan hareket edeceğimiz sırada amcam geri geri gelirken aracı çarpmıştı, ben bakmak için dışarı çıkmıştım, o sırada aracın içinde sanık ... ile amcamın boğuştuğunu gördüm, ben de araca bindim, silahı almaya çalışırken bir el patladı, aracın içinde patlamamış fişeklerle benim bir bilgim yoktur.”,
Sanık ... Kollukta; “Benden sormuş olduğunuz ... Türkü Bar’a daha önceden gitmemiştim, buranın sahibi ve çalışanlarını tanımam. İş yeri sahibi olan ...'yü ismen duydum, şahsen tanımam, ancak mekân hakkında olumlu güzel bir mekân olduğunu öğrenmiştim. Yine benden sormuş olduğunuz ...’ı benim ağabeyim Yılmaz Polad’ın oğlu olmasından dolayı tanırım, aynı zamanda benim yanımda çalışmaktadır. ...'ı ise arkadaş ortamından dolayı yaklaşık üç yıldır tanırım. Kendisiyle son iki yıldır görüşmüyordum, olay günü beni aramasıyla kendisiyle tekrar görüşmeye başlamıştım. Ben normalde sigara ve alkol kullanan biriyim, bunun haricinde uyuşturucu herhangi bir madde kullanmıyorum. Haftada iki kez evimde alkol alırım genelde dışarı eğlence mekânlarına gitmem. ... isimli şahıs da benim gibi alkol ve sigara kullanmaktadır. Ancak uyuşturucu madde kullanıp kullanmadığını bilmiyorum. Bildiğim kadarıyla kendisi illegal iddia oynatmaktadır. Oturduğu evin alt katında dükkânda bu işi yapıyor olabilir, tam olarak emin değilim. ...'ın ... ilinde nakliye işi yapan Mardinli şahıslarla bir bağlantısı olup olmadığını bilmiyorum. ...’ın bildiğim kadarıyla iki tane oğlu bulunmaktadır. Anne ve babası ise ... ili, Nusaybin ilçesinde oturduklarını biliyorum, yine kendisinin Nusaybin ilçesinde çevresinin geniş olduğunu, Suriye ile bağlantılı arkadaş ve akraba çevresinin, olduğunu zaman zaman konuşmalarından duymuştum. 16.12.2010 tarihinde saat 12.00 sıralarında ... beni kullanmakta olduğu ... numaralı telefonla arayarak nerede olduğumu sordu, ben de kendisine Forum AVM'de olduğumu söyledim, bir müddet sonra benim yanıma yanında Sahil Kafe’nin sahibi olarak bildiğim Almancı ... denilen şahısla birlikte geldiler, oturdular sohbet ettik, yemeklerini yediler. ... ısrarla benimle görüşmek istediğini birlikte alkol almak istediğini söyleyince ben de iş yerimi bırakamadığımı söyledim, o da ‘Tamam’ diyerek yanımdan ayrıldılar. Aynı gün akşam saat 18.00- 19.00 sıralarında ... beni tekrar telefonla arayarak evinin alt katında bulunan dükkânında rakı içtiğini, benimle uzun zamandır görüşmediğini birlikte rakı içmek istediğini söyleyince ben de kıramadım ve ‘Olur Dayı.’ dedim. Saat 19.00 sıralarında ortağım olan ... beni eşimin adına ruhsatlı olan ancak iş yeri hizmetlerinde kullandığımız ... plaka sayılı Ford Focus marka araç ile ...'ın dükkânının önüne bıraktı, kendisi otoyla birlikte ayrıldı. Dükkân içerisinde ... çilingir sofrası dediğimiz şekilde hazırlık yapmıştı, oturduk birlikte rakı içmeye başladık, bu sırada çocukları olarak bildiğim 17 yaşlarında iki oğlu da dükkânda bilgisayar başında maç izliyorlardı, rakı içtiğimiz sırada Almancı ...'da yanımıza geldi, kendisi de bizimle birlikte oturdu, ancak alkol almadı, saat 22.30 sıralarında ... ‘Hadi bir yerlere gidelim.’ dedi, bunun üzerine iş ortağımı arayarak beni almasını söyledim, aynı otoyla birlikte dükkâna geldiler, yeğenim olan ... iş ortağımı evine götürüp geri bizim yanımıza geldi. Dükkânda hatırladığım kadarıyla ben altı duble, ... da benim kadar içti. Almancı ... bu sırada bizim yanımızdan ayrılmıştı, otonun direksiyonuna ben geçtim, ... ve yeğenim ... birlikte ... Türkü Bar’a gittik, buraya gitmemizde herhangi bir plan yoktu, sadece türkü dinlemek istediğimiz için bu mekâna gitmeye karar vermiştik, hatırladığım kadarıyla otoyu Hilton istikameti Adnan Menderes Bulvarı üzerinde ... karşısında park ettik, yaya olarak karşıya geçtik, ... Türkü Bar’a girdik, bar fazla kalabalık değildi, girişte ikinci masaya oturduk, sipariş verdik, ben ve ... birer duble rakı ... ise meyve suyu istedi. Tahminen 5-10 dakika kadar barda oturduktan sonra ... Dayı ‘Bu mekânda Kürtçe müzik çalınmıyor mu?’ diye yüksek sesle konuştu,. Garsonlar duymuş olacak ki mekân sahibine söylemişler, kısa bir süre sonra mekân sahibi olan ... masaya geldi, kollarını bağladı başını dik bir şekilde ‘Biz burada Kürtçe şarkı çalmıyoruz.’ diyerek çıkıştı, ben de ‘Tamam saygılıyız çalmayabilirsiniz, eyvallah’ dedim, ancak ... Dayı çıkışarak ‘Siz nasıl çalmazsınız, faşistlik yapıyorsunuz.’ deyince ... de ‘Biz çalmıyoruz.’ diyerek diklendi ve bir nevi bizi vücuduyla iteklemeye başladı, bu sırada ... Dayı küfürler etmeye başladı, ben ve ... araya girerek kavga çıkmasını engelledik, mekân dışına çıktık, garsonlar da bizim ardımızdan çıktılar, mekân dışında ben ...'e mekânına tavsiye üzerine geldiğimizi söyleyince o da bana ‘Abi ben seni tanıyorum, ancak Kürtçe müzik çalmıyoruz,’ diye yineledi, ben de kendisine ‘Alkollü olduğumuzu, daha seviyeli bir şekilde konuşabileceğini, diklenmemesi gerektiğini, mekân sahibine yakışmadığını.’ söyledim, bunun üzerine ... Dayı ‘Ben bunun hesabını size soracağım.’ diyerek bağırıyordu, ağzını kapattım ve ‘Yürü Dayı buranın tadı kaçtı. Gidelim.’ dedim ve koluna girerek yaya bir şekilde aynı bulvar üzerinde bulunan ... Bar’a gittik, burada da fazla müşteri yoktu, oturduk, ben bir tane bira içtim, ... Dayı rakı içti, hatta halaya bile kalktım, burada da bir saatten fazla oturduk, sonrasında ... Dayı’ya sabah işe gideceğimi kalkmamız gerektiğini söyledim ve mekândan çıktık, mekânda oturduğumuz süre içerisinde ... Dayı’yı sürekli sakinleştirmeye ‘Aman Dayı bir şey olmaz,’ gibi alttan alıyordum ancak ... Dayı sürekli olarak ‘Ben bunların yanına bırakmayacağım, bunlara bunu ödettireceğim.’ diyordu, ifademde ... Dayı olarak hitap ettiğim kişi ...’dır genelde kendisine ben Dayı olarak hitap ederim. ... isimli bardan çıktıktan sonra yaya olarak aracımı park ettiğim yere gittik, ... alkol almadığından direksiyon tarafına, bense yanına oturdum, ... Dayı ise ‘Ufak su dökeceğim.’ diyerek otoya binmedi, yaklaşık 20 dakika kadar bekledik ancak ... Dayı gelmedi, merak ettiğim sırada 6-7 el kadar silah sesi duydum, silah seslerinden iki üç dakika kadar sonra otonun yanına geldi. Aslında olay şu şekilde oldu. ... Restoran’dan çıktıktan sonra ... arabayı almaya gitti, ben ve ... Dayı ...’nin önünde bekledik kısa bir süre sonra ... otoyla birlikte geldi, hemen aracın torpido gözüne elini attı, benim ruhsatsız olan 14’lü tabir edilen silahımı almaya kalkıştı, ben de ‘Ya Dayı yeter ne yapıyorsun, uzatma.’ diyerek eline yapıştım, bu sırada silahı ikimiz de tutuyorduk, ben ve o silahı çekiştirdiğimiz sırada silah bir el oto içerisindeyken ateş aldı ve ... plaka sayılı otomun sol şoför kapısının camı patladı, bunun üzerine ben şoka girdim ve ... da silahı eline aldı, bu şekilde otoya bindik. ... otoyu kullanıyordu, ben yanına bindim, ... ise arkaya oturdu, Hilton istikametine doğru gittiğimiz sırada ... Türkü Bar’ın karşısında ... durmamızı istedi ben her ne kadar yalvardıysam da dinletemedim, mecburen ... da otoyu durdurdu, ... aşağı indi, ... ve ben otoda bekledik, ... ... Türkü Bar’a doğru yaya olarak gitti, gitmesiyle silah sesleri duymaya başladım, ancak mekân bizim arkamızda kaldığından ateş ettiği yeri görmüyordum, 7-8 el ateş ettikten sonra ... otoya geldi, ben ‘Ne yaptın Dayı?’ dediğimde ise ‘Hak ettiler boş ver.’ dedi. Bu olaydan sonra ben ... ve ... üçümüz birlikte aynı otoyla Bolkepçe Lokantası’na gittik, burada yaklaşık bir saat kadar oturduk, aramızda ne yaptık diye konuştuk, ... bana ...'ın yaşını sordu ben de 18 yaşından küçük dedim, bunun üzerine ... ‘Silahı kullananın ... olduğunu polise söyleyelim.’ dedi, ben ve ... bu teklifi kabul etmedik, benim ve yeğenimin bu olayda bir kabahatinin olmadığını söyledik, bunun üzerine ..., Almancı ... isimli şahsı aradı, bu şahıs da lokantaya geldi, kısa bir süre oturdu, olayı anlattık ve akabinde ... önde, kendi arabasıyla biz ise arkasında kendi arabamızla takip ettik, birlikte ...'nın evine gittik, ancak eve girmedik, koridorda bekledik, ..., ‘Ben ...'e gidiyorum siz burada bekleyin.’ dedi ve yanımızdan ayrılarak gitti, bir müddet sonra ..., ...'i arayarak bulunduğumuz yeri söyledi ve yanımıza gelmesini istedi, kısa bir süre sonra ... yanımıza geldi. Ben de yeğenim ...’a ... plakalı otoyu alarak eve gitmesini istedim. Daha sonra ... yanımıza geldi. Beyaz Honda marka araca ben ... ve ... birlikte bindik, silahı ise Honda marka araca bıraktık, bu şekilde Saklıkent bölgesinde ...'in evine gittik, yarım saat kadar evde oturduk ve ne yapacağımızı düşündük, bu sırada ... ...'ı arayarak olayda bir ölü, üç yaralı olduğunu söyledi, dünya benim başıma yıkıldı. Burada ne yapacağımızı düşünürken ... silahı ortadan yok etmemiz gerektiğini söyledi, ben artık kendim ne yaptığımı bilmiyordum, kim ne derse onun dediğini yapıyordum, yine üçümüz birlikte Honda marka araca bindik ve birlikte Adnan Menderes Bulvarı Aşina Restoran karşısında sahil kenarında durduk, burada ben otodan aşağı indim ve olayda kullanılan silahla deniz kenarına kadar yürüdüm, kayalıklara inmeden şarjör takılı vaziyette silahı denize doğru fırlattım, silah tahminen 15 metre kadar ileride denize düştü, tekrar yürüyerek otoya bindim ve beni evime bırakmalarını istedim, otoyla beni eve bıraktılar. Eve çıktıktan 45 dakika kadar sonra telefonum çaldı, baktığımda kendisi polis olarak tanıtan şahıs beni sordu, ben de evimde olduğumu söyleyince adresimi istediler, evimi polislere tarif ettim, polisler gelerek beni evimden aldılar. İfademde belirttiğim silah 1993 yılı Eylül ayında vefat eden ağabeyim ...'dan bana yadigar olarak kalmıştı, rahmetli ağabeyimin olmasından dolayı benim gözümde ayrı bir değeri vardı, bu tarihe kadar da silah bende kaldı, kesinlikle bu tarihe kadar silahı kimseye vermedim, herhangi bir şekilde kimse tarafından da kullanılmadı, ben de herhangi bir yerde kullanmadım. Olay anında silahta hatırladığım kadarıyla 10 civarında fişek bulunmaktaydı. Olaydan sonra silahı kontrol etmedim, şarjörde mermi olup olmadığını bilmiyorum. Silahım 14'lü tabir edilen silahlardandı, kabza kısmı tahta işlemeliydi. Silahtan fazla anlamadığım için size tam olarak tarif edemeyeceğim, seri numarasını da bilmiyorum. Olay tamamen yukarıda anlattığım şekilde meydana geldi, ...'ın benim yanımdan ayrılmasından sonra beni telefonla arayarak ne yaptığımı sordu ben de evde olduğumu söyleyince kendisinin rakı içtiğini beni de almak istediğini söyleyince ben de kendisine ‘Ya dayı git işine, ne hâlin varsa gör.’ diyerek telefonu kapattım, ...'ın olay anında üzerinde ne kadar para olduğunu bilmiyorum, benden herhangi bir para isteme olayı olmadı, yine olaydan sonra konuşmamızda nereye gideceği yönünde bir sohbet olmadı. Şu anda da kimin yanına gidebileceği konusunda bir fikrim yoktur. Benim bu konuyla ilgili ifadem bunlardan ibarettir, ben bu olayda kimseye kaba kuvvet kullanmadım, hakaret etmedim, herhangi bir taşkınlığım da olmadı, hatta ...'ı tamamen sakinleştirme yolunda hareket ettim, istemim dışında bu olaylar meydana geldi, olayda tamamen masumum.”,
Tutuklanması talebiyle sevk edildiği Sulh Ceza Mahkemesinde “Ben ...'la 3 yıldan beri tanışıyorum ancak son iki yıldan beri kendisi ile görüşmüyordum. 16.12.2010 tarihinde saat 12.00 sıralarında ... ... no’lu telefonundan beni arayarak nerede olduğumu sordu, ben Forum Alışveriş Merkezi'nde bulunan iş yerimde olduğumu söyleyince Almancı ... olarak tanıdığım bir şahısla birlikte yanıma geldi, bir süre oturup sohbet ettikten sonra yanımdan ayrıldılar. Aynı gün tahminen saat 18-19.00 sıralarında beni telefonla arayarak evimin alt katında bulunan dükkânında içki içtiğini söyleyip beni dükkânına çağırdı, saat 19.00 sıralarında ortağım olan ... beni eşime ait ... plakalı otomobil ile ...'ın dükkânına bıraktı. ...'a ait dükkânda 2 saat kadar oturarak içki içip sohbet ettik, daha sonra abimin oğlu ...'ı da yanımıza alarak Adnan Menderes Bulvarı üzerinde bulunan ... Türkü Bar unvanlı bara gittik, amacımız içki içip eğlenmekti, ben ölen ... ile yaralananlar ..., ... ve ...'ı tanımıyorum, iş yerini çalıştıran ...'yü de daha önceden tanımıyordum ancak çalıştırdığı iş yerinin iyi bir mekân olduğunu duymuştum. Barda oturup içki içtiğimiz sırada garsonlardan birisinden Kürtçe bir parça çalmalarını istedi, bunun üzerine ... yanımıza gelerek biz burada Kürtçe şarkı çalmıyoruz diye cevap verdi, ... ...'ye ‘Burası Türkü Bar ise Kürtçe parça çalmanız gerekir, niye çalmıyorsunuz, siz faşist misiniz?’ diye çıkışınca aralarında tartışma çıktı. Tartışma sırasında ... Tümüklü şu anda mahiyetini tam olarak hatırlamadığım bazı küfürlü sözler de sarf etti, ben yeğenim ... ile birlikte tartışmayı engelledim, ...'ı da dışarı alarak üçümüz birlikte ...'ye ait bardan ayrıldık. Arkamızdan ... de dışarıya geldi, bize ‘Kardeşim buralara gelmeyin, sizin gibi müşterileri istemiyorum.’ dedi. Ben ...'e mekânına tavsiye üzerine gittiğimizi söyleyince o da bana ‘Abi ben seni tanıyorum, ancak biz barımızda Kürtçe müzik çalmıyoruz.’ diye cevap verdi. Ben ...'ye ‘Bu görüşünüze saygı duyuyorum ancak bunu bize daha sakin ve saygılı şekilde söyleyebilirdiniz.’ diye cevap verdim, çünkü barda bize gösterdiği tepkinin aşırı olduğunu düşünüyordum, bu arada ..., ...'e hitaben ‘Bunun hesabını size soracağım.’ diye onu tehdit edince ben elimle ...'in ağzını kapatarak tehdit etmesini engelledim ve onun koluna girerek olay yerinin yakınlarında bulunan ... Bar'a götürdüm, ... Bar'da ... ve yeğenim ... ile birlikte bir süre eğlendik, ... burada da ... Türkü Bar'ı kastederek ‘Bunları onun yanına bırakmayacağım, bunun hesabını soracağım.’ gibi sözler söylüyordu, ben de sürekli bir şekilde onu yatıştırmaya çalışıyordum. Bir süre sonra ... Bar'dan çıkarak aracımı park ettiğim yere gittik, ben ve ... alkol aldığımız için direksiyona yeğenim ... oturdu, ben arabanın sağ ön koltuğunda oturuyordum, ... ise arka koltukta oturuyordu, otomobile bindikten sonra aniden torpido gözüne uzanarak burada bulunan tabancamı almak istedi; ben elini tutarak engel olmak istedim, ancak boğuşma sırasında tabanca ateş aldı ve otomobilimin ön camı kırıldı, ben bunun üzerine tabancayı bırakmak zorunda kaldım. Otomobilimi ... Bar'ın tahminen 50 metre kadar yakınına bırakmıştım, boğuşma olayı da ...'e ait barın 50 metre kadar uzağında meydana geldi. ... tabancayı aldıktan sonra otomobilden indi, bara doğru gitti, ben arkasından yapma etme diye seslendim, ancak beni dinlemedi, ben bunun üzerine otomobilde oturup kaldım. Bir süre sonra 6-8 el silah sesi duydum, silah sesinden sonra ... geri gelerek 'Arabayı sürün.' deyince biz olay yerinden ayrıldık. Beş yol mevkisinde bulunan bir lokantaya giderek üçümüz birlikte çorba içtik, oturduğumuz lokantaya Almancı ... olarak bildiğim şahıs geldi, lokantadan çıktıktan sonra ...'nın evine gittik, eve gireceğimiz sırada ... biri ile telefon görüşmesi yapınca bir kişinin öldüğünü, 3 kişinin de yaralandığını öğrendik, ben yeğenim ...'u eve gönderdim, ...'ın akrabası olan ... isimli bir şahıs geldi, üçümüz birlikte onun arabasına bindik, ... tabancayı denize atmamızı söyleyince otomobil ile Adnan Menderes Bulvarı’na gittik, Galatasaray Meydanı'nın yakınlarında ben otomobilden inerek tabancayı denize attım. Ben ...'ın ...'ü öldüreceğini ve yanındaki kişileri yaralayacağını bilmiyordum, çünkü bildiğim kadarı ile ölen ve yaralanan kişilerle aramızda hiçbir husumet yoktu, daha doğrusu benim bu şahıslarla hiçbir husumetim yoktu, ancak olaydan sonra ...'ın ölen ve yaralanan kişilerle arasında bir husumet olup olmadığı konusunda kuşkularım var. Ben elimden geleni yaptığıma inanıyorum, olayın bu aşamaya geleceğini düşünemedim, ...'ın arkasından bara giderek engel olmayı da düşünmedim, çünkü şoka girmiştim, ben olayı karakolda ayrıntılı bir şekilde anlattım.”,
Mahkemede; “Benim hazırlıkta verdiğim savunmalarımdan sulh ceza mahkemesindeki ifadem geçerlidir. Ben polislere ifade verirken henüz olayın şokundaydım o yüzden asıl doğru olan sulh ceza mahkemesindeki ifademdir, sulh ceza mahkemesindeki savunmamla çelişen kolluk beyanını kabul etmem, sulh ceza mahkemesindeki ifadem gibi değerlendirilsin. Ben hiç kimseye tehditte bulunmadım, hakaret etmedim, sanık ... yanımızdan ayrıldı, ... Bar'ın oraya gitti, ateş etti, sonra bizim yanımıza tekrar geldi ve ben, yeğenim ... ve ... ile birlikte eşime ait olan ve olay günü bende olan araçla oradan ayrıldık, sanık ... ... Bar'a gittiğinde biz barın 50 metre ilerisindeydik, aracın içinde ...'la bulunuyorduk, sanık ... ... Bar'da ateş ettikten sonra yanımıza geldi o ana kadar aracı ben kullanmıştım sanık ... ateş ettikten sonra aracı yeğenim ... kullandı ve olay yerinden ayrıldık, olayın şokuna girmiştim, nereye gittiğimizi tam hatırlamıyorum, daha sonra beş yol civarı bir lokantanın önünde durduk, sonra sanık ...'in evinin önüne gittik, oraya sanık ... kendi aracıyla geldi, bizim kullandığımız aracı yeğenim ...'a verdim aracı götür eve git dedim, ben, sanık ... oraya gelen sanık ...'in aracına bindik önce sanık ...'in evine gittik, yaklaşık yarım saat kırk beş dakika orada kaldık, oradan çıktık sahil tarafına doğru gittik, bana ait olan ve olay sırasında ...'in kullandığı ruhsatsız silahı ben ...'den aldım ve denize attım, sonra sanık ... beni kendi evime bıraktı, sanık ... ve ... benim evin oradan ayrıldılar sonra nereye gittiler bilmiyorum. Suça konu silah olaydan önce benim kullandığım aracın torpido gözündeydi, ... Bar'a ilk gideceğimiz zaman silah benim belimdeydi, ben bara gireceğimiz sırada belimdeki silahı çıkartıp aracın torpido gözüne bırakmıştım, sanık ... silahı oraya koyduğumu görmüştü, hatta üzerinde kalsaydı iyiydi dediyse de ben torpido gözüne bıraktım, ... Bar'daki atışmadan sonra başka bir bara gittik o bardan çıkıp eve doğru gidecektik, aracı ... Bar'ın 50 metre ilerisinde park etmiştik, güzergâh ... Bar'ın önünden geçiyordu, orayı geçtikten 50 metre sonra park hâlindeki araca gittiğimizde ben ve ... aşırı derecede alkollü olduğumuz için yeğenim ... direksiyona geçti, ben ön sağ koltukta oturdum, ... ise arka koltukta oturdu, aniden elini torpido gözüne atarak silahı aldı, ben ne yapıyorsun demeye kalmadı, mermiyi namluya sürdü, silahı elinden almaya çalışırken epey bocaladık, boğuştuk o sırada silah bir el ateş aldı, sağ ön camı patlattı, ondan sonra kendimi kaybettim ve şoka girdim, ... aldığı silahla ... Bar'a doğru gitti, sonra ateş edip geri geldi. Araç içinde yapılan incelemede iki adet patlamamış fişek bulunduğunu söylüyorsunuz bunların oraya nasıl düştüğü konusunda fikrim yok.”,
Şeklinde savunmalarda bulunmuşlardır.
5271 sayılı CMK'nun "Bağlantı kavramı" başlıklı 8. maddesinde;
"(1) Bir kişi, birden fazla suçtan sanık olur veya bir suçta her ne sıfatla olursa olsun birden fazla sanık bulunursa bağlantı var sayılır.
(2) Suçun işlenmesinden sonra suçluyu kayırma, suç delillerini yok etme, gizleme veya değiştirme fiilleri de bağlantılı suç sayılır",
"Davaların birleştirilerek açılması" başlıklı 9. maddesinde;
"Bağlantılı suçlardan her biri değişik mahkemelerin görevine giriyorsa, bunlar hakkında birleştirilmek suretiyle yüksek görevli mahkemede dava açılabilir",
"Görülmekte olan davaların birleştirilmesi ve ayrılması" başlıklı 10. maddesinde;
"(1) Kovuşturma evresinin her aşamasında, bağlantılı ceza davalarının birleştirilmesine veya ayrılmasına yüksek görevli mahkemece karar verilebilir.
(2) Birleştirilen davalarda, bu davaları gören mahkemenin tâbi olduğu yargılama usulü uygulanır.
(3) İşin esasına girdikten sonra ayrılan davalara aynı mahkemede devam olunur",
"Geniş bağlantı sebebiyle birleştirme" başlıklı 11. maddesinde;
"Mahkeme, bakmakta olduğu birden çok dava arasında bağlantı görürse, bu bağlantı 8 inci maddede gösterilen türden olmasa bile, birlikte bakmak ve hükme bağlamak üzere bu davaların birleştirilmesine karar verebilir",
Ceza muhakemesinde kural, açılan her dava üzerine ayrı bir yargılama yapılmasıdır. Ancak uyuşmazlıklar arasında bağlantı bulunduğunda, somut olayın ve bağlantının özellikleri göz önüne alınarak bu kuraldan ayrılınabilmektedir. Genel prensipten uzaklaşmayı gerektiren istisnai hâllerden birisi yargılamaların birleştirilmesidir. Yargılamaların birleştirilmesi maddi gerçeğe ulaşma konusunda kolaylık düşüncesine dayanmakta olduğundan, herhangi bir fayda varsa davaların birleştirilmesi yoluna gidilmeli, yoksa birleştirilmemelidir. Kanun koyucu da birleştirmede fayda bulunup bulunmadığının her olayda araştırılmasını kural olarak hâkimin takdirine bırakmış, istisna olarak yargılamaların birleştirilip birleştirilmeyeceğini kendisi tayin etmiştir. Bu durum karşısında öğreti ve uygulamada yargılamanın birleştirilmesi konusunda; ihtiyari birleştirme, birleştirme mecburiyeti ve birleştirme yasağı olarak üç ilke bulunduğu görülmektedir. Bu düzenleme ile aralarında şahsi ya da fiili bağ bulunan davaların hem kısa sürede sonuçlandırılması, hem de aynı sanık ya da eylemle ilgili delillerin bir arada toplanıp bütün olarak değerlendirilmesi suretiyle maddi gerçeğin en doğru şekilde ortaya çıkarılması amaçlanmıştır. Bu durumda, ceza muhakemesinin amacı olan somut gerçeğe doğru bir biçimde ulaşma konusunda zaman ve emek yönünden fayda umulduğu hâllerde bağlantılı davalar birleştirilmelidir.
Diğer yandan ceza muhakemesinin amacı, her somut olayda kanuna ve usule uygun olarak toplanan delillerle maddi gerçeğe ulaşıp adaleti sağlamak, suç işlediği sabit olan faili cezalandırmak, kamu düzeninin bozulmasının önüne geçebilmek ve bozulan kamu düzenini yeniden tesis etmektir. Gerek 1412 sayılı CMUK, gerekse 5271 sayılı CMK, adil, etkin ve hukuka uygun bir yargılama yapılması suretiyle maddi gerçeğe ulaşmayı amaç edinmiştir. Bu nedenle ulaşılma imkânı bulunan bütün delillerin ele alınıp değerlendirilmesi gerekmektedir. Diğer bir deyişle adaletin tam olarak gerçekleşebilmesi için, maddi gerçeğe ulaşma amacına hizmet edebilecek tüm kanuni delillerin toplanması ve tartışılması zorunludur.
Bu açıklamalar ışığında uyuşmazlık konusu değerlendirildiğinde;
... Cumhuriyet Başsavcılığınca, sanık ..., suça sürüklenen çocuk ... ve inceleme dışı sanık ... hakkında 4 ayrı iddianame ile; ... il merkezinde bulunan DT ... Bar isimli eğlence mekânının 17.12.2010 tarihinde, gece saat 1.40 sıralarında kurşunlanması, iş yerinde çalışan ses sanatçısı maktul ...’ün öldürülmesi, katılanlar ..., ... ve ...’ın da yaralanmaları ile sonuçlanan olayla ilgili olarak, aralarında kasten öldürme, kasten yaralama ve tehdit suçlarının da bulunduğu çok sayıda suçtan dava açıldığı, yürütülen yargılama sırasında, inceleme dışı sanık firari ...’ın savunmasının alınamaması nedeniyle ... 3. Ağır Ceza Mahkemesince 25.05.2012 tarih ve 178-216 sayı ile; sanık ... hakkındaki davanın incelemeye konu dosyadan tefriki ile yeni bir esasa kaydına, yakalama emrinin devamı ile infazının beklenmesine karar verildiği, sanık ... ve suça sürüklenen çocuk ... hakkında ise beraat ve çeşitli mahkûmiyet hükümleri kurulduğu, hükümlerin temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 1. Ceza Dairesince diğer yönleri incelenmeyen hükümlerin eksik araştırmaya dayanılarak hükümler kurulması isabetsizliğinden bozulduğu, Yerel Mahkemenin ise bozmaya direnerek aynı hükümleri yeniden kurduğu anlaşılan dosyada;
Kanuna ve usule uygun olarak toplanan delillerle maddi gerçeğe ulaşıp adaleti sağlamak, suç işlediği sabit olan failleri cezalandırmak, kamu düzeninin bozulmasının önüne geçebilmek ve bozulan kamu düzenini yeniden tesis etmek maksadıyla; aralarında bağlantı bulunduğu hususunda kuşku bulunmayan ve dosyası incelemeye konu dosyadan ayrılan ...’ın Irak Cumhuriyeti’nde yakalandığı ve 20.08.2019 tarihinde Türkiye Cumhuriyeti’ne iade edildiği, ... 3. Ağır Ceza Mahkemesince bu kişi hakkında yürütülen yargılama sırasında sanık ...’ı suçlayan ve hukuki durumuna etkili olabilecek ifadeler kullandığı, ...’in kendisini tehdit etmesi üzerine olay gecesi ... Bar’ı kurşunladığını belirttiği, bu dosyanın ... 3. Ağır Ceza Mahkemesinin 2021/110 esas numarasına kayıtlı olup hâlen derdest olduğunun anlaşılması karşısında; incelemeye konu dosyanın, dosyası ayrılan sanık ...’ın yargılandığı dosya ile birleştirilmesi, birleştirme olanağı yoksa dosyanın getirtilip incelenmesinden sonra dosyanın dava dosyası içine konulması, tüm delil ve beyanların birlikte değerlendirilmesi gerektiği düşünülmeden ve olay mahallinde, olayın meydana geldiği saatlerdeki hava ve aydınlatma şartlarında, olay yeri inceleme raporu ve krokisi de uzman bilirkişi marifetiyle uygulanmak suretiyle, savunma, mağdur ve tanık anlatımlarının denetimine olanak verecek biçimde temsili ve tatbiki keşif yapılması, keşifte sanıkların bulundukları ve ateş edilen yerden iş yeri içerisindeki ve önündeki kişilerin görülüp görülmediği, tanınıp tanınmayacağı, atış mesafesi, olay saati ve iş yerinin çalışma saatleri de dikkate alındığında normal olarak çalışılan bir yerde insanların olduğu bir hedefe doğru etkili ve elverişli silahla atış yapıldığında, mutlak olarak ölüm ya da yaralanma neticesinin meydana gelip gelmeyeceğinin belirlenmesi, olayın meydana geldiği iş yeri kapanarak el değiştirmiş olsa dahi, benzer aydınlatma şartlarında ateş edilen mesafe ve konumdan içeride bulunan kişilerin görülüp görülemediğinin dosyadaki mevcut delil ve ifadeler de gözetildikten sonra sanıkların hukuki durumlarının buna gören tayini gerektiğinin düşünülmemesi suretiyle eksik araştırma hükümler kurulmasında isabet bulunmamaktadır.
Bu itibarla Yerel Mahkeme direnme kararına konu hükümlerin eksik araştırmayla hüküm kurulması isabetsizliğinden diğer yönleri incelenmeksizin bozulmasına karar verilmelidir.
SONUÇ:
Açıklanan nedenlerle;
1- Sanık ... müdafisinin temyiz talebinin süresinden sonra yapılmış olması nedeniyle 1412 sayılı CMUK’nın 5320 sayılı Kanun'un 8/1. maddesi uyarınca karar tarihi itibarıyla uygulanması gereken 310 ve 317. maddeleri gereğince REDDİNE,
2- ... 3. Ağır Ceza Mahkemesince verilen direnme kararına konu 18.03.2014 tarihli ve 393-107 sayılı; sanık ... hakkında ...'e yönelik olası kastla öldürme suçuna yardım, katılanlar ..., ... ve ...'a yönelik olası kastla yaralama suçlarına yardım, 6136 sayılı Kanun’a aykırılık, katılan ...'ye yönelik kasten öldürme suçuna teşebbüs, tehdit, aynı kişiye yönelik nitelikli tehdit suçuna yardım; suça sürüklenen çocuk ... hakkında ...'e yönelik olası kastla öldürme suçuna yardım, katılanlar ..., ... ve ...'a yönelik olası kastla yaralama suçuna yardım, katılan ...'ye yönelik kasten öldürme suçuna teşebbüs ve aynı kişiye yönelik nitelikli tehdit suçuna yardımdan kurulan hükümlerin sanık ve suça sürüklenen çocuk hakkında eksik araştırmayla hükümler kurulması isabetsizliğinden diğer yönleri incelenmeksizin BOZULMASINA,
3- Dosyanın, mahalline gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİ EDİLMESİNE, 27.01.2022 tarihinde yapılan müzakerede her iki uyuşmazlık yönünden oy birliğiyle karar verildi.