Esas No: 2011/16917
Karar No: 2012/10148
Yargıtay 22. Hukuk Dairesi 2011/16917 Esas 2012/10148 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMES : Pazarcık Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 24/02/2011
NUMARASI : 2008/82-2011/164
Davacı vekili, müvekkilinin davalı şirkette 14.06.2007 yılından beri işçi statüsünde belirsiz süreli sürekli iş sözleşmesi ile 10.01.2008 yılına kadar kesintisiz olarak çalıştığını, davalı şirket tarafından müvekkilinin sözleşmesinin sözlü olarak 10.01.2008 tarihinde geçerli ve haklı bir sebebe dayanmaksızın kanun ve usul hükümlerine aykırı olarak işten çıkartıldığını belirterek müvekkilinin işe iadesine ve kanuni haklarına karar verilmesini istemiştir.
Davalı vekili, davalı firmanın taşeron firma olduğunu, işin sürekli nitelik arz etmediğini, davacının 10.12.2007 tarihinde iki aylık deneme süresine tabi olarak işe alındığını, deneme süresi içerisinde işten uygunsuz davranışları ve uyumsuzluğu sebebiyle çıkartıldığını, firmalardan alınan işlerin sona erdiğini, davalı firmanın Türkiye genelinde hiçbir faaliyetinin olmadığını savunarak davanın reddini talep etmiştir.
Mahkemece, davacının, iş sözleşmesi 10.01.2008 tarihinde son verildiğini beyan ettiği, davalı işverenin ise 29.12.2007 tarihinde son verildiğini belirttiği, davacının işten ayrılma tarihinin hizmet dökümünde 01.01.2008 olarak göründüğü, davacı tanığı ... 27.12.2007’de kendisi ve davacı da dahil dört kişinin iş sözleşmesi davalı işveren tarafından son verildiğini beyan ettiği, dava dilekçesi ile ilgili harcın 05.02.2008 tarihinde yatırıldığı, hizmet dökümü ve tanık beyanı birlikte değerlendirildiğinde 4857 sayılı İş Kanunu"nun 20. maddesine göre feshin geçersizliğine ilişkin davanın bir aylık hak düşürücü süre içerisinde açılmasının gerektiği, bu tarihin her türlü yazılı ve sözlü delille ispatlanabileceği, işçinin fesih sebebi anlaşılıyorsa bu durumda bu tarihin esasa alınmasının gerektiği, davacının bu davayı bir aylık süre içerisinde açmadığı ve toplam hizmet süresinin altı aydan az olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Taraflar arasında, dava açma süresi ve işçinin kıdemi konusunda uyuşmazlık bulunmaktadır. Sosyal Güvenlik Kurumu kayıtlarında davacının iki işveren nezdinde çalışması vardır, ikisinin de davalının taşeron olarak çalıştığı inşaat işleri olduğu beyan edilmiştir. Davalı tanığının ifadesi de dikkate alındığında altı aylık süre koşulu yerine gelmiştir.
4857 sayılı Kanun’un 20. maddesinin birinci fıkrasına göre iş sözleşmesi feshedilen işçi, fesih bildiriminde sebep gösterilmediği veya gösterilen sebebin geçerli bir sebep olmadığı iddiası ile fesih bildiriminin tebliği tarihinden itibaren bir ay içinde iş mahkemesinde dava açabilir. Taraflar anlaşırlarsa işçi aynı sürede uyuşmazlığı özel hakeme götürebilir.
Bir aylık dava açma süresi hak düşürücü nitelikte olup, yargılamanın her aşamasında re’sen dikkate alınır. Dairemizce bir aylık dava açma süresinin başlangıcı fesih iradesinin işçiye ulaştığı tarih olarak kabul edilmektedir.
Somut olayda, hüküm gerekçesinde değinilen davacı tanığı .... daha önce aynı nitelikte açtığı ve temyiz incelemesi Yargıtay 9. Hukuk Dairesi tarafından görülen davaya ait dava dilekçesinde, iş sözleşmesinin 10.01.2008 tarihinde sözlü olarak işverence feshedildiği yolunda beyanı bulunmaktadır. Bu kez yargılama sırasında farklı beyanda bulunmuştur. Mahkemece, davacı asil isticvap edilip, davacının bu tanığı ve varsa diğer tanıkları yeniden dinlenerek, feshin davacıya işverence sözlü ya da yazılı olarak ne zaman tebliğ edildiği kuşkuya yer vermeyecek şekilde netleştirilmelidir. Yazılı şekilde eksik incelemeyle karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebepten BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 17.05.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.